Ana Sayfa EĞİTİM 24 Eylül 2021

Mustafa Kartoğlu, “Öğrencilerin yüzüne bakarak nasıl yalan söylüyorsunuz?”

Akşam Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Kartoğlu, gazetedeki köşesinden yurtlara yerleşmeye başlayan öğrenciler üzerinden algı yapan muhalefete yüklendi. Yurt sayıları, öğrenci kapasiteleri, yurtlardaki konforlarla ilgili AK Parti hükümetleri öncesi ve AK Parti hükümetleri döneminden rakamlar veren Kartoğlu, kendi öğrencilik yıllarından da bahsetti.

Şimdi sizleri Mustafa Kartoğlu’nun “Öğrencilerin yüzüne bakarak nasıl yalan söylüyorsunuz?” başlıklı köşe yazısı ile baş başa bırakıyoruz.

Ben 1987-88 yıllarında üniversite öğrencisiyken KYK öğrenci yurdunda kaldım. 3. sınıftaydım. Ancak yurt çıkmıştı. Babam memur, annem ev kadınıydı. Tek maaş ve bugün bile bir aileyi geçindiremeyecek kadar çay gelirinden başka geliri yoktu 9 kişilik ailemizin.

Bu şartlar bile ne KYK yurdunda kalmamı ne de burs almamı sağlayabilmişti!

Ama hakkını vereyim, kredi çıkmıştı.

Yanlış hatırlamıyorsam 9 veya 12 küsur TL!

Sanırım ilk yıl 9’du, sonra müthiş bir zamla 12’ye yükseldi!

Aylık da değil, 3 ayda bir!

***

Asla “Bulduğunuza şükredin” demem.

Daha birkaç hafta önce öğrencilerden yüksek kiralar isteyen ev sahiplerine “öğrenciyi bu kadar da sömürmeyin” diye manşet yapan bir gazetenin başındayım.

Kendi öğrenciliğimde fahiş fiyatla bile ev kiralamakta zorlandığım için iyi bilirim.

Ailesinden uzakta öğrencilik yaşamış herkes gibi…

Geçen 30 yıl boyunca birçok yakınımın yurt sorununa tanıklık ettim, yerleşmelerine yardımcı olmaya çabaladım.

Bu süreçte öğrencilerin yurt, beslenme ve burs imkanlarındaki gelişmeleri yıl yıl izleme şansım oldu.

Yurt ve yatak sayısı, burs ve kredi miktarı son 20 yılda hızlandı.

Aksini söyleyen gerçeğe saygı ahlakından söz etmesin!

Ayrıca üniversiteler 81 ile yayıldı, kendi evlerinden okullarına giden öğrenci sayısı arttı, yurt talebi artsa da artış hızı azaldı.

***

Bugünlerde üniversitelerin yeniden yüz yüze eğitime başlamasıyla dönemsel olarak artan yurt ve ev talebi üzerinden ahlaksız bir siyasi kampanya yürütüldüğüne tanık oluyoruz.

Geleceğimizi inşa edecek gençlerimiz, 4 tane elemanın eline pankart tutuşturularak manşetlere, siyasi söylevlere malzeme yapılamaz.

Farkında değiller, ‘kıymetli her şeyimizi malzeme olarak görenler’ en çok kendilerine zarar veriyorlar.

Zira, halen Kredi Yurtlar Kurumu’nda kalanlar, burs veya kredi alanlar bu kampanyanın ahlaksızlığını çok iyi biliyorlar.

Bu kampanya onlardan dönecek.

***

Ayrıntıları Gençlik ve Spor Bakanlığı’ndan aldım.

Bakın yurt ve burs/kredi imkanları neler ve kaç kişi yararlanıyor.

– 2002-2021 yılları arasında yurt sayısı 190’dan 769’a, yatak sayısı 182 bin 258’den 719 bin 597’ye çıkarıldı.

– 75 il ve 57 ilçede bulunan yurtlar 81 il ve 241 ilçeye yayıldı.

– Hiç KYK yurdu bulunmayan KKTC’de 5 yurt yapıldı.

– Sadece 2018’den sonraki 3 yılda yurt sayısı 217, yatak kapasitesi 216 bin 452 artırıldı.

– Sadece salgın döneminde okulların kapalı olmasına rağmen 55 bin 657 yataklı 35 yurt yapıldı.

– Ayrıca halen 24 ilde toplam 61 bin 534 yatak kapasiteli 32 yurt yapımı devam ediyor.

– 6 ilde 9 bin 533 yataklı yurtlar ihale, 15 ilde toplam 17 bin 909 yataklı yurtlar ise proje aşamasında.

***

– Yurtlar, benim kaldığım 1987’deki gibi 6-10 kişilik değil, 2-4 kişilik.

– Ranzalar kalkıyor, yüzde 10’un altına düşmüş.

– Yataklar pamuk değil, ergonomik yaylı yatak.

– Dolaplar metal ofis dolabı değil, mobilya.

– Odalarda banyo, tuvalet, çalışma masası, mini buzdolabı var.

– Elektrikler ikide bir kesilmiyor, aksine hızlı ve ücretsiz internet var.

***

– Burs ve kredi ödemeleri ‘aylık’ yapılıyor, ön lisans/lisans öğrencilerine 650 TL, yüksek lisans öğrencilerine bin 300 TL, doktora öğrencilerine bin 950 TL ödeniyor.

– Üniversite sınavında ilk 100’e giren öğrencilere üç kat (1.950 TL) burs ödeniyor.

– Bugün itibarıyla 451 bin 099’u burs, 983 bin 178’i kredi olmak üzere bir milyon 434 bin 277 öğrenciye maddi destek sağlanıyor. Bu rakam 19 yıl önce toplamda sadece 451 bin 550’ydi!

***

– Öğrencilerin aile nüfusu, geliri ve özel durumlarına ilişkin veriler yapay zekayla işleniyor, ona göre yerleştirme yapılıyor.

– Şehit eşi ve çocukları veya bekâr kardeşleri, gazi ve gazi çocukları, yetim ve öksüzler, devlet bakımında büyütülen çocuklar ücretsiz kalıyorlar.

– Ayrıca, öğrencilere ayda 570 TL beslenme yardımı yapılıyor.

– Açık büfe kahvaltı 6, akşam yemeği 13 TL.

– Üstelik gıda mühendisi ve diyetisyen kontrolünde.

***

Peki bu yıl durum ne?

Bu yıl yurt başvurusu yapan öğrenci sayısı 624 bin 136.

Yerleştirmeler sürüyor.

Ancak bu öğrencilerden bir kısmı evde veya özel yurtlarda kalmayı tercih ederek, başvurularını çekiyorlar.

İlk haftalarda yerleştirme hakkı çıktığı halde vazgeçen öğrenci sayısı 44 bin 748.

Bu rakam eğitim yılı boyunca değişebiliyor.

Yurtlarda tanışan öğrenciler aralarında anlaşıp eve çıkabiliyorlar.

Yerlerine yedeklerden yerleştirme yapılıyor.

Yurtların boş, öğrencilerin evsiz kalmaması için sürekli bir çaba var.

Yurt, burs, kredi, gıda, internet ve sosyal destekleri bizzat yaşayan öğrenciler bu çabayı biliyor.

Öğrencilerden yüksek kira ve hatta kendi evini kiralarken ’emlakçı komisyonu’ isteyecek kadar alçalan ev sahipleri gibi ‘siyasi istismar’ peşindekilere de ‘ahlak notu’nu da öğrenciler verecek.

Matematik liyakatsiz, kıyaslama akılsız

Dün, kimi yayın organlarında öğrenci ve yurt yerleştirme sayılarına ilişkin haberler gördüm.

İhtiyacı fazla, yurt sayısını düşük göstermek için o kadar kaba bir iş çıkarmışlar ki…

Okuyucusunun zeka düzeyini bu kadar küçümseyen başka yayın organı var mı bilmiyorum…

Bu kabalıkla, sözcüsü oldukları siyasetin yandaşlığını bile liyakatle yerine getirdikleri söylenemez.

Şair İsmet Özel’in ‘kalın Türk’ ifadesi aklıma geldi…

***

Öğrenci sayısını 8 milyon 200 bin vermiş, bununla 700 bin yurt kapasitesini kıyaslamış, buradan ‘matematik’ hesabıyla “öğrencilerin ancak yüzde 9’u yerleştirilebiliyor” demişler.

Açık öğrenimi çıkarmadan, yaşadığı kentte üniversiteye gideni, ev kiralayanı, özel yurtta kalanı ayırmadan!

Okuyucusunun bunu sorgulamadan ‘yiyeceğine’ emin olarak!

Oysa kıyaslama, ancak ‘başvuran ve yerleştirilen öğrenci’ sayıları arasında yapılabilir.

Örgün eğitim alan üniversite öğrencisi sayısı 3 milyon 800 bin.

Bunların ortalama 500 bini yurt talebinde bulunuyor.

Bu talep de yıl içinde yurt hakkını kullanmaktan vazgeçen veya ayrılanların yerine yerleştirmelerle ‘yüzde 90’ oranında karşılanıyor.

Bu yıla özel, iki yıldır salgın yüzünden yüz yüze eğitim olmadığı için ‘iki yıllık birikim’ var.

Ancak aldığım bilgiye göre bu yıl bile yüzde 85’in üzerinde yerleştirme sağlanacak.

Yeni yurt inşaatları, ihaleleri ve projeleri düşünüldüğünde, talebi yüzde 100 karşılamanın hedeflendiğini görmek mümkün.

***

Hakikaten, salim kafayla düşünün.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti, mobilya, internet, banyo, tuvalet gibi imkanlardan kısmadan, sadece odalara bir ranza eklese bütün öğrencileri alabilir.

Ama bunun yerine hiçbir imkanı kısmadan yatak sayısını artırmaya çabalıyor.

Koronavirüs salgınına karşı ancak ‘kornişli Adana Sahra Hastanesi’ kadar vizyonu olan kifayetsiz muhalefet, yurt konusunda yapılanlara çamur atmaya çabalıyor.

Bu kadar kifayetsiz vizyonu, liyakatsiz yandaşı olan partiyi millet çarpar…

Mustafa Kartoğlu / [email protected]

selyus