Ana Sayfa YAŞAM 10 Nisan 2020

Diyanet İşleri, “Cenazeler usulüne uygun defnedilmesi gerekir”

Korona virüs nedeniyle vefat edenlerin cenazelerinin, koruyucu tedbirler alınmasının ardından usule göre yıkanması, kefenlenmesi ve defnedilmesi gerektiğini bildirdi. Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulundan yapılan yazılı açıklamada, Din İşleri Yüksek Kurulunun, 22 Mart’ta “Salgın Hastalık Durumunda Cenaze Namazı ve Defin İşlemleri” konulu bir fetva yayımladığı belirtildi.

Din İşleri Yüksek Kurulu, Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulunun aldığı yeni karar üzerine Kovid-19’dan vefat edenlerin cenazelerinin koruyucu tedbirler alındıktan sonra usulüne göre yıkanması, kefenlenmesi ve defnedilmesi gerektiğini açıkladı.

Din İşleri Yüksek Kurulumuz, Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu’ndan görüş alarak 22.03.2020 tarihinde “Salgın Hastalık Durumunda Cenaze Namazı ve Defin İşlemleri” konulu bir fetva yayınlamıştır.

Söz konusu fetvada öncelikle, “Hastalığın bulaşma riskine karşı uzmanların tavsiyeleri doğrultusunda gerekli koruyucu tedbirler alındıktan sonra cenazenin usulüne uygun bir şekilde yıkanıp kefenlenmesi ve defnedilmesi gerektiği” vurgulanmış, devamında ise hastalığın bulaşma riskine göre bazı zaruret hükümlerine işaret edilmiştir.

03.04.2020 tarihinde Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğünce Başkanlığımıza “Bilim Kurulunun konuyu tartıştığı ve Kovid-19 nedeniyle hayatını kaybeden kişilerin cenazelerine diğer enfeksiyon hastalıklarından vefat edenlerden farklı bir uygulama yapmaya gerek olmadığı kararına vardığı” bildirilmiştir.

Ayrıca son dönemde, fetvadaki aslî hükmün dikkate alınmadığı, bunun yerine zarurete istinaden verilen hükümler çerçevesinde cenaze işlemlerinin gerçekleştirildiği yönünde Kurulumuza şikâyetler ulaşmıştır.

Bu itibarla, din kardeşlerimize karşı dini olarak son vazifemizi yaptığımız unutulmadan Kovid-19 sebebiyle vefat edenlerin cenazelerinin Kurulumuzun asli fetvası doğrultusunda koruyucu tedbirler alındıktan sonra usulüne göre yıkanması, kefenlenmesi ve defnedilmesi farz-ı kifâyedir.

Gerekli koruyucu kıyafet, teknik ekipman ve ehil gassalların bulunmadığı yerlerdeki cenazelerin de bu imkânların bulunduğu gasilhanelere nakledilerek bu dinî sorumluluğun usulüne uygun bir şekilde gerçekleştirilmesi için ilgililer tarafından gerekli tedbirler alınmalıdır.

Kamuoyuna saygıyla duyurulur.

FARZ-I KİFAYEDEN BİR KAÇ ÖRNEK

Farz-ı kifaye: Müslümanlardan lüzumu kadar kimse tarafından yapılınca, diğerlerinin sorumluluktan kurtulduğu farzlardır. Bazıları şunlardır:

1- Cenazeyi yıkamak, kefenlemek, cenaze namazı kılmak ve gömmek farz-ı kifaye’dir. Erkek yoksa, bu işleri kadınlar yapar.

2- Bir topluma selam verene cevap vermek farz-ı kifaye’dir. Cevabı geciktirmek haramdır. (Şir’a)

3- Bir toplumda aksırıp Elhamdülillah diyene, Yerhamükallah demek farz-ı kifaye’dir, üçten fazla aksırınca söylemek ise müstehaptır. (Riyad-un-nasıhin)

4- Emr-i maruf farz-ı kifaye’dir. Yapılmazsa, gücü yeten herkes mesul olur.

5- Cihad etmek farz-ı kifaye’dir. Dua ederek cihad ise, her müslümana farz-ı ayn’dır. Bu cihadı yapmamak büyük günah olur.

selyus