İlhami GÜNAYDIN

Geçmişten Geleceğe

NE DÜŞÜNÜYORUM!

Her sayfamı açtığımda Google amca ne düşünüyorsun diye soruyor?

Ben de olup bitenler karşısında, bu toplumun bir bireyi olarak düşüncelerimi hiç kimsenin tesiri altında kalmadan yorumlamaya çalışıyorum…

Şahsımı tanıyanlar şunu çok iyi bilir ki, olaylar karşısında duracağım nokta asla kişisel menfaatlerime uygun olan taraf değil, toplumsal bir bakış açısı ve objektif bir anlayışla aklıselim bir yaklaşım önceliğim olmuştur…

Bizi tanıyanlar genelde siyasi bir kişilik olarak bilindiğimiz için, konumuz da elbette ki yine siyaset olacak..

Yapacağım analiz karşısında birilerinin çıkıp benim yazımın altında kendi siyasi egolarını tatmin amaçlı kullanmasına da asla müsaade etmiyorum. Zira yazacağım yazı aidiyet duyduğum, kurucusu olduğum siyasi partimle alakalı öz eleştiri niteliğinde olacaktır.

Şimdiden ‘sözde partililerin’ ulu orta sosyal medya üzerinden bir partilinin bu şekilde yazı yazmasının doğru olmadığını söylediğini duyuyor gibiyim.. Olsun..

Karşı tarafın da zaten olaylar karşısında önlem almamızı, strateji geliştirmemizi istemediğini biliyoruz.

Gelelim saadete…

Seçimleri geride bırakalı neredeyse bir yıla yakın bir zaman oldu. Halkımızın Seçimlerde partimize verdiği oy bir ders niteliğindeydi.

Milletimizin engin feraseti her şeyin üstündedir.

Her seçimde seçmenimiz, siyasilere matematiksel sonuçlarla matematiksel dersler vermek suretiyle buradan siyasileri uyarmaktadır.

Hattı zatında AK parti hükümetleri gelmiş geçmiş hükümetlerin en iyisidir. Yapılan hizmetleri daha önceki yazılarımızda defahatle yazdık. Tekrar yazmak istemiyorum.. Zaten yazmaya çalışsak da değil sahifeler, ciltlerle kitap oluşturulur.. Sadece şu kaybettiğimiz İstanbul ve Ankara’nın 2001 öncesi ve sonrasına baktığımızda, nasıl bir atılım içerisinde hizmetler yapıldığını görmemiz mümkün olacaktır.. Amma ve lakin, tüm Türkiye genelinde yapılan bütün bu devasa hizmetlere rağmen seçmenin, bazı belediyelerimizin bizden alınmasına sebebiyet veren nedir?..

İşte sorulması gereken bu… Maalesef her seçim sonrası ‘dersimizi aldık, gereğini yapacağız’ söyleminin ardından hiç bir şeyin yapılmadığını görmek bizleri dolayısıyla üzmektedir.

Seçmenimizin, seçimlerde partimize ders verip, Reis’e olan bağlılığını ifade etmesi, AK Parti’nin kendisini güncellemesi, yeniden fabrika ayarlarına dönmesi anlamına geldiğini anlamamak mümkün mü?. Reis’in mesajları hep bu yönde.. Lâkin işin muhataplarının samimi olmadıklarını bu sürecin işleyişinde görmek mümkün…

Hem değişimin yaşanması için, değişimi yapacak olan genel merkez teşkilat yapısının da değişimiyle ancak mümkün olacağına inanıyorum. Bir çok belediyemizin kaybedilmesiyle sonuçlanan son seçim sürecini yürüten ekip, bu günkü kongre ve yeniden yapılanma sürecini yürütmesi değişim açısından ne kadar inandırıcı olabilir.. Ak parti seçmeni bu durumdan oldukça rahatsız..

Sayın Cumhurbaşkanım, senin samimiyetine sadece teşkilât olarak değil, millet olarak da güvenimiz tamdır. Bunun ispatı seçimlerde partinin üzerinde aldığınız oylardır. Sizin, hem ülkemiz içerisinde gelişen olaylar karşısındaki olağanüstü çalışmalarınız, hem de dış dünyada ülkemiz için oynanmak istenen oyunları bozmak için göstermiş olduğunuz çabalar takdire şayandır. Sadece Türkiye değil bir ümmetin yükünü taşıyan sizlerden, bir de teşkilatı niye takip etmiyorsunuz sualini sormak elbette insafsızlık olur.

Sizin görev sorumluluğunu verdiğiniz kişiler maalesef,  makamlarının gücünü kendi kişisel hesapları üzerine kurgulayarak seçmen üzerinde olumsuz etki oluşturmaktadır.

Bütün bunları dikkate aldığımızda, Ülkemizin bekası için verilen mücadelenin boşa çıkması için, pusuda bekleyenlerin değirmenine yaptığı olumsuz çalışmalarla su taşımaya çalışan teşkilat mensuplarının bir an önce tespit yapılarak tasfiyesini, aksi halde hezimetin durdurulamayacağı aşikardır.

FETÖ bitmedi..  O içimizde.. O her yerde…

Selam ve dua ile..

İlhami Günaydın.

selyus