Ana Sayfa İÇ POLİTİKA 14 Nisan 2023

Murat Türkyılmaz, Ekrem İmamoğlu’na bakarak “Siz bu şehrin başına gelmiş en büyük politik felaketsiniz”

AK Parti Grup Sözcüsü Türkyılmaz, “İstanbul’un değil masanın neferi olmaya azmetmiş SİZ, kendini asla taca attırmayan SİZ, İstanbul’u kendisi için politik bir kaldıraç olarak görmüş SİZ, Cumhurbaşkanı Yardımcı adaylığını bir kaçış rampası olarak gören SİZ, İstanbul’un nimetlerini kişisel kariyerinde ganimet, hizmet etmeyi zahmet bilmiş SİZ. Maalesef bu şehrin başına gelmiş en büyük politik felaketsiniz. Ve üzülerek söylüyorum ki; bu felaketin hasar tespit çalışmaları bile maalesef yıllarımızı alacaktır.”

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Meclisi Nisan Ayı Olağan Toplantısının 4’üncü Birleşimi Meclis Başkanvekili Zeynel Abidin Okul başkanlığında İBB Başkanlık binasında gerçekleştirildi. Toplantıda şahıslar adına söz alan AK Parti Grup Sözcüsü Avukat Murat Türkyılmaz, önemli açıklamalarda bulundu.

İki büyük cihanın buluştuğu noktada,

Türk vatanının ziyneti,

Türk tarihinin serveti,

Türk milletinin gözbebeği,

diyerek konuşmasına giriş yapan Murat Türkyılmaz, “İstanbul’un muhterem sakinleri, Aziz İstanbullular, sizleri hürmet ve muhabbetle selamlıyorum.

Bugün, burada İBB’nin ve tarihinin en başarısız belediye başkanının son faaliyet raporunu konuşmak için bir aradayız. İstanbullular ne umdular ne buldular?

Bu değerlendirmeler aynı zamanda yaklaşan seçimlerde CHP’nin en önemli test alanı olan İstanbul’da neye mal olduğunu ve dolayısıyla seçimlerde 1 oyun nelere mal olacağını göstermesi bakımından kıymetlidir.

Bu çerçevede; sayın İmamoğlu’nun seçim öncesi vadettiği değerlerin ve somut vaatlerinin performansını arz etmeye çalışacağım.

“EN BÜYÜK İCRAATI GÖMLEĞİNİN KOLLARINI SIVAMAK”

Aziz İstanbullular,

İstanbul nimet nimet deyip Ankara sofrası kuran, İstanbul’u değil onun Ankara’ya giden yollarını seven ve İstanbul’u bu yolculukta bir vasıta olarak kullanan, üniversite yıllarında yatay geçişle geldiği İstanbul’dan şimdi de dikey geçişle Ankara’ya geçmek isteyen, aslında kaçmak isteyen, hazin bir hikâyeden söz ediyorum…

Bu hikâyenin mimarı, zat-ı alileri, rozetini çıkarıp, 16 milyona hizmet sözü veren, dar ve zor zamanlarda ulaşılması güç olan, en büyük icraatı gömleğinin kollarını sıvamak olan, sebebini yaprakların bile bilmediği bir özgüvenle hançeresini yırtarak göremediğimiz başarılarını anlatan, sayın Büyükşehir Belediye Başkanı, bugün mevzuat müsaade etse kim bilir hangi ilde, hangi mitingde, hangi otobüsün üzerinde nutuk çekiyor olacaklardı…

“İSTANBUL’UN DEĞİL MASANIN NEFERİ OLMAYA AZMETMİŞ SİZ”

Bu vesileyle ‘Come To İstanbul’ çağrımızda kulak vererek, meclisimize teşrifleriniz için teşekkür ediyoruz.

İstanbul’un değil masanın neferi olmaya azmetmiş SİZ,

kendini asla taca attırmayan SİZ,

İstanbul’u kendisi için politik bir kaldıraç olarak görmüş SİZ,

Cumhurbaşkanı Yardımcı adaylığını bir kaçış rampası olarak gören SİZ,

İstanbul’un nimetlerini kişisel kariyerinde ganimet, hizmet etmeyi zahmet bilmiş SİZ

Maalesef bu şehrin başına gelmiş en büyük politik felaketsiniz.

Ve üzülerek söylüyorum ki; bu felaketin hasar tespit çalışmaları bile maalesef yıllarımızı alacaktır.

“CHP İÇİN LİYAKAT; PKK DAĞ KADROSU TERÖRİSTLERİNİ KOALİSYON KONTENJANLARINDAN İŞE ALMAKTIR”

Aziz İstanbullular,

Sizlere dediler ki, bu kenti liyakatle yöneteceğiz;

Oysa CHP için Liyakat;

Namus sözü verdiği halde 21 bin personeli kapının önüne koymak ve sonra CHP İl başkanlıklarının toplantılarında yüzdelik hesaplarla tüm belediye kadrolarını aralarında pay etmek ve 50 bin kişiyi işe almaktır.

Makamında katledilen şehidimiz savcı Selim Kiraz’ın fotoğrafını paylaşıp, adalet yerini buldu diyenlere kadro açmaktır.

Terörle iltisaklılara gassallık vermek, PKK dağ kadrosu teröristlerini koalisyon kontenjanlarından işe almaktır.

‘Liyakat ötesi kavramları çatır çatır yıkacağız’ diyen bir başkandan, partilileri işe alarak çatır çatır kadrolaşan bir başkana geçiş yapmaktır.

Liyakat olmadan kazanılan, müstahak olmadan kaybedilir, ahdimizdir, layığınızı bulacak ve kaybedeceksiniz.

“CHP İÇİN ADALET; BİLLBOARD İHALELERİNDE YANDAŞLARA KAYNAK AKITMAKTIR”

Dediler ki; bu kenti adaletle yöneteceğiz,

CHP için adalet;

İstanbul’u nimet değil ganimet bilmektir,

İETT de milyarlarca liralık ihaleleri yandaş firmalara vermek, Billboard ihalelerinde yandaşlara kaynak akıtmaktır.

Terörle iltisak soruşturması için iki kez basınla bir araya gelirken yolsuzluk soruşturmaları için tek bir kelime etmemektir,

CHP için adalet, belediye hizmetlerine tahsis edilmiş tekneyi makam aracı yapmak, İstanbul’a hizmet etmesi gereken köşkleri kendine lojman yapmak, özel jetlerle mitinglere katılmaktır.

CHP İl teşkilatının üye katılım töreninde A’dan Z’ye tüm ihtiyaçları karşılamak ve bunu utanmadan sıkılmadan kürsüden ilan edebilmektir…

Milletimiz müsterih olsunlar. Adalet er geç tecelli edecek, kimseyi adaletten menetmeyeceğiz ve geciktirmeyeceğiz.

“CHP İÇİN HOŞ GÖRÜ, PEMBE BİR İSTANBUL VADETMEK SONRA DA NOBRAN, ÖTEKİLEŞTİRİCİ BİR KİBRİN SÖZCÜLÜĞÜNE SOYUNMAKTIR”

Dediler ki; bu kenti hoş görüyle yöneteceğiz, 16 milyonun başkanı olacağız;

Oysa CHP için hoş görü,

Önce kalp işaretleriyle sevgi pozları vermek, üslubuyla, demokrasi yaklaşımıyla pembe bir İstanbul vadetmek sonra da nobran, ötekileştirici bir kibrin sözcülüğüne soyunmaktır.

Fazilet durağı yalanı ile işine giden vatandaşını organize kötülükle itham etmek, kar gibi bir nimeti felakete dönüştüren beceriksizliği şikâyet eden İstanbullulara trol ordusu demek, devletin valisine türlü basitlikler yapmak, bakanlara ayar vermek, kendisine omuz vermeyen gazetelerin yöneticilerinin evlerine zabıta personeliyle baskın yapmaktır.

CHP için kucaklayıcı olmak,

Bırakın rozeti çıkarmayı yanına beş rozet daha takmaktır, birini de ceketin astarına takmaktır.

Hizmetlerle süslenmesi gereken billboardlarda masa ortaklarının propagandasını yapmaktır. Belediye mevzuatının özel reklama yasakladığı üst geçitlerde bir yanı ışıltılı, diğer bütün yanları karanlık panolarla, yakınlara rant oluşturmaktır.

Övündükleri planlama ajansını trol ordularının karargahına dönüştürüp İstanbul’u değil 14 Mayıs’ı planlamaktır.

İstanbul’un neferi olmak için söz vermişken, kirli pazarlıkların döndüğü bir masaya nefer olmak, kişisel ikbal hesapları için üretilmiş siyasetin hınk deyicisi olmaktır.

“CHP İÇİN KATILIMCILIK, HİZMET OLUNCA KATILMAMAK, FAKAT RANT SÖZ KONUSU OLUNCA CAN BAŞLA KATILMAKTIR”

Dediler ki katılımcı olacağız?

CHP için katılım;

Demokratik katılımın merkezi olan bu meclis oturumlarında yüzde 90 oranında devamsızlık yapmaktır.

İşten çıkarmalarda bu meclisin sorduğu 32 önergeye, israf showu adı altında sergilediğiniz araçlarla ilgili sorulan tam 40 önergeye cevap tenezzülü göstermemektir,

CHP için katılımcılık, hizmet olunca katılmamak, fakat rant söz konusu olunca can başla katılmaktır.

CHP için Gençlik; 10 ilçeye 10 gençlik merkezi, 30 yeni kapalı spor salonu, 30 yüzme havuzu sözü vermek fakat hiçbirini yapmamak, üstüne üstlük bir belediyenin havuzunu TV stüdyosuna dönüştürüp havuz medyasına yer açmaktır.

Dünya dilleri merkezleri açacağız deyip açmamak, senin dilinden anlamamaktır.

CHP için gençlik, CHP gençlik kollarının İmamoğlu kolundan ibarettir.

CHP için Kadın;

40 semte 40 doğum evi yapacağız deyip 1 tane bile yapmamaktır, cinsel şiddet merkezleri, sığınma evleri, kör noktalara aydınlatma sözlerini unutmaktır.

Başörtülü kadınlarla pozlar verirken, sizin ifadenizle bir bez parçasını siyasetiniz için şimdilerde bayraklaştırırken bir tek başörtülü kadın müdireyi bile istihdam etmemektir, var olan iki başörtülü müdire hanımı da göreve gelir gelmez belediyeden kovmaktır.

CHP için Engelli;

Ulaşım dahil tüm engelleri kaldıracaklarına söz verip; metroda, asansörde, otobüste, vapurda engellilerin karşılaştığı yüzlerce mağduriyet görüntüsüne kör olmaktır. 10 yeni bakımevi, yaşam becerileri köyü… Engelli farkındalık eğitimlerine asıl kendi muhtaç olmaktır.

Engelsiz kent vaat ederken, İstanbul’u her başlıkta maalesef engelli bir kente dönüştürmektir.

CHP için Yaşlılar sadece Yaş almışlar demek değildir;

5 yeni gündüz bakım evi yapacağız, acil durum bilekliği takacağız, 250 şer yataklı 10 yeni huzur evi yapacağız, her ilçeye yaşlılar merkezi yapacağız deyip kalem bile oynatmayıp yine de o elleri öpecek bir alına sahip olmaktır.

CHP İÇİN SOSYAL ADALET; 32 MİLYON LİRALIK MAKAM ARACI SATIN ALMAKTIR

CHP için Sosyal Adalet;

Bir vakitler makarna kömür işleri deyip küçümsediği işlere şimdilerde sıkı sıkı sarılmaktır,

Mesela bir yandan biz sütü gizli gizli dağıtıyoruz derken diğer yandan; sütün dağıtımını, üzerinde koca koca reklamların olduğu araçlarla, göstere göstere yapmaktır,

Araçların kapısının önünde durduğu aileleri mahcup etmekten hicap duymamaktır,

Halk Ekmekte, 10 milyon adet ekmek parasıyla 32 milyon liralık makam aracı satın almaktır,

CHP için sosyal adalet, bir vakitler su insan hakkıdır, kar olmamalı deyip suyu en pahalı kullandıran 10 BB den birisi olabilmeyi başarmaktır.

“CHP İÇİN YEŞİL, 15 YENİ YAŞAM VADİSİ, BÖLGE PARKLARI, HER MAHALLEYE CEP PARKI SÖZÜ VERİP TUTMAMAKTIR”

CHP için Yeşil,

Ağaca bakıp ormanı görmemektir,

Her yıl 100 bin ağaç dikeceğiz deyip bırakın dikmeyi Çırağan caddesinde 112 adet kadim çınar ağaçlarını kökünden sökecek kadar duyarsız olmaktır, 15 yeni yaşam vadisi, bölge parkları, her mahalleye cep parkı sözü verip tutmamaktır.

Dikey bahçeleri göreve gelir gelmez söküp atmak daha sonra ilan ettiği bildiride ısı adaları için dikey bahçeye ihtiyaç var derken utanmamaktır.

Vaat kitapçığına Atatürk havalimanını yeşil alan yapacağız dedikten sonra hükümet burayı millet bahçesi yapacağız deyince tekrar havalimanı yapacağız diyecek kadar tutarsız olabilmektir,

Enerji kooperatifleri, denizde rüzgâr gülü projesi, atıklardan kazanç elde edilmesi, İstanbul da mavi bayraklı plajların sayısını arttırmak…

4 yılda tek birini bile yapmamaktır.

“CHP İÇİN BÜTÇE; BELEDİYEYİ 3.5 YILDA 35 YILIN TOPLAMINDAN DAHA ÇOK BORÇLANDIRMAKTIR”

CHP için Bütçe;

Borçlanmak ihanettir deyip borçlanma töreni yapmaktan utanmamaktır, belediyeyi 3.5 yılda 35 yılın toplamından daha çok borçlandırmaktır,

Milli savunma bakanlığından, Sağlık bakanlığından ve Ulaştırma Bakanlığında bile fazla bütçeye sahipken hizmet için yerim dar, yenim dar diyebilmektir.

Devasa bir bütçeyle yaptıkları hizmetler sorulduğunda; kreş, süt, anne kart gibi ilçe ölçeğinde yapılabilecek hizmetler saymaktır,

Koskoca İBB bütçesini, kentini, küresel kent vizyonunu daraltmaktır.

Güvenlik personellerini haysiyet mitinglerine götürürken onlara yüzde 4 zam yapmayı reva görmek, emekçinin haysiyetini unutmaktır.

Göreve gelir gelmez, israf showu altında Yenikapı’da araçları dizerken bugün çok daha fazlasını kiralama yüzsüzlüğünü gösterebilmektir.

“CHP İÇİN DAYANIKLI İSTANBUL, 100 BİN KONUT DÖNÜŞTÜRME SÖZÜ VERİP SÖZÜN BEDELİNİ REKLAM BÜTÇESİNE KAYDIRMAKTIR”

CHP için dayanıklı İstanbul,

İstanbul sele teslim olmuşken çizme giymeyi show sayanların, depremde kırmızı yelekle sahada arzı endam etmesidir.

Yüzde 5 olan dönüşüm payını yüzde 1’e çekmektir.

İstanbul yenileniyor sayfasında 27 dairelik dönüşümü başarı sayacak kadar İstanbul’un aklıyla dalga geçmektir,

Dönüşümün lokomotifi olan KİPTAŞ’ı yap satçı müteahhite dönüştürmek, sponsorlu reklamlarla daire satışı yapmaktır.

İşte tam burada, bu kürsüden ‘kentsel dönüşüm kelimesini duyunca artık irite oluyoruz’ diyebilmektir.

Dün kentsel dönüşüme reddiyelerle tabut yerine sandık hesabı yaparken bugün, tabutlar üzerinden sandık hesabıyla kentsel dönüşüme methiyeler dizmeye başlamaktır.

Yılda 20 bin konut, toplamda 100 bin konut dönüştürme sözü verip sözün bedelini reklam bütçesine kaydırmaktır.

Toplanma alanlarıyla alay ederken mesela Feriköy mezarlığını, Zincirlikuyu mezarlığını toplanma alanı göstererek, Allah korusun akıbet için mezarlıkları işaret etmektir.

Dört yıldır leyleğin ömrünü lak lakla geçirmiş, ağustos böceği gibi yan gelip yatmış Ankara türküleri söylemişken şimdi önceliklerimizi gözden geçirmeliyiz diyecek kadar büyük bir geç kalıştır.

“CHP İÇİN ULAŞILABİLİRLİK; GELDİĞİNDE DURAN, DURDUĞUNDA OTOMATİK KAPILARI AÇILAN VE PARİS METROLARINI ANDIRANDIR”

CHP için Ulaşılabilirlik;

Sembolik rakam vaatlerinden en pahalı ulaşım ücretlerine, ortalama ulaşım sürelerinde küresel ligde sonunculuğa, güvenli ve konforlu ulaşıma erişen İstanbul’dan yaşayanların can ve mal güvenliğ tehlikesi yaşadığı bir ulaştırmama düzenine geçiştir.

Geçmiş dönemlerde bu mecliste metro projelerine hayır oyu kullananların bugün aynı metrolar üzerinden bizimle yarışa girmesidir,

4 yıldır projesi yapılan, finansmanı bulunan, imalatına başlanan 1 CM lik bile metro projesi olmamasına rağmen aynı anda 10 metroda değil ama pişkinlikte rekor kırmaktır.

CHP için ulaşım; Geçmiş dönemde büyük kısmı tamamlanan, geldiğinde duran, durduğunda otomatik kapıları açılan ve Paris metrolarını andıran dudullu bostancı hattı karşısında UFO gören masum köylü olmaktır.

Metro konusunda Dalan ile yarışabilecekken, İETT de ki talanla kimsenin eline su dökemeyeceği büyük başarıdır.

Hiçbir zaman yanan, yolda kalan, arızalanan İETT otobüslerinin; şehir şehir gezdikleri miting otobüsleri kadar ilgilerini çekmediği büyük bir duyarsızlıktır.

“İMAMOĞLU’NA 16 MİLYON ADINA CUMHUR İTTİFAKI OLARAK ‘REKLAM VE ALGI YÖNETİMİNDE EN İYİ BELEDİYE BAŞKANI’ MADALYASINI LAYIK GÖRÜYORUZ”

Aziz İstanbullular,

Saydığım bu vaatlerden çok daha fazlası işte burada, sana verilen sözlerin olduğu bu kara kaplı veresiye defterinde, sonuçları da işte burada.

Sn. Başkan bir tv programında bu vaatlerin yüzde 60’ını, son olarak da basınla yüzde 80 ini yaptığını ifade etti. Matematik işte burada, vaatlerinizin yüzde 5,9’unu yaptınız, yüzde 11 ini kısmen yaptınız ve yüzde 83 ünü yapmadınız,

Sana söz baharlar gelecek deseniz de Neşet Babanın sözlerinden ilhamla bir dörtlükte bu resmi özetleyelim;

Yazımı kışa çevirdin,

Viran oldu yuvam, İstanbulum

Böyle keder böyle zulüm

Garip başa geldi İstanbulum

İstanbul;

Kentini değil kendini düşünen,

Kentini değil kendini merkeze alan,

Kentini değil kendini büyüten,

Kentini araç kendini amaç edinen,

Kendine bakıp kentine körleşen bu çarpık anlayışın farkındadır.

Kendini ihya ederken kentini ihmal eden sizler, ihmal ettiğiniz bu kent tarafından 2024’te imha edileceksiniz, hiç şüpheniz olmasın.

Elbette başarılı olduğunuz başlıklar var…

Bunlardan en önemlisi hepimize; algı ile olgunun, imaj ile gerçeğin yarışabileceğini gösterebilmenizdir.

Fakat asla yenebileceğini değil…

Geçen dört yılın sonunda İBB’yi ve başkanını en başarılı oldukları sahada taltif etmek ve kendilerine bir ödül takdim etmek istiyorum.

Kendilerine 16 milyon adına Cumhur İttifakı olarak ‘Reklam ve Algı Yönetiminde En İyi Belediye Başkanı’ madalyasını layık görüyoruz.

Anlı şanlı bu madalyayı buraya asıyorum.

Bir gün İstiklal Şairimiz merhum Akif’in yanına Nevruz isimli bir delikanlı gelir.

Der ki; beni babam gönderdi, bana bir nasihatte bulunmanı istedi;

Akif Şöyle Der;

Beni dinler misin, oğlum Nevruz,

Ne büyük söyle ne çok söyle; yiğit işte gerek.

Lafı bol, karnı geniş soyları taklit etme;

Sözü sağlam, özü sağlam, adam ol ve ırkına çek…

Sizleri Yeter Söz Türkiye’nin diyeceğimiz 14 Mayıs ve Yeter Söz İstanbul’un diyeceğimiz 31 Mart seçimlerinin büyük heyecanı ve umuduyla selamlıyor, saygılar sunuyorum.”

 

selyus