İyi niyet elçiliği de bir yere kadar. Bir zaman sonra yorgun bedenini kırılmış ve tükenmiş olarak görmemek için, herşeyi dozunda yapmalı.

İnsan oğlu ikiye ayrılır.

Birincisi her konuda hedefine tırnağıyla kazıyarak, alın teri dökerek kendi imkanlarını kullananlar.

İkincisi ise kaşınmak için dahi başkasının tırnağını kullananlar.

Birinci kısımda iseniz geçmiş olsun. Artık siz iflah olmaz bir sömürge karaktersiniz. Her türlü sömürge savaşına hazır olun. Mevcut kariyeriniz, kaynaklarınız, projeleriniz, hatta hedefleriniz dahi bu ahlak fukarası sömürgeci zihniyet tarafından işkal edilebilir.

Hayatınıza kattığınız değerlere sahip çıkabilir ve hatta ben yaptım bile diyebilir. Ve bunu başarı olarak nitelendirip kısa günün kârı niyetine cepleyebilir.

Hepimizin etrafında buna benzer haşerat kılıklı insanlar var elbet.

En yüce makamda dahi olsanız, şeytanın sağdan yaklaşmasını kendilerine düstur edinenler gibi, iyi niyet avcıları hep vardır, var olmaya da devam edecektir.

Vereceğiniz hiçbir makam hiçbir mevki onları tatmin etmeyecektir, çünkü gözleri bizatihi sizin makamınızdadır. Siz aşağı inmeden onlar yukarı çıkmayı red ederler.

Kabil’in kıskanç ve habis nefsi yok olmamış, günümüze kadar gelmiş ve yarınlarımıza kin haset ve öfkesini taşıyarak, fitnesini yaymaya devam edecektir.

Hayatınızın çok büyük bir bölümü bu fitneyi ayıklamakla ve haklılığınızı ispat etmekle geçecek olsada dürüstlük hazinesinin değerli üyesi olmaktan asla vaz geçmeyeceksiniz lâkin halkın yalan ve gösterişe olan itibarı, suizan hastalığının yaygınlaşması, geçmişini unutup zalimden yana tavır takınması elbette ki çok yorucu olacaktır.

Ancak binaaleyh, dolu başaklar ürün vermeye, ak sütlü analar evlat yetiştirmeye devam edecek Biiznillah.

Helâl ile haram arasındaki lezzet farkını anlayanlar, anasının ak sütüne layık olanlar, Allah aşkı ile vatanına sahip çıkanlar var oldu, var olmaya da devam edecek.

Elbette ki zor, ve hep te zor olacak.

Üç bir yanı denizlerle dört bir yanı hainlerle çevrili bu kutlu Vatan’ın müdafaası ne zaman kolay oldu ki.

Günümüz tabiriyle sosyal medya dahil insanların bir dokunuş kadar uzağında olmasına rağmen, kendisine dokunmayan yılanı bin yaşatacak kadar da duyarsız olmaları, aklımıza atılmış sahte tarih tohumlarının, yarım iman aşılarının bir tezahürü olsa gerek.

Bu hastalıklı zihniyetten bir an evvel kurtulmak ve diğergâm olmayı yeniden öğrenip neslimize öğretmemiz gerek.

Aslından bihaber nesiller yetiştiren bu hasta ülkenin iyileşme sürecine kimse engel olamayacak, ali İslam bu ülkede nurunu tamamlamaya, insanlar huzur içinde dinlerini yaşamaya ve yaşatmaya devam edecek Biiznillah.

Daima ümit var olmak, geleceği tasarlayıp, saf tutmak elzemdir.

Elbette ki taraf olacaksınız, zira taraf olmayan bertaraf olur. Ortadan da yürürüm, anlık değerlendirir, duruma göre renk alırım diye düşünüyorsan ivedi vaz geç. Vaz geç, çünkü fitne uyumuyor, safını seçmiş her yerden saldırmaya, ve rutubet görmüş bakteri misali yayılmaya devam ediyor.

Ayağa kalk, kalk ve safını her türlü fitne fücurdan koru. Kalk ve safında kalkan ol, kale gibi sağlam dur.

Yarınların tuğlasını bugünden yerine koy ki duvarlar yükselsin.

Sen yapmasan bir başkası muhakkak kendi istediği şekilde boşlukları doldurur.

Hayatının ve hayatına dahil ettiğin yavrularının, ailenin geleceğini sen şekillendir.

En iyi arkadaşın sensin. Sen sana güven.

Sevilay Koç Dursun