Ana Sayfa YAŞAM 10 Haziran 2014

HERKES KENDİ GETTOSUNA

Keskin hatlarla ayrılmanın büyük hata olduğunu daha öğrenemedik mi? “Yaradılanı sev, yaradandan ötürü” anlayışımız Yunus’un karnında deryalara mı dald

HERKES KENDİ GETTOSUNA

Kürtler Türkleri, Türkler de Kürtleri istemiyor…
Göbeğini kaşımayan adam, göbeğini kaşıyanı istemiyor…
Seküler yaşayanlar, muhafazakar yaşayanları istemiyor…
İçki içmeyen, içki içeni istemiyor…

Kalın çizgiler çiziliyor araya…
Sınırlar çekiliyor en ortaya…
Bölge bölge, bölüm bölüm, parça parça…
Çoğunluk, daha çok olmak istiyor…
Ezici üstünlükle ezmek istiyor azınlık olanı…
Herkes kendi çöplüğünün tek horozu olmak istiyor…
Çoğulculuk, demokrasi çöplüğünde patlıyor.

Farklılıklara saygı kalmadı mı bu topraklarda?
Azınlıkta olanın ırzı, namusu, hayatı çoğunluğa emanet değil mi?
Keskin hatlarla ayrılmanın büyük hata olduğunu daha öğrenemedik mi?
“Yaradılanı sev, yaradandan ötürü” anlayışımız Yunus’un karnında deryalara mı daldı?
Demokrasi anlayışımız “Benokrasi”mi oldu? Ben hakim olayım, diğerleri ya benim gibi olsun, ya da defolsun!
Herkes benim gibi yaşasın, benim gibi düşünsün, benim yolumun yolcusu olsun…

Bir taraf başı örtülüyü öcü gibi görür, toplumda görmeye tahammül edemez…
Öbür taraf ahlak bekçiliğine soyunur.
Geniş kitleleri kucaklama ve adalet tesis etmenin imparatorluğunu kurmuş bir nesle yakışıyor mu bu durum?
Kendi içimizde birbirimizi kucaklayamazsak, dünyanın bilim insanlarını, sanatçılarını, şairlerini, yazarlarını, değişik kültürlerini nasıl kucaklayabiliriz?

Her türlü ayrımcılık yapan, nefreti körükleyen, çatışma çıkaran herkese sözüm…
Kendi ideolojilerinizin dar kalıplarına sıkışıp kalmayın…
Hele ki insanı ve insani değerleri yok saymayın…
Bir bireyin tek başına dünyaya bakışı, o bireyi yüceltir…
Bireyin yücelmesi toplumu, toplum da devleti yüceltir…
Selçuklu’ların, Osmanlı’ların kuruluş ve yücelişini düşünün…
Kurtuluş savaşında insanımızın birlik ve beraberlik içinde verdiği yüce mücadeleyi düşünün…

Her toplumda bazı ayraçlar, ince çizgiler, küçük farklılıklar vardır. Bunlar renktir, güzelliktir. Ayrışmanın, çatışmanın değil, birleşmenin, kaynaşmanın belirteçleridir.
Bu görünmeyecek kadar incelmiş çizgileri kapkara elleriyle kalınlaştırmaya çalışanlar bu topluma değil, ancak bunun altını körükleyen şer odaklarına hizmet ederler. Ayrı, gayrıyı körükleyen her düşünce, hareket, zihniyet bilinmelidir ki, kalın duvarlarla çevrili, dikenli tellerle korunan, herkesin kendi gettosuna çekildiği ve oraya mahkûm olduğu bir ülkeyi besler.

Siz yüzü dünyaya dönük, kendi iç meselelerini çözmüş, dünya meselelerinde söz sahibi barışçıl bir ülke mi, yoksa içeriyle uğraşmaktan kafasını kaldırıp dünyaya bakamayan, gettolaşmış, geri kalmış, kendi kendisiyle savaşan zavallı bir ülke mi istersiniz?

Veli DALBUDAK

Etiketler:
selyus