Ana Sayfa İÇ POLİTİKA 24 Ekim 2015

“Gerçek diktatörlere bir kez olsun diktatör diyebildiniz mi?”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Bakın şimdi televizyonlara çıkıp, meydanlara çıkıp, sağda solda, pervasızca, edepsizce, ahlaksızca ‘diktatör’ kavramını kullananlar var. Allah aşkına soruyorum: “Siz 28 Şubat’ta neredeydiniz? 12 Eylül’de neredeydiniz? 12 Eylül’ün Paşası Cumhurbaşkanlığı yaparken bir kez olsun bu kelimeyi, bu kavramı kullanabildiniz mi?”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, HAK-İŞ’in 13. Olağan Genel Kurulu ve 40. Kuruluş Yıldönümü etkinliği nedeniyle düzenlenen programa katıldı. Genel Kuruldaki konuşmasında itham ve iftirada bulunanların, ‘başka yerlerle iş tutup mesajlarını başka yerlere verdiğini’ söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu kesimin, uluslararası çevrelerle, uluslararası medyayla, oralardaki bir takım kuruluşlarla söylem birliği yapıp Türkiye’de operasyon yapmaya, algı operasyonu yapmaya çalıştığına dikkat çekti ve şöyle dedi

“BUNLAR, HİÇBİR ZAMAN MİLLETE KONUŞMADILAR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, HAK-İŞ’in kurucularının işçilerin yanı sıra tüm milletin sorunlarını çözmek için verdikleri hizmetlere değinerek, aynı zamanda geçmişte kendilerine yapılan saldırı, tehdit ve baskılara direndiklerini, bu tavırlarını 28 Şubat’ta da sürdürdüklerini aktardı ve sözlerine şöyle devam etti: “28 Şubat’ta, bir takım örgütler darbecilerin önünde, el pençe divan dururken, HAK-İŞ de, HAK-İŞ gibi kuruluşlar da, tehditlere rağmen dik durdular ve hakkı söylediler. Bakın şimdi televizyonlara çıkıp, meydanlara çıkıp, sağda solda, pervasızca, edepsizce, ahlaksızca ‘diktatör’ kavramını kullananlar var. Allah aşkına soruyorum: “Siz 28 Şubat’ta neredeydiniz? 12 Eylül’de neredeydiniz? 12 Eylül’ün Paşası Cumhurbaşkanlığı yaparken bir kez olsun bu kelimeyi, bu kavramı kullanabildiniz mi? Diktatör kavramını, 28 Şubat’ta o brifinglere gittiğinizde kullanacaktınız. Gerçek diktatörlere bir kez olsun diktatör diyebildiniz mi? Diyemezler, diyemediler. Çünkü bunlar Cennet mekân Sultan Abdülhamit Han’a diktatör diyenlerin neslidir, onların devamıdır. Bunlar Turgut Özal’a diktatör diyenlerin neslidir. Hiç değişmez; aynı şablon, aynı kalıp, aynı slogan devam ediyor. Cumhuriyet tarihinin seçimle gelmiş, yüzde 52 oy oranıyla gelmiş bir Cumhurbaşkanına karşı bu tür sıfatlar kullanan kişiler iki yüzlüdürler. Milletim kimin ne olduğunu biliyor. Bunlar, hiçbir zaman millete konuşmadılar, bugün de millete konuşmuyorlar. Çünkü bu iki yüzlü tavırlarını millete yutturamazlar.”

Bu itham ve iftirada bulunanların, ‘başka yerlerle iş tutup mesajlarını başka yerlere verdiğini’ söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu kesimin, uluslararası çevrelerle, uluslararası medyayla, oralardaki bir takım kuruluşlarla söylem birliği yapıp Türkiye’de operasyon yapmaya, algı operasyonu yapmaya çalıştığına dikkat çekti ve şöyle dedi: “Onların kimlerle yürüdüklerini biz çok iyi biliyoruz. Ama biz, milletle yürüdük, milletle yürümeye devam edeceğiz. Biz, akşam olduğunda çevresine bakıp, ‘Bize şu neyi demiş?’, ‘Bize bu neyi demiş?’ diye soranlardan değiliz. Biz, akşam olduğunda kendisine, ‘Bugün Allah için ne yaptın, bugün ülken için, milletin için ne yaptın?’ diye soranlardanız.”

“ŞAHSIMA YÖNELİK SALDIRILARIN TAMAMI MİLLÎ İRADEYE YÖNELİKTİR”

 “Biz, bu büyük davanın, bu kutlu davanın hasbelkader ismi öne çıkmış bir neferiyiz” diye konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şahsına yönelik olarak yürütülen iftira ve hakaret içerikli algı operasyonuna ilişkin şu değerlendirmeleri yaptı: “Bugün de Cumhurbaşkanlığı makamına oturan şahsım değildir; Cumhur’un ta kendisidir, bu aziz millettir. Bugün de, benim şahsıma, benim aileme yönelik saldırıların tamamı, aslında millete, millî iradeye yöneliktir. Milletin doğrudan oylarıyla iş başına gelen Cumhurbaşkanına hakaret eden kişinin hedefi, o Cumhurbaşkanı değildir; onun temsil ettiği ülkedir, onun temsil ettiği millettir. Bunlar, şahsımdan değil; sizden rahatsızlar, emekçinin alın terinden rahatsızlar. Emekçinin o ter kokusundan, işine başlarken BİSMİLLAH diyen dilinden, iman dolu kalbinden, vatan sevdasından, millet sevdasından, bayrak sevdasından rahatsızlar.”

 

selyus