KOBANİ DE DÜŞER, PARİS DE…
Farklı düşünen, farklı yaşayan, farklı konuşan, farklı inanan insanlara da şehir sahip çıkmak zorundadır.
Şehir, reddettiği insanların gazabına uğrar. Şehir kimseye ait değildir aslında. Onu seven, saygı gösteren, hizmet eden, imar eden, güzelleştiren yani sahip çıkan herkes onun sahibidir. Farklı düşünen, farklı yaşayan, farklı konuşan, farklı inanan insanlara da şehir sahip çıkmak zorundadır. Dilinden, dininden, kökeninden, ırkından, renginden dolayı eziyet etmek, dışlamak, kovmak, sürgün etmek, asimile etmek, yok etmek o insanlar için felakettir. Şehir için, şehirde kalanlar için de felakettir aslında. Ve insanlık için de…
Şehir, içindeki güçsüzü, garibanı, zayıfı tutamıyorsa, koruyamıyorsa, doyuramıyorsa kendini koruyamıyordur, kendi aç, açıkta ve biçaredir. Eriyordur şehir. Önce değerleri kaybolur, fazileti fuzuli görmeye başlar, karakteri zayıflar. Kılcal damarlarına kan gitmez olur. Şehrin damarları tıkanır. Kalbi kurur…
Şehir, alimini, muallimini, sanatkarını baştacı etmelidir. Okuluna, mabedine, külliyesine sahip çıkmalıdır. Tarihine, kültürüne, töresine, örfüne, adetine saygılı olmalıdır. Ki şehir sağlam temeller üzerinde yükselsin. Tüm şehirlerin gıpta ile baktığı asrın en gelişmiş medeniyeti kurulsun. Sanatta, ticarette, sanayide, tarımda ve ilimde devrinin merkezi olsun. Şehre iyilik, hayır ve bereket dolsun…
Konstantinopol bu yüzden düşmüş, İstanbul bu yüzden yükselmiştir. Fatih Sultan Mehmet Han, şehri fethedip, şehirdekileri reddetmemiştir. Şehre, şehirliye, şehrin eserlerine sahip çıkmış, kültürü, inancı, kökeni, ırkı, rengi ne olursa olsun herkesi hür ve özgür bırakmıştır. Şehir sosyal, kültürel, sanatsal ve manevi anlamda yükselirken ticarette, sanayide ve ilimde de döneminin yıldızı olmuştur.
Firavunlar, insanlıklarını reddettikleri İsrailoğullarına asırlarca azap çektirdiler. Bir gün geldi azaplarının sonucunda gazaba uğradılar. Kahire çöktü, İskenderiye yıkıldı, lüks saraylarıyla Luxor yerle bir oldu. Şehir tüm hücreleriyle birlikte yaşamalı. Adalet dağdaki çobanın da, çarşıdaki hamalın da, işsiz güçsüz bir garibanın da, sarayda muhkem bir yer tutmuş paşanın da en yakınındaki en güçlü güvencesi olmalı. Terazi şaşar, bazıları bazılarından daha eşit olursa topyekün bir yıkım başlar bir gün şehirde…
İşte o zaman Bağdat ta düşer Şam da, Musul da gider Kerkük te, Hicaz da kaybedilir Yemen de, Kahire de düşer Kudüs te. İşte o zaman Trablus da yanar Bingazi de, Çanakkale de geçilir Edirne de, İzmir’e de girilir, İstanbul’a da. İşte o zaman Saraybosna’ya da kar yağar Belgrad’a da, Budapeşte’yi de sel basar, Varna’yı da, Selanik’te de isyan çıkar, Sofya’da da.
Bugün Kobani düşer, yarın Halep. Şehirler insanlarını reddettikçe, yarın Atina düşer öbür gün Roma. Çok geçmez Paris, Berlin, Viyana, Madrid, Moskova, Washington, Pekin hatta Londra bile düşer.
Benzer Yazılar
-
AK Parti’de tarihi görüşme
-
Özel ve İmamoğlu, Türk Silahlı Kuvvetleri iftiracısı Fincancı ile gayet mutlular
-
İllegal örgütlerden polise taşlı saldırı
-
Ömer Çelik, “DEM Parti meşru siyaset alanında aldığı yetkiyi gayrimeşru birtakım girişimler için kullanamaz”
-
YRP Beykoz Belediye Başkan Adayı Alpay, partisinden istifa etti
-
Devlet Bahçeli’den videoda mesaj veriyor diyenlere: “Kütük kafalı iddia sahipleri baltayı taşa vurmuştur”
-
Milletvekili İsmail Erdem, emek hırsızı Sancaktepe Belediye Başkanı Alper Yeğin’i topa tuttu
-
Milletvekili Şahin’den Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ‘Mülakat’ mektubu
-
Erdoğan, değişim için raporu bekliyor
-
Milletvekili Çelebi, “DEM’lenenler cevap verin bakalım vatan toprağı içinde Kürdistan neresi?”
-
Cumhurbaşkanı Erdoğan, akaryakıt istasyonu çalışanları ile sohbet etti
-
İlhan Ocaklı’dan Şile Belediye Başkanı Özgür Kabadayı’nın borç şovuna cevap