O sıkıntılı dönemlerinde adeta veba hastası muamelesi görerek yalnız bırakılan, bugün ise adeta yeniden küllerinden doğan Egemen Bağış’a Reisin sahip çıktığını, gerisinin teferruat olduğunu buradan belirtmek istiyorum. İstanbul Takipte Haber Sitesi ve şahsım olarak her zaman gerek haberlerimizle gerekse köşe yazılarımda AB eski Bakanı Egemen Bağış’ın yanında olduk.

Avrupa Birliği eski Bakanı Egemen Bağış’la ilgili bir iki kelam etme zamanı geldi diye düşünüyorum. Bu da nereden çıktı diye de aklınızdan geçebilir! Şöyle ki; tüm kamuoyunun bildiği üzere Fetullahçı Terör Örgütü’nün yürüttüğü Paralel Devlet Yapılanması süreci içerisinde insanları zapturapt altına almak için bir açığını yakalamak, bir açığı yoksa korsan dinlemeler, burada da bir şey bulamazlarsa insanların ayrı ayrı konuşmalarını montajlayıp olumsuzlaştırmak bu şerefsizlerin en büyük maharetlerindendi. Bağış, tam da bu mağdurlar sınıfına giriyor. O dönemlerde ülkemizin bütün resmi kurumlarını ahtapot gibi saran bu yapı, karşısında dik duranların peşini bırakmıyorlardı. Cumhurbaşkanı Erdoğan gibi, Bağış gibi isimlerden istediğini alamadıkları ve karşılarında dik durdukları için her şeyi mubah görüyordu bu vatan hainleri.  

Sonuç itibariyle Bağış’a atılan iftira ve karalama kampanyası Allah’ın izniyle tutmadı. İftiraya uğradığı günden bu yana hep dik duran ve bu dik duruşu sayesinde bugün adeta yeniden küllerinden doğan Egemen Bağış, reisin yanından hiç ayrılmadı. İstanbul başta olmak üzere diğer illerdeki programlarda da reisin yanı başında duran Bağış, son olarak Bahreyn, Suudi Arabistan, Katar gezilerinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yanında idi.  

O sıkıntılı dönemlerinde adeta veba hastası muamelesi görerek yalnız bırakılan Bağış’a Reisin sahip çıktığını, gerisinin teferruat olduğunu buradan belirtmek istiyorum. Bakanken her gün yüzlerce telefon alan Bağış, kim bilir iftiranın atıldığı o dönemlerde belkide aranmadı. İstanbul Takipte Haber Sitesi ve şahsım olarak her zaman gerek haberlerimizle gerekse köşe yazılarımda AB eski Bakanı Egemen Bağış’ın yanında olduk. Ben şahsen yaşça ağabeyi olsam da siyaseten saygı duyduğum büyüğümüz olan Bağış’ı seven bir yol arkadaşı olarak ona hep inandım. Onun böyle bir cahilliğin içine girmeyeceğini, tek kişide kalsam yanında olacağımı hep sesli zikrettim etrafıma.  

O güler yüzlü güzel adam Egemen Bağış, bugün ise yeniden küllerinden doğuyor. İftiralar kor ateşi gibi içini yakan ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kendisine sahip çıkmasıyla da adeta yeniden kendine gelen Bağış için güzel günler yakındır. Cumhurbaşkanımız yakın bir tarihte kendisine güzel bir görev vereceğine yürekten inanıyorum.   

O KUMPASLARA VERİLEN CEVAPLAR

Haşhaşilere karşı dik durduğu ve istediklerini yapmadıkları için böyle montaj kurbanı olan Avrupa Birliği eski Bakanı Egemen Bağış, “Farklı zamanlardaki konuşmalarımı montajlayıp eklemelerle tamamen çarpıtan aşağılık itibar cellatlarının saldırıları ile karşı karşıyayım. Sabah itibari ile hukuki yollardan bu ahlaksız iftira ve saldırılara karşı mücadelemi başlatacağım. Bu konuşmanın tamamını benim yaptığımı düşünerek incinen tüm iyi niyetli kardeşlerimden hassasiyetle özür dilerim. Peygamber Efendimize hakarete sessiz kalıp, bugün bana saldıranlara ise söyleyecek sözüm yok. Bu çete ile mücadelemiz elbet sürecek” diye açıklama yapmıştı.

Dava arkadaşlarının kendisine inandığını dile getiren Bağış, “Hatta bunu çıkıp açıklamamızı bile istemediler. ‘Şimdi konuşmanın sırası değil aman bu konuyu kapatın’ diye susturdular. Dünyanın en büyük ses laboratuvarı Londra’dadır. Ma, ka ve ra hecelerinin başka görüşmelerden alınıp montajlanarak, birleştirildiği bilimsel olarak orada da tescillenmiştir” diye ifade etmişti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’da Bağış’a destek vererek şu açıklamayı yapmıştı: “Zaten böyle bir şey olmadığını ve olamayacağını kendisi açıkça ortaya koydu. Biz arkadaşımızı bu tür uydurma, bu tür montaj, bu tür dublaj olayları yapanlardan daha iyi tanıyoruz. Ve Egemen beyin böyle bir şeyi söylemediğini kendisi ifade ettiği gibi, bizde bu noktada kendisine inanıyoruz. Böyle bir şeyi zaten söz konusu olamaz. Böyle bir şeyi yapanla bizim hiçbir zaman yürümemiz mümkün değildir. Daha fazla bir şey söylemek istemiyorum. Benim içinde Cuma Namazı kılmıyor diyorlar. Kim? Aynı mihraklar.”