Ertuğrul Müyesseroğlu

Dijital Dünya

İstanbul’da Günlük Yaşam

İstanbul’da günlük yaşam ile ilgili gözlemlerimi uzun zamandır bir köşe yazısına dönüştürmek istiyordum. Bugün itibari ile de bunu kısmende olsa gerçekleştirdiğimi düşünüyorum. Bugün bahsedeceklerim İstanbul ile ilgili olumlu gözlemler olmayacak daha çok bana rahatsızlık veren konulardan bahsedeceğim, fakat bu demek değil ki İstanbul’da günlük yaşam felaket bir durumda, sadece bazı konularda daha iyi olabileceğimize inandığım için bir farkındalık oluşması adına rahatsız olduğum konulardan bahsetmek istiyorum.
Metro’da Günlük Yaşam
İstanbul metrosunu sıklıkla kullanan ve genel anlamda memnun bir vatandaş olarak beni rahatsız eden birkaç durum bulunuyor. Bunlardan ilki yürüyen merdivenlerde gerekli uyarılar bulunmasına rağmen merdivenlerin sol tarafında sabit durma ısrarcılığı, bu durumla karşılaştığımda uyarıda bulunmaktan çekinmiyorum fakat bu durumun birkaç kez tartışmaya dönüştüğüne de şahit oldum.
Bir diğer durum ise metro beklerken kullananlar bilir, metro kapılarının açılacağı yerde üç adet çizgi bulunmaktadır sağ ve sol tarafta bulunan yeşil çizgiler binecek olan yolcuların durması gereken yeri gösterirken ortadaki kırmızı çizgi inecek yolcuların geçeceği alanı gösterir. Bahsedeceğim durumu her seferinde yaşadığımı söyleyebilirim. Metroya binmek için her zaman sağ yada sol taraftaki yeşil çizgide varsada sıranın önündeki kişinin arkasında durmama rağmen her seferinde sonradan gelen birinin orta alanı boş görüp sırada bekleyenlere aldırmadan ineceklerin geçeceği alana geçip gelecek olan metroya hemen binmeye çalışması.. Bu durum sırada bekleyenin hakkını yemek olmakla beraber inecek yolcuların setten bir duvarla karşılaşmasına neden oluyor…
Son olarak rahatsız olduğum gözlemim ise bebek arabası olan yolcular için metronun bir eziyete dönüşmesi, burada iki durum söz konusu öncelikle yaşlı, hamile, bebek arabalı ve engellilerin kullanması gereken asansörlerde bebek arabası olanların binmesi konusunda henüz duyarlılık gösteren kişiye şahit olmama durumu.. İkinci durum ise metroya bebek arabasıyla bindiğinizde bebek arabasını konumlandırabileceğiniz uygun bir yer düşünülmemiş olması, bu yüzden bebek arabaları metro aracının içini tıkıyor ve hem bebek sahibine hemde yolculara rahatsızlık veriyor.
Otobüs ve Metrobüste Günlük Yaşam
Gördüğünüz gibi toplu ulaşımı oldukça seviyorum 🙂 metrobüste sıklıkla yaşadığım ve beni rahatsız eden bir durum ise, durakta ön tarafta metrobüse binmek için bekleyen yolcuların dolu araç geldiğinde araca binmemesi sonucu arkada bekleyen ve binmek isteyenlerin yolunun tıkaması..
Hem metrobüs hemde otobüste gözlemlediğim ilginç bir durum ise yaşlılara yer verilmesi durumu bu konudan çok bahsediliyor benim bu konuda farklı bir gözlemim daha mevcut, özellikle genç bayanların böyle bir sorumluluk hissetmemesi durumu.. sanki yer vermek sadece ve sadece erkeklere has bir durummuş gibi davranıyorlar.
Metrobüste yaşadığım bir olay ise çok ilginçti hatırladığım kadarı ile Sefaköy taraflarında oldu. Benim yaşlarımda bir bayan ve nispeten yaşlı annesi metrobüse bindiler şans eseride gözüm onlara takıldı. Tek kişilik boş yer bulunan metrobüste yaşlı teyze oturmak istemedi ve kızını boş koltuğa oturttu. Birkaç durak sonra ise oturmakta olan kızı yaşlarındaki birine yaşlıları hiç görmüyorsunuz diyerek kişinin yerini aldı 🙂
Çarşı ve Pazarda Günlük Yaşam
Gidenler bilir Fatih camisinin İsmailağa tarafında Tarihi malta çarşısı bulunur. Son birkaç yıldırda Suriyeli muhacirlerin yoğunlaştığı bölgelerdende biridir malta çarşısı.. Yine günlerden birgün malta çarşısında akşamüstü alışverişi yaparken yine bir olaya şahit olduk.. Bir aracın vatandaşın birine çarpması/sürtmesi sonucu mağdur vatandaşın tepki göstermesi üzerinde araçta bulunan iki magandanın özür dilemek yerine çarptıkları kişinin üzerine yürümesi, etrafta insanların toplanması üzerine ise olaya dahada farklı bir boyut kazandırarak magandaların “burası Türkiye lan” “Suriyeliler ayağını denk alacak” diye bağırması, bunun üzerine ise çarptıkları mağdurun “ben Türküm demesi” vatandaşlar tarafından uzaklaştırılan mağdurun arkasından edilmedik küfürler kalmaması vs… Çok anlık gelişen bir olaydı en çok üzüldüğüm ise bu iki magandanın muhtemelen bu davranışlarını özgürce her fırsatta sergiliyor olması..
Trafikte Günlük Yaşam
Burada gözlemlediklerimin çoğu aslında yayalar ile ilgili diyebilirim. Sürücülerden çok fazla şikayet edilmesine rağmen aslında yayalarında kurallara uyduğunu söylememiz mümkün değil. Şu sorunun cevabınıda gerçekten çok merak ediyorum “Trafik kurallarına uymayan yayalara kesilen ceza adeti nedir?”
Özellikle yayaların kırmızı ışıkta beklemek gibi bir huyu kesinlikle yok diyebilirim. Yayalar kırmızı ışıkta önce yola atlıyorlar sonrada birden normal temponunda altında yürümeye başlıyorlar. Bunu yaparkende yolda hiç araba yokmuş gibi sadece karşılarına bakıyorlar. Tamam insan canı kutsal, araba yayayı gördümü yavaşlamalı gerekiyorsada durmalı! Fakat herhangi bir sebepten duramama ihtimali ne olacak? Aynı zamanda yayaya böyle bir özel hak yada özgürlük var mı?
Yine yaşadığım bir olayı anlatmak istiyorum 🙂 Olay mahali Kadıköy minibüs yolu, Marmara Üniversitesi Göztepe Kampüsünün bulunduğu ışıklar. Sabah saat 09:00 civarı annemi rutin muayenesi için kendi aracımız ile hastaneye götürmekteyim. Yolun sağ şeridinde bir minibüs yaya indirip/bindirdiği için sol şerite geçtim. Sol şerite geçtiğimde ışıkların bulunduğu kısımda sola dönüşe kırmızı yanıyordu ve orada bekleyen bir araç bulunmaktaydı fakat yolun devamı için sağ şeritte araçlara yeşil yayalara kırmızı ışık yanmaya devam ediyordu. Bende minibüsü geçtikten sonra tekrar sağ şeride geçip yola devam etmek istedim taki ışıklara geldiğimde çocuğunu okula götürmek isteyen annenin sola dönüş için kırmızıda bekleyen aracın önünden geçerek elindeki çocuğu ile önüme atlamasına kadar… Ani ve sert bir fren ile çok şükür durmayı başardık.. Sağ cam tarafına eğilerek hanımefendiye “hanımefendi kırmızı yanıyor neden bakmıyorsunuz?” diyerek gayet kibarca çıkıştım. Aldığım cevap ise kadının “gerizekalı” diye bağırması oldu! Kendi canını onu geçtim evladının canını tehlikeye atmanın yanında benim geleceğimlede oynayıp hiç pişmanlık hissetmemek nedir? Halbuki hatasını kabul edip özür dilese tamam diyerek geçip gideceğiz..
Trafikte rahatsız olduğum diğer bir konu ise hız sınırını dikkate almayan sürücülerin sürekli olarak öndeki aracı sellektör yaparak taciz etmesi.. Kurallara uyan sürücülerin uymayanlara yol vermesini beklemek!
Çocuk Parklarında Günlük Yaşam
Çocuk parkı tercihimi daha çok güvenlik kamerası ile güvenlik görevlisi olan parklardan yana kullandığımı söyleyebilirim. Bunun nedeni ise güvenlik önlemi olmayan çocuk parklarının gündüzleri dahi tekin yerler olmaması.. İnsanların çocuk parkı bulunan sokaklardan akşam saatlerinde geçmemeye özen gösterdiğini saklamaya ise hiç gerek yok! Herhangi bir durum karşısında polis çağırsanız bile 45 dakikadan yani iş işten geçmeden önce gelen polis ekibine maalesef denk gelemedim.
Sanırım bu konuyu tek bir yazıya sığdırmak pek mümkün olmayacak, sizi sıkmamak için yazımın devamını ikinci bir yazı ile tamamlamaya karar verdim. Umarım bir farkındalık oluşmasına vesile olabilirim.
Saygılarımla
Ertuğrul Müyesseroğlu

selyus