Ana Sayfa İÇ POLİTİKA 8 Ağustos 2017

Reisin söylemlerinin ardından politik analiz!

Tecrübeli siyaset adamı ve gözlemci koordinatörümüz İlhami Günaydın’dan okurlarımıza özel bir yazı. Siyasi analizleriyle çok özel yazılarını okurlarımızla buluşturan Günaydın’ın bu son yazısından bir paragraf ise şöyle: “Adıyaman Üniversitesi FETÖ soruşturma komisyonu başkanı sanığa soruyor:

-Cemaat toplantısına gitmişsin doğru mu?

-Evet gittim.

-Nasıl gittin?

-Arif götürdü.

-Arif kim?

-Yanınızda oturuyor.

-Arif bu adamı toplantılara sen mi götürdün?

-Başkanım birlikte götürmüştük ya…”

Şimdi sizleri İlhami Günaydın’ın büyük bir heyecanla okuyacağınız yazısı ile başbaşa bırakıyoruz:

“Tarihi öneme haiz 2019 seçimleri yaklaşırken bir yandan başta ABD olmak üzere taşeron devletler aleni olarak Türkiye Cumhuriyeti Devletini bölmeye ve parçalamaya yönelik faaliyetlerini olanca güçleriyle sürdürürken, diğer yandan içerideki FETÖ yapılanmasıyla birlikte Bilumum terör örgütleri ve onlara maşa olan vatan hainlerinin mücadeleleri de hızla devam etmektedir.

  1. hükümeti yıpratmayı ve yok etmeyi hedefleyen FETÖ, hükümetin istifa etmesi ve mega projelerin durdurulmasına yönelik olarak 17 Aralık’ta yargı darbesi için kirli yüzünü göstermiş oldu.

17-25 Aralık’ta birbirleriyle alakasız dosyaları birleştirip, kamuoyuna yolsuzluk diye sunarak siyasete darbe vurmak istediler.

2023 vizyonu çerçevesinde planlanan;

  1. Boğaz Köprüsü,
  2. Havalimanı ve Kanal İstanbul gibi mega projeleri hedef almak suretiyle, Türkiye’yi çağ atlatacak yatırımları üstlenen işadamları, FETÖ militanı savcılar tarafından gözaltına alınmak istendi.

Müteakip zamanlarda FETÖ yapılanması tarafından sürdürülen bütün saldırılar devletin kolluk güçleri tarafından boşa çıkartılınca, işgal hareketini ve öldürücü darbeyi 15 Temmuz da vurmak istediler, lakin çelik yürekli vatan evlatları canları pahasına geçit vermediler. Bu milletin tanklarıyla, toplarıyla, tüfekleriyle saldırıya geçen, akıllarını Türkiye düşmanlarına kiralamış vatan haini sözde askerler, bu kahraman silahsız ancak silahtan daha güçlü imanlarıyla mücadele veren vatan evlatlarına sadece bir gece dayanabildiler.

Şimdi gelelim saadete…

Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, FETÖ yapılanmasına yönelik kararlı duruşunu ve mücadelesini 17-25 Aralık’tan itibaren ciddiyetle sürdürürken, onun yanında ve teşkilatlarında yer alan Bakanlar, Milletvekilleri, il başkanları, ilçe başkanları, belediye başkanları gerçek manada Cumhurbaşkanımızın arkasında durabildiler mi?

El cevap, tabii ki durmadılar! Gerçek manada söylem ve eylemleriyle Reise destek vermediler. Reis bu mücadelede yalnız bırakıldı. Bunun için müteaddit defalar bu mücadelede yalnız kaldığını beyan ettiler. Onun için “at izi, it izine karışmış” beyanında bulundular. Bu manada en yakın yol arkadaşları bile FETÖ yanlısı çıkmadılar mı?

Evet, bu yapılamayla mücadele yukarıdan başlamalıydı. Reis bu yapıyı;

“Aşağısı ibadet, ortası ticaret, yukarısı ihanet” diye tanımlamıştı. O halde gerçek ihaneti planlayanlar işin başındakilerdir. Başlar koparsa aşağısı vücut bulamaz. Gel gör ki, bu mücadeleyi bile yine FETÖ militanlarının sızmış oldukları komisyonlar yürütüyor ve onun için ciddi manada başarılı olamıyoruz.

Bu mücadele verilirken, Reisin dediği gibi babanızın oğlu dahi olsa affedilmeyecek. Adam kayırma olmayacak. Yok, bakan yeğeniymiş, yok milletvekili oğluymuş, yok başkanın eniştesiymiş gibi yakınlarını kollama cihetine gidilirse bu mücadelede başarıya ulaşmamız mümkün değildir. Adil yargılanma olmalıdır.

Haa şunu da söyleyeyim. Senin partinde var, benim partimde yok mantığıyla da bu mücadele yapılamaz. Herkes önündeki pirincin taşını ayıklayacak, o kadar…

Evet, Cumhurbaşkanımız emanetini geri aldı. Yani kurmuş olduğu partisinin yeniden genel başkanı oldu. Emaneti almasına aldı, lakin emanette hasarlar var. Bunlar acilen giderilmeli.

Bu manada, Reis her seferinde teşkilatlardaki metal yorgunluktan bahsederken tüm teşkilatların yenilenmesi gerektiğine vurgu yapıyor. Heyecanları tükenmiş, sadece protokollerde, törenlerde ve yemeklerde boy gösterme, resim karelerinde yer alabilme yarışından ziyade, sahalarda insanların dertleriyle dertlenen, çözüm üreten, ayağı yere basan, basiret ve feraset sahibi teşkilatlara ihtiyaç vardır.

 

Reisin, Teşkilatların yeniden yapılanmasıyla alakalı milletvekili ve bakanlarına, bölgenizdeki teşkilat seçimlerine müdahil olmayın söylemi de ne kadar manidardır. Zira bu insanlar seçimlerde hisleriyle hareket edip yanlı olabiliyorlar. İl ve İlçe teşkilatları oluşturulurken, ak partinin kuruluş ruhuyla uyumlu, bu davayı içselleştirmiş ve yaşam biçimi yapmış, metal yorgunluktan ziyade kuruluş ruhunun heyecanını yaşayan, dürüst, nitelikli gerçek dava adamlarıyla ancak 2023 hedeflerine ulaşılır diye düşünüyorum.

Yine Reis her seferinde, başarısız teşkilatların, belediye başkanlarının mutlaka değiştirilmesine vurgu yaparken, birileri çıkıp milletin istediği değil, kendi çıkarlarıyla örtüşen teşkilat mensuplarının, şimdiden kalacağına dair reklamlarını yaparak kamuoyu oluşturması da son derece manidar değil mi?

Son olarak Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın Rize seyahatinde, Rize’nin birinci olmamasından duyduğu üzüntüyü dile getirerek sitemde bulunması ve kendi memleketinin birinci olmalıydı sözleri de, teşkilatların yenilenmesiyle alakalı yapılanmanın bir kez daha gözden geçirilmesine vurgu yapar nitelikteydi.

Teşkilatlar mutlaka FETÖ’den arındırılması gerekmektedir. Tehlike hala devam ediyor. Bakınız bu yapılanmayla alakalı mücadelenin nasıl bir gevşeklik içerisinde ve FETÖ mensuplarının nasıl her alanda hala varlıklarını sürdürdüklerine dair trajik bir komediyi sizlerle paylaşmak istiyorum.

Adıyaman Üniversitesi FETÖ soruşturma komisyonu başkanı sanığa soruyor:

-Cemaat toplantısına gitmişsin doğru mu?

-Evet gittim.

-Nasıl gittin?

-Arif götürdü.

-Arif kim?

-Yanınızda oturuyor.

-Arif bu adamı toplantılara sen mi götürdün?

-Başkanım birlikte götürmüştük ya…

İşte olay bu… Güler misin, ağlar mısın?

Evet, böylesi zor bir mücadele ve zor bir yolculukta, vefakâr ve cefakâr gerçek dava adamlarına ihtiyaç olduğuna, mücadelesini parası için değil, davası için yapanlarla, yola çıkılması gerektiğine inanıyorum.

Rabbim milletimizi, devletimizi her türlü iç ve dış, tehdit ve tehlikelerden korusun. Âmin.

Selam ve dua ile…”

 

 

selyus