Genel seçimlere yaklaşık 16 ay gibi bir süre kaldı. Muhalefet sürekli seçimleri gündemde tutarak erkene alınması yönünde telkinlerde bulunuyor.

İktidar ise bu güne kadar olduğu gibi seçimlerin zamanında yapılacağından söz ederek asla taviz vermiyor.

Öyle veya böyle seçimler bir şekilde milletin önüne getirilerek yapılacak.

Son sözü de son kararı da milli irade dediğimiz milletin kendisi verecek.

Son günlerde iktidarıyla muhalefetiyle sokaklar şenlendi..

Milletvekilleri, bakanlar, teşkilatlar sahada…

Millet dertli..

Siyasiler sahaya çıkarken dersine çok iyi çalışmalı.

Zira millet, o eski millet değil. Bilinci yüksek, iletişimi güçlü.

Haberlere ve olaylara daha çabuk ve zamanında ulaşma imkanı olduğundan analiz etme kabiliyeti güçlüdür.

Artık milleti kolay ikna edemeyeceksiniz.

Evet Türkiye eski Türkiye değil.

Yapılan devasa yatırımları inkar edecek değiliz.

Her alanda büyük atılımlar yapıldı.

Altyapı üst yapısıyla modern Türkiye, dünyadaki yerini aldı..

Yapılanları sıralamaya kalksak sayfalar yetmez..

Bunları anlatacak da değilim..

Peki bunca yapılan yatırımlardan sonra her şey güllük gülistanlık mı?

Değil tabiki..

İnsanın olduğu yerde sorun bitmez..

İstekler ve arzular hep vardır, var olacaktır..

Benim ve halkın tespit ettiği en büyük sorun hayat pahalılığıdır.

Gıda fiyatlarının uçtuğuna, raflardaki etiketlerin her gün değiştiğine şahit oluyoruz..

Hükümet yetkililerinin, sorunlara çözüm üretme yerine olaylara seyirci kalmaları da vatandaşın tepkisini çekmektedir.

Şayet bu Hükümet iktidardan gidecek olursa, onu götürecek olan raflardaki etiketlerin çözümsüzlüğü ve hayat pahalılığı olacaktır diye düşünüyorum.

Ha bir de bölgesel sorun olan çay meselesi var ki bölge insanı isyanlarda..

Yetkin ve etkinler yine sessiz..

Hükümet çay tabanını 4 TL olarak açıklamasına rağmen özel sektörün kucağına itilen müstahsil, kota nedeniyle çayını yarı fiyatına satmak zorunda bırakılıyor.

Seçmen ve bölge halkı, özel sektörün üreticiden yarı fiyatına çay satın alması karşısında sesi çıkmayan siyasilere seçimlerde gereken cevabı vereceklerini ifade ediyorlar.

Yıllardan beri çay kanunu çıkartarak sorunu çözeceklerin ifade eden yetkililerden tık yok.

Bunun da seçim sonuçlarına etki edeceğini düşünüyorum.

Benim naçizane kanaatim budur..

Haa bunun yanında başka faktörler de yok değil.

Asgari ücret ve emekli aylıkları hayat pahalılığı karşısında eridi gitti..

Hükümet yetkilileri son zamanlarda olayın vahametini kavramış olacak ki olaya el attı, ancak henüz çözümle alâkalı net bir plan yok.

Gıda ve sebze piyasalarındaki pahalılıkla alâkalı benim bir önerim olacak yetkililere..

Öyle marketlerin raflarındaki etiketleri denetlemekle çözüm mümkün değil.

Çözüm sorunun kaynağına inmekle mümkündür.

Tarım ve Orman Bakanlığı, kendi denetiminde olan Tarım Kredi Kooperatifleri aracılığıyla direkt olarak üreticiden alsın, uygun fiyatla hem üretici, hem de tüketici kazansın.

Aradaki tefecileri de rekabet ortamına sokarak aracıların haksız kazanımlarını ortadan kaldırmış olursunuz…

Hükümetin 2023 umudunun tacirleri teşkilatlardır..

Reisin kredisini hoyratça tüketen yeni bir yapı oluşturuldu..

İş yapmayan, olması gereken işleri, vatandaşı oyalayarak öteleyen, seçimden seçime esnafın ve vatandaşın yanına giden, milletin çay ocağında oturup bir kez olsun milletiyle çay içmeyen belediye başkanları..

Vee kendileri defahatle uyarmasına rağmen vatandaşın ulaşamadığı milletvekilleri, il ve ilçe başkanlarının vurdum duymaz tutumları 2023 hedefinin umut tacirleridir..

Evet reisin kredisini ve milletin umudunu tüketecek olan bu milletten kopuk kibir abideleridir…

Parti teşkilatlarında grup toplantılarını askıya alan ilçe başkanları, grubuna hakim olamayan belediye başkanları kendi partisine ne katkı sağlayabilir?

Ancak partisinin oy kaybına sebebiyet verir..

İşte iktidar partisi bu şartlarda sahaya indi…

Peki muhalefette durum ne?

Onların durumu endişe verici…

Onlarda 2023 sendromu hakim..

Hem 2023 seçimi..

Hem hedef 2023 yüzyıllık planın sendromu..

Seçime gelecek olursak…

Muhalefetin en büyük handikabı, vizyonsuzluğu…

Siyasetlerinin temelini oluşturan tek şey, Tayyip Erdoğan’ı devirmek..

Ondan sonrası muamma..???

Biz gelince şunu yıkacağız, bunu yıkacağız, şunu kapatacağız, bunu kaldıracağız falan…

Yaaa millete umut tacirliği yaparken, bu millete ne vereceksiniz?

Terörle mücadeleniz ne yönde nasıl olacak?

Dış politikanız nasıl olacak?

Bir gün çıkıp diyorsunuz ki Libya’da ne işimiz var.

Ertesi gün bizim Libya’da gemilerimiz niye yok.

Suriye’de ne işimiz var.

Irak’ta Azerbaycan’da ne işimiz var.

Bu mu?

Yani anlayacağınız muhalefet yalan yanlış algılarla hükümeti yıpratmaya çalışırken, kendisine oy verip niçin iktidara taşıması gerektiğine dair ortaya net bir argüman koyamayan bir anlayış sergilemektedir…

Yani ümitsiz vaka…

Sonuç: Söz de karar da milletin…

Selam ve dua ile..

İlhami Günaydın