Kılıçdaroğlu, sahiplenemediğin Seyyit Rıza kimmiş iyi oku!

Tek partili dönemin CHP yönetimi, 15 Kasım 1937’de Dersim’de binlerce insanı katletti. Dersim’i bombalayanlardan biri de ilk kadın pilot Sabiha Gökçen’di! Faşist CHP zihniyetine direnen Alevi Lider Seyit Rıza idama götürülürken zorla şapka taktırdılar. Hatta oğluna idamını izletecek kadar insanlığını kaybettiler…

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başbakanken CHP ile devam eden “Dersim olayları” polemiğinde 4 belge açıkladı. Erdoğan CHP’nin bu katliamın sorumlusu olduğunu belirterek özür dilemesi gerekenin CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu olduğunu söylemişti. Ayrıca Erdoğan “Eğer devlet adına özür dilenecekse, böyle bir literatür varsa ben özür dilerim, diliyorum” demişti.

SEYYİT RIZA KİMDİR?

Dersim İsyanı’nın liderlerinden biri olan Seyit Rıza, 1863 senesinde Tunceli’nin Ovacık beldesinin Lirtik köyünde dünyaya geldi. 1924 yılında Hozat’ı işgal ederek cumhuriyet yanlısı aşiretleri basmıştır. Bunun yanında devletin köylülere dağıttığı toprakları zor kullanarak üstüne geçirmiştir. 1937 senesinde Nevruz Bayramı sırasında hükümet güçlerine karşı isyan başlatmıştır. 30 Temmuz 1937’de İngiltere’ye bir mektup yazarak Anadolu toprakları için çorak, Kürdistan bereketli toprak kelimelerini kullandıktan sonra, sözlerine şöyle devam etmiştir:

“Türk Hükümeti yaptığı anlaşmalar sayesinde dış baskılardan kurtuldu, Dersim’e girmeye kalkıştı, Türk ordusunu başarısızlığa uğrattık, direnişimiz karşısında Türk uçakları bombalamaya başladı.

Sayın ekselanslarına sesleniyorum, hükümetinizin yüksek manevi etkisinden Kürt halkını yararlandırmanızı istirham ediyorum, en derin saygılarımın kabulünü rica ediyorum.”

Fakat bu mektubun Seyit Rıza tarafından değil, Suriye’de Yusuf adında biri tarafından yazıldığı ifade edilmiştir.

Dersim’i bombalayanlardan biri de ilk kadın pilot Sabiha Gökçen’di!

Dersim İsyanı’ndan sonra barış görüşmeleri yapmak üzere Erzincan’a çağrılan Rıza, yolculuğu sırasında 72 taraftarı ile birlikte tutuklanmıştır.

5-13 Eylül 1937 tarihinde askeri mahkeme sırasında yargılanarak ölüm cezasına çarptırılmıştır. 15 Kasım 1937’de Elazığ Buğday Meydanı’nda idamı gerçekleşmiştir.

Seyit Rıza’nın idamı İhsan Sabri Çağlayangil’in anılarından şu şekilde aktarılmıştır: “Seyit Rıza, sehpaları görünce durumu anladı. “Asacaksınız” dedi ve bana döndü: “Sen Ankara’dan beni asmak için mi geldin?” Bakıştık. İlk kez idam edilecek bir insanla yüz yüze geliyordum. Bana güldü. Savcı, namaz kılıp kılmayacağını sordu. İstemedi. Son sözünü sorduk. “Kırk liram ve saatim var. Oğluma verirsiniz” dedi… Seyit Rıza’yı meydana çıkardık. Hava soğuktu ve etrafta kimseler yoktu. Ama Seyit Rıza, meydan insan doluymuş gibi sessizliğe ve boşluğa hitap etti. “Evladı Kerbelayıh. Bi hatayıh. Ayıptır. Zulümdür. Cinayettir” dedi. Benim tüylerim diken diken oldu. Bu yaşlı adam rap rap yürüdü. Çingeneyi itti. İpi boynuna geçirdi. Sandalyeye ayağı ile tekme vurdu, infazını gerçekleştirdi. Oğlu yaşında bir subayı öldürecek kadar katı yürekli olan bir insanın bu mukadder akıbetine acımak zor… Seyit Rıza asılırken ileride oğlunun da sesi geliyordu: “Kulun kölen olam. Sığırtmacın olam. Gençliğime acıyın, öldürmeyin beni!”

Seyit Rıza idam edilmeden önce Mustafa Kemal Atatürk ile Elazığ Merkez Tren İstasyonu’nda görüştürüldü. Raporlara göre Atatürk, Rıza’dan af dilemesini istemiş ve Dersim’ın Türkleştirilmesi için işbirliğinde bulunma isteğini ifade etmiştir. Ancak bu teklifleri Seyyit Rıza kabul etmemiştir.

Bunun yanında Seyit Rıza, Mustafa Kemal’e şu sözleri söylemiştir: “Ben sizin hilelerinizi anlayamadım, onlarla baş edemedim, bu yüzden görüşmek için geldim. Ölüme gidiyorum. Bu bana dert olsun, ama ben de size boyun eğmedim bu da size dert olsun”

selyus