Ana Sayfa EĞİTİM 22 Mart 2014

İletişimde öncü üniversite

Büyükarslan, “Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde 120 kişilik bir ekibin çalıştığı Marmara Medya Merkezi’ni kurduk. Öğrencilerimiz bu merkez d

İletişimde öncü üniversite

Büyükarslan, “Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde 120 kişilik bir ekibin çalıştığı Marmara Medya Merkezi’ni kurduk. Öğrencilerimiz bu merkez de her alanda öğrendikleri bilgileri uygulamaya geçirme imkanı buluyor”

Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Ali Büyükaslan ile gazetecilikte haber dilinin objektif olarak kullanılması, alaylı-mektepli gazetecilerin durumu, yeni medyanın gazeteler üzerindeki etkisi gibi medya konuları üzerine keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik…

Röportaj: Seval Ayran

“İYİ HABERCİ OLMAK İÇİN İYİ BİR DİL KULLANICSI OLMAK GEREKİR”

-İnternetin kullanım alanın genişlemesiyle oluşan yeni medyaya yönelim hızla devam etmektedir. Sizin yeni medyaya yönelim ve geleneksel medya hakkındaki görüşleriniz nelerdir?

Yeni medya ve geleneksel medya dediğimiz zaman ister istemez bir karşılaştırma yapmak zorunda kalıyoruz. Her türlü karşılaştırma içerisinde bazı sorunları kendiliğinden getirir. İki şeyi karşılaştırdığınız zaman birinden birine taraf olmak durumuna da düşebilirsiniz, birini öncelemek yada ötelemek gibi bir durumun içine de düşebilirsiniz. Ama burada objektif bir bakış açısıyla yaklaşacağımız zaman şunu göreceğiz klasik tabirle değişmeyen tek şey değişimin kendisidir…Yani değişim kaçınılmazdır ve bu değişimin son yıllarda çok hızlı olduğu aşikardır. Geleneksel ifadesi günümüz medyasının geçmişten bugünkü durumuna gelene kadar geçirdiği süreci ifade ediyor. Buradan da bizim anladığımız yeni medya dediğimiz çağa gelene kadar zihnimiz de oluşan ve pratik de karşımıza çıkan uygulamalardır. Bu değişikliğin hızı doğrudan hayatımıza yansıyor ve ülkemiz açısından son yaşanan olayları da düşündüğümüz de baş döndürücü bir gündemin bizi kuşattığını görüyoruz. Yani geleneksel medyanın ağır temposu yeni medyanın baş döndürücü gündemiyle bizi kuşatıyor. Bir diğer konu ise geleneksel medyanın tek merkezli haber üretme durumu yeni medya ile çok merkezli haber üretme durumuna dönüşmüştür. Bu şu demek oluyor bugün sosyal medya da paylaşımda bulunan herkesin muhabir olduğu durumdan bahsediyoruz. Ayrıca geleneksel medyada zaman sınırı varken yeni medya da bu söz konusu değildir. Bu durum geleneksel medya ile yeni medya arasında en belirgin olan farktır.

-Yeni medyanın en çok gazeteleri tehdit ettiğini düşünürsek sizce gazeteler ileride tamamen bitecek mi?

Gazetelerin tamamen bitmesinin söz konusu olacağına inanmıyorum çünkü geleneksel dediğimiz her konu bir an geliyor nostaljik de olsa tekrar devam ediyor. Yani gazete ileri de nostaljik bir obje olarak vitrinleri de süsleyebilir yada gazete kokusuyla, kağıdıyla varlığını devam ettirir. Ne şekilde olursa olsun gazetelerin varlığını devam ettireceğini düşünüyorum.
-Basın Sektörün de var olan Alaylı-Mektepli çatışmasını Akademisyen olarak Nasıl Değerlendiriyorsunuz?

Bu çatışma sadece medya sektöründe değil birçok alanda söz konusu. İnsan kimi zaman kendisi dışında şartların sürüklemesiyle birinden biri olmayı tercih etmek durumun da kalıyor. Burada önemli olan alaylı ve mektepli ikisini bir arada becerebilmektir. Ama biz şunu çoğu kez gördük alaylı olmak mektepli olmanın önüne geçiyor.

-Türkiye’deki İletişim Fakültelerini nasıl değerlendiriyorsunuz? Marmara İletişim Öğrencilerine teoriği pratiğe dönüştürme anlamında nasıl imkanlar sunuyor?

Öncelikle Anadolu da iletişim fakültesi olmakla İstanbul’da olmak çok farklı. Öğrencilerimiz okula başlayınca kendi çabalarıyla yada okuldaki hocalarının yardımıyla sektöre girmeye başlıyor. Hatta bu durum biz çok onaylamasak da derslerini aksatmalarına dahi neden olabiliyor. İşte buda İstanbul’da iletişim fakültesin de okumanın yansımasıdır. Biz Marmara İletişim olarak öğrencilerimizden gelen talep üzerine dekanımızın girişimleriyle 120 kişilik bir ekibin çalıştığı Marmara Medya Merkezi’ni kurduk. Öğrencilerimiz bu merkez de her alanda öğrendikleri bilgileri uygulamaya geçirme imkanı buluyor. Sektörde ne yapacaklarsa burada da aynısını yapıyor. Televizyon yayıncılığı, radyo yayıncılığı, gazete çıkarma, haber ajansın da muhabirlik, PR, tasarım ve reklam çalışmaları gibi…İletişim fakülteleri dekanları zaman zaman bir araya gelip kendilerini yenileme ve sektöre yönelik hazır eleman üretme konularını değerlendirmek için bir araya geliyor ve bu konular üzerin de çalışmalar yapıyor.

-Haber dilinin toplum üzerin de çok büyük bir etkiye Sahip olduğunu biliyoruz. Son dönem de yaşanan olayları da göz önün de bulundurursak habercilerin kullandığı dil toplumu nasıl etkiliyor?

Haber dilinin yanında haber de kullanılan görsellerinde bu anlamda çok etkisinin olduğunu söyleyebiliriz. Gazeteci objektif olmak zorunda deriz ama bunun ne kadar sağlandığı hep sorun olmuştur. Çünkü haberde kullanılan dil ve haberi destekleyen görsel gazetecinin yorumunu yansıttığı için bu sorun kendiliğinden ortaya çıkıyor. Yapılan bir haber de eğer sorunun taraflarından edilen bilgi tek taraflı olarak aktarılırsa ve bu da objektif olmayan bir dille yayınlanırsa okuyucu açısından kuşku uyandıracaktır ve bu toplumda dezenformasyon olarak algılanacaktır. Sadece haber dili için değil günlük hayatta karşımızdakiyle konuşurken seçtiğimiz sözcükler hem kendi kimliğimizi yansıtır hem de karşımızdaki kişiye bakış açımızı yansıtır. Yani gazeteci bir haberi kaleme alırken seçtiği sözcükler sadece olay anlatmaz, kendi kimliğini yansıtır ve haber metinin de konu alacağı olaya bakış açısını da yansıtır. Bu açıdan iyi haber yazmak için iyi bir dil kullanıcısı olmak gerekir. İletişim fakültelerin de bu anlam da eğitim olmaması çok üzücü gerçekten. Bunun yanında yeni medya da insanları hem okumaktan hem de yazmaktan alıkoyuyor yani kullanmadığımız dille iyi bir haber dili oluşturmak beklenemez.

Ali Büyükaslan Kimdir?

Selçuk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nden mezun olan Ali Büyükaslan, aynı üniversitenin sosyal bilimler enstitüsün de yüksek lisans ve doktorasını, doçentliğini ise Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsün de tamamlamıştır. Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesi ve Edebiyat Fakültelerin de öğretim üyeliği yaptıktan sonra Strazburg Üniversitesi, Marc Bloch Üniversitesi Strazburg (Fransa) öğretim üyeliği yapmıştır. 2012 “den bu yana Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde dekan yardımcısı olarak görevine devam etmektedir.

Etiketler:
selyus