Lerzan Tuğba ŞAHİN

Bir Varmış Bir Yokmuş

BAŞIMIZ SAĞOLSUN

Bu seferki yazıya başlamak zor oldu hem de oldukça zor. Tüm Türkiye yasımızı tutarken, içimiz kanarken, nasıl zorlanmaz insan? Acımız tarifsiz, acımız

BAŞIMIZ SAĞOLSUN

Bu seferki yazıya başlamak zor oldu hem de oldukça zor. Tüm Türkiye yasımızı tutarken, içimiz kanarken, nasıl zorlanmaz insan? Acımız tarifsiz, acımız ortak, acımız Soma..

Biz yine herzamanki gibi ’yerin üstünde’ günlük işlerimizle meşgulken, ’yerin altında’ bir yangın çıktı ansızın ve yaktı geçti hepimizi. O yangının dumanı, ebedi istirahate yolcu etti ekmeğini taştan, kömürden çıkaran ap ak, yorgun ellerin sahibi madenci kardeşlerimizi. O eller ki, çoluk çocuğunun, eşinin, ana babasının rızkını arıyordu yorulsa bile yılmadan. Salı günü de tıpkı diğer günler olduğu gibi rızkının peşinde, yerin altındaki ekmek teknelerine gitmek üzere, belki alelacele çıktılar evlerinden, belki de personel servisini kaçırmamak için çaylarını bile bitiremeden. 301 kardeşimiz ise son kez yola koyuldu evlerinden, dönüşleri olmayacağından habersiz. Tam da vardiya değişimi sırasında çıktı o yangın, sonra.. Sonrasını zaten hepimiz biliyoruz.

Günlerdir yediden yetmişe hepimizin gözü kulağı Soma’da. 301 Şehidimizin haberinin yanında, kurtulan 485 kardeşimiz ise en büyük tesellimiz oldu. İçimizin bir tarafı yanarken, diğer tarafı derman oldu. Yakınlarını kaybedenlerle hüzünlendik, sağ olarak kavuşanlarla da sevindik. Hep “biz” diyorum ama sayıları çok az da olsa tanınmış tanınmamış bazı kimseler “biz” olamamış! Salı gününden beri bizimle içi kan ağlamamış, üzülmemiş hatta kurtarılan madencilerimiz için bizimle heyecanlanmamış onlar anlaşılan. İçlerinden biri çıkmış “müstehaktır” demiş, ikisi mezarlığa gitmiş madenci yakını kılığında rol kesmiş! Ve benzeri birkaç provokatör, sahtekar daha.. Eğer azıcık vicdanları olsaydı, içleri yanardı da biraz, çıkıp ortaya maşa olmazlardı. Eğer 2 yaşında yetim kalan, ölümün ne olduğundan habersiz henüz babasına doyamamış Hira Nur’un babasının yanağına son öpücüklerini kondurur haldeki görüntülerinden azıcık kızarsaydı gözleri, insanlıklarını hatırlayabilirlerdi.

Bu süreçte yalan yanlış bilgi paylaşımı yapıp, olandan fazla vefat sayısı haberi verebilmek adına rekabete girmiş haber ajansları ve kişilere şahit olduk. Öyle ki bunların ölümmüş, yasmış, aileler acılıymış gibi anlayışlardan yoksun olmakla beraber, böylesine bir durumu bile gayelerine alet edecek kadar alçak ve ahlaksız olduklarını bir kez daha fazlasıyla görmüş olduk. Ama sadece görmüş olduk, yani kimse kanmıyor artık bu hilekarlara ve onların ahlaksızlıklarına. Biliyorum bunu bilmek onları çok rahatsız ediyor, çaresizlikten kıvranıyorlar yalanlarını yazıp çizerken, işte bu yüzden daha da dibe vuruyorlar.
Soma’daki arama çalışmaları en son madencimize ulaşılana dek sürdü ve bugün sona erdi, şimdi sırada olayın aydınlatılması var. Günlerdir Soma’da arama/kurtarma operasyonlarını takip eden, oradaki ailelerin de yanında olan, bizi her gelişmeden haberdar eden Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanımız sayın Taner Yıldız’ın da ifade ettiği gibi olayla igili soruşturma başlatıldı. Yangının tam olarak nasıl çıktığı ve ne gibi ihmallerin bu durumu faciaya dönüştürdüğü konusunda hepimizin merak ettiği noktaları İnşallah önümüzdeki günlerde göreceğiz.

Son olarak, sayın Taner Yıldız’ın basın açıklamasındaki mesajını sizlerle paylaşmak istiyorum: “Kurtarma faaliyetleri bittikten sonra bizler buradan çekilip gitmiyoruz. Psikososyal destek ile birlikte Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na varıncaya kadar buradaki kardeşlerimizin yanında yer alacağız”.
Allah yaşamlarını yitiren madenci kardeşlerimizin yakınlarına dayanma gücü versin. Bir daha böyle bir acı yaşamamamız dileğiyle, başımız sağolsun.

L. Tuğba ŞAHİN

selyus