Ana Sayfa İÇ POLİTİKA 7 Eylül 2016

Hayati Yazıcı’dan iftiralara cevap

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı, hakkında yazılıp çizilen ve içi iftiralarla dolu olan o haberlere en güzel cevabı 26 Temmuz’da TBMM’de devlet adamı duruşu ile yaptığı o konuşmayla verdi.

Son günlerde hakkında paralel yapıya bakışı ile ilgili ileri geri olumsuz yazılar ve haberler çıkarılan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı’nın 15 Temmuz darbe sonrası Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde yaptığı konuşmadan anlaşılacağı üzere FETÖ ile zerre kadar bağlantısının olmadığı gibi bu terör örgütüne karşı duruşuyla olayları tam bir devlet adamlığıyla analiz etti.

TBMM’deki konuşmasında FETÖ’yu zaman zaman lanetleyen AK Parti’nin önemli ismi Yazıcı, “Türk silahlı kuvvetleri içinde adeta bir ur gibi yuvalanan Fetullahçı Terör Örgütü’ne bağlı teröristler Milli İrade’ye karşı vatan satında kalkışma cüreti gösterdiler. Bu ihanet çetesi, esas itibariyle aziz milletimize, aynı zamanda halkın oylarıyla seçilmiş cumhurbaşkanımıza, Milli İrade’nin tecelli ettiği Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetine, Milli Kurum ve Kuruluşlarımıza karşı darbe teşebbüsü niteliğindedir.” dedi.

Kendisi hakkında yazılan çizilen yalan haberlerle ve esas gerçeklerle ilgili birinci derece yakını İstanbul Takipte Haber Sitesini bilgilendirdi. Türkiye’de paralel yapı yoktur cümlesini söylemediğini, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın FETÖ’nün paralel devlet oluşumu içindeler sözüne karşı, devlet içinde devlet olmaz, Türkiye’de paralel yapılanma vardır sözünü sarf ettiğini dile getiren Yazıcı, hatta bu söylemini de izah ettiği Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da o konuşmalarından sonra onlardan paralel yapılanma diye bahsettiğini ifade etti. Rize’ye gidip 7 Fetullahçi Terör Örgütü mensubunu savcıya baskı yaparak çıkardığı yönünde yapılan haberlere de açıklık getiren Hayati Yazıcı, yalan ve iftira dolu haberlerle kendisine saldırıldığını da dile getirdi. AK Parti’nin ikinci ismi Hayati Yazıcı, Rize’ye Demokrasi Mitingi için gittiğini ve miting öncesi Çayeli’nde yaptığı esnaf ziyaretleri sırasında bahsedilen lale lokantasının önünde yanındaki ekiple birlikte fotoğraf çektirdiğini ve yazılıp çizildiği gibi içeriye girip yemek yemediğini, toplantı yapmadığını söyledi. O söyledikleri isimlere hiçbir dahlinin olmadığını söyleyen Yazıcı, bunca iftira ve yalanlarla hiçbir yere varılamayacağını, bu saygısızca saldırıları yapanlarla ilgili de zaman her şeyin ilacı olduğunu belirtti.  

HAYATİ YAZICI’NIN MECLİS KONUŞMASI

Eski Gümrük ve Ticaret Bakanı ve AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı mı paralelci, yoksa ona iftira atanlar mı paralelci?, bu yazıyı okuyunca anlayacaksınız. Şimdi sizleri Yazıcı’nın tam bir devlet adamı edasıyla yaptığı o meclis konuşması ile baş başa bırakıyoruz.

“BİZ ETNİK VE DİNSEL MİLLİYETÇİLİK ASLA YAPMAYACAĞIZ DEDİK”

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı, “Biz tarih boyunca devlet kuran bir milletiz. Tarihin her evresinde var olmuşuz. Güçlü tarihi birikimlerimiz var. Ortak mirasımız var. Kültürel zenginliğimizde çok. Dolayısı ile konuşmamı başka şekilde izah etmeyi tasarlarken az önce konuşan arkadaşımın konuşmasından da esinlenerek önemli bir hususa değinmek istiyorum. AK Parti kurumsal olarak Türk siyasi tarihinde var olduğu günden bu yana hep ilkeli hareket etmiştir. Bizim kurumsal sorumluluklarımız var. Bun defaatle kamuoyuyla, sizlerle mecliste hep paylaşır olduk. 780 bin kilometre kare olan vatanımız tektir. Bugün itibariyle Türkiye’nin nüfusu 79 milyon. Peki, 780 bin kilometre kare vatan toprağında paydaş olmayan bir kişi var mıdır Türkiye Cumhuriyetinde? 79 milyonun tamamı, 780 bin kilometre kare vatan toprağında iştirak halinde pay sahibidir. Bu vatan hepimizin. Bayrak ortak değerimiz. Öyle dedik. İki renkten oluşuyor. Kırmızı beyaz renkler bu vatanı ve Şehitlerimizin kanını temsil ediyor. Bu vatan için çalışanların, düşmanla çatışanların, Şehit olanların kanlarının rengi farklı mıydı? Değil, hepsi kırmızı. Ve nihayet biz bir milletiz. Ama bizim millet anlaşımız içerisinde, derinliğinde etnik bir tanımlama yok. İnsan topluluklarını millet haline getiren değerler var. Ortak tarih var. Kültürel mirasımız var. İnanç değerlerimiz var. Örf adetlerimiz var. İşte bunların tümünü içeren büyük kümenin ismi millet. Sosyal sorumluluğumuz var dedik. Sosyal sorumluluğumuzu da üç başlık altında topladık. Biz etnik milliyetçilik asla yapmayacağız dedik ve yapmadık. Dinsel milliyetçilik yapmayacağız dedik ve Bize destek verenlerin belki algılaması itibariyle yanlışlara yol açabilse de bunu kullandı. Ve bölgesel milliyetçilik asla yapmayacağız. Böyle yürüttük. Buda bizim sosyal parametrelerimiz.   

Bireysel sorumluklarımız var, aldatmayacağız ve aldanmayacağız. Ehliyet ve liyakati esas alacağız. Bunlar bizim yol haritamızın parametreleri.” dedi.  

“BU TERÖRSİTLERİN ANA HEDEFİ CUMHURBAŞKANIMIZ OLMUŞTUR”

Yazıcı, “15 Temmuz 2016 gecesinde ülkemiz tarihimizin en vahim olaylarından birini yaşadı. Türk silahlı kuvvetleri içinde adeta bir ur gibi yuvalanan Fetullahçı Terör Örgütü’ne bağlı teröristler Milli İrade’ye karşı vatan satında kalkışma cüreti gösterdiler. Bu ihanet çetesi, esas itibariyle aziz milletimize, aynı zamanda halkın oylarıyla seçilmiş cumhurbaşkanımıza, Milli İrade’nin tecelli ettiği Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetine, Milli Kurum ve Kuruluşlarımıza karşı darbe teşebbüsü niteliğindedir. Bizi devlet olarak var eden tüm kurumları hedef alan bir darbe teşebbüsüdür. Türk milleti asırlardır, defalarca ihanet hareketleriyle karşı karşıya kalmıştır. Bu güne kadar bizimde gözlemlediğimiz başarılı ya da başarısız altı darbe teşebbüsü olmuş. Ve 15 Temmuz’da bu ülkede Fetullahçı Terör Örgütü’nün gerçekleştirdiği darbe girişimi, başta gazi meclisimiz olmak üzere hayati kurumlarını bombalayacak ve sivil halkın üzerine ateş açacak kadar cinnet halinde olduklarını ortaya koydular.

Bu teröristlerin ana hedeflerinden bir tanesi de halk tarafından seçilmiş Türkiye Cumhuriyetinin Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan olmuştur. Başı alacak, diri tutanı alacak, yönlendireni alacak, vizyoner olanı alacak ki toplumda kaos olsun ve bu coğrafyada çok önemli konumda olan Türkiye’de iç savaş, iç kargaşa çıksın. Bunu hedeflediler.  

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı ilk fırsat bulduğunda dik duruşuyla, cesaretiyle, öngörüsü ile televizyonlar aracılığıyla millete seslendi ve bunun üzerine sokağa çıkmaya başlayan aziz milletimiz, darbecilerin önünde, topların, tankların önünde, her türlü kullanılan silahın önünde göğsünü siper etti ve darbeyi önledi. Bu kanlı darbe girişimi milletimizin bütün dünyaya örnek olan feraseti, hem de bilinciyle hareket eden emniyet ve güvenlik güçlerimizin can siperane savunmalarıyla engellendi. Millet topyekûn kenetlendi. 15 Temmuz gecesi Çanakkale ruhu şahlanmış ve milletimizin bu ruhu tüm dünyaya yankılanmıştır.  O gece milletimiz vatan toprağının her karesinde, sadece İstanbul ve Ankara’da değil, her köşesinde adeta destan yazdı. Bu hıyanet şebekesinin hain planları milletimizin sahip olduğu kahramanlık ruhu, Çanakkale ruhu ile ortadan kaldırıldı. O gece ülkemizde her türlü siyasi görüşe sahip insanlar sokaklarda mücadele etti ve vatanını bu alçak teröristlere bırakmadı. O uzun gecede yeni bir istiklal mücadelesi verildi. O gece siyaset gerçekten ortak bir duruş sergiledi. Yaşlısıyla, genciyle, iktidarıyla, muhalefetiyle sokaklarda, meydanlar büyük Türkiye vardı. Bizatihi milletin kendisi sokaklarda idi. Yüce milletimin çatısı altında önce milletimize, o gece sokaklara çıkan her bir vatandaşımıza ve onların kahraman ailelerine gurubumuz adına teşekkür ediyorum.” diye konuştu.   

“15 TEMMUZ GECESİ BİZE ÇOK ŞEY ÖĞRETTİ”

Hayati Yazıcı, “15 Temmuz gecesi bize çok şey öğretti. O gece tüm dünya milletimizin birbirine nasıl kenetlendiğini, birbirine nasıl destek olduğunu ve ülkeyi demokrasi adına bağımsızlık adına nasıl savunduğunu sordu. O gece ülkesine sahip çıkan vatandaşlarımıza bombaların altında tankları durduranlara 81 şehirde meydanları dolduran vatandaşlarımıza, sokağa çıkmasa da evinde dua edenlere, yürekten destek verenlere cani gönülden gurubumuz adına teşekkür ediyorum.

15 Temmuz’da egemenlik hakkına, devletine, vatanına sahip çıkan, meşru hükümetin yanında duran, görevi başında Şehadet şerbeti içen güvenlik güçlerimize ve vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum. Şahadet ile şereflenerek ülkesini cani pahasına koruyan şehitlerimiz ve yaralılarımız gerçekten bu vatanın has evlatlarıdır. Bu millet bu evlatlarını hiçbir zaman asla unutmayacak. Milletimiz, dünyaya nasıl millet olunur onu gösterdi. Milletimizin bu asil duruşu bir yandan demokrasi yürüyüşümüzü tahkim etmiş, öte yandan dünya siyasi tarihine ve tarihimize son derece kıymetli bir sayfa olarak geçmiştir. Halkımızın iradesi silahları, tankları ve savaş uçaklarını yenmiştir. Milletimiz cani pahasına vatanına sahip çıkmış ve geleceğini kurtarmıştır. Aklı vicdanı ve imanını kaybetmiş bu şer odaklarıyla mücadelemiz son nefesimize kadar devam edecek. Aziz ve asil milletimize ne kadar teşekkür etsek azdır. Başbakanımızın defaatle söylediği gibi, böyle kahraman bir milletin mensubu olmakla iftihar ediyoruz. Böyle kahraman bir milletin meclisinde milletvekili olmaktan şeref duyuyoruz.  İnşallah bundan sonraki çalışmalarımızda milletimizin büyüklüğüne, kahramanlığına yakışır ve yaraşır bir biçimde sürdüreceğiz.

15 Temmuz gecesi milletimizle birlikte en büyük teşekkür hak edenlerin başında kahraman polislerimiz geliyor. Onlarda canlarını hiçe sayıp vatan savunmasına koştular. Ve Türkiye’nin bütün meydanlarında, sokaklarında milletimizle birlikte destanlar yazdılar. Ayrıca bu terörist güruhu ile karıştırılmaması gereken askerimizde görevini şerefle yapmıştır. Kahraman ordumuza da gurubumuz adına şükranlarımızı sunuyorum.

15 Temmuz gecesi iktidarıyla, muhalefeti ile siyasi partilerimiz ülkemizin bölünmez bütünlüğünü için kenetlenmişlerdir. Millet meydanlarda istiklal mücadelesi verirken, milletin vekilleri gazi meclisin çatısı altında milletin emanetine sımsıkı sarıldı. Demokrasiye ve milli iradeye sahip çıktık. Meclisimizdeki milletvekillerimiz hangi siyasi görüşten olursa olsun, milletin onlara verdiği emaneti korumak için dik durdu.” şeklinde konuştu.  

“FETULLAHÇI TERÖR ÖRGÜTÜ İLE VE DİĞER ÖRGÜTLERLE HUKUK İÇERİSİNDE MÜCADELE EDECEĞİZ”

Konuşmasına devam eden Yazıcı, “Zırh delici bombalar, helikopter taarruzu altında Türkiye Büyük Millet Meclisi Olağan Üstü toplandı, çalışmalarını yürüttü. Meclis başkanımız başta olmak üzere bu gazi meclisimizin her bir milletvekiline gurubumuz adına şükranlarımı sunuyorum. Özellikle Cumhuriyet Halk Partisi ile Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanlarına o gece çok hızlı davranarak ülkemizin birlik ve beraberlik doğrultusunda kararları ve açıklamaları içinde oldukları için yine gurubumuz adına içtenlikle teşekkür ediyorum. En büyük teşekkür hak ededen şüphesiz medya kuruluşlarımızdır. Onlar gazeteciliğin, yayıncılığın ne demek olduğunu, nasıl yapılması gerektiğini bu eylem dolayı ile hem ülkemizde hem dünyaya gösterdiler. Pek çok medya mensubumuz görev yaptıkları kuruluşlarda da gerçekten darbeci teröristlere karşı kahramanca mücadele verdiler. Onlara da buradan, millet meclisinden, milletin meclisinden AK Parti Gurubu adına teşekkür ediyorum. Bu zafer herhangi bir kesimin veya partinin değil, tüm milletindir, hepimizin zaferidir. İktidarı ile, muhalefetiyle siyasi partilerimizin hain darbecilere karşı birlik içinde olması ülkemiz siyasetinin ulaştığı demokratik olgunluk düzeyini tüm dünyaya göstermiştir. Bugün milletimiz, cumhuriyetimiz ve demokrasimiz her zamankinden çok daha güçlü, ülkemiz çok daha itibarlıdır. Fetullahçı Terör Örgütü ile ve diğer örgütlerle hukuk içerisinde mücadele edeceğiz. 15 Temmuz darbe girişim ülkemize yönelik tehdidin ne denli büyük olduğunu ortaya koydu. Devletimiz bu terörist çete ile onun mensuplarıyla büyük bir kararlı mücadele başlatmıştı, bu olaydan donra bunu daha hızlandırmış oldu. 15 Temmuz darbe girişimine yeltenen Fetullahçı Terör Örgütü’ne karşı halkımız birlik ve beraberlik içerisinde ortak bir duruş sergiledi. Bizde burada milletin çatısı altında bu ortak duruşu devam ettiremeye, bu terör örgütü ile mücadeleyi omuz omuza sürdürmeye kararlıyız. Bu süreçte işbirliğimiz son derece önemli. İnşallah bu işbirliğini en üst düzeyde devam ettireceğiz. Milletin 15 Temmuz değerler etrafında kümelenmesi siyasi partilerin demokrasiye, vatanın bütünlüğüne, devleti yöneten kurumları ele geçirmeye, ülkemizde bir iç savaş gerçekleştirmeye yönelik eylemcilere karşı ortak duruşu ülkemiz açısından hayati derecede önem taşıyor.

Fetullahçi Terör Örgütü’nün 15 Temmuz darbe girişimi vesilesiyle bütün gurupları, bunun sebeplerini, devlet içerisine yerleşmelerini, uyguladıkları yöntemleri, iç dış bağlantılarını ve alınması gereken önlemleri belirlemek amacına dönük araştırma önergesini de çok değerli ve kıymetli bulduğumu ifade etmek istiyorum.

Son olarak, bu yüce meclis birlikte daha güçlü, bu aziz millet ortak payda için kol kola, omuz omuza çok daha güçlüdür. Siyasetçiler olarak ülkemizin kazanımları ve değerleri ortak paydasında buluşursa siyaset te çok daha güzel olur.” diyerek konuşmasını tamamladı.  

İlginizi çekebilir

İstanbul hazır

İstanbul hazır

selyus