Ana Sayfa YEREL YÖNETİMLER 1 Haziran 2021

AK Partili Meclis Üyesi Özlem Erol, İBB Meclis toplantısında İSKİ’yi eleştirdi

İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi Mayıs ayı toplantısının 4. oturumunda İSKİ Genel Kurulu ile ilgili AK Parti Grubu adına söz alan İBB Çevre ve Enerji Komisyonu önceki dönem Başkanı ve Temel Haklar Komisyonu Başkanvekili Özlem Erol, “İSKİ Genel Kurulu’muzun hayırlara vesile olmasını diliyorum. Hiç şüphesiz Su hayatın kaynağı, yaşamın özü, canlılığın enerjisi, olmazsa olmaz, vazgeçilmezimizdir. Su dünya üzerinde tüm yaşam alanlarına değer katan, can veren,  insana, doğaya ve üzerinde yaşayan her canlıya kısaca tüm ekosisteme gerekli en önemli hayat kaynağımızdır. İşte İSKİ bu hayat kaynağını İstanbul’un her yerine, ulaştırmak gibi önemli ve değerli bir vazifeyi yıllarca başarıyla yürüten, uluslararası literatürde belirlenmiş limitler ve yönetmelikler çerçevesindeki standartlara uygun suyu evlerimize kadar ulaştıran, atık su ve yağmur suyu yönetimini başarıyla yürüten köklü bir kurumumuzdur. Öncelikle Bu değerli vazifeyi yıllardır başarıyla yürüten, geçmişten günümüze İSKİ bünyesindeki tüm yönetici ve çalışanları tebrik ediyor, çalışmalarında başarılar diliyorum.

İstanbul Napolyon’un: “Dünyanın bir başkenti olsaydı, bu İstanbul olurdu!” ifadesinde özetlenen hayallerin kentidir. Yine İstanbul, tarih boyunca su sorunları yaşamış olan, üç büyük medeniyete başkentlik yapmış; Türkiye ekonomisinin tarihinin kültürünün, turizminin de merkezi olmuş bir dünya kentidir.

İstanbul 1994 öncesi dönemde yaşanan kuraklığın ve plansızlığın bedelini çok ağır ödemiş, bu yıllarda bir yudum suya hasret kalmış, musluklarından sudan çok tısss sesi gelmesiyle karikatürlere konu olmuştu.

İstanbul’umuzun yıllanmış pek çok sorunu gibi su sorunu da, Cumhurbaşkanımızın Sayın Recep Tayyip Erdoğan ın belediye başkanlığı döneminin ilk 2 yılında, yapılan acil eylem planı ve ileriye dönük master projelerle çözümlenmiş ve İstanbul suyu musluklarından sürekli akan bir şehir haline getirilmiştir.

Bu başarının sürdürülebilmesi için İSKİ’nin planlanmış projelerinin devam ettirilmesi ve yeni projelerle geliştirilmesi, büyük bir önem arz etmektedir. Başka bir ifadeyle, bu kentin hak ettiği yere gelmesi kadar, geldiği konumda tutunabilmesi için gerekli yatırımların yapılması da elzemdir.

Sayın Başkan, Değerli arkadaşlar ve çok kıymetli İstanbullular, O süreçte yani 1994 de Önce bir durum tespiti yapıldı ve böyle büyük bir sorunun mevcut anlayışla çözülemeyeceği öngörülerek, köklü paradigma değişiklikleri ve akılcı bakış açısı ile tüm sorunlar birer birer aşıldı. Sadece günü kurtarmaktan öte, gelecekte de her türlü kuraklığa ve olumsuz koşullara karşın İstanbul’u susuz bırakmayacak önlemleri almayı başarmış, dünya markası olmuş bir İSKİ meydana getirildi.

Öyle ki, “İstanbul’un su kaynaklarının yarısından fazla bir oranı teşkil eden” Cumhuriyet Tarihinin en önemli su temin projesi olan Melen’den ve Istranca’dan aldığı suyu evlerimize kadar içilebilir kalitede ulaştıran, susuzluk kabusunu ve endişelerini gideren bir İSKİ’den bahsediyoruz.

Yağmur suyu yönetimini ciddi anlamda başarmış, su ve sel baskınlarını neredeyse sıfıra indirmiş bir İSKİ.

Atık suların yüzde 90’ı denize dökülüyor ve denizlerimizi kirletiyorken, gerçekleştirdiğimiz dev projelerle, yüzde 45’i biyolojik arıtma tesisleri, yüzde 55’i ise ön arıtma tesisleriyle atık suların yüzde 99 unu temizleyerek tekrardan İstanbul’a kazandıran bir İSKİ oluşturduk.

Kendi enerjisinin tamamını kendi üretmeyi planlayan bir İSKİ.

Hatta Bununla da yetinmeyip geleceğe dönük vizyoner projelerin planlanıp hayata geçirildiği bir İSKİ.

Ekonomik anlamda da çok güçlü bir mali yapıya sahip, şimdiye kadar yaptığı bütün işleri öz kaynaklarıyla yapmış, son iki dönemi ele aldığımızda hiçbir şekilde borçlanması olmayan, hiçbir zaman maddi sıkıntı yaşamamış, ödemelerini düzenli yapmış, sapasağlam bir İSKİ.

Bizim 25 yılda gösterdiğimiz başarılar aynı zamanda sizler ve gelecek yönetimler için bir Vizyon belgesi niteliğindedir.

Bu her yönetici için ve her kurumun işlevselliği için çok büyük bir avantaj ve fırsattır.

Tabi fırsatları değerlendirmeyi bilenlere.

Tabi ki İSKİ’nin başarısı Büyükşehir için vazgeçilmez bir hedeftir. Bu hedeflere istikrarlı bağlı kalan İSKİ adına her türlü katkıyı, desteği, öngörüyü, uyarıyı ve eleştiriyi yapmak da hepimizin asli sorumluluğu olduğu kadar bu bağlamda mevcut yöneticilerin, söylenenleri dikkate alması, insani ve vicdani bir duruşla eleştirileri dinlemesi de yine İSKİ’nin başarılarının devamı anlamında hayati öneme sahiptir.”

EROL, İSKİ’NİN İKİ YIL İÇİNDE GELDİĞİ TABLOYU ORTAYA KOYDU

Konuşmasına devam Özlem Erol, “Faaliyet Raporunda değerlendirilecek ve dikkatinize sunulacak çok fazla başlık var, ancak zamanımızın sınırlı olması nedeniyle sadece en önemli olan konulara ana başlıklar halinde değinmekle yetineceğim;

Dünya standartlarında içilebilecek suyun temin edilmesinin yanında, İstanbul’umuzun boğazın iki yakasında kurulmasının sonucu olarak su kaynaklarının ve suyun ulaştırılması gereken alanların bölünmüşlüğünün özellikle zorlaştırdığı suyun dağıtımı, rezerv kapasitemizin sınırlı olması İSKİ’nin planlanan yatırımlarının aksatılmadan yapılmasını gerekli kılmaktadır.

Ayrıca çevreye verilen zararın en aza indirilmesi, atık suların biyolojik ve ileri biyolojik arıtmadan geçirilmeden denizlere verilerek geri dönüşü olmayan tahribatın önlenmesi için de İSKİ’nin planlanan, yatırım programlarına alınan yatırımların en küçük bir aksama olmaksızın gerçekleştirilmesi elzemdir.

Faaliyet raporunda En fazla dikkatimizi çeken konu, yatırım gerçekleşme durumudur ki, kısacası İSKİ adına bizi de en fazla üzen bu tablodur.

Bakın faaliyet raporundaki bilgiler bu alandaki acı tabloyu gözler önüne sermektedir. Tam 5 sene önce İSKİ yaklaşık 4 milyar liralık yatırım yapmışken bu kadar zaman geçmesine ve bu yatırımların artarak devam etmesi beklenirken 2020 yılında ancak bu rakamın yüzde 66’sı kadar yatırım yapılabilmiştir. Aslında bu rakamla birlikte niye faaliyetsiz, bir faaliyet raporu oluşmuş baştan anlamış olacaksınız.

Finansal dengesini yıllarca çok düzgün bir şekilde kurmuş, yatırımlarını ve ödemelerini zamanında yapan İSKİ’den, maalesef iki yıl içinde gelinen tablo…

Konuşmam üzerine çalışırken meclis müdürlüğümüzün gönderdiği İSKİ Genel Kurulu tekliflerini görünce aşağıdaki anekdotu hatırladım.

  1. Mahmut Selimiye kışlasını denetlemeye gider. Kışlaya padişahın her gelişinde atılan 9 pare top atışı bu kez yapılmamıştır. Tabi padişah buna çok kızar ve paşalara hesap sorar. Sorumluluk topçu çavuşunu atılır. Padişah sorar:

Neden top atışı yapılmadı? Çavuş cevap verir:  Efendim tam 18 tane sebebi var. Birincisi Barut yoktu derken. Padişah hemen araya girer: – Gerisini saymaya hacet yoktur…

Benzeri bir anekdot Napolyon’la ilgili olarak da anlatılır. Napolyon, savaşı neden kaybettiklerini sorduğu komutanından, “Bir, barut yoktu..” cevabını  aldığında diğer sebeplerini dinlememeye gerek bile görmemiştir.

Aslında sadece tekliflere bakmak bile Sn. İmamoğlu yönetiminin İSKİ’yi getirdiği noktayı anlamaya yeter de artar bile. Rutin haline gelen ve her genel kurula sunulan suya zam teklifi…

Eyüpsultan, Bayrampaşa ve Avcılar’daki İSKİ arsalarının satış talebi…

Şimdi çok daha önemli bir konudan bahsedeceğim, bu konu hepimizi üzecek ama en çok da meclisimizde de konuyu gündeme taşıdığı için CHP grup başkanvekilini üzecek: 11 numaralı teklif… Teklif ne diyor: “İç/dış finansman temininde kullanılmak üzere İSKİ su gelirlerinin temliki” yani İSKİ’nin gelirlerinin ipotek olarak vermekten bahsediliyor.

Bu teklifi gördüğümde gözlerime inanamadım.

Adeta Duyunü Umumiye’nin tarihin karanlık dehlizlerinden çıkarıp günümüze uyarlanmış hali; tüm İstanbullular için kara bir gün! Çok acı ve üzücü bir durum…

Bugüne kadar tüm projelerini öz kaynaklarından sağlayan, hatta diğerlerinin bütçelerine bile katkı sağlayan İSKİ’nin getirildiği iç acısı durum! Bu konuşmayı hiç yapmasam ve sadece bu maddeyi söylesem İSKİ’nin bugününü çok acı bir şekilde özetlemiş olurdu. Bir dünya markası kurumun düşürüldüğü durum; çok yazık, fevkalade üzücü…

AK Parti grubu olarak İstanbul’un geleceğini ipotek altına almanıza izin vermeyeceğiz…

Biz size bu hususu iki sene önce defalarca söyledik ve uyardık. Popülist söylemlerle seçim kazanmak uğruna, hiçbir ekonomik temele dayanmadan, hesapsız-kitapsız bir şekilde %40 indirim sloganıyla göreve geldiniz ve daha sonra ise hemen ardından 3 ay içinde tekrar zam talebiyle meclise geldiniz. Bu zam talebini 2 yıl içinde bizim her defasında reddetmemize rağmen 5 kez daha tekrarlamanız milletin aklıyla dalga geçmekten başka nedir.

İSKİ kurumsallaşmış, hizmetleri reel ekonomik temeller üzerinde planlanmış kurumsal bir yapıdır. Bu temellere ekonomi biliminden ve realiteden uzak müdahaleler yaparsanız, saat gibi işleyen bir kurumun çarklarını bozarsınız böyle. Şimdi tekrar %25 aslına bakarsanız bizim meclisten geçirdiğimiz insani su hakkının iptali talebinizle %50 zam talebiyle geliyorsunuz. Biz AK Parti grubu olarak, şimdiye kadar enflasyon oranında bir zam dışında talep edilen fahiş zamları uygun bulmuyor ve vatandaşa verdiğiniz sözleri tutmanızı bekliyoruz. Biz kendi dönemimizde de enflasyon oranında artış yapar ama faturalarda indirim müjdesi ile yılı kapatırdık. Finansal olarak Belediyenin en kuvvetli iştiraki olan, yatırım bütçesi ise dudak uçuklatan İSKİ tam beş sene öncesinin bile gerisinde bir yatırım oranıyla 2020’yi kapatma hikayesi işte budur…

Nitekim bu yatırım bütçesi ile; İstanbul nüfusundaki artışa rağmen ve kuraklık çanları çalarken bile son 2 yılda tek bir içme suyu arıtma tesisi bile yapamamış, faaliyetsiz bir İSKİ ortaya çıkmıştır..

Sayın Meclis üyelerimiz faaliyet raporunda anlatılan işlerin başlangıç tarihlerine baktığınız zaman tamamının 2019 Haziran ayından önce başladığını görürsünüz. Geçen iki yıllık sürede hiç yeni bir proje başlamamış, önce başlayan projelerde de yeterli performans gösterilememiştir. Bu nedenle kritik öneme sahip Ömerli içmesuyu arıtma tesisi, Şile içmesuyu arıtma tesisi ve Taşoluk içmesuyu arıtma tesisi tamamlanamamıştır. Buralardaki mevcut tesisler 2020 yılında tam kapasite çalışmak zorunda kalmıştır.

AKParti Belediyeciliğinde İSKİ’nin gelenekselleşen, yılda 20 proje temeli atma, 20 de açılış gerçekleştirme mottosu, ARTIK maalesef YOK!

İklim Modelleme çalışmalarına göre 2040 yılına kadar sonbahar yağışlarında yüzde 20’lere varan azalma beklenmektedir. Melen den gelen suyun arıtımı için bizim dönemimizde planlanan ve başlatılan Ömerli içmesuyu arıtma tesisi Emirli ünitesi, Şile, Taşoluk tesislerinin ve Kağıthane -Bahçelievler Sefaköy tüneli şehre kesintisiz su vermek için biran önce bitirilmesi gereken tesislerdir.

Bu projeler özellikle kuraklığın yaşandığı periyotlarda su arzının kesintisiz sağlanması açısından çok büyük öneme sahiptir. Çoktan bitmesi gerekirken,  ne yazık ki o da halen tamamlanamamıştır. Artık ne olur bir zahmet bu projeleri tamamlayın.

Bizim yaptığımız çalışmalarla ve projelerle kendinizi çok güvende hissediyorsunuz ama en azından o planlarımıza sadık kalın ve yarım projelerimizi zamanında tamamlamaya gayret gösterin ki İstanbul’umuz o eski kötü günlerine tekrar dönmesin.”

ÖZLEM EROL RAKAMLAR VEREREK ELEŞTİRDİ

Rakamlar vererek konuşmasını sürdüren Özlem Erol, “Aynı durumu maalesef atık su arıtma tesislerinde de görmekteyiz. 2020 yılında açılışı yapılan tek biyolojik atık su arıtma tesisi olan Çatalca Ormanlı Biyolojik Arıtma Tesisi olup, bu da zaten AK Parti döneminde yapımına başlanmış olan küçük bir projedir, yani yeni bir proje yine yoktur. Tamamlanmaya çalışılan ve inşaatı süren tüm projelerde 2016-2017-2018 senelerinde başlatılmış ve çoğu bitmeye yakın projeler

  • Tuzla 3. Kademe İleri Biyolojik Arıtma Tesisi Günlük: 400.000 m³
  • Baltalimanı İleri Biyolojik Arıtma Tesisi Günlük: 600.000 m³ kapasiteli
  • Yenikapı İleri Biyolojik Arıtma Tesisi Günlük: 450.000 m³ kapasiteli projelerini biz başlattık,
  • Paşaköy3, Ambarlı2 ve Ataköy3 projelendirilmesini ise yine biz yaptık

Herhangi bir ekstra proje yapılmadığı gibi; Hiç unutmadığımız ve unutmayacağımız önceki dönemde her türlü planlama ve projelendirilmesi bitirilmiş olmasına rağmen, sn. Başkanın Temel Atmama Töreni ile yapımı iptal edilen Silahtarağa İleri Biyolojik Arıtma Tesisinin de henüz alternatifi bir proje geliştiremediniz. (İnanın bu absürt tören Dünya siyasi literatününü kara bir leke olarak geçecektir. Aynı Cüneyt Arkın ın dünyayı kurtaran adam filmi gibi)

İleri Membran bioreaktör sistemleri ile Haliç’i neredeyse kullanılabilir karakterde besleyecek bu tesisin yerini dolduracak daha iyi bir proje üretmenizi Merakla beklerken, bırakın öyle bir projeyi üretmeyi, sadece tek açılış ile yılı tamamlamanız hüsrandan başka nedir.

Sizin çevreciliğiniz ancak yapılanı engellemek ve bozmaktan müteşekkil hepimiz anladık. İnanın çevre ye verdiğiniz bu zararlar ve vurdumduymaz tavrınız ile sizi alkışlayacak yaprakları bile zor bulursunuz.

Bitti mi tabi ki Hayır;

İstanbul için 2020 yılında bitirilmesi planlanan

Tuzla 3. Kademe,

Paşaköy ileri biyolojik arıtma tesisi 3. Kademe,

Yenikapı ve Balta Limanı Biyolojik Atıksu Arıtma Tesisi, gibi pek çok İleri Biyolojik Arıtma Tesis projelerinin de henüz bitirilememiş olduğu görülmüştür.

2018 yılında günlük yaklaşık 4 milyon m3 (3 milyon 927bin m3/gün)’lük atıksu arıtımı yapılırken, beklentimiz 2020 yılında bunu aşmak değil midir? Ama 2020 yılında maalesef bu miktar düşmüş, yıllık 4.5 milyon m3 atık su arıtımı azalmıştır. Bu nasıl bir durumdur anlamakta güçlük çekiyoruz. Tamam arıtma tesisleri yapmıyorsunuz anladık ama ne olur yapılanları bari düzgün çalıştırın.

Faaliyet raporunda defalarca daha çevreci, daha gelişmiş bir İSKİ’den bol bol bahsedilirken, gittikçe her alanda gerileyen bir İSKİ görüntüsü ortaya çıkmıştır. 2020 de yapılanlar, oldukça sık bir şekilde faaliyet raporunda dile getirilen çevreci söylemlerle uyuşmamaktadır.

Daha teknolojik özel sistemler üzerinden yeni tesislerin hayalini kurduğumuz İstanbul’umuzda bu tesislerin yapılma planı bile rafa kalkması bir yana, mevcut tesislerin dahi rantabl kullanılamadığı ortaya çıkmaktadır. Bu benim gibi pek çok İstanbullunun da gelecek kaygısını oldukça artırmaktadır.

Önceki dönemde, 2023 yılına kadar İstanbul’da biyolojik arıtma oranını %90 a çıkarmak, sadece ön arıtmalar sonrası derin deniz deşarjlarına son verilmesi planlanırken, hala bu konuda hiçbir ilerleme kaydedilmemesi önemli bir handikaptır.

Pek çok akademisyenimizin de belirttiği gibi, Marmara Denizi: “ kirleniyorum diye feryat ediyor.” Bu konuyla ilgili acilen yeni bir eylem planı oluşturulmalı ve tüm atık sular ileri biyolojik sistemler ile arıtılmalıdır ve ön arıtma ile derin deniz deşarjlarına son verilmelidir. Marmara denizine deşarj edilecek suların limit sınır değerleri düşürülmelidir.

Boğazın, Haliç in, Küçükçekmece sahilinin, Ayamama ve Riva deresinin ve özellikle son günlerde gördüğünüz üzere Kurbağalı derenin kirliliği üzerine iç ve dış basında pekçok haber yayınlanıyor. Boğaz ve Kurbağalı dere yüzeyi tamamen deniz salyası ile kaplandı, oksijen transferi neredeyse sıfıra düşüyor,

Marmara Denizindeki canlılar kirlilikten boğuluyor. Bu feryada İSKİ’nin kulak vermesi lazımdır. Çevre ve doğa hiç bir zaman ihmale gelmez. Bakanlık tarafından tespiti de yapılan Arıtma tesislerinden by-pass ların artık son verilmesi lazımdır. Marmara ve Karadeniz’deki aşırı azot ve fosfor yoğunluğu, canlılığı yok etmektedir. Tanık olduğumuz bu durumlar, doğanın haykırışı ve gözyaşlarıdır. Doğa mutlaka intikamını alacaktır.

Bölgedeki arıtma tesisleri ve yapılan yatırımlar artan nüfus baskısı karşısında ne yazık ki yetersiz kalmaktadır. Lütfen İstanbul’un güzelliklerinin sonunu getirmeyelim. Çocuklarımız için daha sağlıklı bir çevre hepimiz için önemli bir sorumluluktur unutmayalım.

Başka bir önemli konu da; Su dağıtımındaki ishale hatlarıdır. 2020 yılında Bu fiziki gerçekleşme pek çok faaliyette olduğu gibi son 5 yılın en düşük miktarıdır.2020 de sadece 54 km ishale hattı ve 148km içme suyu şebekesi hizmete alınmıştır. Ayrıca Su yatırımları incelendiğinde yeni su temini çalışmalarının da hiç yapılmadığı görülmektedir.

Üzerinde titizlikle durulması gereken ve geçmiş dönem İSKİ genel kurullarında CHP adına söz alan arkadaşların da gündeme taşıdığı bir diğer konu da kayıp kaçakla mücadeledir. İSKİ geçmişte yaptığı şebeke yatırımlarıyla, İstanbul’un topoğrafyası da göz önüne alınarak kayıp kaçak oranını yüzde 21’ler seviyesine getirmiştir. Ayrıca kayıp kaçak oranını bunun altına düşürmek için gerekli micro bölgelendirmenin de pilot çalışmalarını yapmış ve İstanbul geneline yayılması için çalışmaları başlatmış idi. Küresel ısınma ve iklim değişikliği sebebiyle, İstanbul her an bir susuzluk tehlikesiyle karşı karşıyayken, Uluslararası ortalamanın yüzde 15’lerin altında olduğu düşünüldüğünde kayıp kaçak oranının hala yüzde 21’ler oranında kalması İstanbul’umuza yakışmaz. Bu durum Binbir güçlükle Melen ve Istrancalar’dan getirilen suyun kayıp/kaçaklarla İstanbul içinde heba edilmesi anlamındadır. Şimdi ne yapıyorsunuz bu konuda merakla takip etmekteyiz

Bu noktada akıllı şehircilik çalışmaları gündeme gelmektedir. Bu çalışmaların bir alt ünitesi olan zemin altı akıllı kontrol sistemleri uygulamasıyla bu kayıpların anında tespit edilmesi ve kısa sürede müdahale ile sorunun giderilmesi artık mümkündür. Suyun kıymetinin daha da arttığı günümüzde İstanbul için bu yatırımlar lüks değildir

Ancak faaliyet raporu incelendiğinde, akıllı şehircilik le ilgili tanıtım ve reklam faaliyetleri mükemmel olmasına karşın, diğer pek çok alanda olduğu gibi yapılan faaliuetler yerine sadece reklam ve algıda kalınmıştır.

Atık su kanal imalatlarında da İSKİ sınıfta kalmıştır. 2020 de gerçekleşen atık su hatları inşası 2018 yılından tam 88km daha azdır.

Pandemi dönemi sokaklar boş ve müsaitken hatların yapımının düşmesini nasıl açıklarsınız bilemiyorum. Genel manada toparlayacak olursak, faaliyet raporunun en sonundaki performans sonuç tablosunu alıp bakmanız yeterlidir, zaten planlanan ile gerçekleştirilen arasındaki uçurumu göreceksiniz.

Bakın;

Terfi merkezi 4 adet planlanmış, hiç yapılmamış,

Rüzgar enerjisi santralleri planlanmış hiç yapılmamış,

Güneş Enerjisi santralleri planlanmış hiç yapılmamış,

Atık Su Arıtma Tesisi ve İçme Suyu Arıtma Tesisi planlananlar yine hiç yapılmamış,

İnşaatı planlanan şebeke hattı uzunluğu 160 km, ama sadece 69 km’si yapılmış,

İçme suyu tünel inşaatı 7 km iken sadece 600 m yapılmış.

Haliç Dip çamuru tarama ve susuzlaştırma, planlanan 50 bin ton iken, gerçekleşen sadece 4 bin tondur(yani planlananın sadece yüzde 8’i). Bu durum Haliç’in kirliliğini alglere bağlamayı zaten olanaksız kılmaktadır. Bakın haliç de fareler cirit atmaya başladı bile. Yapmayın bari yapılanı bozmayın. Tekrar kokan bir Haliç istemiyoruz…

Daha saymama gerek var mı bilmiyorum ama İSKİ’nin temel politikalar ve öncelikler başlıklarıyla ters düşen bir faaliyet raporuyla karşı karşıyayız.  Günümüz İstanbul’un da biz artık ön arıtmaları değil, ileri biyolojik arıtmaları, hatta reverse osmoz sistemlerini görmek istiyoruz.

Enerji maliyetlerinden yakınan değil,

Biz kendi enerjisini kendi üreten bir İSKİ görmek istiyoruz.

Sürekli gelişen ve gelişime açık bir kurum olarak bilinen İSKİ için bu faaliyet raporu tam bir hezimettir.

Sonuç olarak; Sn başkan farkında mı bilmiyorum İBB’nin kalbi olan bir kurum, belediyeyi ekonomik olarak taşıyan İSKİ, maalesef iyi yönetilemediği için ekonomik gücünü kaybetmiş, ekonomik olarak Büyükşehir e destek olmakta iken, artık proje üretemez, mevcut projeleri de tamamlayamaz bir duruma düşürülmüştür. Sözlerime son verirken, İSKİ’nin “ Her yıl 20 temel atma, 20 proje tamamlama” hedefine geri dönülmesi, geçen yılların heba edilmemesi ve İSKİ’nin o şa’şalı günlere yeniden kavuşması ümidimi dile getirirken Oğuz Atay’ın da dediği gibi;

Herşey çok güzel olacak,

Bu da geçecek

Diye diye, Yolu yarıladık, Bir bakacağız yol bitmiş.

Yol bitmeden İSKİ’yi eski günlerinde görmek dileğiyle

İSKİ Faaliyet Raporunda Emeği geçen Başta Genel Müdür olmak üzere tüm İSKİ çalışanlarına teşekkür eder Saygılarımı sunarım” diyerek konuşmasını tamamladı.

selyus