Hüseyin YELKENCİ

İstanbul’dan Yansıyanlar

Farenin başka delik açmasına izin vermeyelim!

Aklıma yaşanmış bir hikaye geldi. Anadolu da bir evde fare ahıra inmiş ve ineğin kalçasını üfleyerek yemiş. İnekte acı hissetmediği için hiçbir şeyin farkına olmamış.

İstanbul’dan yansıyanlar başlıklı köşemde yazı yazma zamanım çoktan geldi de geçti bile. Aşırı yoğunluktan dolayı ancak şimdi zaman bulabildim. Yazımda Fetullahçi Terör Örgütü’nün AK Parti içindeki uzantıları üzerine durmak istiyorum.

Bu baş terörist Fetullah Gülen, AK Parti öncesi de partileri adeta ahtapot gibi sarmış ve o izin verdikçe dönemin siyasileri nefes alabiliyormuş. Adeta ümüklerini sıkıyormuş bu aşağılık yaratık. Daha sonra sinsice içine sızdığı AK Parti’yi o uzun kollarıyla yavaş yavaş sararak kendini hissettirmeye başladı bu ahtapot Feto.  

Türkiye Cumhuriyeti kimliği taşıyan en aşağılık bir mahlukat olan bu Fetullah Gülen ve onun haşhaşileri ülkemizi ne hale getirdiklerini ilginç bir olayla örnek vereceğim. Aklıma yaşanmış bir hikaye geldi. Anadolu da bir evin ahırına fare girmiş ve ineğin kalçasını üfleyerek yemeye başlamış. İnekte acı hissetmediği için saatler sonra bile hiçbir şeyin farkına olmamış.

Teknolojiyi kullanmada ileri derecede becerikli olan haşhaşiler, insanları hem görüntülü kaydettiler hem de dinlemeleri çok iyi yaptılar. Hatta söylemediklerinizi de söylettiler teknoloji ile. AK Parti’nin en genç bakan unvanını elinde bulunduran eski AB Bakanı Egemen Bağış’a yaptıkları gibi. Adamcağızın ayrı ayrı yerlerde ki konuştuklarını bir araya getirerek itibarsızlaştırmak istediler. Ancak Koca Reis sahip çıktı Egemen Bağış’a. Bu sadece küçük bir örnek.

Bu ahtapot Gülen, zaman içinde partiyi ele geçirmede bayağı bir yol almasına rağmen sadece bununla yetinmedi ve devletin bütün kademelerini neredeyse kontrol altına almıştı.

Her geçen gün gücünü hissettiren Fetullah Gülen, Fetullahçi Terör Örgütü’nü kurarak Paralel Devlet Yapılanmasına hız verdi. Ve zaman içinde hem AK Parti’nin üst düzey kademelerinde hem de devletin etkili makamlarında rol almaya başladılar. Bülent Arınç, Sadullah Ergin, Hüseyin Çelik, İdris Naim Şahin birkaç örneği bunların.

Tabi bu arada Yargı, Emniyet, Eğitim onların en çok etkili oldukları yerlerdi.

AK Parti’nin Kurucu Lideri Recep Tayyip Erdoğan’ın o dönemler güvendiği ve başı secdeye gelenden zarar gelmez dediği bu haşhaşiler gizliden gizliye partiyi ve devleti ele geçirecekleri ve bunların iyi niyetli olmadıkları ortaya çıkmaya başladığında geç kalınmıştı belki ama; Ustamızın zekice stratejileriyle zararın neresinden dönersen kârdır misali bunların yaşam alanlarına müdahale etmeye başladı. Tabi bu arada bu haşhaşiler kapanması zor yaralar açmışlardı.

Yukarıda bahsettiğim fare misali. Fare, uyuşturma özelliğiyle üfleyerek ineğin kalçasını sabaha kadar bir lastik genişliğinde yemişti bile. Ama inek kalçası uyuştuğu için hiç acı çekmiyordu. İneğin sahibi sabah ahıra indiğinde ne görsün ineğinin kalçasına koca bir delik açılmış. İşi anlamıştı ama iş işten geçmişti.

Şimdi ahlanıp vahlanmanın bir anlamı yok. Bundan sonra ne yapılacak, ona bakmak lazım. Rabbimize şükürler olsun ki bu delikle kurtardık işi. Bundan sonra yapılacak iş; devlet kademelerinde ve  AK Parti içindeki üfleyerek uyuşturma özelliği olan bu haşhaşi fareleri temizlemek, bir başka delik ve delikler açılmadan. Bu temizlik sadece alt düzeyde sıradan birkaç isimle örtbas edilmemeli. Adam kayırmadan, devletin ve partinin içindeki besili büyük ve küçük haşhaşi fareler deliklerinden çıkartılıp ivedi ile uzaklaştırılmalı.

Bu arada AK Parti İstanbul Milletvekili Metin Külünk’ün “FETÖ’nün siyasi ayağı çökertilmeden diğer kurumlarda etkin bir mücadele mümkün müdür?” sorusunu ciddiye almak lazım.

Eğer, parti içinde ve devlet dairelerindeki bu haşhaşi fareleri kayırırsanız Şehitlerimizin kemikleri sızlar, gazilerimizin yaraları ömür boyu acır..

Acımasız bir şekilde F16’larla  üzerimize bombalar ve mermiler yağdıran, elinde Türk Bayrağından başka bir şey olmayan insanları tanklarla ezerek devleti çökertmeye, ele geçirmeye çalışan bu soysuzlar ve bu soysuzların yandaşlarını kayırmaya kalkarsan o zaman sen akıllanmadın demektir, zaten zamanla da acınacak hale düşersin…

Kutlu davamızın Lideri, AK Parti’nin Kurucu Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “SİYASETİN TEK LİMANI AHLAKTIR” sözü havada kalmamalı ve 17-25 Aralık’tan sonra ucundan kenarından, içinden dışından, yakınından uzağından, altından üstünden bu işe bulaşan başta üst düzey yöneticiler, milletvekilleri ve belediye başkanları olmak üzere herkes istifa etmeli. Bu yapıya bulaşanların ismi reisin önünde duruyor zaten, saklanacağını düşünenler yanılıyorlar.

Son sözüm, FETÖ bağlantısı olduğu için gözaltına alınan kardeşinden dolayı AK Parti Şiran İlçe Başkanı görevinden istifa eden Bekir Kara, AK Parti ve diğer partilere örnek olur inşallah.. 

İlginizi çekebilir

CHP-PKK-PYD-LGBT

CHP-PKK-PYD-LGBT

selyus