Burası CHP…
Cami avlusu değil…
Kendini kollayacaksın.
Kılıçdaroğlu garibim “hançerlendim” diye yakınıp duruyor.
Kurultay’da “şaibe” iddiaları havada uçuşuyor.
Delegeler satın alındı mı, alınmadı mı?
Tartışmaya bakın…
Bir siyasi parti bunlarla mı gündem olmalı?
Soruşturma var.
Ne çıkacak?
Biz bilmeyiz, yargı bilir.
Son kararı mahkeme verir.
Ama…
Sonuç her ne olursa olsun, en eski, eski, yeni hatta yepyeni CHP’lilerin “şaibe” tartışmalarının tarafları haline gelmeleri ibretlik…
Lafa gelince…
Biriz, beraberiz…
Şen, şakrak, gülümseyen pozlar.
Ama…
Daha aradan gün bile geçmeden birbirlerine karşı masaya sürülen kozlar…
Yollara döşenen takozlar…
Son sahnede ne gördük?
-Üçlü masa kurdular.
Birlik, beraberlik masalı anlattılar.
Sonuç?
Ekrem İmamoğlu “tek olayım” diye şansını zorladı.
Mansur Yavaş “kek miyim ben” restiyle kibarca azarladı.
Özgür Özel krizin “çözeni” değil, “çözüleni” haline geldi.
Lafı uzatmanın âlemi yok.
CHP’nin cumhurbaşkanı adayını belirlemek için yapacağı ön seçim daha şimdiden anlamsızlaştı.
Niye?
Çünkü amaç “tek adayda” birleşmek.
Oldu mu?
-Hayır.
Çünkü Mansur Yavaş ısrarla “adayım” diyor.
Kılıçdaroğlu?
-Hareketlendi.
Kımıl kımıl, kımıldanıyor.
CHP’deki o meşhur “hançer” ortada duruyor.
Sapından kim tutacak?
Kimin sırtına saplanacak?
CHP’deki “lidersizlik” krizi kurultayla bitmedi…
Şimdi de önseçime taşınacak.
CHP üyeleri ne karar verirse versin nihayetinde en az iki aday meydanda kalacak, Özgür Özel tam yetkisiz genel başkan sıfatından kurtulamayacak.
Elekle su taşınır mı?
(Serkan Fıçıcı / Akşam Gazetesi)