AK Parti Beykoz’da deprem etkisi yapan bir gelişme yaşandı. 7 Kasım 2018 tarihinde Muharrem Kaşıtoğlu’nun istifası Beykoz teşkilatlarını derinden üzdü.
Gazi Muharrem Kaşıtoğlu ile zaman zaman yaptığımız istişarelerde ‘partide artık eskisi gibi değer bilinmediği ve adaletli davranılmadığını’ söylüyordu. Çok dertliydi. Bir çok olumsuz tablonun geliştiği sürece bakmak lazım bence. Kaşıtoğlu’nu istifa edecek bu durumlara ne veya neler getirdi!
Şöyle bir geriye gidelim, 23 Eylül 2017 tarihinde “Melih Gökçek başkanım, yaklaşık 100 yıl süren hizmet sevdanıza teşekkür eder, sivil hayatınızda başarılar dilerim demek için sabırsızlanıyorum” tweetini attı diye adama yapmadığınızı bırakmadınız ve 3 Ekim 2017 de istifasını aldınız.
Dönemin Yerel Yönetimler Birim Başkanı Erol Kaya, Beykoz Belediye Başkanı Yücel Çelikbilek’e baskı yaptı ve duyduğumuz kadarıyla da MKYK toplantısında reise şikayet etti Muharrem Kaşıtoğlu’nu.
Ne diye Gökçek hakkında nasıl böyle tweet atar!
Allah Allah… “Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâhil aliyyil azîm.
Bence bu paylaşım da bir şey yok da diyelim yanlış yaptı, tamam da 28 Ekim 2017 tarihinde Melih Gökçek’i görevden aldınız. Gökçek’i durup dururken görevden almadınız değil mi?
Adam hakkında tamamen ironiden ibaret olan Tweet attı diye Beykoz’un medarı iftiharı, 15 Temmuz gazisi Kaşıtoğlu’nun onuruyla oynadınız.
Partinin Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ, “Abdullah Gül bu harekete ihanet edenlerden biridir” dedi ama hala görevde. O der, çünkü o genel başkan yardımcısı. Tamam da Hamza Dağ, bu partinin kurucusu, bu ülkenin 11. Cumhurbaşkanına hakaret ediyor, nasıl hala görevde kalır? Kesinlikle görevinden istifa etmeliydi!
3. köprü açılışında AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Abdullah Gül’le olan o dostane fotoğrafını gördünüz. Bütün basına düştü. O zaman Cumhurbaşkanı yanlış yapıyor, partiye ihanet eden adamla nasıl böyle samimi pozlar verir, reis istifa etsin mi demeliyiz? Yoksa partinin kurucusu ve eski cumhurbaşkanına hakaret eden Hamza Dağ mı istifa etsin demeliyiz?
Sizin mantığınıza (genel merkezin) göre ya reis istifa etmeli ya da Dağ…
Reis ne yaptığını bilen büyük bir lider olduğuna göre o zaman Hamza Dağ’ın istifası alınmalıydı.
Dağ’ın istifası alınmadığı gibi bir de savunuldu.
Dönüyorum yeniden konuya, her şeyi ben bilirim, her şeye ben karar veririm, her şeyi ben yaparım, doğruları sadece ben bilirim edasını lütfen bırakın artık!
Benim itirazım var, her şeyi siz bilemezsiniz ve siz de hata yapabilirsiniz! Eskiden olduğu gibi istişare etmek zorundasınız.
Partiyi bugünlere getiren o masum istişare dönemlerini geri getirmeyip ben bilirim, genel merkez ne derse doğrudur diye bilmişlik yapmaya devam ederseniz sonunuz hüsrandır bilesiniz…
Beykoz’a gelince partiden istifa eden ve şapkasını koysa 25-30 bin oyu olan Gazi Muharrem Kaşıtoğlu, inşallah olmaz da bir başka partiden aday olursa AK Parti ağzıyla kuş tutsa Beykoz’u alamaz.
Siz siz olun her şeyi ben bilirim edasını bırakın ve hiç zaman kaybetmeden kırıp döktüğünüz, onuruyla oynadığınız bu davanın evladı, AK Parti’nin kurucusu Muharrem Kaşıtoğlu’nun gönlünü alın.
Bu konuda da Beykoz Belediye Başkanı Yücel Çelikbilek ve önceki dönem İlçe Başkanı Mustafa Gürkan ile mutlaka görüşün. Naçizane bende üstüme düşen görev neyse yapmaya hazırım…