Bir Türk erkek vatandaşının yasal yükümlükleri arasında askerlik yapmakta bulunmaktadır. Askerlik bir vazife, bir vatan borcu olarak görülmekte ve toplumda askerlik yapmayanlar ise biraz eksik vazifeyi terk etmiş gibi değerlendirilmektedir. Hatta biraz daha evvelinde askerlik yapamayan kız verilmez gibi içinde bir mahalle baskısı da herkesçe malumdur.

Geçmişten günümüze askerlik süreleri ise sırayla; 24 Ocak 1963: Askerlik süresi 24; 27 Temmuz 1970 Askerlik süresi 20 ay; 09 Temmuz 1984 Askerlik süresi 18 ay; 11 Temmuz 1992 Askerlik süresi 15 ay ve Günümüzde yükseköğrenim görenlerde zorunlu hizmet süreleri yedek subay ve yedek astsubay olanlar için 12 ay, er olanlar için 6 aydır.

Hayatının ve gençlik yıllarının en verimli ve heyecanlı zamanını Devletine ve milletine feda eden bir gence devlet neden sigorta yapmıyor ve o askerlikte geçen süreyi sadece sigortalı olabilirsin diyerek geçiştiriyor. Kanaatimce bu zihniyet bu günkü siyasi iradenin zihniyeyti olamaz bu milleti hor ve hakir gören 1960 darebeci zihniyetinin (O zamanın tek parti döneminin valisi Nevzat Tandoğan’ın Osman Yüksel Serdengeçti’ye hitaben söylediği söz. siyasi faaliyetlerinden ötürü tutuklanarak yanına getirilen osman yüksel serdengeçti’ye hiddetlenen tandoğan: ulan öküz anadolulu; sizin milliyetçilikle, komünizm ile ne işiniz var? milliyetçilik lazımsa bunu biz yaparız. komünizm gerekirse onu da biz getiririz. sizin iki vazifeniz var: birincisi çiftçilik yapıp mahsul yetiştirmek. ikincisi askere çağırdığımızda askere gelmek) bir ürünüdür.

Bu manada 20 ay / 18 ay / 15 ay askerlik yapmış bir Türk evladından bir o sürenin Askerlik Borçlanması adı altında sigorta bedelini almak o insanlara bir hakaret bir zulümdür. Askerlik başlangıcı sigorta başlangıcı sayılmalı.

Bu günkü Siyasi erk bunu düzletmelidir. EYT görüşmeleri gündemi yoğun olarak gündemde iken bu durumunda düzeltilmesi gerekir.

Ersoy Özbek

(Serbest Muhasebeci Mali Müşavir&Kamu Gözetim Kurumu bağımsız Denetçi)