Ana Sayfa İÇ POLİTİKA 24 Ocak 2024

Yerel seçimin 2019’dan farkı

2019 seçimine CHP ‘muhalefet’ AK Parti ‘iktidar’ olarak girmişti.

CHP, 2019’dan önce de İzmir, Eskişehir, Muğla veya zaman zaman Antalya, Adana gibi birçok büyükşehirde ve birçok şehirde yerel yönetimlerde ‘iktidar’dı.

Ancak 2019’da İstanbul ve Ankara’da ‘yerel iktidar’ olunca ilk kez ‘iktidar’ havasına girdi.

Bunun tersine, AK Parti de çok sayıda büyükşehir ve şehir belediyelerinde iktidarda olduğu halde, Ankara ve İstanbul’da yerel iktidarı kaybettiğinde ‘muhalefette olma’ duygusuna girdi.

CHP iktidarın tadını aldı, AK Parti muhalefetin dersini…

***

AK Parti’ye yerelde kaybettiren ‘iktidar’ duygusu, şimdi CHP’de gözleniyor.

CHP’nin İstanbul ortağı, sadece İstanbul’da değil, Ankara ve İzmir’de, hatta Antalya’da da kendi adaylarını dayatıyor.

Görünmez ortağı HDP/DEM Parti, İyi Parti’den doğan boşluğu ‘bize mahkumsunuz’ diyerek kendi adaylarını dayatmak için kullanıyor.

Eski genel başkan, ‘yokluğumu fırsat bilmeyin’ diye sosyal medyadan boy gösteriyor, kendi ekibinin daha fazla tırpanlanmasına razı olmadığını beyan ediyor.

Genel Başkan, bu badireden Genel Merkez’deki iktidarını koruyarak çıkmak için Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından muhatap alınmanın yollarını arıyor.

***

AK Parti ise bugüne kadar olduğundan daha fazla, ‘yerelde kendi gücü olan adaylar’ tercih etmiş görünüyor.

İstanbul’da hem büyükşehir için Murat Kurum’un hem de ilçe adaylarının tanıtım programlarında iki farklılık dikkatimi çekti.

Murat Kurum adı ne ‘acaba kazanabilir mi’ anlamında ne ‘ittifak dışından da oy alabilir mi’ anlamında hiç sorgulanmadı; hemen kabul gördü.

Bu, her şeyden önce parti içi toparlanma açısından çok önemli.

Zira, 2019’da 13 bin oyla kaybedilen seçimde AK Parti’nin kendi oylarından yaşadığı kayıpların çok büyük etkisi vardı.

***

İkinci farklılık, ilçe adaylarının tanıtımında ortaya çıktı.

Belediye başkanlarının sadece 3’ü değişti.

Bayrampaşa’da bir kadın aday

İlknur Bayraktar, Arnavutköy’de Mustafa Candaroğlu ve Sultanbeyli’de Ali Tombaş aday gösterildi.

Fatih’te Ergün Turan, Başakşehir’de Yasin Kartoğlu, Zeytinburnu’da Ömer Arısoy, Ümraniye’de İsmet Yıldırım, Tuzla’da Şadi Yazıcı, Esenler’de Tevfik Göksu, Beykoz’da Murat Aydın, Üsküdar’da Hilmi Türkmen, Bağcılar’da Abdullah Özdemir, Beyoğlu’nda Haydar Ali Yıldız, Çekmeköy’de Ahmet Poyraz, Bahçelievler’de Hakan Bahadır, Sultangazi’de Abdurrahman Dursun, Şile’de İlhan Ocaklı, Eyüpsultan’da Deniz Köken, Gaziosmanpaşa’da Hasan Tahsin Usta, Güngören’de Bünyamin Demir, Kağıthane’de Mevlüt Öztekin, Pendik’te Ahmet Cin, Sancaktepe’de Şeyma Döğücü ve Çatalca’da Mesut Üner yeniden aday gösterildiler.

CHP yönetimindeki ilçelere gelince;

AK Parti, Bakırköy’de eski ANAP döneminin popüler isimlerinden Ali Talip Özdemir, Küçükçekmece’de ise önceki dönem AK Parti’nin belediye başkanlığını kazandığı Aziz Yeniay ile yeniden iddialı hale geldi.

Avcılar’da Abdullah Küçükoğlu, Ataşehir’de Mustafa Naim Yağcı, Maltepe’de Kadem Ekşi, Esenyurt’ta Hamit Öncü ve Kartal’da Hüseyin Karakaya için ‘heyecan ve kazanma azmi’ yorumlarını duydum, tanıtım toplantısına katılan partililerden.

Adalar’da Uğur Sinan Şen, Beylikdüzü’de Mustafa Günaydın, Büyükçekmece’de Recep Erol, Kadıköy’de Veli Arslan, Sarıyer’de Hüseyin Coşkun ve Şişli’de Gökhan Yüksel, AK Parti teşkilatlarında ‘sahiplik’ duygusu yaratmış.

Aynı sahiplenme duygusunu Cumhur İttifakı olarak MHP’den Silivri’de yeniden aday gösterilen Volkan Yılmaz ve Beşiktaş adayı Serkan Toper için de söyleyebilirim.

***

İstanbul’da AK Parti teşkilatlarının, adayların arkasında tartışmasız yer alması ve seçmenin açıklanan isimleri ‘onaylaması’ kritik önemde.

Başkanların çoğunun kendi ilçelerinde bireysel karakterleri, icraatı ve halkla ilişkilerine dayalı olarak yerlerini koruduklarını gösteriyor.

Büyükşehir adayı Murat Kurum’un da aynı şekilde kabul görmesi ve onaylanmasının anlamı da böyle.

İlçe adaylarının tanıtımında gördüğüm, her bir adayın Büyükşehir adayı Murat Kurum’la ‘birlikte çalışma gücü’ oluşturacaklarına yönelik beklenti.

Bu da AK Parti teşkilatı ve seçmenlerine ‘yeniden yerel iktidar’ ruhu aşılamış.

***

CHP ile ‘yerel iktidar’ yarışının sembolik anlamının olduğu Ankara’da da ilçe belediyelerinde muhtemelen az sayıda değişiklik olacak.

Antalya, Adana ve İzmir’de de teşkilatı arkasında kenetleyen adaylar tercih edildi.

Antalya için Kepez’de başarılı bir yönetim sergileyen Hakan Tütüncü, Adana için Yüreğir Belediye Başkanı Fatih Mehmet Kocaispir, İzmir için siyasi kariyerine İzmir gençliğinin içinde başlayan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Hamza Dağ tercihleri de İstanbul benzeri bir ‘sinerji’ işareti veriyor.

AK Parti, 2019’da teşkilatın ve seçmenin adaylarını seçmekte zorlanmış, birlikteliğin gücünü tam olarak arkasına alamamıştı.

Bu dönem şeytanın bacağı kırılmış.

AK Parti seçmeni, muhalefet partilerinde görülen ‘çantada keklik’ seçmen değil.

İçine sinmeyene oy vermeyebiliyor.

Seçmen, adaylara ‘olur’ vermiş görünüyor.

MASKELİ BALO VE SAHTE YÜZLER

Rafet el Roman’ın botoks haberi 1990’ların sonuna götürdü beni…

O güne kadar gazete dergi sayfalarında bıyıklı veya sıradan tıraşlı halleriyle gördüğümüz kimi ‘ünlü’ler bir anda yüzü aydınlanmış, saçı sakalı değişmiş, moda sayfalarından çıkmış mankenlere dönüşmüşlerdi.

‘Metroseksüel’ kavramıyla böyle tanıştık.

Şarkıcılar, iş adamları, siyasetçiler, futbolcular…

***

İngiliz Daily Mirror yazarı Mark Simpson, 1994’te icat etmişti bu kavramı.

Yazarın tanımladığı yeni şehirli erkek modeli, sadece iyi giyinmeyi, yeme içme, kültür sanat vb konularında stil bilinci olmayı değil, artık ‘bakımlı olmayı’ ve makyaj yaptırmayı da kapsıyordu.

Buna zaman içinde estetik de eklendi…

***

Moda, kozmetik ve estetik sektörü mü kadınlarla sınırlı pazarı genişletmek için Simpson’u ‘teşvik’ etti, yoksa Simpson mu öngörülü davrandı bilmiyoruz.

Ama moda ve kozmetik markalarının, yazarın kazandığının milyar katını kazandığı kesin…

2022 verilerine göre;

Küresel moda sektörünün büyüklüğü 1,53 trilyon dolar. Artış hızı yavaşlasa da büyüyor.

Küresel kozmetik pazarı 450 milyar dolar. Modaya göre daha hızlı büyüyor, 2031’e kadar 650 milyar doları aşması bekleniyor.

Küresel estetik/cerrahi pazarı da 40 milyar dolara doğru ilerliyor ve hızlı…

Ve üstelik doymuyor.

Pazarlarını ‘çocuklarla’ genişletme peşindeler.

Önce makyaj yaşı, şimdilerde de estetik yaşı ilkokullara kadar indi…

Çocuk parfümü görmediğiniz bir çocuk mağazası kaldı mı?

***

Üstelik, bir büyük destekçileri daha var:

Sosyal medya ve yeni görsel teknolojilerle yayılan ‘sanal makyaj ve estetik’le değiştirilmiş görünümler…

İnstagram fotoğraflarına bakın, Çinli ile Afrikalı, Norveçli ile Meksikalı akraba gibi!

Erkeği ve kadını da…

Gözleri kaşları, teni dudakları aynı…

Makyaj ve dijital filtrelerle ‘instaseksüel’ model oluşturmuşlar!

***

Bakımlı, sağlıklı, genç ve güzel görünmek ‘kendini iyi hissetmek’le gerekçelendirilirdi.

Kabul edilebilir bir gerekçeydi…

Ama oradan hızla uzaklaşıyor; ‘maskeli balo ve onun sahte yüzleri’ne dönüşüyor…

İNSAN GİBİ YAŞLANIN YAHU!

İki meşhur erkek müzisyen Rafet El Roman ve Gökhan Özen, botokslu halleriyle fotoğraf paylaşıp, “Biz ettik, siz etmeyin” dediler ya…

İnstagramda ilk rastladığımda ayrıntısına bakmadım, “yeni yetmelerden biri Gökhan Özen’e benzemek için estetik yaptırmış” diye anladım, geçtim…

Meğer bizzat kendisiymiş!

***

İnsan gibi yaşlanmanın nesi var?

Amcalığa terfi etmenin tadını çıkarın.

Bir yemeğe gittiğinizde “Ne güzel yaşlanmış” sözünü mü duymak istersiniz arka masadan, “Kendini neye çevirmiş böyle” sözünü mü?

‘Doğan görünümlü Şahin’.

(Mustafa Kartoğlu)

selyus