Ana Sayfa ÇEVRE, İÇ POLİTİKA 18 Eylül 2023

İstanbul Milletvekili Şahin’den detaylı deprem bölgesi raporu

İstanbul Milletvekili ve Gelecek-Saadet Partileri Grup Başkanvekili İsa Mesih Şahin, deprem bölgelerinde yaptığı detaylı çalışmaları rapor haline getirerek Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) sunmaya hazırlanıyor.

Türkiye, 6 Şubat 2023’te Kahramanmaraş Depremleri ile tarihimizin en büyük deprem kayıplarından birisini yaşadı. Pazarcık ve Elbistan ilçeleri merkezli olan 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki iki deprem literatüre “2023 Kahramanmaraş Depremleri” olarak geçti. Bu depremler, 11 il 62 ilçe ve yaklaşık 10 bin 190 köyde can ve mal kaybına sebep oldu.

Deprem sonrasında ülkemizde büyük bir dayanışma örneği yaşandı. İktidarından muhalefetine, sivil toplum kuruluşlarından yerel yönetimlere kadar herkes deprem bölgesinin yardımına koştu. Kahramanmaraş depremleri sonrasındaki dayanışma örneği milletimizin toplumsal dayanışma ruhunun ne denli büyük olduğunu bir kere daha ortaya koydu.

ŞAHİN’DEN DETAYLI RAPOR

Deprem bölgesi ile ilgili 9 günlük teferruatlı bir çalışma yapan İstanbul Milletvekili ve Gelecek-Saadet Partileri Grup Başkanvekili İsa Mesih Şahin “İlk günden beri depremin yaraları sarılmaya çalışılsa da önemli aksamaların olduğu da bir gerçekliktir. Gelecek Partisi olarak deprem bölgesindeki son durumu yakından gözlemleme adına bir heyet ile bölgede 9 günlük ziyaret programı gerçekleştirdik. 25 Ağustos Cuma günü Adana’da başlayıp 2 Eylül Cumartesi günü Şanlıurfa’da tamamladığımız deprem bölgesi ziyaretlerimiz kapsamında 9 il, 8 taşra ilçesi ve 5 köy ziyareti gerçekleştirdik. Programda Diyarbakır ve Elazığ hariç tüm deprem bölgesi illeri ziyaret ettik” dedi.

ŞAHİN, GEÇMİŞ OLSUN TÜRKİYE

Uzun ve detaylı bir çalışma neticesinde önemli detayları kaleme alan Grup Başkan Vekili Şahin, “Program kapsamında; illerde ve ilçelerde TOKİ şantiyeleri ziyaret edilerek, yetkililerden bilgi alınmış, inşaatlar gezilmiş ve toplu konut yapımının ne aşamada olduğu yerinde görülmüştür. Konteyner kentler ziyaret edilerek, burada yaşayan vatandaşlarımızın yaşam koşulları gözlemlenmiştir. Ayrıca şehir merkezleri ziyaret edilerek ağır hasarlı binaların son durumu, şehirlerde yaşanan sorunlar yakından takip edilmiştir.

Deprem bölgesinde yapılmakta olan toplu konutların yetersiz olduğu, bölgede daha fazla konteynere ihtiyaç duyulduğu, mevcuttaki konteyner kentlerin kışa hazır olmadığı, ağır hasarlı binaların önemli bir bölümünün halen yıkılmadığı, yerinde ayrışma sorununun büyük zararları olduğu, eğitim faaliyetlerinde aksamalar olacağı, şehirlerde içme suyu sorununun olduğu, ticari hayatın canlandırılması gerektiği önemli tespitlerimizdir.

Bölgedeki gözlemlerimiz neticesinde oluşturulan bu rapor, giriş bölümü haricinde iki bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde; bütün şehirlerde ortak olarak görülen deprem bölgesinin genel sorunları ele alınmıştır. İkinci bölümde de ziyaret edilen şehirlerin tespit ettiğimiz özel sorunları açıklanmıştır. Şehirlerin rapordaki sıralaması ziyaret sırasına göre belirlenmiştir.

Raporda her il bölümünde belirtilen bina hasar durumlarına ilişkin resmi veriler; Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının 16.02.2023 tarihinde yayınlanan verilerine göre aktarılmıştır. Ayrıca yapılması planlanan konut sayısı TOKİ verilerine göre aktarılmıştır.

Raporumuzda yapılan tespit ve gözlemler resmi verilere dayanmayıp, heyetimizin ziyaretlerde elde ettiği gözlemlerin sonucunda oluşan kendi kanaatlerine dayanmaktadır.

Gelecek Partisi olarak deprem konusunu siyaset üstü bir konu olarak görüyoruz. Dolayısıyla deprem bölgesi ziyaret programımızda da yapıcı muhalefet anlayışımızı sonuna kadar ortaya koymuş bulunuyoruz. Heyetimiz tarafından oluşturulan rapor ile deprem bölgesinin aksayan sorunlarına çözüm sunmak, mağduriyet yaşayan vatandaşlarımızın yaşam koşullarının iyileştirilmesine katkı sağlamak amaçlanmaktadır. Bu bakış açısıyla çalışmamızın ve raporumuzun sürece fayda sağlamasını temenni ediyorum.

Bu vesileyle depremde yitirdiğimiz vatandaşlarımızı bir kez daha rahmetle anıyor, halen tedavi görmekte olan yaralılarımıza acil şifalar diliyorum. Geçmiş olsun Türkiye.”

“GENEL OLARAK BARINMA VE KONUT SORUNU VAR”

Grup Başkan Vekili Şahin, “6 Şubat’ta yaşanan Kahramanmaraş Depremlerinin yıkıcı etkisinin sonucu olarak en çok ihtiyaç duyulan husus barınma/konut ihtiyacıdır. Evleri yıkılan ya da ağır hasarlı durumda olan vatandaşlarımızın barınma ihtiyacı için, konteyner kentler oluşturma, çadır tahsis etme, depremzedeleri kamuya ait tesislerde misafir etme gibi yöntemler tercih edilmiştir.

Depremde evleri yıkılan ya da ağır hasar gören vatandaşlarımızın konut/barınma ihtiyacının sağlanması sosyal devlet olmanın bir gereğidir. Sayın Cumhurbaşkanı tarafından da depremden hemen sonra konut ihtiyacının karşılanması, deprem bölgesinin normalleşmeye başlaması için kamuoyuna yönelik yapılan açıklamada “bize bir yıl süre verin” mesajı verilmiştir. Bu mesaj ile deprem bölgesinde ve kamuoyunda mağdur vatandaşlara konutların yapılıp teslim edileceği beklentisi oluşmuştur.

Heyet olarak ziyaretlerimizde il ve ilçelerdeki TOKİ inşaatları gezilerek, inşaatların son durumu incelenmiştir. Yapılan inşaatlar hakkında yetkililerden de bilgi alınmıştır. Osmaniye’de Toprakkale yolu üzerindeki TOKİ şantiyesi, Kahramanmaraş’ta Dulkadiroğlu ilçesi Feruş Karataş Bölgesindeki TOKİ şantiyesi, Gaziantep Nurdağı ilçesinde Bademli Bölgesindeki TOKİ şantiyesi, İslahiye ilçesinde 3. Etap 1. Bölge TOKİ şantiyesi, Malatya’da İkizce bölgesindeki TOKİ şantiyesi bizzat ziyaret edilerek, inşaat çalışmalarının son durumu yakından incelenmiştir.

Bu konuda yapılan gözlemimizin en önemli sonucu; “mevcutta yapılmakta olan inşaatların önemli bir bölümünün bahse konu 1 yıllık sürede (2024 Mart) tamamlanabileceği görülmüştür. Ancak ne var ki; teslim edilecek konut sayısının mevcut mağduriyetin çok az bir bölümünü karşılayacak durumda olması sürecin en önemli sorunu olarak karşımızda yer almaktadır.” Yani yapılmakta olan inşaat sayısı iktidar yetkililerinin bahsettiği sayılarda olmayıp, konut ihtiyacı konusunda depremzedelerin önemli bir bölümünün mağduriyetinin devam edeceği açık bir şekilde ortadadır.

Ayrıca yapımı tamamlanacak olan toplu konutların kimlere, hangi şartlarda dağıtılacağı konusunda da belirsizlikler mevcuttur.

Evleri yıkılan ya da ağır hasar gören vatandaşlarımız için geçici olarak konteyner kentler kurulmuş ise de; yapılan ziyaretlerimizde her ilimizde daha fazla konteyner ihtiyacı olduğu

da görülmüştür. Kış dönemine girilmeden illere yeterli sayıda konteyner ulaştırılması gerekmektedir.

Bazı bölgelerde hala çadırlarda yaşayan vatandaşlarımız da bulunmaktadır. Çadırlar yerine konteyner hizmeti verilerek, vatandaşlarımızın en azından geçici dönemde daha iyi şartlarda yaşaması sağlanmalıdır. Konteyner ve çadır bulamamış mağdur vatandaşlarımızın sayısı da bir hayli fazladır.

TOKİ tarafından yapılan dairelerin yüzölçümü ‘brüt olarak’ 3+1’ler 105 m2, 2+1’ler 85 m2 olarak planlanmıştır. Deprem bölgesindeki geleneksel aile yapıları düşünüldüğünde TOKİ tarafından yapılan daireler çok küçük ölçekli kalmaktadır. Deprem bölgesinde bu konuda yoğun eleştiriler yapılmaktadır.

Düzensiz göçmen konumunda olan Suriye vatandaşlarının da illerimizin çoğunda belirli bölgelerde toplandıkları gözlemlenmiştir.

Toplu konut yapan firmalara ödenek konusunda aksamlar olduğu yönünde aldığımız duyum da üzerinde durulması gereken önemli bir ayrıntıdır. Yaşanacak olası ödenek sorununun önümüzdeki dönemde inşaatları yavaşlatacağı ve mağduriyetleri büyüteceği riskinin de ilgili kurumlar tarafından dikkate alınması gerekmektedir.

Evini kendisi yapacak olan vatandaşlara sağlanan Hibe+Kredinin de ev maliyetlerini karşılamadığı yönünde çok sayıda şikâyet alınmıştır. Bu konuda da ilgili kurumların hibe ve kredi şartlarını iyileştirmesi gerekmektedir.”

KONTEYNER KENT SORUNLARI

Milletvekili Şahin, “Programımız kapsamında illerde konteyner kentler ziyaret edilerek; yetkililerden bilgi alınmış ve doğrudan vatandaşlarımız ile de temaslar kurularak sorun ve talepler yerinde dinlenmiştir.

Konteyner kent ziyaretlerinde; Adana’da Şambayadı Geçici Konaklama Merkezi, Osmaniye’de Karaçay Geçici Konaklama Merkezi, Kahramanmaraş’ta Kahramanmaraş Baykar Konteyner Kenti, Nurdağı Konteyner Kenti, İslahiye Geçici Yaşam Alanı, Hatay’da prefabrik konutların bulunduğu Ciner Mahallesi, Adıyaman’da İpekli 1 Şehir Hastanesi K-2B Geçici Konaklama Merkezi, Malatya’da Yaşam Kent-1 Konteyner Kenti ziyaret edilmiştir.

Ziyaret ettiğimiz her ilde; kurulan konteyner kentlerin haricinde konteyner ihtiyacı söz konusu olmakla birlikte vatandaşların yer yer çadırlarda yaşadığı da tarafımızca tespit edilmiştir.

Konteyner tahsisi yapılamayan vatandaşlar akrabalarıyla aynı konteynerleri paylaşmakta, dolayısıyla da konteynerlerde vatandaşlar çok kalabalık nüfuslar halinde yaşamak zorunda kalmaktadır.

Konteyner kentler için en önemli tespitimiz; konteyner kentler kışa hazır değildir. Bazı bölgelerde yağış sonrasında konteyner çatısından içeriye su akmalarının olduğu tespit edilmiştir. Bazı noktalarda da alt yapının yanlış hazırlanması nedeniyle yağışlarda farklı sorunlar yaşandığı bilgisi aktarılmıştır. Konteyner kentler ivedi bir şekilde kışa hazırlanmalıdır.

Temel ihtiyaçlar olan su, elektrik gibi hizmetlerin sık sık kesintiye uğraması konteyner kentlerde hayatı olumsuz etkilemekte, günlük işleri aksatmaktadır. Yaşanan içme suyu sorunu da sağlık sorunlarına sebep olmaktadır.

Konteyner kentlerde güvenlik kamera sistemleri mevcut olmayıp, bu durum asayiş sorununa sebep olabilmektedir.

Günümüzün en temel ihtiyacı olan internete erişim hemen hemen hiçbir konteyner kentte bulunmamaktadır. Bu durum başta eğitim-öğretim olmak üzere hayatı olumsuz etkilemektedir.

Bazı konteyner kentlerde elektrik sayaçları takılacağı bilgisi zor şartlar altında yaşayan depremzede vatandaşlarımızı kaygılandırmaktadır.”

 EĞİTİM FAALİYETLERİ

Depremde yıkılan ya da zarar gören okullardaki öğrencilerin başka okullara nakledilmesi diğer okullardaki sınıf başına düşen öğrenci sayısının artışına sebep olmaktadır. Dolayısıyla da eğitimde kalite sorunu ortaya çıkacağı önemli bir gerçekliktir.

Konteyner kentler, eğitim faaliyetlerine tam olarak hazır durumda değildir. Bazı konteyner kentlerde ana okul ve ilkokul hazırlıkları halen devam etmektedir. Bu konuda eksiklikler hızlı bir şekilde tamamlanmalıdır.

Başka okullarda okuyan öğrencilerin konteyner kentlerden diğer okullara taşınması da ayrı bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Kentlerde yeterli servis olmadığı bilgisi de önemli bir tespittir. Servis taşımacılığı hususundaki belirsizlik çok sayıda vatandaşımız tarafından tarafımıza iletilmiştir. Öğrenci taşımacılığındaki aksamalara ilişkin gerekli önlemler alınmalıdır.

Tecrübeli öğretmenlerin tayin isteyerek deprem bölgelerinden ayrılması da nitelikli eğitim açısından önemli bir sorun olarak görülmektedir.

Üniversite öğrencileri için de barınma/konut ihtiyacı önemli bir sorun olarak durmaktadır. KYK yurtlarının yeterli kapasitede olmaması, şehirlerde yaşanan konut sıkıntısı, kira fiyatlarının yüksekliği gibi etkenler de göz önünde bulundurulduğunda üniversiteler açıldığında öğrencileri bu açıdan büyük bir barınma sorunu beklemektedir.

AĞIR HASARLI BİNALARIN YIKIMI/HAFRİTAY ÇALIŞMALARI

İllerimizin bazı bölgelerinde halen depremde yıkılan binaların enkazlarının kaldırılmadığı görülmüştür.

Ağır hasarlı binaların önemli bir bölümünün hala yıkılmadığı, yıkımların yavaş ilerlediği, bu binaların büyük bir tehdit olarak durduğu önemli bir tespitimizdir. Örneğin Malatya’da yıkılması gereken 36.000 binadan ancak 5.000 kadarının yıkıldığı bilgisi aktarılmıştır. Gözlemlerimizde de Malatya’da çok sayıda ağır hasarlı binanın hala yıkılmadığı görülmüştür.

Yerel yönetimlerin özellikle şehirlerin ana caddelerindeki enkazların kaldırılmasına öncelik verdikleri ancak arka mahallelerde yavaş hareket ettikleri, şehrin ana noktalarındaki makyajlar ile şehirlerin hızlı dönüşüm içinde olduğu algısı oluşturmaya çalıştıkları da görülmüştür.

Hafriyatların kaldırılması konusunda; ‘yerinde ayrışma sorunu’ bütün şehirlerimiz için en önemli sorunlardan birisidir. Şöyle ki; binaların yıkılması ve hafriyatların taşınması işini alan firmaların “enkazdaki demirleri değerlendirme adına yerinde ayrıştırarak alması”; ağır hasarlı binaların yıkılıp kaldırılması işlemlerinin uzamasına, asbest sorununa ve bunun sonucu olarak da sağlık sorunlarının ortaya çıkmasına, demir ayrışması amacıyla ağır yüklü araçların yaptığı işlerin altyapıya zarar vermesine, bu zararın içme suyu sorununu ortaya çıkarmasına sebep olmaktadır. Valilikler tarafından bu konu yakından takip edilmeli; yerinde ayrışma işlemlerine müsaade edilmemeli, ayrışmaların döküm alanlarında yapılması sağlanmalıdır.

Hafriyatların kaldırılması işlemlerinde gerekli önlemlerin alınmaması (sulama yapılmaması gibi) şehirlerin toz bulutuyla kaplanmasına sebep olmaktadır. Bu sorunun doğal sonucu olarak sağlık sorunları ortaya çıkabilmektedir.

İÇME SUYU SORUNU

Depremde ağır hasar gören şehirlerimizin birçoğunda içme suyu sorunu en önemli başlıklardan birisidir.

Şehirlerde içme suyu şebekesi, gerek deprem anında, gerekse de hafriyat kaldırma işlemleri sırasında yerinde ayrışma vs. yanlış işlemlerden dolayı büyük oranda hasar almış vaziyettedir.

Şehirlerimizin birçoğunda içme suyu hattından akan sular çamurlu bir şekilde musluklardan akmakta, musluk suyu içilememektedir.

İçme suyu sorunu beraberinde sağlık sorununu da getirmektedir. Özellikle de okulların açılmasıyla bulaşıcı hastalıkların daha çabuk yayılma riski de bulunmaktadır.

TİCARİ HAYATIN SON DURUMU

Bir şehrin ihyasındaki en temel unsurlardan birisi şüphesiz dinamik bir ticari hareketliliktir. Deprem bölgesindeki iş yeri sahiplerinin bir kısmının iş yerlerinin yıkılması ya da kullanılamayacak hale gelmesi ticari hayatı olumsuz etkilemiştir.

Var olan mevcut ticari işletmelerin de; maliyetlerin artması ve şehirlerin ekonomik imkansızlık içinde olması gibi sebeplerle yeterli iş imkanına sahip olmaması esnafımızı iş yerlerini kapatmaya sevk etmektedir.

Deprem bölgesindeki esnaflara, iş insanlarına yönelik teşvikler de yetersizdir, zor durumda olan deprem bölgesi esnafı çaresiz bırakılmaktadır.

Bazı illerimizde esnafımıza yönelik prefabrik iş yerleri tahsis edilmiş ise de; bu hizmet çok yetersiz kalmıştır. Bazı illerimizde ise böyle bir hizmet hiç yapılmamaktadır.

DİĞER SORUNLAR

Deprem bölgesinde çok sayıda yerde GSM hatlarının çekim sorunu ve internet hizmetinin yetersiz olması vatandaşlarımızın rahatsız olduğu konulardandır.

Bölgedeki en önemli ihtiyaçlardan birisi; rehabilitasyon hizmetidir. Depremden psikolojik olarak olumsuz olarak etkilenen çok sayıda vatandaşımız; evleri sağlam olmasına rağmen evlerine girememektedir. Bu ve benzeri konular için bölgede daha güçlü bir rehabilitasyona ihtiyaç vardır.

Deprem sonrası yaşanan konut arzı sıkıntısı zaten yükselmekte olan kira fiyatlarını daha fazla yükseltmiştir. Kira fiyatlarının yüksek olması şehirlerde önemli bir sosyal sorundur.

Deprem bölgesindeki kamu görevlilerine tayin isteme hakkı verilmiştir. Depremden psikolojik olarak etkilenen nitelikli insan kaynağının (doktor, öğretmen vb.) bu hakkı kullanarak deprem bölgesi şehirlerinden ayrılması, bölgedeki nitelikli kamu hizmetinin tesisi açısından büyük bir eksikliği doğurmaktadır.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının sisteminde yaşanan adres karışıklığı önemli bir sorunu beraberinde getirmiştir. Bu karışıklık nedeniyle evi yıkılan bazı depremzedelerin evleri sistemde yıkılmamış görünmekte, ağır hasarlı olanlar ise orta veya hafif hasarlı olarak görünmektedir. Bu şekilde çok sayıda mağduriyet yaşanmaktadır. Bu durumdan dolayı depremzedeler yapılan bazı ödemeleri alamıyor, konteyner talebinde bulunamıyor, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarından ödenek alamıyor. Bu sorun ivedilikle giderilmelidir.

DASK ödemelerinin yapılmadığı yönünde de önemli şikayetler alınmıştır.

Depremzede vatandaşlardan alınmayacağı açıklanan elektrik vb. faturaların sonradan faturalara yansıtıldığı yönünde vatandaşlarımızdan çok sayıda şikâyet aktarılmıştır.

ŞEHİRLERİN ÖZEL SORUNLARI

ADANA T.C. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın 16.02.2023 tarihli verilerine göre; “Adana’da toplam 7 bin 724 binada 127 bin 269 bağımsız birimde hasar tespit çalışması yapıldı. Buna göre 59 binadaki 1.274 bağımsız bölümün acil yıkılması gereken ağır hasarlı ve yıkık olduğu tespit edildi. 304 binada bulunan 7 bin 270 bağımsız birimin orta hasarlı, 1688 binadaki 38 bin 261 bağımsız birimin az hasarlı, 5 bin 313 binadaki 78 bin 40 bağımsız birimin ise hasarsız olduğu tespit edildi.” Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ) tarafından depremzede vatandaşlara tahsis edilmek üzere 3 bin 638 konutun inşasına başlandığı bilgisi aktarıldı, TOKİ’nin bir yıl içerisinde bölgede 9 bin 456 konut yapacağı bildirildi.

Adana’da yaptığımız gözlemlerde Şambayadı bölgesinde 581 konutluk inşaatın başladığı görülmüştür. Adana geneli için yaptığımız genel gözlemimizde resmi rakamlarda bahsedildiği gibi 3.638 konutun inşasına başlandığı gözlemlenememiştir.

Binaları ağır hasarlı durumda olan depremzedelerin konut hak sahipliği için yaptığı başvurulara sistemin kapalı olduğu, çok sayıda hak sahibinin bu konuda mağdur olduğu yönünde şikayetler alınmıştır.

Ağır hasarlı binaların yıkımı işlemlerinin yavaş ilerlediği görülmüştür.

Depremzede vatandaşlarımız, TOKİ tarafından verilecek evler ile kendilerine ait yıkılmış olan evlerin arsa değerinin rayiç bedelleri arasında fark olacağından endişe duymaktadır. Ayrıca verilecek konutların metrekare oranının küçük olması da ayrı bir rahatsızlık konusudur.

Yapılan deprem konutlarının teslimi konusunda tatbik edilecek usulün netleşmemiş olması da depremzede vatandaşlarımızı kaygılandıran bir başka husustur. Örneğin kura usulü takip edileceği takdirde kurada çıkmayan depremzede vatandaşlarımızın akıbetleri nasıl olacaktır?

25 Ağustos Cuma günü Adana temaslarımız kapsamında, Adana’da Şambayadı Geçici Konaklama Merkezi ziyaret edilerek yetkililerden bilgi alınmış ve konteynerlerde yaşayan depremzede vatandaşlarımız ile temas kurulmuştur. Ayrıca Adana merkezde yaptığımız temaslarda da bölgenin sorunları yakından takip edilmeye çalışılmıştır.

Şambayadı Geçici Konaklama Merkezi ziyaret edilmiş, yetkililerden bilgi alınmış ve depremzede vatandaşlarımızın sorun ve talepleri dinlenmiştir. Konaklama merkezindeki vatandaşlarımızın heyetimizle paylaştığı konular şöyledir;

⮚ Şambayadı Geçici Konaklama Merkezi’nde sık yaşanan elektrik kesintisinden vatandaşlarımız rahatsız durumdadır.

“Konteyner kentte internet olmaması nedeniyle eğitim faaliyetlerinin aksayacağı yönünde” çok sayıda şikâyet alınmıştır.

⮚ Konteyner kentte elektrik faturalarının tahsili için sayaç takılacağı bilgisi aktarılmıştır. Bu konuda depremzedelerin rahatsız olduğu görülmüştür.

Konteyner kentten okullara gidecek olan öğrencilerin servis hizmeti konusunda belirsizlikler mevcuttur.

OSMANİYE T.C. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın 16.02.2023 tarihli verilerine göre; “Osmaniye’de toplam 34 bin 797 binada bulunan 108 bin 162 bağımsız birimde hasar tespit çalışması yapıldı. 2.531 binadaki 9 bin 595 bağımsız birimin acil yıkılması gereken ağır hasarlı ve yıkık olduğu tespit edildi. 266 binadaki 2 bin 104 bağımsız birimin orta hasarlı, 8 bin 34 binada bulunan 40 bin 929 bağımsız birimin az hasarlı, 22 bin 41 binadaki 51 bin 409 bağımsız birimin hasarsız olduğu tespit edildi.” TOKİ tarafından depremzede vatandaşlara tahsis edilmek üzere 4 bin 892 konutun inşasına başlandığı bilgisi aktarıldı, TOKİ’nin bir yıl içerisinde bölgede 6 bin 131 konut yapacağı bildirildi.

Osmaniye Merkezde Toprakkale Yolu üzerindeki TOKİ inşaatı şantiyesi ziyaret edilmiş ve yetkililerden bilgi alınmıştır. Ziyaret edilen şantiyedeki konutların belirtilen sürede biteceği gözlemlenmekle birlikte asıl sorunun resmi verilerde bahsedilen sayıda inşaata başlanmadığı ve belirtilen sürede mağdur vatandaşların önemli bir bölümüne konutların teslim edilemeyeceği görülmüştür.

Düziçi ilçesinde de aldığımız bilgiye göre Alibozlu bölgesinde başlayan TOKİ inşaatı 3 etap halinde planlanmış, toplamda 1727 konut yapılacağı bildirilmiştir. 1. etabın belirtilen sürede bitirileceği gözlemlenmiştir. Düziçi ilçesindeki konut ihtiyacı sayısının 1727 sayısından çok daha fazla olduğu önemli bir tespittir. Kaldı ki toplam 1727 konutun dahi bitirilemeyeceği düşünüldüğünde bölgedeki konut ihtiyacı sayısı önemli bir mağduriyet olarak devam edecektir.

Osmaniye’de yaşanan içme suyunun ve elektriklerin kesilmesi depremzede vatandaşlarımızın hayatını daha da zorlaştırmaktadır.

Osmaniye merkezde ağır hasarlı binaların yıkılması ve hafriyatların kaldırılması işlemlerinin çok yavaş ilerlediği görülmüştür.

Ayrıca Osmaniye şehir merkezindeki eski işyerlerinin çoğunun yıkılacak olması nedeniyle Osmaniye’de ticari hayatın canlılığını koruyacak şehrin dokusuna uygun yeni bir şehir planlaması yapılması elzem bir durumdur.

Osmaniye Merkez’de Karaçay Geçici Konaklama Merkezi ziyaret edilerek yetkililerden bilgi alınmış ve depremzede vatandaşlarımızla da temas kurularak sorun ve talepler dinlenmiştir.

Osmaniye Karaçay Geçici Konaklama Merkezi’nde iletilen sorunlar ve yaptığımız gözlemler şu şekildedir;

Konteyner kentte içme suyu şebekesi sağlıklı bir şekilde çalışmamaktadır. Halk, depo suyu ile idare etmeye çalışmakta, bu durumun sonucunda sık ve uzun süreli su kesintileri depremzedelerin günlük yaşantılarını olumsuz etkilemektedir.

⮚ Konteyner kentte sık sık elektrik kesintileri yaşanması yaşamı olumsuz etkilemektedir.

Konteyner kentte anaokulu olmaması, okul öncesi çağındaki çocukların gelişimi için büyük bir eksikliktir. Ayrıca konteyner kentten diğer okullara gidecek öğrencilerin ne şekilde gideceğinin belirsiz olması da önemli bir sorundur.

⮚ Konteyner kentlerde, evlerin küçük olması nedeniyle eşyalar evlere sığmamaktadır. Bu sebeple de iki konteyner arasında bulunan alana eşya konulması için izin talep edilmektedir. (Ör: Beyaz eşyalar, bebek arabası vb.)

Konteyner kentin Karaçay dere yatağına kurulmuş olmasından dolayı depremzedeler olası bir durumda taşkın, sel gibi afetlerle karşı karşıya kalabilir. Bu konuda önleyici tedbirler alınmalıdır.

KAHRAMANMARAŞ T.C. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın 16.02.2023 tarihli verilerine göre; “Kahramanmaraş’ta toplam 69 bin 577 binada bulunan 258 bin 523 bağımsız birimde hasar tespit çalışması yapıldı. 12 bin 980 binada yer alan 60 bin 51 bağımsız birimin acil yıkılması gereken ağır hasarlı ve yıkık olduğu tespit edildi. 1058 binadaki 7 bin 671 bağımsız birimin orta hasarlı, 20 bin 556 bina bulunan 99 bin 481 bağımsız birim az hasarlı, 25 bin 420 binadaki 61 bin 932 bağımsız birimin de hasarsız olduğu tespit edildi.” TOKİ tarafından depremzede vatandaşlara tahsis edilmek üzere 24 bin 321 konutun inşasına başlandığı bilgisi aktarıldı, TOKİ’nin bir yıl içerisinde bölgede 43 bin 194 konut yapacağı bildirildi.

Kahramanmaraş Merkez’de Önsen Beldesi, Karataş ve Ağyar bölgelerinde toplu konut çalışması yapılmakta olduğu bilgisi alınmıştır.

“Dulkadiroğlu ilçesi, Feruş Karataş bölgesi 2. Etap TOKİ İnşaatı Şantiyesi ziyaret edilerek yetkililerden bilgi alınmış ve inşaat çalışması incelenmiştir.”

Şantiyede yapılmakta olan 632 adet konutun süresinde bitirileceği tahmin edilmektedir. Ancak ne var ki Kahramanmaraş merkezde genel toplamda yeterli sayıda konutun yapılamayacağı görülmüştür. Kahramanmaraş merkez için konut/barınma sorunu önemli bir mağduriyet olarak devam edecek gibi görünmektedir.

Kahramanmaraş merkezde ağır hasarlı binaların yıkımının ve hafriyatının kaldırılmasının yavaş ilerlediği de önemli bir eksiklik olarak tespit edilmiştir.

Kahramanmaraş’a barınma için tahsis edilen konteynerlerin yetersiz olduğu açıkça görülmektedir. Vatandaşlarımızın bir bölümünün halen çadırlarda kaldığı da görülmüştür. Şehir merkezinde yaptığımız ziyaretlerde çok sayıda vatandaşımız tarafından konteyner talebinde bulunulmuştur. Bölgeye kış mevsiminden önce ihtiyaçları karşılayacak kadar konteyner sevk edilmelidir.

Yerinde ayrışma sorunu önemli bir sorun olarak görülmektedir. Bu sorun hem yıkım ve hafriyat kaldırma işlemlerini uzatmaktadır hem de asbest gibi önemli sorunlara yol açmaktadır. Vatandaşlar yerinde ayrışma işlemine karşı çıkmaktadırlar.

İşyeri yıkılan ya da ağır hasarlı olan vatandaşlarımız yerel yönetimlerden konteynerden oluşan iş yeri tahsisi beklemektedir. Bu konuda yerel yönetimler yetersiz kalmaktadır. Ayrıca esnafın borçlarının silinmesi ya da ertelenmesi beklentisi vardır.

Evini kendisi yapmak isteyen vatandaşlara verilen 500 bin TL hibe ve 500 bin TL geri ödemeli kredi ile bir ev maliyetinin karşılanamayacağı yönünde şehirde çok sayıda şikayet alınmıştır.

Kahramanmaraş şehir merkezindeki esnafa ve vatandaşlarımıza yönelik yapılan ziyaretlerde depremin psikolojisinin hala ağır şekilde yaşandığı görülmüştür Yaşanan ağır travmalar sebebiyle evi sağlam olan depremzedelerin kayda değer bir bölümü evlerine girememektedirler. Bu konuda ivedilikle psiko-sosyal destek sağlanmalıdır.

Ziyaretlerimiz kapsamında Kahramanmaraş Baykar Konteyner Kent ziyaret edilmiştir. Ziyaret kapsamında yetkililerden alınan bilgiler ve vatandaşla temaslar kurulmuştur.

Konteynerlerde kalabalık şekilde yaşama mecburiyeti Kahramanmaraş’ta da sorun olarak gözlemlenmektedir.

⮚ Konteyner Kentte anaokulu ve ilkokul faaliyetinin verilebileceği görülmektedir.

GAZİANTEP T.C. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının 16.02.2023 tarihli verilerine göre; “Gaziantep’te toplam 156 bin 482 binadaki 586 bin 628 bağımsız birimde hasar tespit çalışması yapıldı. 12 bin 964 binadaki 31 bin 522 bağımsız birimin acil yıkılması gereken ağır hasarlı ve yıkık olduğu tespit edildi. 4 bin 361 binada bulunan 17 bin 50 bağımsız birimin orta hasarlı, 29 bin 471 binadaki 179 bin 149 bağımsız birimin az hasarlı, 89 bin 92 binada bulunan 309 bin 389 bağımsız birimin de hasarsız olduğu tespit edildi.” TOKİ tarafından depremzede vatandaşlara tahsis edilmek üzere 20 bin 319 konutun inşasına başlandığı bilgisi aktarıldı, TOKİ’nin bir yıl içerisinde bölgede 24 bin 148 konut yapacağı bildirildi.

Gaziantep il merkezi depremden fazla etkilenmemiştir. Dolayısıyla depremden en fazla etkilenmiş olan iki ilçemiz, İslahiye ve Nurdağı İlçelerini ziyaret etmek tarafımızca tercih edilmiştir.

Nurdağı İlçesinde Bademli bölgesindeki TOKİ şantiyesi ziyaret edilmiş, yetkililerden bilgi alınmış ve inşaatın son durumu bizzat takip edilmiştir. Şantiyede yapılan 456 konutun süresinde yetiştirileceği görülmüştür. Ancak ne var ki; Nurdağı ilçesinde toplamda yapılan konut sayısının ihtiyacı karşılayacak seviyede olmadığı gözlemlenmiştir. Yetkili makamlardan aldığımız resmi rakamlara göre; Nurdağı ilçesinde 13.824 bağımsız bölüm ihtiyacı belirtilmiş olup bu ihtiyacın önemli bir bölümünün karşılanamayacağı ve mağduriyetlerin devam edeceği önemli bir tespittir. Bademli bölgesindeki inşaatta 456 konut yapılmakta, ilçe merkezindeki diğer 2 inşaattaki konut sayısı da eklendiğinde toplam inşaatı yapılan konut sayısı 2.000’i dahi bulmamaktadır. Dolayısıyla verilen resmi sayılarda büyük bir çelişki olduğu da tartışmasızdır.

İslahiye İlçesinde de 3. Etap 1. Bölge Toki İnşaatı şantiyesi de ziyaret edilmiş, yetkililerden bilgi alınarak inşaatın son durumu takip edilmiştir. Şantiyedeki inşaatta 1115 konut yapılmakta olup, inşaatların bir bölümü kaba inşat olarak tamamlanmaya yakın olduğu görülmüştür. Diğer bölümlerin de süresinde bitirilebileceği bilgisi yetkililer tarafından aktarılmıştır. İslahiye ilçesinde de resmi sayıda açıklanmış olan inşaatın süresinde yapılamayacağı, vatandaşların mağduriyetinin devam edeceği tarafımızca gözlemlenmiştir.

Gaziantep ziyaretlerimiz kapsamında Nurdağı Konteyner Kenti’nde ve İslahiye Geçici Yaşam Alanı – 2’de ikamet eden depremzede vatandaşlarımız ziyaret edilmiş, yetkililerden bilgi alınmıştır.

Konteyner kentte akşamları genellikle su kesintisi yaşanmaktadır. Su kesintileri büyük bir mağduriyete sebep olmaktadır.

⮚ Konteyner kentlerde elektrik sayacı takılacağı hususunun konuşuluyor olması depremzede vatandaşlarımızı tedirgin etmektedir.

Konteynerlerde ikamet eden depremzede öğrencilerin okullarına taşınması için servis hizmetinin nasıl olacağıyla ilgili belirsizlikler eğitim faaliyetlerinin aksamasına sebep olacaktır. İlçelerdeki servis sayısının yeterli olup olmaması, servisçilere ödenecek ücretlerin yeterli olup olmaması gibi önemli sorunların çözüme kavuşturulması önem arz etmektedir.

KİLİS T.C. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının 16.02.2023 tarihli verilerine göre; “Kilis’te toplam 6 bin 608 binada bulunan 31 bin 904 bağımsız birimde hasar tespit çalışması yapıldı. 812 binadaki 1.224 bağımsız birimin acil yıkılması gereken ağır hasarlı ve yıkık olduğu tespit edildi. 137 binada bulunan 1033 bağımsız birimin orta hasarlı, 2 bin 208 binadaki 16 bin 296 bağımsız birimin az hasarlı, 2 bin 849 binada yer alan 12 bin 228 bağımsız birimin de hasarsız olduğu tespit edildi.” TOKİ tarafından depremzede vatandaşlara tahsis edilmek üzere 1854 konutun inşasına başlandığı bilgisi aktarıldı, TOKİ’nin bir yıl içerisinde bölgede 1974 konut yapacağı bildirildi.

Kilis’te şehir merkezinde depremzede vatandaşlarımız ve esnaflarımızla temasta bulunmuştur. Kilis ilimizin diğer illere göre depremden az etkilendiği görülmüştür.

Kilis’te TOKİ’nin Tahtalı ve Polateli bölgelerindeki yürüttüğü toplu konut projelerinin deprem öncesi planlanmış projeler olduğu tarafımıza aktarılmıştır. Bu projelerin belirlenmiş hak sahipleri olduğu düşünüldüğünde konut sorunu yaşayan depremzede vatandaşlarımızın mağduriyetinin devam edeceği görülmektedir.

Köylerde yapılması planlanan köy evleri konusunda bazı köylerde az sayıda da olsa ev yapıldığı ama köylerin çoğunda köy evlerinin yapılmadığı tespit edilmiştir. Bu durumda da köylerde yaşayan depremzede vatandaşlarımızın mağduriyeti devam etmektedir.

Şehirde yıkılması gereken 32 adet hasarlı okul bulunmaktadır. Bu okulların yıkımının gecikmesi ve ne zaman yapılacağının da belirli olmaması eğitim-öğretim açısından önemli bir eksikliktir. Hasarlı okulların öğrencilerinin başka okullara nakledilmesi nedeniyle diğer okullardaki öğrenci sayısı kapasitenin üzerine çıkmakta ve dolayısıyla nitelikli eğitim sorunu belirmektedir.

HATAY T.C. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının 16.02.2023 tarihli verilerine göre; “Hatay’da toplam 68 bin 116 binada 239 bin 142 bağımsız birimde hasar tespit çalışması yapıldı. 15 bin 248 binada bulunan 71 bin 735 bağımsız birimin acil yıkılması gereken ağır hasarlı ve yıkık olduğu tespit edildi. 2 bin 827 binadaki 18 bin 146 bağımsız birimin orta hasarlı, 17 bin 212 binadaki 62 bin 34 bağımsız birimin az hasarlı, 29 bin 188 binada bulunan 74 bin 851 bağımsız birimin de hasarsız olduğu tespit edildi.” TOKİ tarafından depremzede vatandaşlara tahsis edilmek üzere 32 bin 715 konutun inşasına başlandığı bilgisi aktarıldı, TOKİ’nin bir yıl içerisinde bölgede 73 bin 971 konut yapacağı bildirildi.

Hatay’da ağır hasarlı binaların sayısının çok olması önemli bir sorundur. Ağır hasarlı binaların yıkımı ve hafriyatların kaldırılması işlemi çok yavaş ilerlemektedir.

Hatay, Antakya merkezde deprem anında yıkılan binaların bir bölümünün tarihi yapı olması nedeniyle enkazları kaldırılmamıştır. Bu durum şehrin normalleşmesi ve sağlık problemleri açısından bir sorun olarak durmaktadır.

Konteyner ihtiyacı şehrin en önemli ihtiyaçlarından birisidir. Şehrin belirli bölgelerinde toplu halde veya bireysel olarak hala çadırlarda yaşayan depremzedeler vardır.

Yerinde ayrışma işlemi Hatay’da en önemli sorunlardan birisi olarak görülmektedir. Bu işlemin hem hafriyat kaldırma işlemini uzattığı, sağlık sorunlarına sebep olduğu, şehrin altyapısına zarar verdiği ve dolayısıyla içme suyu gibi sorunlara sebep olduğu yönünde şikayetler alınmıştır.

İçme suyu sorunu Hatay ilimizde büyük bir sorundur. İçme suyunun çamurlu şekilde akması, sık yaşanan elektrik kesintileri günlük yaşamı olumsuz etkilemektedir. (Hatay Büyükşehir Belediyesi yetkilileri, içme suyu sorununun yerinde ayrışma çalışmasının altyapıya verdiği zarar neticesinde ortaya çıktığını ifade etmişlerdir.)

Şehrin en önemli değerlerinden birisi olan Süper Lig takımı Hatay Spor, mücadelesine Mersin ilinde devam etmektedir. Şehrin spor faaliyetlerinin yapılmasına uygun şekilde normalleşmesi ile Hatay Spor’un Süper Lig serüvenine şehirde devam edebilmesi şehre psikolojik motivasyon açısından büyük katkı sağlayacaktır.

Hatay’da depremin ortaya çıkardığı psikolojik tablo ve şehir ekonomisinin yetersizliği nedeniyle vatandaşlarımızın şehirden göç etmesi, şehrin demografik yapısının değişmesine sebep olmaktadır. Şehirden Türk vatandaşları göç ederken, Suriye vatandaşları şehirde kalmaya devam etmektedir. Bu durum, önümüzdeki dönem için Hatay’ın tarihsel stratejik durumu açısından risk oluşturmaktadır. Hızlı bir şekilde Hatay’da hayatın normalleşmesi ve Hataylı vatandaşlarımızın şehre dönüşünün yolunun açılması önem arz etmektedir. Bu konunun özenle takip edilmesi gerekmektedir.

Hatay’da Antakya, Kırıkhan, İskenderun, Altınözü, Payas ilçelerinde toplu konut inşaatları devam etmektedir. Ancak yapılan konutların yeterli seviyede olmadığı, mağduriyetin çok az bir kısmını karşılayabileceği bilgisi tarafımıza aktarılmıştır. Ayrıca Payas ve Altınözü bölgelerindeki sosyal konutların deprem öncesi projeler olduğu bilgisi de aktarılmıştır. Bu durumda önceki hak sahiplerinin varlığı gözetildiğinde bu bölgelerdeki depremzedelerin mağduriyetinin devam edeceği de önemli bir risk olarak durmaktadır.

Hatay temaslarımız kapsamında prefabrik konutların bulunduğu Ciner Mahallesi ve İtfaiye Daire Başkanlığı karşısında bulunan Çadır Kent ziyaret edilmiş, yetkililerden bilgi alınmış ve vatandaşların mağduriyetleri bizzat yerinde görülmüştür.

⮚ İçme suyu sorunu konteyner kentlerin en önemli sorunlarından birisidir.

Sık yaşanan elektrik kesintileri vatandaşlarımızı mağdur etmektedir.

⮚ HBB İtfaiye Daire Başkanlığı Antakya İtfaiye İstasyonu’nun karşısındaki 200 adetten oluşan bir çadırkent bulunmaktadır. Çadırlarda su, elektrik, tuvalet gibi temel ihtiyaçlar giderilememekte ve ciddi bir sağlık zafiyeti oluşmaktadır. Yağışlarda çadırlara su girdiği ve bölgede yaşayanların zor şartlarda yaşamak zorunda kaldığı bizzat görülmüştür. Bu tarz çadır yaşam alanlarının hızlı bir şekilde konteyner sistemine dönüştürülmesi gerekmektedir.

ADIYAMAN T.C. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının verilerine göre; “Adıyaman’da toplam 34 bin 578 binada yapılan çalışmada 115 bin 46 bağımsız birimin hasar tespit çalışması yapıldı. Çalışmalarda 6 bin 990 binadaki 29 bin 703 bağımsız birimin acil yıkılması gereken ağır hasarlı ve yıkık olduğu tespit edildi. 2 bin 613 binadaki 11 bin 179 bağımsız birimin orta hasarlı, 11 bin 694 binada bulunan 38 bin 823 bağımsız birimin az hasarlı, 9 bin 310 binada yer alan 21 bin 365 bağımsız birimin de hasarsız olduğu tespit edildi.” TOKİ tarafından depremzede vatandaşlara tahsis edilmek üzere 4 bin 629 konutun inşasına başlandığı aktarıldı, TOKİ’nin bir yıl içerisinde bölgede 6 bin 204 konut yapacağı bildirildi.

Adıyaman’da yeterli seviyede toplu konut yapılamamaktadır. Yapılmakta olan toplu konut sayısının ihtiyaç duyulan toplu konut sayısına kıyasla çok düşük oranda kalmakta olduğu görülmektedir.

Adıyaman depremden en çok etkilenen iller arasında büyükşehir statüsünde olmayan bir ilimiz konumundadır. Adıyaman, büyükşehir statüsünde olmadığı için bütçesi kısıtlı olup, bu durum deprem sonrası çalışmalar, depremzedelere yardım gibi konuları olumsuz şekilde etkilemektedir.

Adıyaman’da konteyner ihtiyacı önemli bir eksiklik olarak görülmektedir. Halen çadırlarda yaşayan vatandaşlarımız da vardır. Adıyaman merkezde görülen bu konteyner ihtiyacı sorunu Çelikhan ilçe ziyaretimizde de karşımıza çıkmıştır. Kış döneminden önce konteyner ihtiyacı giderilmelidir.

İçme suyu sorunu Adıyaman’ın en önemli sorunlarından birisidir. Bu sorun beraberinde sağlık sorununu da getirmektedir.

Yerinde ayrışma işlemi Adıyaman’da çeşitli sorunları beraberinde getirmektedir. Bu yanlış işlem nedeniyle ağır hasarlı binaların yıkımı ve hafriyat kaldırma işlemi uzamakta, asbest sorunu ve sağlık sorunları baş göstermekte, başta su şebekesi olmak üzere şehrin altyapısı ciddi şekilde zarar görmektedir.

Deprem zamanında alınmayan elektrik faturalarının depremzedeler için geriye dönük olarak yansıtıldığı bilgisi Adıyaman ilimizde önemli bir şikayet olarak karşımıza çıkmıştır.

Ağır hasarlı binaların yarıdan çoğu yıkılmayı beklemektedir. Şehirdeki yıkım ve hafriyat kaldırma işlemleri son derece yetersizdir.

Yapılan deprem konutlarının brüt olarak 105 metrekare yapılması (çok küçük olması) şehrin çok nüfuslu aile kültüre ile bağdaşmamaktadır. (2+1 daireler de 85 m2’dir.) Adıyaman halkı yapılacak konutların bu açıdan da dikkate alınmasını talep etmektedir.

Nitelikli öğretmen kadrosunun tayin hakkı ile şehirden ayrılması sonucu oluşacak niteliksiz eğitim sorunu aktarılan en önemli sorunlardan birisidir.

Adıyaman İpekli 1 Şehir Hastanesi K-2B Geçici Konaklama Merkezi ziyaretimizde tespit ettiğimiz sorun ve talepler şöyledir;

Konteynerler kışa hazır değildir. En son yağmur yağışında konteynerlerin çatılarından su akma sıkıntısı yaşandığı görülmüştür. Konteyner kentler hızlı bir şekilde kışa hazırlanmalıdır.

⮚ İçme suyu sorunu önemli bir sorundur.

Konteyner kentlerin kira sözleşmelerinin 5+5 yıl şeklinde yapılması geçici konaklama merkezlerinin esasında uzun süreli konaklama merkezleri olduğunu da göstermektedir.

⮚ Konteyner kentlerde güvenlik kamera sistemi mevcut değildir.

Anaokulu eğitim hizmeti verilecek yerlerin yapımı yetişmemekte, eğitimde aksamalar olacağı görülmektedir.

⮚ Konteyner kentin acele ile yapılmış olması bazı olası sorunların da göz ardı edilmesine sebep olmuştur. Yağmurda konteynerlere su taşması sorunu alt yapı eksikliğini de göstermektedir.

MALATYA T.C. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının 16. 02. 2023 tarihli verilerine göre; “Malatya’da toplam 32 bin 344 binada 174 bin 293 bağımsız birimde hasar tespit çalışması yapıldı. 8 bin 365 binada bulunan 44 bin 996 bağımsız birimin acil yıkılması gereken ağır hasarlı ve yıkık olduğu tespit edildi. 945 binadaki 6 bin 617 bağımsız birimin orta hasarlı, 8 bin 960 binadaki 59 bin 825 bağımsız birimin az hasarlı, 7 bin 463 binadaki 31 bin 894 bağımsız birimin ise hasarsız olduğu tespit edildi.” TOKİ tarafından depremzede vatandaşlara tahsis edilmek üzere 14 bin 338 konutun inşasına başlandığı bilgisi aktarıldı, TOKİ’nin bir yıl içerisinde bölgede 31 bin 19 konut yapacağı bildirildi.

Öncelikle bakanlığın resmi rakamlarında belirtilen 8.365 binanın yıkılmış veya ağır hasarlı halde olması bilgisi gerçekçi görünmemektedir. Çünkü şehirdeki gözlemlerimizde şehirde 36.000 civarı yıkılacak binanın olduğu, bu durumda da 100 binden fazla bağımsız bölüm konuta ihtiyaç duyulduğu görülmektedir. Dolayısıyla önümüzdeki süreçte yapılan konut ile ihtiyaç duyulan konut arasındaki ciddi farktan dolayı büyük bir mağduriyet yaşanacağı kaçınılmaz bir durumdur.

Malatya’da İkizce Bölgesi, Gelincik Tepesi Bölgesi ve Çamurlu Bölgesinde TOKİ tarafından toplu konutlar yapılmaktadır.

İkizce Bölgesindeki TOKİ şantiyesi ziyaret edilerek; yetkililerden bilgi alınmış ve inşaat çalışmasının son durumu yakından görülmüştür.

Şantiyede 1. Etapta 1180 konut inşaatı, 2. Etapta 806 konut inşaatı yapılması planlanmaktadır. 2. Etapta bulunan konut inşaatlarının daha hızlı ilerlediği gözlemlenmiştir. İktidar tarafından belirtilen sürede inşaatların bitebileceği tarafımızca gözlemlenmiştir. Ancak ne var ki; İkizce Bölgesinde yapılan toplam 1986 konut dahil Malatya merkezde yapılan konutların yeterli sayıda olmadığı ve depremzede vatandaşlarımızın önemli bir bölümünün mağduriyetinin devam edeceği kanaatini taşımaktayız.

Malatya’da şehrin ana caddesi üzerindeki enkazlar kaldırılmış, şehrin normalleştiği algısı oluşturulmaya çalışılmıştır. Ancak ne var ki; ağır hasarlı binaların çokluğu Malatya’nın en önemli sorunudur. Yıkımların ve hafriyatların kaldırılmasının yavaş ilerlemesi önemli bir sorun olarak mevcudiyetini korumaktadır. Ağır hasarlı binaların çokluğu, sağlam binalara girişleri de engellemektedir.

Hafriyat işlemleri nedeniyle şehir üzerinde oluşan toz bulutunun diğer illere göre Malatya ilimizde daha yoğun olduğu görülmüştür.

Yerinde ayrışma sorunu Malatya ilimizde de önemli bir sorun olarak karşımıza çıkmıştır. Bu sorun hem hafriyat kaldırma işlemini uzatmakta, hem de sağlık sorunlarına sebep olmaktadır.

Mahalle aralarında hala çadırlarda yaşamak zorunda kalan depremzedeler mevcuttur. Şehirde ciddi sayıda konteyner ihtiyacı olduğu önemli bir tespittir. Kış mevsimi gelmeden çadır kentler ortadan kaldırılmalı, konteyner eksikliği giderilmelidir.

İçme suyu sorunu Malatya’da da en önemli sorunlardan birisidir. Musluk suyu çamurlu olarak akmakta ve çeşitli sağlık sorunlarına sebep olmaktadır.

Malatya’da diğer illerden farklı olarak şehirden göç olgusunun daha fazla zikredildiği görülmüştür. Kayda değer sayıda Malatyalı hemşehrimizin şehirden göç ettiği bilgisi paylaşılmıştır.

Bir başka önemli sorun ise; Malatya’nın adliye binasının yıkılmış olmasıdır. Yargı faaliyeti 5 ayrı noktada sürdürülmeye çalışılmakta, hukuk çalışanları ve vatandaşlar mağduriyet yaşamaktadır.

Malatya’da yapılan esnaf ziyaretinde; esnafın şehrin ticari canlılığının olmamasından, iş yapamamaktan rahatsız olduğu görülmüştür. Esnaf ve iş dünyası şehirde ticari hayatı normalleştirecek şekilde şehir merkezinin nasıl dönüştürüleceğine ilişkin kararlı bir sürecin yürütülememesinden de endişe duymaktadır.

Belediye tarafından esnaflar için kurulan konteynerlerin konduğu yer son derece yanlış tercih edilmiştir. Şeker Fabrikası önündeki Bulvarda araçların duramayacağı, otopark olmayan, merkezden uzak bir konuma konmuş olması yerel yöneticilik açısından büyük bir zafiyet olarak görülmektedir. Ayrıca esnaflar için geçici olarak kurulan konteynerler da yeterli seviyede değildir.

Kendi konutunu inşa etmek isteyen depremzede vatandaşlara devlet tarafından sağlanan hibe/kredi desteğinin yeterli olmadığı yönünde genel bir kanaat olduğu görülmüştür.

Malatya’da deprem döneminde alınmayan elektrik faturalarının daha sonradan toplu olarak yansıtıldığı yönünde çok sayıda şikayet alınmıştır.

Malatya’da Bostanbaşı Bölgesine özel bir sayfa açmak gerekiyor. Daha önce kayısı bahçelerinden oluşan tarım arazisi konumunda bulunan ve sulak bir yer olan Bostanbaşı Bölgesi son 10 yılda imara açılmış ve yüksek emsalli imarlara izin verilmiştir. Bölgedeki binaların bir bölümünün yıkılması, önemli bir bölümünün de ağır hasarlı hale gelmesi üzerinde önemle durulması gereken bir konudur. Bölgede inceleme yapılmış ve çok sayıda binanın dinamit patlatma yoluyla yıkılmaya çalışıldığı görülmüştür. İmar yönetmeliğine göre son yıllarda yapılan bu binaların ağır hasarlı olması kabul edilebilir bir durum değildir. Nasıl böyle bir sonuç ortaya çıkmıştır? Bu izinler nasıl verilmiştir? Sorumlular hakkında yasal işlemler yapılmış mıdır? Yapı denetim firmalarıyla belediye yetkilileri arasında organik bir bağ var mıdır? Bütün bu konuların yetkili makamlar tarafından yakından incelenmesi gerekmektedir.

Yine Malatya Büyükşehir Belediyesi ile ilgili aktarılan bir duyum önem arz etmektedir. Aktarılan duyuma göre; depremin ilk günlerinde şehre Türkiye’nin her yerinden yardımlar

gönderilirken Malatya Büyükşehir Belediyesi’nin uhdesinde olan marketlerin ücretli satış yaptığı, yine ekmek üretimi yapan belediyeye ait MEGSAŞ firmasının 10 Şubatta üretime başladığı ve ekmeği ücretli olarak verdiği gibi bir konu bazı vatandaşlarımız tarafından aktarılmıştır. Bu konu da yetkili makamlar tarafından araştırılmalıdır.

Malatya temaslarımız kapsamında Malatya Yaşam Kent-1 Geçici Konaklama Merkezi ziyaret edilmiş, depremzedeler ile temas kurulmuş ve yetkililerden bilgi alınıştır.

⮚ Konteyner kentte içme suyu sorunu ve sık sık yaşanmakta olan elektrik kesintileri önemli bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır.

Konteyner kentlerde güvenlik sorunu olduğu aktarılmıştır. (Güvenlik kamera sistemi yoktur.)

⮚ İnternet ihtiyacı bu konteyner kentimizde de vatandaşlarımız tarafından iletilmiştir.

Konteyner Kent Bostanbaşı Bölgesindeki yıkılacak binaların hemen yanı başına kurulduğu için, sağlık ve güvenlik riski oluşturmaktadır. Binalar yıkılırken toz bulutlarının oluşması konteyner kentteki vatandaşları doğrudan etkilemektedir. Ayrıca, dinamitle yıkılan binaların konteyner kent ile iç içe olması, sürekli yıkımları görmek zorunda kalan depremzede vatandaşlarımızda önemli bir psikolojik rahatsızlığa sebep olmaktadır.

ŞANLIURFAT.C. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının 16.02.2023 tarihli verilerine göre;“Şanlıurfa’da toplam 39 bin 557 binadaki 229 bin 605 bağımsız birimde hasar tespit çalışması yapıldı. 466 binada bulunan 2 bin 725 bağımsız birimin acil yıkılması gereken ağır hasarlı ve yıkık olduğu tespit edildi. 550 binada 4 bin 707 bağımsız birimin orta hasarlı, 13 bin 507 binadaki 112 bin 399 bağımsız birimin az hasarlı, 19 bin 585 binada yer alan 86 bin 896

bağımsız birimin de hasarsız olduğu tespit edildi.” TOKİ tarafından depremzede vatandaşlara tahsis edilmek üzere 4 bin 469 konutun inşasına başlandığı bilgisi aktarıldı, TOKİ’nin bir yıl içerisinde bölgede 10 bin 410 konut yapacağı bildirildi. Şanlıurfa merkezde depremzede vatandaşlarımıza ziyaretler gerçekleştirildi. Bölge halkıyla temaslar kuruldu, deprem bölgesinin sorun ve talepleri dinlendi. Şanlıurfa’da kurulmuş olan konteyner kentte Şanlıurfalı vatandaşlarımızdan ziyade ağırlıklı olarak diğer illerden gelen vatandaşlarımız kalmaktadır.

Şanlıurfa’da bazı bölgelerde TOKİ tarafından yapılmakta olan inşaat çalışması vardır. Hilvan Hoşin Mahallesinde köy evleri yapılmaktadır. Ancak bazı bölgelerde deprem öncesi başlayan TOKİ konutlarının depremden sonra yapılıyormuş gibi algı oluşturulmaya çalışıldığı bilgisi de aktarılmıştır. Örneğin Birecik İlçesi Çoğan Mahallesi’nde temeli 2 yıl önce atılan TOKİ inşaatlarının deprem sonrasının hizmeti gibi yansıtıldığı bilgisi tarafımıza aktarılmıştır.

Şanlıurfa ilimiz diğer illere göre depremden daha az etkilenen bir ilimiz olsa da; yine ağır hasarlı binaların varlığı nedeniyle konut ihtiyacı önemli bir ihtiyaçtır. Yaptığımız gözlemlere göre yapılmakta olan konut sayısının yetersiz olduğu Şanlıurfa’da da görülmüştür.

selyus