Lerzan Tuğba ŞAHİN

Bir Varmış Bir Yokmuş

BÜYÜME SEKTEYE UĞRAMADI

Büyüme .. Uzun zamandır sıklıkla kullandığımız bir sözcük.Hatta ben de bir önceki yazımda,ülkemizin ekonomi alanında katettiği büyümeyi ele almış ve k

BÜYÜME SEKTEYE UĞRAMADI

Büyüme .. Uzun zamandır sıklıkla kullandığımız bir sözcük.Hatta ben de bir önceki yazımda,ülkemizin ekonomi alanında katettiği büyümeyi ele almış ve konunun devamını getireceğimin sinyallerini vererek noktalamıştım yazıyı.

Ümit ediyorum ki,yakın zamanda TUİK tarafından açıklanan verilerle,Türkiye’nin 2012 yılı büyüme oranına dair basında yer alan haber ve yorumları incelemeye zamanınız olmuştur.Cevabınız evetse ve eğer siz de oranları sadece gördüğünüz sayılar üzerinden önceki yıllarla kıyasladıysanız,eminim olumsuz izlenimlere kapılmışsınızdır.Peki olumsuz düşüncelere kapılmak yerinde mi gerçekten?

Ülkemiz 2012 yılında % 2.2’lik bir büyüme oranına ulaştı,tabi 2011 yılınındaki %8’lik bir büyümeden sonra bu kulağa pek hoş gelmeyebilir.Ancak az evvel de belirttiğim gibi sadece gördüklerimizden yola çıkarsak.. Bir kaç gün önce Sayın Başbakanımızın da vurguladığı bazı noktaları da gözönünde bulundurarak bakarsak tabloya,eminim gördüklerimiz farklı bir renge bürünecek.Mesela Avrupa’da büyüme ortalamasının sıfırın altına düşmüş olması,Belçika’nın ekonomisinin %0.2 oranında küçülmesi,İtalya ekonomisinin %2.4 oranında daralması,Almanya’nın sadece 0.7 büyümesi.. Eğer saydığım oranlar çok hoşunuza gitmediyse İngiltere ve ABD’nin de %2.2’lik büyüme göstermiş olmasına ne dersiniz?Ya da Japonya’da büyüme oranının % 2’yi geçememesi.. Sakın “bize ne onlardan” demeyin! Diğer ülkelerde bırakın az büyümeyi,oranların artmaması hatta daralmış olması söz konusuyken,bizim pozitif büyümede istikrarlı olmamız,başarıyı koruduğumuzu göstermez mi?

188 üyesinden biri olduğumuz IMF’den 2008 yılından beri borç almayan,aksine IMF’ye borç veren bir ülke konumuna geldik.Tam bu noktada, IMF Türkiye Direktörü Mark Lewis’in kısa süre önce ekonomimiz hakkında yaptığı değerlendirmeyi hatırlatmak isterim.Son on yılda dünya ekonomisindeki enteresan gelişmeleri vurgulayan Lewis: “Türkiye ekonomisi bu aşamada çok iyi durumda. Çok riskli global bir ortamda zorluklara karşı çok iyi direniş gösterdi. Türk ekonomisinin temelleri iyi durumda. Türkiye global ekonomide giderek daha büyük aktör oluyor” demişti.

Peki şimdi benim size sormak istediğim birşey var,durum böyleyken neden basında etraflıca değil de çoğunlukla tek bir açıdan yansıtılıyor?En ilginci bazı ekonomistlerin de bu yolu izlemesi..

Neyse,yukarıda ele aldıklarımızdan sonra fikriniz değişti mi?Bence,evet.Ama halâ bunlar da tedirginliğinizi atmanıza yardımcı olamadıysa ya da oranlar ve sayılar kafanızı karıştırdıysa size çok daha basit bir tavsiyem var! Semtinizde,ilçenizde,şehrinizde hatta diğerlerinde bakın etrafınıza,ne kadar mağaza,restoran,galeri,AVM,özel kurs,fabrika,vb. var? Siz de sayamıyorsunuz,değil mi?Pekala,sekiz on yıl önceye gittiğinizde sayı nasıl?Tüm bu saydıklarım eşittir talep ve istihdam.Talep eşittir tüketim ve imkan.Artık gayet net,size en kolay ve bariz yolu sundum.Yani ekonomide,büyümede,içinde bulunduğumuz iç ve dış koşullar dahilinde oldukça iyi bir durumdayız,tasalanmaya gerek yok.

L.Tuğba ŞAHİN
Twitter: @Twooba

İlginizi çekebilir

ERKEN SAHUR, GEÇ İFTAR

ERKEN SAHUR, GEÇ İFTAR

selyus