Ana Sayfa TÜRKİYE EKONOMİSİ 6 Şubat 2021

İsraf enflasyonu tetikliyor

Gıda meselesi, artık ülkelerin varlığını tehdit eder hâle geldi. 830 milyon açlık çeken insanın yaşadığı dünyada artan nüfus, pandemi ve kuraklıklar sebebiyle korumacılık tedbirleri de artarken israfı önlemek kilit önemde. Sadece Türkiye’de yılda 14,5 milyar dolarlık gıda çöpe giderken dünyada israfın dörtte bir azalması, üç Türkiye yüz ölçümü kadar üretime eş değer…

Dünya genelinde gıdaya erişimin yanında israf da önemli bir problem. Özellikle pandemi ve kuraklık etkisiyle önemi daha iyi anlaşılan gıdada kaybı azaltmak için çeşitli farkındalık çalışmaları yürütülüyor. Gıda İsrafını Engelleme Projesi’yle son bir buçuk yılda bir dizi etkinlik düzenleyen İstanbul Ticaret Borsasının (İSTİB) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı İsmet Aral, gıda kaybı ve israfının sadece dörtte biri bile engellense dünyada 830 milyon açlık çeken insanın beslenmesi için eş değer bir varlık ortaya çıktığını ifade ediyor. Aral, “Dünya genelinde bunun maddi değerini Birleşmiş Milletler 1,2 trilyon dolar olarak ifade ediyor. Bu 1,6 milyar ton kadar bir gıda miktarı. Bu kadar büyük bir miktar gıda, üç tane Türkiye yüz ölçümü kadar tarladan çıkan hasat demektir. İşin en kötü tarafı ise; israf olan gıdanın yüzde 40’ı hâlâ yenilebilir olan gıdalar. Evdeki tabağınızı göz önüne getirdiğinizde üçte birini çöpe attığınızı hayal edin. Hem aile bütçesine hem ülke ekonomisine zarar” değerlendirmesini yaptı.

YILDA 14,5 MİLYAR DOLAR

İsrafın enflasyona da direkt ve endirekt etkileri olduğunu belirten Aral, “Bunu da yaklaşık olarak yüzde 5 olarak görebiliyoruz” dedi. Türkiye’de yılda 33 milyon ton çöp toplandığını ve bunun yüzde 48’inin organik atık olduğunu ifade eden Aral, “Toplanan atıkların 14,5 milyon tonunun gıda atıkları olduğu, maddi değerinin 14,5 milyar dolara tekabül ettiği tahmin edilmektedir. Ülkemizin yıllık tarımsal gıda ihracatı yaklaşık 18 milyar dolar olduğu göz önünde bulundurulduğunda nerdeyse ihracatımız kadar gıdayı israf ettiğimiz görülmektedir” diye konuştu. Konuya ilişkin çeşitli anketler yaptıklarını ifade eden Aral, şöyle devam etti: Bizler toplum olarak nimetin kutsal olduğunu, yere düşen ekmeği yerden kaldırıp öpüp başımıza koyduktan sonra ayırdığımızı bundan dolayı da israfın daha az olduğunu düşünüyorduk. Ancak gerçekler ve rakamlar bunun tam tersini gösteriyor. Türkiye’deki gıda israfı rakamları batı ile paralel. Maalesef bundan her kesim sorumlu.

TORUNLARIMIZ AÇLIKLA KARŞI KARŞIYA KALABİLİR

İsmet Aral, “Bugün 7,7 milyar olan dünya nüfusunun 2050 yılında 9,8 milyara ulaşacağı tahmin edilmektedir. Artan nüfusun ihtiyaçlarını karşılayabilmek için küresel gıda üretiminin 2050 yılına kadar yüzde 60 artırılması gerektiği hesaplanıyor. Dünya tarım toprakları bu süre zarfında yüzde 60 artmayacağı veya randımanın tabii yollarla artmayacağını göz önünde bulundurursak acilen gıda israfının önüne geçmemiz gerektiğini söyleyebiliriz. Bugün bu hareketi yapmazsak torunlarımız açlık ile karşı karşıya kalabilir. Bunun için de biz İSTİB olarak kalıcı ve sürdürülebilir politikalar ile önlenebileceğini düşünüyoruz” ifadelerini kullandı.

“HEM ÜRETİRKEN HEM TÜKETİRKEN ZİYAN EDİYORUZ”

Su israfı konusunda tüketicilerin dörtte birinin farkındalığının veya duyarlılığının olmadığını belirten İsmet Aral, şöyle konuştu: Devlet Su İşleri verilerine göre Türkiye’de yıllık toplam 57 milyar metreküp su tüketiliyor. Bunun yüzde 77’si sulamada kullanılıyor. Kalan yüzde 23’ü içme-kullanma suyu ve sanayi suyu ihtiyaçlarının karşılanmasında kullanılıyor. Uzmanlar evde kullanılan suyun yaklaşık yüzde 15 civarında olduğunu ve yapılacak en sıkı tasarrufla ancak yüzde 2 tasarruf sağlanabileceğini vurguluyor. Bunun yanında asıl etkin çözümün suyun dörtte üçünün sarf edildiği tarım alanında tasarruf ile sağlanabileceği belirtiliyor. Tarımsal sulamada en büyük israf, çiftçinin geleneksel usulde suyu tarlanın içine kontrolsüz bir şekilde ve aşırı akıttığı yüzey sulaması olarak gösteriliyor. Yani hem üretirken hem de tüketirken suyu israf ediyoruz, ürettiğimiz gıdayı da israf ediyoruz. Buna radikal bir çözüm oluşturmazsak sonuçların altından kalkamaz hâle gelebiliriz.

“OLUMLU DÖNÜŞLER ALDIK”

İSTİB olarak son bir buçuk yılda gıda israfı konusuna her kurum veya kuruluştan çok olumlu dönüşler aldıklarını ifade eden İsmet Aral, “Toplumda farkındalık oluşturmayı, israfın azaltılmasına katkı sağlamayı, ülkemizde gıda israfının boyutlarını ortaya çıkartmayı, gıda bankacılığını yaygınlaştırmayı, bunlar ile ilgili mevzuat çalışmaları hazırlayıp ilgililere sunmayı, gıdayı israf olmadan ihtiyaç sahiplerine ulaştırmayı, konu hakkındaki eğitim çalışmalarına destek vermeyi planladık” şeklinde konuştu. Önder Çelik / Türkiye gazetesi

selyus