Veli DALBUDAK

Selam Olsun

BAŞBAKAN BİNALİ YILDIRIM

Allah vergisi doğallığının tek bir katresini bile suni, hormonlu ve buram buram makam kokan yapaylıklarla değiştirmemeli.

Daha bir ay dolmadı…

Böyle durumlarda en az 100 gün beklenir.

Ve” işte başbakanın 100 günlük karnesi” filan tarzında yazılar attırılır.

Ama perşembenin gelişi çarşambadan belli oluyor.

100 günü beklemeye gerek yok.

Çünkü önceki hükümetin 6 ayda bir türlü kıvıramadığı işlerin önemli bir kısmını yeni hükümetimiz 1 ay dolmadan halletti.

“Ne halletti canım, abartma mı” diyorsunuz?

Eh! tek tek sayarım o zaman. Hiç kusura bakmayın…

6 ayda atanamayan valiler atandı mı?

6 aydır ya boş duran yada vekaletle yürütülen müsteşarlıklar atandı mı?

6 ayda çıkartılamayan büyükelçiler kararnamesi çıkartıldı mı?

Devlette tam bir uyum ve koordinasyon sağlandı mı?

PKK ile mücadele de vites arttırıldı mı?

Paralel devlet yapılanması ile mücadele de söylem ve cılız eylemden, kararlı güçlü eyleme geçildi mi?

Dışişlerinde sizce olumlu yönde birşeyler değişmedi mi?                                    

Döviz hareketleri sakin ve huzurlu bir limana kavuşmadı mı?                              

Müstafi Başbakan Davutoğlu, Recep Tayyip Erdoğan karizması altında eziliyor ve her konuşmasında ona öykünerek sağa sola posta koyan gergin konuşmalar yapıyordu.

Bu konuşmalar her konuyu pamuk ipliğine bağlı hale getiriyordu.

Oysa kendisi gibi olsa iddialı ve sakin bir hoca üslubuyla toparlayıcı konuşabilseydi, pamuk ipliği yerine gemici düğümü sağlamlığında olabilirdi herşey. 

Müstafi Başbakan’ın nutukları devlet ağzı ile kuru laf algısı oluşturuyordu. Oysa yeni Başbakan Binali Yıldırım halk ağzı ile ve projeci geçmişi ile icraatçı algısı oluşturuyor.

Esprili dili ve rahat tavrı muhalefeti bile gevşetiyor.

İyi hatip değil, kürsü hakimiyeti yok diyenlere her geçen gün artan performansı ile cevap veriyor.

Kürsüde kendisi gibi, olduğu gibi, kimseye öykünmüyor.

Kısa cümlelerle konuşuyor, kolay anlaşılıyor.

Ağdalı bir dil kullanmıyor.

Öğretmen okulu sınav kağıdını yırtan okul müdürünü Hayati Yazıcı’ya benzetiyor.

Sert görünür, ama yumuşacık yüreği vardır diyor.

Anlattığı hikayeyi yaşayarak anlatıyor.

Öyle olduğu için dinleyenler de yaşıyor adeta.

Yeni Başbakan asla imaj maker’ların, iletişim uzmanlarının, akademik danışmanların elinde kendini kurban etmemelidir.

Allah vergisi doğallığının tek bir katresini bile suni, hormonlu ve buram buram makam kokan yapaylıklarla değiştirmemeli.

Kim ne derse desin bu millet samimi hizmet erlerine gönül verir.

Gamlı baykuşların karamsar tablolarına nispet yaparcasına, yıllardır yaptığı gibi projeci kişiliğini Başbakanlığa bir damga gibi vuracağı ve kuru laf polemiğinden uzak duracağı şu kısa zaman diliminde anlaşılan Başbakan Binali Yıldırım, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile de fevkalade uyum içerisinde çalışarak bu ülkede daha uzun yıllara ismini yazdıracaktır. 

İlginizi çekebilir

BAŞIMIZ SAĞOLSUN

BAŞIMIZ SAĞOLSUN

selyus