Ana Sayfa İÇ POLİTİKA 2 Haziran 2015

Mahinur Özdemir’e İstanbullu kadınlardan destek

Belçika Konsolosluğu önünde basın açıklamasını yapan KADEM Başkanı Yard. Doç. Dr. Sare Aydın’ı, Reisi Cumhurun kızı Sümeyye Erdoğan, AK Parti İstanbul İl Kadın Kolları Başkanı İffet Polat’ ve kadın kolları yöneticileri yalnız bırakmadılar.

Belçika Demokratik Hümanist Merkez (CHD) Partisi Milletvekili Mahinur Özdemir, Ermeni Soy Kırımı iddialarını tanımadığı için partisinden ihraç edildi. Durumu değerlendiren Hukukder Genel Başkan Yardımcısı Av. İlhan Demir; “Belçika ve Avrupa Birliği için yüz karası olan bu karar Avrupa Siyasi Tarihine kara bir leke olarak geçecektir.” dedi.

Bugün Belçika Konsolosluğu önünde basın açıklamasını yapan KADEM Başkanı Yard. Doç. Dr. Sare Aydın’ı, Reisi Cumhur Recep Tayyip Erdoğan’ın kızı Sümeyye Erdoğan, AK Parti İstanbul İl Kadın Kolları Başkanı İffet Polat’ ve kadın kolları yöneticileri yalnız bırakmadılar. Belçika Parlamentosunda Milletvekili Mahinur Özdemir’in 1915 olaylarıyla ilgili Ermeni iddialarını tanımadığı gerekçesiyle Merkez Demokrat Hümanist (CDH) partisinden ihraç edilmesi üzerine yapılan basın açıklamasının ardından Sümmeyye Erdoğan, Kadem Başkanı Sare Aydın ve İl Kadın Kolları Başkanı İffet Polat Belçika Konsolosu ile bir görüşme gerçekleştirdiler.

Basına bir açıklama yapan Mahinur Özdemir, ihraç kararıyla ilgili açıklamasında şu görüşlere yer verdi:

“Maalesef CDH partisi kendi adında geçen hümanizm ve demokrasiyle bağdaşmayan bir karar almıştır ve bünyesinde Avrupa’nın temel değerlerinden biri olan ifade özgürlüğünü barındırmadığını ispatlamıştır. Bu karar CDH ve Belçika demokrasi tarihine kara bir leke olarak geçmiştir. İfade özgürlüğünün 1915 olayları için de geçerli olması gerektiği açıktır. ‘Hepimiz Charlie’yiz’ diyerek ifade özgürlüğünü savunduklarını söyleyenlerin bu kararı utanç vericidir.”

100 yıl önce yaşanmış acılarla ilgili tarihçilerin karanlıkta kalan noktaları açıklığa kavuşturmalarını umduğunu kaydeden Özdemir, bu dönemde katledilen milyonlarca Müslüman başta olmak üzere herkesin acısını paylaştığını söyledi. Brüksel bağımsız milletvekili Mahinur Özdemir, “Bu acıların siyasete malzeme edilmesini kınıyorum. Yüzyıllarca barış içinde birlikte yaşamış Türkler ve Ermenilerin, dışarıdan müdahale olmaksızın gerçeklerle yüzleşerek bu acıyı aşabileceklerini düşünüyorum. Bu kapsamda bütün arşivlerin açılması ve ortak tarih komisyonu kurulması teklifini destekliyorum” ifadelerini kullandı.

BASIN AÇIKLAMASININ TAM METNİ

KADEM’in Mahinur Özdemir’e uygulanan çifte standart ile ilgili kamuoyunu inisiyatif almaya ve tepki vermeye davet ettiği basın açıklaması şu şekildedir:

“Mahinur Özdemir Yalnız Değildir!

Belçika parlamentosunda milletvekili Mahinur Özdemir’in 1915 olaylarıyla ilgili Ermeni iddialarını tanımadığı gerekçesiyle Merkez Demokrat Hümanist (CDH) partisinden ihraç edilmesinin kabul edilebilir hiçbir tarafı bulunmamaktadır.

Hemen her fırsatta İfade özgürlüğünün temel bir özgürlük olduğunu belirten, her platformda bunu Türkiye’nin karşısına çıkartan Avrupa’nın çelişkilerle dolu bu tavrı kendi ikiyüzlülüğünü net ortaya koymaktadır.

Aldıkları siyasî kararlarla tarihi yargılamak peşinde olan Avrupa, kendi geçmişinde yaptığı zulümleri ve soykırımları ısrarla görmemektedir. Demokrasinin beşiği olan Avrupa’nın özellikle Afrika kıtasında yaptığı zulümler tarih kitaplarının kara delikleridir

Geçmişi sadece karşı dinlere değil kendi dinine mensup milletleri dahi engizisyon utançlarıyla katletmek, kılıçtan geçirmek yada sindirilmiş toplumları asimile etmek olan bir medeniyetin, kendi günahlarını unutup bilimsel tarihçiliğe uymayan gerekçelerle milletimizi hedef almalarına hangi mantık izahat getirebilir

Kızılderililerden Cezayirlilere, Tunuslulardan Kongolulara dün de bugünde kendi emperyal hedefleri uğruna katledilenler Müslümanlar ve İnsanlık değil midir?

Bırakın geçmişi şu anda dahi Akdeniz’in sularında kaderine terkedilen Savaş mağdurları göçmenleri hiçbir şey yapmadan izleyen ve bir anlamda onları mavi sularda mezarlarda ölüme terk eden Medeniyet tek dişi ile bugün insanlık dersi vermeye çalışanlar değil midir?

Türk asıllı milletvekili Mahinur Özdemir’e ihraç kararı veren Belçika’ya sormak istiyoruz, Belçika’nın 20. Yüzyılda Afrika’da Kongolulara yaptıkları soykırım değildir de nedir? Kongolulara yapılanlar insan dimağının almayacağı, insanlık vicdanının kabul edemeyeceği eziyet ve soykırımlarla doludur.

20 milyon olan Kongo nüfusunun bu yapılanlar neticesinde yarı yarıya düşmesi, öyle sanıyoruz ki salt bir kaynak arayışı ve buna bağlı olarak meydana gelen “zayiat” olarak tanımlanamaz.

Tarihçilerin ele alması gereken konularda siyasî netice umarak sürekli Türkiye’nin karşısına getirilen konular, ayrımcı Avrupa’nın en iyi ihtisas alanı olarak karşımıza çıkmaktadır.

Bundan hareketle Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde yer alan ifade özgürlüğü; özgür bir birey olmanın ve özgür bir topluma sahip bulunmanın en önemli öğelerinden biri olarak nitelendirilmiş ve koruma altına alınmıştır. Ancak görülmektedir ki bu özgürlük Avrupa’nın siyasî menfaatleri mevzubahis olduğunda ifade kısıtlamalarına ve hatta yaptırımlara kadar varabilecek merhalelere gelmektedir.

Görülen o dur ki 1915 olaylarıyla ilgili Belçika Parlamentosu tarihi gerçekleri araştırma gereğini duymadan aldığı siyasî bir karar üzerinden, kendi halkı tarafından seçilmiş bir milletvekilini ifade özgürlüğü kapsamından çıkarıp, cezalandırmakta; Avrupa Birliği’nin temel bireysel hak ve özgürlüklerini koruma hükmüne kolaylıkla ters düşebilmektedir.

Şu çok iyi bilinmelidir ki, muhteviyatında tarihi kini ve nefreti barındıran, bireysel hak ve özgürlükleri hiçe sayarak cezalandırarak alınan bu kararı şiddetle kınıyoruz.

Bu karar ile Avrupa’da Müslüman kimliğiyle ve kadın olarak iki kez dezavantajlı bir konumda olmasına rağmen, Mahinur Özdemir’in kişisel emeğiyle ve alın teriyle sahip olduğu başarı saf dışı edilmiştir. Mahinur Özdemir’in mensubu bulunduğu partinin bu tutumu kişisel hak ve özgürlükleri, düşünce ve ifade özgürlüğünü hedef alan kadına yapılan bir ayrımcılık örneğidir.

Ayrıca merkez demokrat hümanist partisinin almış olduğu bu kararın Avurpa’da ve Belçika’da islamofobinin bir tezahürü olasından endişe duymakta ve bu kararın ivedilikle insan ve kadın onuruna yakışır bir şekilde düzeltilmesini ümit ediyor ve bekliyoruz.

Tıpkı Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanımızın dediği gibi; İnsanlar da ülkeler de politikalar da, eğer yüce dinimiz İslam’a, mensubu olmaktan gurur duyduğumuz Milletimize ve bu ümmetin kadim kardeşliğine düşmansalar niyetlerini dolaylı yollardan değil Müslüman Türk parlamenterler üzerinden değil açıkça “Adam” gibi ifade etmelidirler.

Değerli basın mensupları biz tüm Kadın STK’ları olarak ve burada bizimle birlikte olan katılımcılar olarak Avrupa kıtasına seslenmek istiyoruz. Uzun yıllardır dayanışma ve işbirliği içerisinde olan devletler ve kültürler ve ekonomiler olarak ancak İslamofobyanın, ırkçılığın ve ayrımcılığın karşısında durarak var olan ilişkilerimizi geliştirebiliriz.

2. Dünya savaşından sonra Avrupa kıtasında çalışarak kıtanın kalkınmasında son derece önemli olan Türk vatandaşları ve bunlardan bir tanesi olan Türk asıllı seçilmiş Milletvekili Mahinur Özdemir’e yapılan bu ihracın karşısında ve her şartta Mahinur Özdemir’in yanında olacağımızı tüm kamuoyuna saygılarımla arz ederiz.

 

Etiketler:
selyus