Volkan ÖZTÜRK

Dünden Bugüne

Yürüyüş ve yeşillik

Ebu Hureyre buyuruyor ki “Peygamber Efendimiz (SAV)’den daha hızlı yürüyen birisini görmedim; yürürken âdeta yeryüzü ayakları altında dürülürdü. Bizler, arkalarından giderken, geri kalmamak için büyük çaba harcardık.”

Benzer birkaç hadis daha mevcut. Yürüyüş yapmanın felsefesi üzerine kitap dahi yazıldı. Ve yürüyüşün sağlığa verdiği fayda malum.

Günde 8000 adım atanların 4000 adım atanlara oranla ölüm risklerinin %51, günde 12.000 adım yürüyenlerin % 65 daha düşüktü. Ve düzenli yapılan yürüyüş ve egzersizlerin; beynin hafıza bölgesi olan hipokampusun boyutlarını arttırdığı hakikati…

Yürüyüş genel de lüks bir durummuş gibi gözüküyor. Ancak ruh ve beden tekamülü için muazzam bir etkiye sahip.

Nitekim, Rousseau’dan tutun da, günümüz psikocoğrafyacılarından Iain Sinclair’e uzanan çizgi de-Freud, Thomas Mann, Soren Kierkegaard, George Gershwini- vs. gibi onlarca yazar ve onlarca bilim adamı her daim günlük yürüyüşlerini eksik etmemişler.

Currey’in de aktardığına göre birçok yazar ve bilim adamına ilham genelde yürüyüş esnasında geliyor. Bir anlamda ”beynin hafıza bölgesi olan hipokampusun boyutlarını arttırdığı hakikatini” ortaya koyuyor.

Yürüyüşün bir diğer noktasında odaklanma ile ilgili.

Pink’in, 2008 yılında Michigan Üniversitesi’nde gerçekleştirilen basit bir deneydeki araştırmadan aktardığı bilgiler güzel bir ayrıntıyı daha ortaya koyuyor.

İki gruba ayrılan katılımcılardan birinci gruptakiler, araştırmanın yapıldığı Arın Arbor kampüsü yakınlarındaki korulukta ağaçlar arasında bir gezintiye çıkarılıyor.

Diğer gruba ise kalabalık kent merkezinde yürüyüş yaptırılıyor.

Ardından her iki gruba da dikkati toplamayı gerek­tiren-odaklanmayı- bir aktivite olarak, basamak atlayarak geriye doğru sayma görevi veriliyor.

Nihayetinde, doğada yürüyüşe çıkan grubun di­ğer gruba nazaran, bu görev de %20 daha başarılı olduğu görülüyor.

Aynı katılımcılar ertesi hafta tekrar davet ediliyor, fakat bu kez yer değiştiriyorlar ve doğada yürüyüşe çıkma avantajı geçerliliğini koruyor: Performansı belirleyen koşul, gruptaki bireyler değil, ağaçlık yoldaki yürüyüşle ilgili olduğu gerçeği ortaya çıkıyor.

Zannediyorum -odaklanma- ile ilgili olan kısmı birçok insan tecrübe etmiş olsa gerek. Zira yeşilin şifa özelliklerinin olduğu her daim bilinen bir gerçek.

Nitekim Rahman suresinde; ‘’(Onlar) Yeşil yastıklara ve harikulade güzel güzel döşemelere yaslanırlar.’’ der, ve İnsan suresinde de ‘’Elbiseleri ince veya kalın renkli ipeklerden, atlaslardandır.’’ ayetleri ile yeşil rengine bir gönderme vardır. Yani ne siyah’a, ne kahverengiye, ne kırmızıya… vs. Yeşil hatırlatılıyor.

Ve Allah Resulü SAV’in de göze şifa verir dediği şeylerden iki tanesi ise yeşilliğe ve akarsuya bakmak idi.

Dr. Duygu İ.’nin aktardığına göre, ABD’de yapılan bir çalışmada, ormanlık bir alanda 1.5 saat beklendiğinde, beynin depresyonla ilişkilendirilen bölümündeki aktiviteler azalıyor.

Ayrıca;

Kan basıncını düzenlediğini,

anksiyeteyi azalttığını,

mutlu ettiğini,

öfke ve stresi azalttığını,

hiperaktivite bozukluğu belirtilerini hafiflettiğini,

ağrı hissini azalttığını,

bağışıklık sistemini güçlendirdiğini ortaya koyuyor.

Bu gözlemi çocuklar üzerinde yapmakta mümkün. Ağaçlık olan bir parka götürülen çocukların, ev içerisinde gösterdiği olumsuz tepkilerde de azalma ve daha fazla pozitif gelişmeler görülüyor.

Ayrıca, yeşil alanda yapılacak yürüyüş esnasında sesli kitap tavsiye ediyorum. Sistem oturduğunda bu şekilde ay da çok rahat 2-3 kitabı bitirebilirsiniz. (Eğer daha az not alınacak kitapları seçerseniz not alma noktasında devamlı durmak zorunda kalmazsınız:)

Yürüyüş ve yeşile bakma imkanı olmayan yerlerde, masada yeşil bir çiçeğin olması ve ayaklı masa da çalışırken ikinci el bir yürüyüş bandı ile dahi o odaklanma imkanı sağlanabiliyor. Yani bir şekilde o ihtiyacın karşılanma imkanı mümkün. Kitap okurken, tefekkür ederken veya iş yaparken de masa altında olan bir yürüme bandı ile o açık kapanabiliyor.

Bu sistemli yürüyüşün kazandıracağı mesele sadece sağlık olarak düşünülmemeli. Çözülemeyen sorunlara çözüm bulma, aynı şeyleri yaparak değil yeni bir şey yaparak düşünme, beynin durağanlığı yok etmek, zor şartlarda dahi günlük disiplini oluşturmak, fikirsel sıkışmalar, ilhamın azlığı, üretimin azalması vs. gibi birçok anlamda katkısının olduğunu yaşayarak görmek mümkün.

selyus