Ana Sayfa İÇ POLİTİKA 8 Mayıs 2019

AK Parti’nin AKP’li düşmanları!

Dünyanın en büyük Sivil Toplum Kuruluşu olan AK Parti’de virüslerden kurtulmanın zamanı çoktan geldi de geçti bile. Bundan 6 hafta önce AK Parti oylarını çalan CHP’nin aleyhine tek kelime dahi yazmayan bu iki aciz insan, Yüksek Seçim Kurulu’nun aldığı karara CHP, FETÖ, HDPKK ağzıyla tepki verdiler. Şimdi sizin bunlardan ne farkınız kaldı ki?

YSK bir sürü haklı gerekçe ortaya koyarak aldığı kararı 367 garabetine benzeten Abdullah Gül’ün saygınlığı artık yerlerde sürünüyor!

Bir diğer isim Ahmet Davutoğlu ise YSK kararı evrensel hukuka aykırılık barındırmaktaymış! Peki Davutoğlu, CHP’nin Fetullahçı Terör Örgütü ile işbirliği yaparak çaldığı oyları evrensel hukuk da nasıl izah edeceksin?

ABDULLAH GÜL’ÜN TWEETİ

Ne yazık ki AK Parti’nin kurucularından olan Abdullah Gül, Yüksek Seçim Kurulu’nun İstanbul seçimlerini iptal edip yeniden seçim kararı almasının ardından şu vahim Tweeti attı:

“Anayasa Mahkemesi’nin 2007 yılındaki haksız “367 Kararı” karşısında ne hissettiysem, başka bir yüksek mahkeme olan Yüksek Seçim Kurulu’nun dün aldığı kararı duyunca aynı duyguları yaşadım.

Yazık, bir arpa boyu yol alamamışız.”

AHMET DAVUTOĞLU’NUN TWEETLERİ

Partiye zarar veren bir başka isim ise Ahmet Davutoğlu’nun twitter hesabından üstü süte attı 4 tweette şunları söyledi: “Türk siyasi hayatının ve demokrasisinin tüm eksiklerine rağmen en önemli gücü sandığın meşruiyetidir. Ülkemizi en zor zamanlardan, kritik eşiklerden çekip çıkaran milletimizin sandıkta ortaya koyduğu iradesi olmuştur.

Siyasî geleneğimizin en temel değeri de, son sözün sandıkta tecelli eden millet iradesine ait olmasıdır. Mazereti ve gerekçesi ne olursa olsun 31 Mart seçimleri sonrasında yaşananlar ve YSK’nın iptal kararı bu temel değerlerimizin zedelenmesine yol açmıştır.

Adil, kurallara uygun seçimler demokrasinin olduğu kadar ortak aidiyet bilincimizin de referans noktasıdır. YSK’nın kararı ise evrensel hukuka ve yerleşmiş teamüllere aykırılıklar barındırmakta, bu bilince zarar vermektedir.

Siyasî hareketler için en büyük kayıp seçimlerin değil toplumsal vicdanda ahlakî üstünlüğün kaybedilmesidir.

Şimdi yapılması gereken; ülkemize yakışan olgunlukla seçim sürecini yürütmek, gerilim ve kutuplaşmadan uzak durarak demokrasimizin daha fazla yıpranmasına engel olmaktır.”

ABDULLAH GÜL’ÜN BAHSETTİĞİ 367 GARABETİ

367 KARARI NEDİR?

2000 yılında seçilen 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in görev süresi 16 Mayıs 2007’de dolmaktaydı. TBMM cumhurbaşkanlığı adaylığı son başvuru tarihini 25 Nisan gecesi ve ilk tur oylama gününü 27 Nisan olarak belirlemişti. Seçim dönemine, başörtüsü ve laiklik tartışmalarıyla gelinmişti. Ülkenin çeşitli yerlerinde “Cumhuriyet Mitingleri” adıyla geniş katılımlı gösteriler düzenlendi ve iktidar partisinin, kendi siyasal çizgisinden bir ismi cumhurbaşkanlığına seçmesi engellenmek istendi.

Seçimin kaderini ise, dört ay önce ortaya atılan 367 tartışmaları belirledi. Anayasa’nın 102. maddesine göre cumhurbaşkanı seçilebilmek için, ilk iki turda nitelikli çoğunluk (367 oy),sonraki iki turda ise salt çoğunluk (276 oy) aranıyordu. Eski Yargıtay Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, 26 Aralık 2006’da Cumhuriyet’te yayımlanan yazısında, anayasada belirtilen 367’nin sadece karar yeter sayısı değil, aynı zamanda toplantı yeter sayısı olduğunu ortaya attı. Bu görüşe göre oylamalara en az 367 kişinin katılması gerektiği, aksi halde sonucun geçersiz olacağı iddia edildi. Böylece meclisteki sandalye sayısı 354 olan iktidar partisi, tek başına kendi oylarıyla cumhurbaşkanı seçemeyecekti. Aynı dönemde ana muhalefet partisi lideri Deniz Baykal, iktidar partisinin uzlaşma olmadan kendi adayını çıkarması durumunda oylamalara katılmayacaklarını ve 367 tartışmalarının ciddiye alınması gerektiğini söyledi.

İktidar partisi dönemin Dışişleri Bakanı olan Kayseri Milletvekili Abdullah Gül’ü aday gösterdi. Bu arada yine iktidar kanadından Ankara milletvekili Ersönmez Yarbay adaylık başvurusu yapmıştı; ancak Yarbay ilk tur oylaması öncesi adaylıktan çekildi. İlk tur oylama 27 Nisan’da yapıldı. Toplam 361 oy kullanılırken, Abdullah Gül 357 oy aldı. Oylamanın hemen sonrasında, CHP 367 iddiasıyla seçimi Anayasa Mahkemesine taşıdı.

TSK’NIN E-MUHTIRASI

Aynı günün akşamı Genelkurmay Başkanlığı internet sitesine, daha sonra e-muhtıra olarak anılacak, bir basın açıklaması konuldu. Açıklamada seçimlerde laikliğin tartışma konusu yapıldığı ve Genelkurmayın bu konuda taraf olduğu söylendi. Anayasa Mahkemesi 1 Mayıs’ta verdiği kararla, 367 iddiasını kabul ederek yapılan birinci tur oylamayı iptal etti. Bunun üzerine 6 Mayıs’ta yapılan iki yoklamada da toplantı yeter sayısının (367) bulunamayışı yüzünden 11. Cumhurbaşkanı seçilemedi.

367 KRİZİ

Seçimlerden yüzde 47 gibi ezici bir çoğunlukla çıkan AK Parti, bir kez daha 367 sorunuyla karşı karşıyaydı. CHP, yine Meclis’i boykot ederse seçim için yeterli katılım oranı yani 367 yeter sayısı nasıl sağlanacaktı. İşte tam bu notada AK Parti’ye sürpriz destek geldi. MHP “AK Parti kimi isterse aday gösterebilir. Biz Meclis’e gireriz, 367 sorunu yaşanmaz” açıklamasıyla krizin çözülmesini sağladı. 3’ncü tura 448 milletvekili katıldı ve Gül, 339 oyla 11’inci Cumhurbaşkanı seçildi.

selyus