Ana Sayfa İÇ POLİTİKA 10 Şubat 2018

Ömer Şahan, “Dün; 2. Abdülhamit Han’ı anlamayan zihniyet, bugün Recep Tayyip Erdoğan’ı anlayamaz”

İkinci Abdülhamit Han’ın ölümünün 100’üncü yıldönümü nedeniyle Türkiye’nin çeşitli il ve ilçelerinde olduğu gibi İstanbul Büyükşehir  Belediyesi’nde (İBB) de anıldı. İBB Meclis Toplantısında söz alan İBB AK Parti Grup Sözcüsü Ömer Şahan, Abdülhamit Han’ın ölüm yıldönümü nedeniyle etkili bir konuşma yaptı.

Meclis kürsüsüne gelerek salondakilere seslenen Ömer Şahan, Abdülhamit Han’ın medarı iftiharı olduğunun altını çizdi. Şahan, “Dün; İkinci Abdülhamit Han’ı anlamayan düşünce zihniyeti, bugün Recep Tayyip Erdoğan’ı anlayamıyor. Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki AK Parti kadroları, bu ülkeye tıpkı atalarımız Osmanlı gibi essiz eserler kazandırmaya devam edecek” dedi.

Şahan kürsüde konuşurken meclis salonunda bazı CHP’li meclis üyelerin tepki vererek mırıldanmaları zihniyetlerini ortaya koymuş oldu. Ömer Şahan, büyük bir olgunluk göstererek bu gezici zihniyetindeki meclis üyelerine cevap vermedi…

ŞAHAN, İKİNCİ ABDÜLHAMİT HAN’I ANLATTI

İkinci Abdülhamit Han’ın hayatından kesitler sunarak konuşmasını sürdüren Ömer Şahan, “1842-1918 yılları arasında yaşayan “Abdülhamid’i anlamak her şeyi anlamaktır” demiş, Üstad Necip Fazıl.

Şehzadeliği sırasında çok iyi eğitim almış, Avrupa’yı ve Mısır’ı görmüş bunun yanında sarayda her türlü entrika ve kahpeliği görmüş, amcası Abdülaziz’in nasıl katledildiğini görmüş ve padişahlık yıllarını bütün bunları sentezleyerek yaşamıştır.

İngilizlerin öncülüğünde tarihin gördüğü en büyük donanmalardan biri olan haçlı armadası Çanakkale’ye saldırdığında Ulu Hakan “benim yaptığım istihkâmları geçemezler” diyor, yani Çanakkale geçilmez diyor ve geçemiyorlar.

CIA ve MOSSAD gibi dünyanın en büyük istihbarat kurumları kuruluşlarında İkinci Abdülhamid Han’ın istihbarat örgütünü örnek aldıklarını söylemekten çekinmemişlerdir. Bu konuda dünyaya örnek olmuştur Ulu Hakan.

Bu topraklarda modern eğitimin temellerini atmış, imparatorluğun her yanına modern eğitim veren okullar açmış ve bu okullarda Mustafa Kemaller yetişmiştir.

Bugünkü Türkiye’nin sınırlarını çizmiştir Ulu Hakan. Kürtleri Türklerden ayırmak istediklerini görmüş ve Doğu Anadolu’da Kürtlerden oluşturduğu Hamidiye alayları ile hem bölge güvenliğini sağlamış hem de Türk-Kürt birliğinin bozulmasını önlemiş ve böylece bugünkü Türkiye’nin sınırlarını çizmiştir. Ve bu birliği bütün büyük devletler yüzyıldır bozamamıştır.

Birinci dünya savaşı başlamadan yıllar önce savaşın çıkacağını ve savaşı denizlere hakim devletlerin kazanacağını bizim de onların yanında yer almamız gerektiğini söylemiş ve söyledikleri aynen çıkmıştır.

Abdülhamid dönemine baskı istibdat dönemi diyen Rıza Tevfikler, Süleyman Nazifler O’nun döneminde sürgüne gidenler O tahttan indirildiğinde kıymetini anlamışlar ve şöyle demişler:

Tarihler adını andığı zaman,

Sana hak verecek hey Koca Sultan,

Bizdik utanmadan iftira atan,

Asrın en siyasî Padişahına.

(Rıza Tevfik)

Padişahım gelmemişken ya da biz,

İşte geldik senden istimdada biz,

Öldürürler başlasak feryada biz,

Hasret olduk eski istibdada biz.

(Süleyman Nazif)

Dönemin dünya liderleri de O’nun hakkında şunları söylemiştir: Alman İmparatoru ikinci Wilhelm “Ben politikayı Abdülhamid’den öğrendim”

Hungtington’a göre “Boğaziçi’nde oturan ihtiyar dünya çapında bir siyasi” idi.

– İngiltere’nin İstanbul sefiri Nicolas O’Connor’a göre “Avrupa’da barışı koruyan adam”dı.

– Lamouche’a göre “Zeki, kurnaz ve gayet çalışkan”dı.

– Fransız sefiri Maurice Bombard, “Avrupa’da O’nun seviyesinde dış siyaset bilen bir diplomat yoktur” demiştir.

– İngiliz Bahriye Lordu Fisher, “Abdülhamid bütün Avrupa’nın en mahir ve hızlı düşünebilen diplomatlarındandır” demiştir.

– İngiltere Dışişleri Bakanı Edward Grey, siyasi hayatı boyunca hasım olduğu padişah hakkında “Ne büyük kayıp! Hasmımdı ama O’nun ölümü ile diplomasi mesleği artık zevkini kaybetti” diye hayıflanmıştır.

– Yine Edward Grey, “Abdülhamid, kendi emellerine hizmet edebilmeleri için dış ve iç güçlerin oyun biçimlerine ve kullanılma usullerine nüfuz edebilmekte insan zekası maharetinin azami sınırlarına ulaşmış bir hükümdardı” demiştir.

– Alman Başbakanı Prens Bismark’a göre; siyasetin yüzde doksanı Abdülhamid de, yüzde beşi kendisinde, kalan yüzde beşi de diğer siyasilerdedir.

– Alman İmparatoru ikinci Wilhelm “Ben politikayı Abdülhamid’den öğrendim” demiştir.

Yine üstad Necip Fazıl’ın sözleri ile bitirelim;

  1. Abdülhamid, Türk’ün özünün ve temel varlığının, hakkı gasp edilmiş, mağdur kurtarıcısıdır. Abdülhamid, Tanzimat sonrasındaki Batı’ya kontrolsüz, körü körüne yönelişin karşısında inatla duran, kök ve cevherin müdafaasını son bir gayretle yapan muazzam bir şahsiyettir. Abdülhamid’i anlamak sayesinde yüzlerdeki maskeler düşecek ve onu bir anahtar gibi kullanarak bizi bu karanlık ve şahsiyetsiz ortama getirenlerin içyüzleri ortaya dökülecektir.

Abdülhamid hakkında söylenen her olumsuz iddiayı tersine çevirdiğimizde doğruyu bulacağızdır. Yani bir tür turnusol kağıdıdır Abdülhamid. Bu yorumların yalanını ayıklayıp onun üzerine bina ettiği yapıyı yeniden ayakları üzerine oturttuğumuzda hakikat ayan beyan ortaya çıkacaktır.

 

selyus