İlhami GÜNAYDIN

Geçmişten Geleceğe

YENİ BİR ANAYASA…

Türkiye Cumhuriyeti Devleti kuruluşundan beri önemli badireler atlatmış, ‘Demokrasimiz’ zaman zaman cuntacılar tarafından rafa kaldırılmış, darbe anayasalarıyla günümüze kadar gelinmiştir…

Cumhuriyetimizin kuruluşundan sonra oluşturulan 1924 anayasasına ilaveten,

-Medeni Kanun (İsviçre’den-1926)

-Borçlar Kanunu (İsviçre’den-1926)

-Ceza Kanunu (İtalya’dan-1926)

-Ticaret Kanunu (Almanya’dan-1926)

-Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu (Almanya’dan (1929) alınmıştır…

Oysa evrensel olanların dışında bazı kanunlar ülkelerin gelenek, görenek, örf ve adetleri, inanç ve kültürleriyle birlikte ele alınarak yapılmalı… Aksi halde dışarıdan ithal kanunlarla yönetilmeye kalkılırsa, o ülkelerin yaşam tarzları, kültürleri, örf ve adetleri farklı olduğundan, biçilmiş gömlek ya dar gelir, veya bol gelir.. Hasılı, uyumsuz olur…

Evet 1924 anayasası sadece bu alıntı kanunlarla kalmadı.. 1960 darbesi 1971 muhtırası, 1980 darbesiyle birlikte yamalı bohça haline getirilen kanunlarımız toplumun adalet önündeki hakları yeterince temsil edilememiş…Kanunlar önünde eşitlik sağlanamamış.. Makam ve mevkiler Haklıyı haksız, haksızı haklı göstermiş, adalet sağlanamamıştır..

Bir düşünürün ifade ettiği gibi..

Türkiye Cumhuriyeti Devlet’inin kanunları;

“Büyük sineklerin delip geçtiği, küçük sineklerin takılıp kaldığı örümcek ağına benzer.”

Maalesef uygulamalar, düşünürün de dediği gibi kanunlar önünde, güçlüler haksız olsa da haklı, zayıflar haklı olsa da haksız durumuna düşürülüyor.. Böylece adalet tecelli etmeyince de kaos ve anarşi kaçınılmaz oluyor…

Yaşım gereği yaklaşık Ülkemin 50 yıllık siyasi geçmişini hatırlarım.. Her seçimde siyasi parti liderleri, seçim çalışmaları esnasında yeni bir anayasa çalışmalarından söz ederler de, seçildikten sonra da nedense unuturlar…

Siyasî partiler kanunu yasasını  bütün siyasiler ağızlarında sakız etmişler adeta..

Gelin hep birlikte değişelim lafı ortaya atılınca da kimse yanaşmıyor.. Niye..??!!!

Çünkü parti içi demokrasi hayata geçirilirse, liderlik sultası biter…Çünkü o zaman kendi egemenliği değil, milletin egemenliği hayata geçer.. Çünkü o zaman parti başkanını da, milletvekilini de partinin üyesi, yani halk seçer.. Şimdi olduğu gibi merkez atamasıyla gelemezler.

Şimdilerde yeniden yeni bir anayasa çalışması iktidar tarafından ortaya kondu.

iktidar partisi,

Bütün siyasilere çağrı yaparak, gelin üyelerinizle birlikte komisyonlarda yer alarak ortak yeni bir anayasa yapalım diyor…Hiçbir partiden olumlu bir yaklaşım yok…Nasıl olacak..!!! Herkes adaletten hukuksuzluktan şikayetçi…Lâkin iş icraata gelince kimseden ses çıkmıyor.. Herkes halinden memnun…

Bu günlerde basında, sosyal medyada (HDP) seçim yardımı almasın şeklinde haberler ve paylaşımlar yapılıyor.. Elbette ki eli kanlı PKK terör örgütünün meclisteki temsilcileri, benim vergilerimle dağıtılan hazine yardımını almasın..

Ben bir adım daha ileriye gidiyorum.. Eğer siyasi partiler kanunu çıkarılacaksa, tüm siyasî partilere hazine yardımının kaldırılması yönünde bir madde eklensin..

Milletin trilyonlarını seçim meydanlarında, yollarda, sokak ve caddelerde bez parçalarına harcamasınlar.. İl, il dolaşarak yakıt olarak kullanmasınlar..  Bir seçim döneminde siyasilerin hazine yardımı olarak kullandıkları paralarla işsiz kardeşlerimize iş aşsız kardeşlerimize aş olur. Binlerce kardeşimiz işsizlikten kurtulur.

Siyasî parti liderleri propagandalarını televizyonlara çıkarak anlatsınlar…

Devir değişti.. Eskisi gibi değil. Dünyada olup bitenler insanların avucunun içinde..

Bu kadar israfa ne gerek var..

İsrafın haramiyetini en iyi bilen iktidardan beklentimiz bu yönde…

Adaletin tesisi için yeni ve uygulanabilir bir ANAYASA…yapma zamanı geldi de geçiyor..

Aksi halde televizyonlara çıkıp darbe anayasaları demagojisi yapmayın.

Adalet mülkün temelidir. Selam ve dua ile. İlham, GÜNAYDIN / 18.02.2021

selyus