Toptan ve perakende delege alınır, satılır.
İtina ile!
Dükkânın kapısına yazsa yeridir.
Kim?
CHP…
Bunlar sert sözler…
Kabul.
Söylememek lazım.
Ona da tamam.
Tamam da.
Söyletmesinler arkadaş!
Niye?
Bugüne kadar hem İstanbul İl Kongresi hem de Kurultay ile ilgili zibilyon tane iddia, suçlama, belge, bilgi, kayıt gündeme geldi.
Beyefendiler arasından biri kişi de çıkıp “bunlar tamamen yalandır, bizden hiç kimse para almadı, vermedi” demedi, diyemedi.
Oysa…
CHP yönetimi, net ve somut izahlar ile suçlamaları çürütmek yoluna gitse…
Kuluçkaya yatmış tavuk gibi “dolarlı, telefonlu, pavyonlu” iddiaların üzerine oturmasa…
Özetle…
Aklımızla alay etmese…
En doğru adımı atmış olurdu?
Neden yapmıyor?
Cevap yok.
Sanki asırlık partinin itibarını korumak bize kalmış gibi…
İyi niyetle uyarıyoruz.
Bağımsız ve tarafsız Türk yargısını suçlamak ile kimse bir yere varamaz.
CHP yönetimi böyle davrandığı sürece “delegelerin alınıp satıldığı” bir parti izlenimi vermekten kurtulamaz.
Şu işe bakın.
İstanbul İl Kongresi ve Kurultay’da oy kullanan delegelerin kimler oldukları isim isim belli.
Hepsi tanınıyor.
Haklarındaki iddialar aylardır gazete sayfalarını, televizyon ekranlarını kaplıyor.
Ama ortaya çıkıp “ben filancayım, kimse itibarım ile oynayamaz, benim tercihimi para ile değiştirebilecek adam anasının karnından daha doğmadı” diyebilen kimseye rastlamıyoruz.
Haliyle…
Böyle gelmiş böyle gidecekse…
CHP’de on yıllardır her kongre ve kurultay sonrası seslendirilen “yine delege kazandı” şarkısı liste başında kalmaya devam eder.
Soruşturmaları yürüten Cumhuriyet savcılarını açıktan tehdit ederek varabilecekleri yer belli…
Biliyor olmalılar.
Haklarındaki suçlamalara karşı akıllı, mantıklı, ayakları yere basan, ikna edici izahlar bulamıyorlarsa…
Neresini örtseler bir yerleri açıkta kalan “çıplak kral” durumundaysalar eğer…
Çok da fazla şey etmemek mi lazım, ne dersiniz?
Serkan Fıçıcı / Akşam gazetesi



