İlhami GÜNAYDIN

Geçmişten Geleceğe

“DÜNYA BEŞTEN BÜYÜKTÜR”

Evet, ‘Dünya Beşten Büyüktür’ sözü bugün yaşanan Rusya-Ukrayna savaşında daha büyük bir anlam kazanmıştır.

Sözün sahibi Recep Tayyip Erdoğan 2013 yılında New York’ta düzenlenen BM’nin174. Birleşiminde “5 Daimi Üye”nin de gözünün içine bakarak çekinmeden söylediği sözdür.

Esasen Birleşmiş Milletler, 2. Dünya savaşından sonra daha iyi yaşanılabilir adil bir dünya için kurulduğu söylenir. Lakin kurulduğu günden bu yana bırakın adil bir dünyayı, güçlü devletlerin güçsüz devletleri ezdiği, zülüm ve işgal ettiği yeni bir dünya inşa ettiler.. Sadece beş daimi üyenin ve yandaşlarının hakkının korunduğu, diğer ülkelerin de haklarının gasp edildiği yeni bir dünya düzeni…

Sözüm ona “İnsan hakları evrensel beyannamesi” adı altında yayınladıkları ve dünyaya yutturduklarını zannettikleri paçavranın da tam anlamıyla kendi haklarından ibaret olduğu anlaşılmaktadır.

Kendilerini insan görüp, kendilerinin dışındakilere köle muamelesi yapan tek dişi kalmış canavarın maskesi “Dünya beşten büyüktür” sözüyle düşmüştür.

İşte o andan itibaren Recep Tayyip Erdoğan onların gözünde hedefe konmuş, itibarsızlaştırmak için ellerinden geleni yapmış, yapmaya devam ediyorlar…

Kıbrıs Barış harekatında paramızla satın aldığımız silahlara ambargo uygulayan bir milletten ne beklenir..

İşte Milli görüş ve duruşun mimari merhum Erbakan hoca, kendi savunma sanayimizi güçlendirmeliyiz, ağır sanayi hamlesini başlatmalıyız tezini savunup parti politikası olarak kullandığında dönemin siyasi liderleri hep dalgaya alırlardı. Ne kadar haklı olduğunu bizzat yaşayıp görüyoruz..

Onun yetiştirdiği talebesi Erdoğan iktidara geldiği ilk günden itibaren Silah ve savunma sanayine gereken önem ve desteği sağlayarak bu alanda önemli adımlar atılmıştır.. İşte yakın tarihte otuz yıldan beri işgal altında olan dağlık Karabağ’ı yerli ve milli silahlarımız kullanılarak zafere ulaşılmıştır.

Ufku ve öngörüsü olmayanlar, silaha karşıyız silahı ne yapacaksınız gibi abuk sabuk sözlerle bu alandaki çalışmalarımıza karşı çıksalar da, silah illa savaşmak için değil, aynı zamanda caydırıcı bir unsur olduğunun farkında bile olmadıklarını görüyoruz..

Nükleer silah bulunduran ülkeler, Nükleer silahı olmayan ülkeler için ciddi bir tehdittir.. Hadi gelin biz de Nükleer silah üretelim dediğimizde, bir yığın insan karşınıza dikilir. Karşı çıkar. Aklı sıra protesto yapar.. Bilmezler ki etrafındaki ülkeler Nükleer başlıklarını ülkene doğru konumlandırmışlar… Düşmanın silahından daha üstün bir silahla donanmanı güçlendirmezsen onun piyonu ve planının parçası olursun..

İşte bugün yanı başımızda cereyan eden Rusya-Ukrayna savaşını canlı olarak izliyoruz.. Rabbim Devletimize güç kuvvet versin.. Devletimizin izlediği politika çok doğru ve anlamlıdır. Zira bütün dünya Rusya ve Ukrayna’ya havaalanlarını kapatmış. Bütün dünya ülkeleri Türkiye hava alanını kullanıyor.. O kadar büyük havaalanına ne gerek var diyenlere atfolunur. Bir de her iki ülke de arabulucu olarak sadece Türkiye’yi kabullenmeleri doğru ve adil bir politika izlediğimizin kanıtı değil de nedir…

Öte yandan daha önce dağlık Karabağ’da destan yazan İHA ve SİHA’larımız, Rusya-Ukrayna savaşında da uluslararası arenada adından söz ettirerek bir kez daha bizleri gururlandırdı… Bu olay, artık uluslararası silah ticaretinde Türkiye’nin de varlığının tescillenmesi anlamını taşır ki, bu da bizim için ayrı bir gurur vesilesidir.

Bir başka husus;

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi toplantısında, Rusya’nın Ukrayna’yı işgal girişiminin protesto kararını bile çıkartamadılar. Niye?  Çünkü Rusya daimi üye de ondan.. Olaya bakar mısınız? Haksız bir işgali bile kınayamayan bir yapı…

Rusya’nın Ukrayna’yı işgal girişiminin ardından, gündeme gelen mülteci sorunu..

Evet, batı kendine yakın gördüğü mavi gözlü, sarı saçlılara kapılarını sonuna kadar açtı. Eh ne de olsa Ortodoks, Katolik, Musevi, Hristiyan fark etmez. Yeter ki Müslüman olmasın. Çok gördüğümüzden değil sakın yanlış anlaşılmasın. İki yüzlü, çifte standart uyguladıklarını anlatmaya çalışıyorum. Suriye’de yaşanan olayların ardından mültecilere uyguladıkları davranışla, Ukraynalılara uyguladıkları davranışı sizlerin takdirlerine bırakıyorum..

Burdan ne anlam çıkıyor…”Ehli küfür tek millettir ” Evet bu anlam çıkıyor..

Onun için oynanan bütün oyunlar Müslümanlar üzerinedir. Onları parçalayıp kolay lokma haline getirip yutmak..

Çok güçlü olmalıyız.. İçeride siyasetimizi yapalım. Ancak söz konusu Vatansa, bir ve beraber olmalıyız. Aksi halde etrafımızda parçalanan devletler gibi oluruz maazallah..

Merhum Mehmet Akif Ersoy’un dediği gibi..

” Girmeden tefrika bir millete düşman giremez, toplu vurdukça yürekler onu top sindiremez”…   Selam ve dua ile.

İlhami Günaydın

İlginizi çekebilir

HABERİNİZ OLSUN

HABERİNİZ OLSUN

selyus