Ana Sayfa DIŞ POLİTİKA 20 Eylül 2022

Erdoğan, “Yunanistan hukuksuz, pervasız geri itmeleriyle Ege’yi mülteci mezarlığına çevirmektedir”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Yunanistan’ın Ege Denizi’nde ki katliamlarını bir kez daha fotoğraflarla gözler önüne serdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, mülteci krizinin botları batırmakla, duvar örmekle ve toplama kampları ile çözülemeyeceğini vurgulayarak, “Yunanistan hukuksuz geri itmeleriyle Ege’yi mülteci mezarlığına çeviriyor” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ABD’nin New York kentinde düzenlenen Birleşmiş Milletler (BM) 77. Genel Kurulu’na hitap etti.

Genel Kurul’un ülkeler ve tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını dileyerek konuşmasına başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Genel Kurul Başkanlığı görevini üstlenen Csaba Körösi’yi de tebrik etti. Genel Kurul toplantısı için belirlenen “İç İçe Geçmiş Sınamalara Dönüştürücü Çözümler için Dönüm Noktası” temasını son derece isabetli bulduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Zira toplantımızı, dünyamızın birden fazla tehditle eşzamanlı olarak baş etmeye çalıştığı, kritik bir dönemde gerçekleştiriyoruz” ifadesini kullandı.

Erdoğan, “Korona virüs salgınıyla mücadelede aldığımız derslerin en başta geleni, küresel sorunların çözümünde uluslararası dayanışmanın önemiydi. Türkiye olarak salgın sürecinde hiçbir ayrım gözetmeden 161 ülke ve 12 uluslararası kuruluşa destek sağladık. Yerli ve milli aşımız TURKOVAK’ı tüm insanlığın hizmetine sunduk. İklim değişikliğiyle mücadeleye verdiğimiz önemin göstergesi olarak Paris Anlaşması’nı geçtiğimiz yıl onayladık. Ulusal beyanımızla, 2053 yılı için net sıfır emisyon hedefimizi ve Yeşil Kalkınma Devrimimizi ilan ettik. Birleşmiş Milletler Biyolojik Çeşitliliğin Korunması Sözleşmesi’nin 16’ncı Taraflar Konferansı’na ev sahipliği yaparak, bu alanda da öncü rol oynamayı sürdüreceğiz” dedi.

“Türkiye olarak öteden beri, enerji konusuna bir rekabet değil, iş birliği alanı olarak baktık”

Salgının tedarik zincirlerinde yol açtığı aksaklıklar sebebiyle ağır darbe alan küresel ekonominin, Rusya-Ukrayna savaşıyla birlikte, yeni bir şok dalgasına daha maruz kaldığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, artan enerji, gıda ve hammadde fiyatlarının oluşturduğu enflasyon baskısının, dünya çapında tüm ekonomileri ve sosyal refahı menfi yönde etkilemekte olduğunun altını çizdi. Gelişmelerin, enerji arz güvenliğinin önemini de çarpıcı bir şekilde yeniden gündeme taşıdığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye olarak öteden beri, enerji konusuna bir rekabet değil, iş birliği alanı olarak baktık. Kendi ihtiyacımız yanında, bölgesel ve küresel enerji güvenliğini destekleyen pek çok projeyi hayata geçirdik. Bu adımların isabeti ve önemi, son gelişmelerle bir kez daha anlaşılmıştır. Yaşanan süreç, gıda güvenliğini de riske atmıştır. Maddi ve teknolojik imkanların en üst seviyeye ulaştığı 21’inci yüzyılda, dünya nüfusunun halen beşte birinin açlığın ve yoksulluğun pençesinde kıvranmasının izahı mümkün değildir. Dünya, son gelişmelerle, 2030’ta ‘sıfır açlık’ seviyesine ulaşmayı amaçlayan sürdürülebilir kalkınma hedeflerinden de uzaklaşmaya başlamıştır. İnsanlığın karşı karşıya kaldığı bu karanlık tabloyu umudun ışığıyla aydınlatabilmenin yegane yolu, uluslararası iş birliği ve dayanışmayı, hakkaniyetli ve adaletli bir yaklaşımla güçlendirmektir” ifadelerini kullandı.

Ortak kaderi etkileyen sınamalara karşı ortak gündemle harekete geçilmesi gereken bir döneme girildiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye olarak, bu iradeyi, salgın ve iklim değişikliği süreçleri yanında, Rusya-Ukrayna savaşının meydana getirdiği sarsıntılarla mücadelede de ortaya koyuyoruz” dedi. Ukrayna’da yedinci ayını dolduran ihtilafın ilk gününden bu yana, “savaşın kazananı, adil bir barışın ise kaybedeni olmayacağı” düşüncesiyle hareket ettiklerini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugün de, yaşanan krizin çözümünde diyalog ve diplomasinin anahtar rolüne vurgu yapıyoruz. Bu anlayışla oynadığımız kolaylaştırıcı rol sayesinde, tarafları önce Antalya Diplomasi Forumu’nda, sonra İstanbul’da bir araya getirdik. Sayın Genel Sekreter’le birlikte yürüttüğümüz yoğun çabalar neticesinde, Ukrayna tahılının Karadeniz üzerinden dünyaya ulaşmasını temin ettik” dedi.

“Tüm ülkeleri, Türkiye’nin kalıcı barışın tesisine yönelik çabalarına samimi destek vermeye çağıyorum”

Uluslararası kuruluşları ve tüm ülkeleri, Türkiye’nin kalıcı barışın tesisine yönelik çabalarına samimi destek vermeye çağıran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Her iki tarafa da krizden onurlu çıkış imkânı verecek; makul, adil ve uygulanabilir bir diplomatik çözümü beraberce bulmamız gerekiyor” ifadelerini kullandı. “Diğer yandan, milyonlarca insanı mağdur eden tüm bu felaketler, etkin çok taraflılığın Birleşmiş Milletler’de vücut bulması için daha fazla çaba gösterme sorumluluğumuzu, hepimize bir kere daha hatırlatmıştır” değerlendirmesiyle sözlerini sürdüren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Birleşmiş Milletleri, kapsayıcı vasfına yakışan, daha adil bir dünya düzeni için çözümler üretebilen, tüm insanlık adına ortak iradenin vücuda getirildiği bir teşkilat olarak yeniden yapılandırmamız şarttır” dedi.

“DÜNYA BEŞTEN BÜYÜKTÜR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bilhassa Güvenlik Konseyi’nin daha etkin, demokratik, şeffaf ve hesap verebilir bir yapı ve işleyişe kavuşturulması, tüm insanlığın barış, adalet ve refah arayışında önemli bir dönüm noktası teşkil edecektir. Bu yöndeki ortak vazifemizi unutturmamak için, ‘dünya beşten büyüktür’ ve ‘daha adil bir dünyanın mümkündür’ olduğu gerçeğinin altını, her platformda en kuvvetli şekilde çizmeye devam edeceğiz. İnanç ve azimle yürüttüğümüz bu mücadeleye, tüm üye ülkelerden destek beklediğimizi, burada bir kez daha ifade etmek istiyorum. Türkiye’nin dış politikadaki vizyonu daima barış odaklı olmuştur. Bölgemizden başlayarak tüm dünyada sulhu sükûnun hâkim kılınması için var gücümüzle çalışıyoruz” dedi.

“PKK VE TÜREVLERİNE KAYITSIZ KALAMAYIZ”

Güvenlik güçlerimize terör saldırıları gerçekleştiren, Suriye’nin toprak bütünlüğünü tehdit eden PKK ve türevlerine karşı kayıtsız kalmamız beklenemez. Terörizme karşı her türlü tedbiri almaya muktedir olduğumuzu, terör örgütlerine karşı gerekeni yapmaktan asla çekinmeyeceğimizi tekrar kuvvetle belirtiyoruz.

Savaştan kaçan sivillerin insani şartlarda hayatlarını sürdürebilmeleri için 100 bin briket ev inşa ediyoruz. 1 milyon Suriyeli’nin topraklarına dönmesini sağlayacak 200 bin konutun da inşasına başlıyoruz. Suriye’de hayata geçireceğimiz yerleşim yerleri projesi konusunda herkesin gerekli çabayı göstermesini, dayanışma sergilemesini bekliyoruz.

YUNANİSTAN’A SERT TEPKİ

Mülteci krizi, daha iyi bir gelecek aramak için yola çıkan masumları botlarını batırıp ölüme terk etmekle, toplama kamplarına doldurmakla çözülemez. Yunanistan’ın Ege ve Doğu Akdeniz’de göçmenlere karşı zulümlerinin arttığını görüyoruz. Biz Aylan bebeklerin cesetleri kıyılara vurmasın diye çırpınırken, Yunanistan hukuksuz, pervasız geri itmeleriyle Ege’yi mülteci mezarlığına çevirmektedir.

“BAĞIMSIZ FİLİSTİN DIŞINDA FORMÜL YOK”

Üzerinde ısrarla durulması gereken yerlerden biri de Kuzey Afrika ve Doğu Akdeniz’dir. Türkiye olarak BM’nin Libya çabalarını destekliyoruz. Libya’da adil bir seçimin yapılarak meşruiyetini halktan alan bir hükümetin başa gelmesi temel hedef olmalıdır. İsrail-Filistin ihtilafında iki devlete destek veriyoruz. Adil, kalıcı ve kapsamlı çözüme kavuşturulması için başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız ve egemen Filistin Devleti’nin kurulması dışında bir ihtimal yoktur.

AZERBAYCAN-ERMENİSTAN GERİLİMİ

Bölgenin huzuru ve geleceği için çabalarımızı sürdürme konusunda kararlıyız. İran’ın nükleer programına ilişkin hususların diplomasi yoluyla sonuçlanmasını bekliyoruz. Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki süreçleri destekleyerek çözüm fırsatı için önemli adımlar attık. İki ülke arasında en kısa zamanda kapsamlı bir barış anlaşması imzalanmasının mümkün olduğuna inanıyoruz.

“YUNANİSTAN TAHRİK SİYASETİNİ BIRAKMALI”

Ege ve Doğu Akdeniz’de ülkemizle asla denk olmayan siyasi ve askeri seviyesine rağmen, güç gösterisi peşinde koşanlar, kendilerini komik duruma düşürmektedir. Yunanistan’dan, gerginlik ve tahrik siyasetini bir kenara bırakarak, iş birliği ve dayanışma çağrılarımıza kulak vermesini bekliyoruz. Türkiye, Ege ve Doğu Akdeniz’deki haklarını sonuna kadar savunurken, siyasi hesapları uğruna gerginlik stratejisi izleyenlerin oyunlarına asla gelmeyecektir. Temennimiz Yunanistan’ın tüm sorunlu faaliyetlerine son vermesi.

“KKTC RESMEN TANINMALI”

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile birlikte iyi niyetli çaba gösterdik. Uluslararası toplumu, Kıbrıs Türklerine yönelik zulme son vermeye ve bir an önce Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni resmen tanımaya davet ediyoruz.

Bu yıl NATO’ya katılımının 70. yıldönümüne ulaşan güçlü bir müttefik olan Türkiye Avrupa-Atlantik güvenliğine katkı sağlıyoruz. En batıdaki Asyalı olarak da yeniden Asya girişimiyle aynı amaçla çalışıyoruz.”

selyus