Milletin uçaklarıyla milleti vurduran kudurmuş bir ihanetin darbesidir bu.

Bu bir ordu darbesi değildir. 

Türk Silahlı Kuvvetleri darbesi hiç değildir. 

Sakın karıştırmayalım…

Bu bir çete darbesidir. 

TSK içerisinde yuvalanmış bir çetenin darbe girişimidir. 

Pensilvanya’da mukim hainbaşının son çırpınışlarıdır. 

Kendi Meclis’ini ve kendi halkını bombalayan cinnet geçiren bir aklın darbesidir bu. 

Milletin uçaklarıyla milleti vurduran kudurmuş bir ihanetin darbesidir bu. 

Görevi düşmanı ezip geçmek olan tankların, masum insanları hunharca ezip geçtiği bir darbedir bu. 

Helikopterlerin gökten yağmur gibi mermi ve bomba yağdırdığı eli kanlı bir darbedir bu. 

İyiniyetli, muhafazakar ve dindar insanların himmet paralarıyla semirmiş, herkesi kandırdığı gibi onları da kandırmış bir terör örgütünün ahlaksızca ve namussuzca kalkıştığı bir darbedir bu. 

 

İlk dakikadan itibaren başarılı olamayacakları belliydi. 

Tutarsız ve acemiydiler. 

Güçsüz oldukları yaptıkları çılgınlıklardan anlaşılıyordu. 

Galiba deşifre olmuşlardı. 

Can havliyle neredeyse hava bile kararmadan bastılar düğmeye. 

Ayrıca güvendikleri bazı birliklere de kar yağdı. 

O kadar ki tabur seviyesinde tutmaları gereken yerlere bölük bile çıkaramadılar. 

Birkaç saat içinde tutabildikleri, Genel Kurmay, TRT ve köprülerdi yalnızca. 

Köprüleri niye tuttuklarını ben anlamadım. 

Ha bir de Taksim Atatürk Anıtı vardı. 

Tüm salakça hareketlerine rağmen başarılı olabilirlerdi belki…

Zaten onlarda o zayıf ihtimale oynadılar.  

Ama karşılarında güçlü bir siyasi irade buldular. 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan her zaman ki gibi birkaç adım sonrasını gören bir feraset ve deha içerisindeydi. 

Başbakan Binali Yıldırım’da yine her zaman ki gibi son derece soğukkanlı ve icraatçiydi. Teşhisi çok erken koydu. Süreci çok iyi yönetti. 

17-25 Aralık sonrası büyük bir revizyon geçiren Polis teşkilatı esaslı bir sınav verdi. 

Görevlerini başarıyla yürüten polislerimizi alınlarından öperken, tüm yaralılara şifa, şehitlerimize de rahmet diliyorum. 

Ve darbe girişimini canları pahasına önleyen, kendilerini tankların önüne atan, bombadan, uçaktan, helikopterden kaçmayan, meydanları dolduran, devlete ve vatana sahip çıkan gerçek kahraman Türk Milleti için kelimeler kifayetsiz kalır. 

Onları en güzel şekilde Mecliste oturumu açarken Başkan İsmail Kahraman’ın tamamını okuduğu İstiklal Marşımız anlatıyor. 

 

Bu toprakların şerefli evlatları, asırlardır bu coğrafyada her dönemde  öyle veya böyle varolmuş şerefsiz vatan hainlerine gereken asil cevabı vermiştir. 

Bundan sonra devlet o hainlere gereğini yapacaktır. 

Fakat ibret-i alem için, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni ve o Meclis’in temsil ettiği bu asil milleti bombalayan bu şeref, onur ve haysiyet yoksunu darbeci subay müsvettelerinin asılmadan önce halk tarafından suratlarına tükürülmelidir. 

Tükürülmelidir ki, bu kahraman milletin ve yüce devletin kendilerine verdiği vatanın namusunu koruma görevine ettikleri hıyanetin en zelil ifadesi meymenetsiz suratlarına yapışmış halde gitsinler cehennemin dibine.