Ana Sayfa İÇ POLİTİKA 25 Mayıs 2015

Milletvekili Külünk, “Onlar Recep Tayyip Erdoğan’ı tanımamış!”

Hep belli merkezlerde özel yetiştirilmiş, genleri Osmanlı’ya ihanet edenlere yüklenen İstanbul Milletvekili Metin Külünk, “Alışmışlardı namluyu uzatıp tehditle bu ülkeyi yönetmeyi. Yada! Gece sat 24.00’ten sonra milletin iradesini meze sofralarında yem etmeye alıştıkları adamlar vardı ya! Şapkasını alıp göndermeyi bildikleri ve şapkasını alıp gitmekle bu milletin gözünün içine baka baka ben şapkamı alıp gitmekle övünüyorum diyen iradesiz siyasetçilere, kişiliksiz siyasetçilere alışmışlardı ya! Öyle bekliyorlardı AK Parti’yi de. Bu hareketin liderini de öyle bekliyorlardı. Onlar Recep Tayyip Erdoğan’ı tanımamış.”

Ümraniye Bakkallar Esnaf Odası’nın tüzük değişimi için yapılan Olağanüstü Kongresi’ne katılan AK Parti İstanbul 1. Bölge Milletvekili ve Milletvekili Adayı Metin Külünk, siyasi arenada ses getirecek önemli açıklamalarda bulundu. Geçmişte insanlara tepen bakan kokuşmuş siyasetçileri ve onların işbirlikçisi darbecileri yerden yer vuran yiğit adam, adam gibi adam Metin Külünk’ün siyasi eğitimlerde ders verilecek nitelikte olan ve her açıklamasının derin anlamı bulunan konuşmasıyla sizleri baş başa bırakıyoruz.  

“MÜCADELE EDE EDE EDE BUGÜNLERE GELDİK”

Bu milletin sandıktan çıkan iradesini Ankara’nın karanlık dehlizlerinde darbecilere millete tepeden bakanlara, bu milleti küçük görenlere teslim eden anlayışlarla mücadele ede, ede, ede bugünlere geldiklerini belirten AK Parti İstanbul Milletvekili ve Milletvekili Adayı Metin Külünk, “Biz anlayış olarak millete tepeden bakan, millete sırtını dönen anlayışları ret ede ede bugünlere geldik. Bu memleketi 1924 Anayasası ile elimizden aldılar. Bu memleketi uzun yıllar tek parti şeflik dönemiyle, milleti küçük gören, millete tepeden bakan, milleti hasolar, hüsolar olarak ifade eden bir anlayışla Anadolu’yu reddederek Ankara’yı var kılmak isteyen bir anlayışla yönettiler. Bu milleti, sandıklarda seçilip, seçildikten sonra yenice sigarasının üstüne yazılmış notları daha evine gitmeden çöpe atan anlayışlarla yıllarca yönettiler.

Bu milletin sandıktan çıkan iradesini Ankara’nın karanlık dehlizlerinde darbecilere millete tepeden bakanlara, bu milleti küçük görenlere teslim eden anlayışlarla mücadele ede, ede, ede bugünlere geldik. Elhamdülillah bugün bu devleti, bu millet bu jakobenlerin, bu tepeden inmecilerin elinden alıp artık Ankara, Anadolu’nun devleti haline geldi. Çünkü bu topraklarda Çanakkale’de, Çanakkale’nin soğuk sularına gömdüklerimiz pes etmediler. Çanakkale’nin soğuksularına gömdüklerimiz Lozan’da bizi teslim almak istediler. Yetmedi, Ankara’daki taşeronlarıyla bizi teslim almak istediler. Yetmedi, bu ülke otomobil yaptı, otomobil farikasını tencere fabrikasına çevirttiler. Yetmedi, bu millet İstiklal Savaşı’ndan sonra uçak yaptı, uçak yapmasını engellediler. Yetmedi, motor yaptı motor fabrikasının yok ettiler. Bu anlayışı biz askeri olarak Çanakkale’de gördük. Siyasi ve ekonomik olarak ta tek parti şeflik döneminde gördük. Siyasi ve ekonomik olarak ta bu ülkeyi yıllarca teneke arabalara mahkûm edişlerinde gördük.  Biz bunlarla sonuna kadar demokratik zeminde mücadele ede, ede ede işte sizin önünüze anlımız dik, göğsümüz önde geliyoruz, Elhamdülillah” diye konuştu.

“BİZİM BİR TEK ŞEYE İHTİYACIMIZ VAR, “ADAM GİBİ YAŞAYIP, YÜZÜNE BAKILACAK ADAM GİBİ ÖLMEK”

Geçmişin kokuşmuş siyasetçilerine ve siyaset anlayışına sert çıkışlar yapan Külünk, “ Seçimden seçime sizi hatırlayan değil, kapısı sandığa kadar açık sandıktan sonra kapanan bir anlayışla değil, ‘Hakimul İnsan’, ‘Hakimul Toplum’ değil, Şeyh Edebali’nin vasiyetindeki; ‘Hadimul İnsan’, ‘Hadimul Toplum’, insanı devlet için değil, devleti ve siyaseti insan için bilen bir anlayışla bugünde buradayız, yarında buradayız, öbür günde burada olmaya devam edeceğiz. Ta ki; kibirlenmeyelim, gururlanmayalım, sırtımızı millete dönmediğimiz güne kadar. Bunuda Allah bize nasip etmesin. Onun için teşekkür ediyorum size. Eğer Resul Taşçı Ankara’ya gelip benim kapım ona kapandıysa niye siyaset yapıyorum. Valla kusura bakmayın, milletvekilliğin şanına da şöhretine de ihtiyacımız yok, Elhamdülillah. Hiç birsine ihtiyacımız yok. Bizim bir tek şeye ihtiyacımız var, “Adam gibi yaşayıp, yüzüne bakılacak adam gibi ölmek” Bunun yoluda bir, samimiyetten geçer, iki, sahicilikten geçer, üç, tevazudan geçer, dört, ilgiden geçer, beş, alakadan geçer, altı mücadeleden geçer, yedi, sabırdan geçer. Biz bu çizginin adamıyız. Elbette biz bu çizginin adamıyız, bizim başka bir derdimiz yok. Ben şimdi geldim burada cilalı lafları ettim, 7 Haziran’dan sonra seçildim gittim ve kapımı size kapattım. Ne olacak ki, ne hükmü var ki! Dört gündür rahatsızım. Hayat bir milimlik sinire bağlı, yataktan kalkamazsın. Eşimle damadım koluma girdiler yattığım yerden kaldıramadılar beni. Ne olur yani, kibirli olsan ne yazarsın, millete tepeden baksan ne yazarsın, ne hükmün var! İşte bir milimlik hükmün var. Allah seni bir milimle ya yatırır, ya kaldırır. O zaman; Atasözümüzde olduğu üzere ‘Gururlanma padişahim, senden büyük Allah var’ Bizim çizgimiz bu çizgi kardeşlerim. Bizim siyaset biçimimiz bu. Siyaset, devleti yönetmek problemleri çözme sanatıdır. AK Parti’nin temel bir farkı vardır. AK Parti problemlerden korkmayan bir partidir. Yani iktidar olmaktan korkmayan bir partidir.

Biliyorsunuz! Biz seçildiğimizde fısıltı gazeteleriyle ortalıkta dolandılar. İktidar olamazlar, bunları alaşağı edecekler. Hatırlayın 2002’leri. Bir, AK Parti şunu yaptı; önce bu milletin iradesini Ankara’da hükümet etti. Dediler ki bunlar beceremez, bunlar hasolar, hüsolar. Ahmet’in oğlu, Mehmet’in oğlu, Cemal’in oğlu, Ayşe’nin oğlu. Babalarının tapulu malı ya! Hep belli merkezlerde özel yetiştirilmiş, genleri Osmanlı’ya ihanet edenlerin, o ailelerin çocukları bu ülkeyi yönetecek ya! Yıllar boyu onlar mecliste olacak ya! Hep devletin en önemli yerlerinde onlar olacak ya! Anadolu’nun çocukları ne anlar. Birde baktılar ki bunlar ciddi ciddi bu ülkeyi yönetiyor, parayı yönetiyor. Yatırım politikalarını yönetiyor. Sosyal politikaları yönetiyor. Ankara’da parlamentoyu çalıştırıyor. Alışmışlardı namluyu uzatıp tehditle bu ülkeyi yönetmeyi. Yada! Gece sat 24.00’ten sonra milletin iradesini meze sofralarında yem etmeye alıştıkları adamlar vardı ya! Şapkasını alıp göndermeyi bildikleri ve şapkasını alıp gitmekle bu milletin gözünün içine baka baka ben şapkamı alıp gitmekle övünüyorum diyen iradesiz siyasetçilere, kişiliksiz siyasetçilere alışmışlardı ya! Öyle bekliyorlardı AK Parti’yi de. Bu hareketin liderini de öyle bekliyorlardı. Onlar Recep Tayyip Erdoğan’ı tanımamış.

Reis, geçen akşam söyledi, ben sizin bildiğiniz adam değilim, bildiğiniz adamlardan da olmayacağım. Ekledi ben Kasımpaşalıyım. Aslında bunun arkasında başka bir cümle var. Aslında ben Anadolu’yum demek istedi.  Anadolu 1071’den beri küresel güçlere boyun bükmemenin adıdır. Recep Tayyip Erdoğan’da küresel güçlere boyun bükmeyip Anadolu ruhuyla dimdik ayakta durmanın ifadesidir”

 

Etiketler:
selyus