Ana Sayfa HUKUK, YEREL YÖNETİMLER 8 Mayıs 2019

Murat Türkyılmaz, YSK’nın gerekçeli kararına açıklık getirdi

AK Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Meclis Üyesi ve Pendik Belediye Meclis 1. Başkan Vekili Av. Murat Türkyılmaz, Yüksek Seçim Kurulu gerekçeli kararını açıklamadan önce seçimlerin neden iptal olduğunu çok net bir şekilde dile getirdi…

İstanbul’un tecrübeli siyaset adamı ve hukukçusu Türkyılmaz, vatandaşların en çok da merak ettiği ve Millet İttifakının kafaları karıştırarak kaşımaya çalıştığı konu olan, ‘eğer sandık görevlileri kamu görevlilerinden seçilmediyse ve bu kişiler sadece İBB değil, ilçe belediye başkanları, ilçe meclis üyeleri, muhtarlıklar da dahil olmak üzere seçimlerin tamamına nezaret ettiyseler, neden sadece İBB seçimleri iptal edilmektedir?’ Sorusuna da özellikle açıklık getirdi.

MURAT TÜRKYILMAZ’IN AÇIKLAMASI

Murat Türkyılmaz, “Sadece soru sormak değil biraz da önemli sorulara cevap bulmaya çalışalım:

YSK henüz gerekçeli kararını açıklamadı.

Dolayısıyla yapılan değerlendirmeler ve kuruma yapılan ithamlar sebebiyle gerekçeli karar açıklandıktan sonra ilgililerinin yüzleri kızarabilir, uyarımı şimdiden yapmış olayım.

Haklı olarak herkes şunu merak ediyor:

Eğer sandık görevlileri kamu görevlilerinden seçilmediyse ve bu kişiler sadece İBB değil, ilçe belediye başkanları, ilçe meclis üyeleri, muhtarlıklar da dahil olmak üzere seçimlerin tamamına nezaret ettiyseler, neden sadece İBB seçimleri iptal edilmektedir?

İlçe belediye başkanlıkları, meclis üyelikleri ve muhtarlıkların da aynı gerekçeyle iptali gerekmez miydi?

Birincisi; YSK kendisine yapılan itiraz ve taleple bağlıdır. YSK yargılama faaliyeti yürüttüğü için, başvurucunun talebi ne ise sadece ona ilişkin karar vermekle yükümlüdür. Talebin ötesine geçerek kendiliğinden talebi aşan bir değerlendirmeye gidemez, hüküm tesis edemez.

AK Parti müracaatında sadece İBB seçimlerinin iptalini talep ettiğinden YSK sadece bu taleple bağlı kalarak hüküm tesis etmiştir, etmek de zorundadır.

İkincisi; seçimin iptal gerekçesinin sadece kamu görevlisi olmayan sandık kurulu üyelerinden ibaret olduğunun zannedilmesidir. Oysa ki YSK seçimin iptali için sandık kurulunda kamu görevlilerinin olmamasını yeterli görmemiş, ayrıca bu sandıklarda usulsüzlük var mı yok mu, bunu da birlikte değerlendirme yoluna gitmiştir. iki sebebin bir arada olmasına dikkat etmiştir.

Bu çerçevede YSK tarafından yapılan değerlendirmede; İstanbul genelinde önce kamu görevlisi sıfatı taşımayan sandık kurulu üyelerinin olmadığı sandıkları tespit etmiş, sonra da bu sandıklardan usulsüzlük tespit edilen sandıklar ayrılmıştır.

İşte bu sandıkların sayısı toplamda 123’dür. 123 sandıkta hem kamu görevlisi sıfatı taşımayan üyeler görev yapmış hem de bu sandıklarda oy sayım ve döküm cetvellerine ilişkin ciddi usulsüzlükler tespit edilmiştir.

Sandık sayısının 123 olduğu düşünüldüğünde 40.000’e yakın oyun şaibeli olduğu anlaşılmaktadır. İki parti arasındaki farkın 13.729 olduğu düşünüldüğünde şaibeli olan oy sayısının sonucu etkileyecek nitelik taşıdığı açıkça görülmektedir.

İşte bu nedenle YSK sonuca müessir olacak iki usulsüzlüğün 123 sandıkta birlikte gerçekleşmesi nedeniyle seçimleri iptal etmiştir. Sözkonusu 123 sandıktan 1 tanesi Maltepe’de tespit edilmiş, Büyükçekmecede ise tespit edilememiştir. Bu nedenle Maltepe ve Büyükçekmece’de sonuçları değiştirecek ağırlıkta bir usulsüzlük tespit edilemediğinden seçimlerin iptali talebi reddedilmiştir.

CHP, YSK’ya başvurarak tüm seçimlerin iptalini tam kanunsuzluk iddiasıyla gerekçelendirmiştir. CHP’nin iptal sebebini sadece sandık kurullarının usulsüz teşekkülüne indirgemesi, bu sandıklarda tespit edilen diğer usulsüzlükleri görmezden gelmesi siyasi bir manipülasyondan ibarettir. Hukuken ciddiye alınacak bir talep olmakta oldukça uzaktır. YSK gerekçeli kararını açıkladığında zihinlerde oluşan tüm tereddütler ve istifhamlar ortadan kalkacaktır.

Müsterih olunuz ve bu ülkenin kurumlarına güveniniz. Demokrasilerin meşruiyet merkezi olan seçimlerin ve YSK’nın itibarını zedeleyen, seçimlere olan güveni sarsmaya matuf bir projeyle karşı karşıya olduğumuz açıktır.

Bize düşen 23 Haziran’da büyük bir zafere imza atmak için çalışmak, çalışmak ve çalışmaktır.”

selyus