Ana Sayfa TARİH, YEREL YÖNETİMLER 13 Eylül 2022

İBB’den Osmanlı tapusu olan yalıya tahliye kararı

Üsküdar Çengelköy’de bulunan ve Büyükşehir Belediye Başkanı Bedreddin Dalan döneminde kamulaştırılan yalı için İBB tarafından tahliye kararı verildi. Yalıda oturan aile hak sahibi olduğunu iddia ederken, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ise tahliye için düğmeye bastı. Aile mağduriyet yaşadıklarını belirterek duruma bir çözüm bulunmasını istiyor.

İstanbul Çengelköy’de 200 yılı aşkın süredir ayakta kalan ve 150 yıldır Barkan ailesinin oturduğu tarihi eser bir yalı için İBB tahliye kararı verdi. İBB, aileyi “kamu yararına kullanma” gerekçesi ise yalıdan çıkartmak isterken, aileye ise oturdukları yalının açılan dava sonucu “tarihi eser statüsünden çıkarıldığı” söylendi. Ancak Barkan ailesi, 2003 yılında açtıkları dava ile tarihi eser haklarını geri kazandıklarını belirtti.

Yargıtay’ın kararı yeniden bozmasıyla aile bir kez daha dava açtı. Yargıtay, dava sonuçlanana kadar tahliye işleminin durdurulmasını istedi. Ancak buna rağmen İBB tahliye için düğmeye bastı. Olaydan ötürü mağduriyet yaşadıklarını belirten Barkan ailesi, mağduriyetlerinin en kısa zamanda çözüme kavuşmasını istiyor.

“Yunan gibi bizi denize dökeceğini söylüyorlar ve gidiyorlar”

Yalı hissedarı Cenk Barkan, ”Burası İstanbul Çengelköy Kuleli‘de bulunan 210 yıllık tarihi eser bir bina. Yaklaşık 150 yıldır da biz Barkan ailesinde bulunmaktadır. 1986 yılında dönemin Belediye Başkanı Bedrettin Dalan, bütün sahil şeridine bir kamulaştırma davası açıyor. Gerekçesi de bütün yalılara el koyup yalıları yıkıp burayı gezi parkı ve halka açık yeşil alan yapmak. Ama tarihi eser binalar olduğumuz için bizleri yıkamıyor. Diyor ki, ‘sizden tarihi eser tescilinden çıkartıyorum ve burayı kamulaştırıyorum’. O zamanın parası yaklaşık 52 bin TL tutarında bir para yatırılıyor. Biz bu parayı kabul etmiyoruz çünkü rayiçin çok altında ve ‘bizi kamulaştıramazsın’ diyoruz. 1995 yılında Bedrettin Dalan ve Belediye tekrardan vazgeçiyor bu davalardan. Diyorlar ki, ‘bizim bütçemizi aştı, biz bütün yalıları da alamıyoruz, yıkamıyoruz. Dava artık süreci aştığından dolayı biz sarfınazar ilan ettik’ diyor ve bütün hak sahiplerine haklarını teslim ediyor ama bize etmiyor çünkü, biz davalığız. 2003 yılında biz tarihi eser tescilimizi yeniden kazanıyoruz. Kazandıktan sonra da davalar tekrar devam ederken 2009 yılında İBB burayı mülkü olarak ele geçiriyor ve diyor ki burası artık benim. 2009’dan beri tekrardan davalar devam ediyor. Bir biz kazanıyoruz bir İBB kazanıyor derken 2016 yılında biz yerel mahkemede haklı bulunuyoruz. Tekrardan tam üstümüze geçirecekken yargıtay kararı bozuyor. Diyor ki, ‘burası yeniden İBB’ye verilmiştir’. O dönemden sonra tekrardan davalarımız devam ediyor. Biz yerelde kazanıyoruz. Evimize bu sefer üç hafta önce bir tahliye kararı geliyor. Bu tahliye kararı da diyor ki ’15 güne evinize boşaltın yoksa polis zoruyla sizi çıkartacağız’. Biz yerel mahkemede tekrardan kazanıyoruz. Hakimin verdiği karar şu, bütün davalar sonuçlanana kadar tahliyenin durdurulması. Fakat 28 Ağustos günü Ekrem İmamoğlu kapımıza geliyor ve korumalarıyla birlikte üç tur atıyor. Burada görenler var. Korumaları geliyor kapıyı çalıyor, burası mı değil mi derken bizle görüşmeden ayrılıyor. 30 Ağustos‘ta da tatildeyken gidiyorlar nöbetçi mahkemede kararı bozuyorlar. Nöbetçi hakimin buna karar verme yetkisi yokken bu bozuluyor bir şekilde ve salı günü evimize haciz memuru geliyor, İBB avukatı geliyor. ‘Çıkacaksınız iki güne burayı taliye edeceksiniz aksi taktirde sizi polis zoruyla cuma günü Yunan gibi denize dökeceğiz’ diye söylüyorlar ve gidiyorlar. Biz tekrardan başvuruyoruz en son 16 Eylül Cuma gününe kadar icra memuru uzattı süreci” şeklinde konuştu.

“İBB Ortaköy’deki yalılarını kaybettiği zaman hukuksuz bir iş oluyor ama geliyor benim malıma çöküyor

Sözlerine devam eden Barkan, ”Şimdi biz 16 Eylül Cuma günü buradan tahliye edilmek durumundayız ama çıkmayacağız. Biz haklıyız, haklı olduğumuzu biliyoruz ve sesimizi bir yetkiliye duyurmak istiyoruz. İBB Ortaköy’deki Hatice Sultan ve Fehime Sultan yalılarını kaybettiği zaman, onların tabiriyle el koyulduğu zaman hukuksuz bir iş oluyor ama geliyor benim malıma çöküyor. Benim malıma el koyuyor bu hukuki işlem olur. Biz bunu anlamıyoruz, bir anlam da veremiyoruz” dedi.

 

selyus