Sevilay Koç Dursun

Vakt-i Kelam

AYAĞA KALK

Demokrasi dile gelse yapılan haksızlıkları haykırsa bu ülkede kaçacak delik arayacak olanlar , şimdi herşey çok güzel olacak sloganları atarak mağdur edebiyatı yapıyor .
Değme dansöz karakterlilere taş çıkaracak şekilde oynayanların etrafına toplanmış zilli def çalanları da hayretle izliyorum.
Mağduriyet modası başlatılmış, yelkenler fora edilmiş, halkın vicdanının rüzgârında tatlı tatlı serinleyip yelkenlerini şişiren egoist pişkinler buradan nemalanmaya çalışıyor…
Oyları çalınarak hakkı gasp edilen demokrasi mücadelesi veren Sn. Binali Yıldırım ise aksine demokrasiye  darbe vuran kişi olarak dünyaya servis ediliyor. Bunu yapanların vicdanlarına seslenmenin imkanı yok ne yazık ki, çünkü olmayan şeye seslenemezsiniz…
O halde olmayandan olanı söke söke almak, hakkı haklı olana teslim etmek, halkın vicdanına sığınmak elbetteki şart olmuş ve irade gaspını ortadan kaldırmak konuşmak ayağa kalkmak için durma ayağa kalk…
Çünkü biz çok oturduk…
Çok sustuk..
Çok sabrettik
1991, genel seçiminde
Recep Tayyip Erdoğan milletvekili seçildiğin de Mazbatasını alarak Ankara’ya gitmişti, fakat YSK 11 gün sonra mazbatayı Erdoğan’dan alarak tercih oyları gerekçesi ile 2. Sıradaki başka bir adaya verdiğinde sustuk oturduk…
1994, yerel seçimlerinde Recep Tayyip Erdoğan İBB başkanı seçildi ama! Yine bir ama çıkıyor karşımıza. YSK, RP’li adayların kazandığı Fatih, Beykoz ve Yalova seçimlerini iptal etti sustuk oturduk…
İBB başkanı olan Recep Tayyip Erdoğan, sırf bir şiir okudu diye koltuğundan alınarak hapse atıldı.  Arif Nihat Asya’nın MEB kitaplarında yer alan bir şirini okudu diye Erdoğan’ı mazbatasını alıp hapse attılar. Görev süresini tamamlamasına izin verilmedi sustuk oturduk…
Muhtar bile olamazsın  dediler, ve seçilmesi garanti olan bir seçime girmesine engel oldular Sustuk oturduk…
1995, genel seçimlerde birinci parti olarak sandıktan çıkan Necmettin Erbakan hakkı olan hükümeti kurma görevini Dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel hükümeti kurma görevini bütün kural ve teamülleri yıkarak, hükümet kurma görevini 1. Partinin genel başkanına değil 2. Partinin başkanına verdi sustuk oturduk…
1999, genel seçimler. Halkın iradesiyle Fazilet Partisinden milletvekili seçilerek meclise giren Merve Kavakçı’ya .  ‘’dışarı, dışarı’’ naraları ile meclisten attılar mazbatasını vermediler, sustuk oturduk…
2002 Genel seçimlerde Ak Parti %34 ile birinci parti olarak seçimi kazanmasına rağmen Recep Tayyip Erdoğan genel başkanı olduğu partisiyle seçime giremedi çünkü YSK türlü bahanelerle Erdoğan’ı seçime girmesine izin vermedi başbakan olması gereken Recep Tayyip Erdoğan, milletvekili dahi olamamışken sustuk oturduk…
2008 yılında genel seçimlerde yüzde 47 ile AK Parti muhteşem bir oy alarak tek başına iktidar olmasına rağmen Başörtüsünün üniversitelerde serbest olmasını sağlayacak kanun çıkarması sebebiyle Ak Partiye kapatma davası açıldı biz yine sustuk oturduk…
Bunlar sadece bir kaçı, daha nelere sustuk, nelere sabrettik, ne hukuksuzlukları sineye çektik, saymakla bitmez ne yazık ki..
Şimdi siz bana CHP nin adayının mağduriyetinden mi bahsediyorsunuz…
Bu ne yüzsüzlük..
Hak adalet ihlali konusunda mastır yapmış insanların azına bu laf nasıl da eğreti duruyor…
Peki kim ayakta idi ?
Kim konuştu?
Göğsünü küffara kim siper etti?
Tabiki Recep Tayyip Erdoğan ve arkasındaki samimi bir kaç ekibi ki Binali Yıldırım en başta gelendir ve muaazzam sadakati ile dik duruşa destek veren halk..
Her zorluğa göğüs geren, her tuzağa “La galibe illellah” diyerek bertaraf eden Recep Tayyip Erdoğan…
İçerde dışarda her köşeden her platformdan gelen okları tek tek geri gönderen Recep Tayyip Erdoğan…
Her daim hakkın izniyle halka sığınan halkın desteğiyle islam sancağını sımsıkı elinde tutan , mazlum corafyanın umudu olabilme yüceliğinin alametlerini haksızlık karşısında  kûffarın karşısında dim dik ayakta durarak ûmmetin lideri ûnvanını anasının ak sütü gibi hak eden Recep Tayyip Erdoğan..
Şiirler hiç kimseye bu kadar yakışmadı Reis..
Akrebin kıskacında yoğurmuş bizi kader;
Aldırma, böyle gelmiş, bu dünya böyle gider!
Bana kefendir yatak, sana tabuttur havuz;
Sen kıvrıl, ben gideyim, Son Peygamber Kılavuz!
Yol onun, varlık onun, gerisi hep angarya;
Yüzüstü çok süründün, ayağa kalk, Sakarya! ..
Sevilay Koç Dursun

selyus