Volkan ÖZTÜRK

Dünden Bugüne

Yeni Dünya ve Eğitim

Yeni kapitalizm veya yeni dünya düzeni ne istiyor?

Teknoloji, takip, kontrol ve ceza ile insanları kontrol altında tutmak istiyor. Yani yeni dünya düzeni otoriter olmak istiyor. Demokrasi beklerken, insan hakları iyileşecek diye beklerken tam aksi bir durumdan bahsediyor. Her şeyi ile insanlar benim kontrolümde olsun istiyor.

Pandemide teknoloji çok hızlı bir şekilde hayatımıza girdi. Belki de pandemiden beklenen sonuç bu. Teknoloji hızla hayatın her yerine girsin ve böylece insanları ve toplumu kontrol etmek daha da kolay olsun. Pandemi ile toplumsal yaşam yerine bireysel yaşama zorlanacak insanlar ve böylece kontrol daha kolay olacak. Toplumu kontrol etmektense bireyi kontrol daha kolay olur.

Teknolojinin hayatımıza girmesine insanların bakışı genel olarak şu şekilde maalesef: “Teknoloji gelişir bana bir şey olur mu?” Bana dokunmayan teknoloji bin yaşasın. Benim mesleğimi teknoloji elimden alır mı? Bana zararı olmayacaksa gelsin olacaksa gelmesin.

Şu acı gerçeği unutmayalım: “Makinelerin yapabileceği her şeyi makineler devralacak”. Evet makinelerin yapabileceği bütün işleri onlara devredeceğiz. Maalesef bu kaçınılmaz son.

Diğer tafatan da unutmamamız gereken bir şey var o da, yeni teknolojiler yeni iş sahaları yaratır. Misal, bir zamanlar otomobil yoktu. Ama ortaya çıkınca ona bağlı yüzlerce sektör ortaya çıktı. Demek ki yeni sektörlerde yeni iş sahaları çıkacak ve biz buna hazırlıklı olarak yakalanırsak bu bizim için avantaj olur.

Tarihte yeniliklere genellikle halk öncülük etmemiştir. Aydınlar, alimler, bilim insanları çoğu zaman halka rağmen ve onların karşı koymalarına rağmen yenilik yapmışlardır. Buna çok güzel bir örnek verelim. Büyük ve dünya çapında üretim yapan bir otomobil firmasının kurucusu şöyle diyor: “Halkın isteklerine baksaydım daha hızlı giden atlar bulmaya çalışırdım”.

Hızlı değişimle birlikte gelen bir rekabet var. Dünyada şuanda bunun savaşı veriliyor. Hangi şirketler bu savaşı kazanacak zamanla göreceğiz. Ben Elon Musk taraftarıyım. İlerleyen zamanlarda şirketokrasiler ülkeleri yönetecek. Şimdi de yönetiyor diyebilirsiniz. Evet şimdi de dünyayı şirketler yönetiyor ama resmen değil. İleride resmen de onlar yönetecekler.

Başka bir açıdan bakarsak, gelecek için iyi senaryo: Her şey ucuzlayacak

Gelecek için kötü senaryo: Kölelik olacak. Üretim maaliyetleri düşecek ürünler ucuzlayacak ama diğer taraftan işsiz insanlar karın tokluğuna çalışmayı yani modern köleliği kabul etmek zorunda kalacaklar.

Etik tüketim önemli. İhtiyacın olanı ihtiyacın kadar al. Marka alıp tonla para vermektense kaliteli ve uygun olanı al. İstekler ihtiyaçlara göre olmalı. Yeni ve moda olan her şeyi olmak zorunda değilsin. İhtiyaçlarımızı reklamlar, diziler, filmler, sosyal medya ve çevremiz belirliyor. İhtiyaçlarımıza kendimiz karar vermeliyiz. Minimal yaşamın kaliteli ve huzurlu yaşam olduğunun farkına varmalıyız. Eşyalar, kıyafetler, ürünler arasında kaybolduğumuz bir ev yaşam alanı değildir. Aslında orda esir hayatı yaşıyoruz ve farkında değiliz. Eşyalarımızın esiri…

Tarım geleceğimizdir. Sadece Türkiye’nin değil dünyanın geleceği. Kuraklık, kıtlık ve küresel ısınmanın yoğun yaşanacağı dönemler bizi bekliyor. Hal böyle olunca tarım hayati değer kazanıyor. Tarım yapan ülkeler aç kalmayacak diğerlerinin işi gerçekten çok zor olacak. İnsanlık tarihi boyunca tarım her zaman hayati öneme sahip oldu. Bu gerçek hiç bir zaman değişmedi ve değişmeyecek.

Şimdi gelelim eğitime.

Türkiye’de eğitime harcanan para çok ama karşılığı yok. Dünya sıralamasında üst sıralarda olan bir eğitim kurumumuz yok maalesef. Beyin göçü her geçen gün daha da artıyor. Eğitim kalitemiz artmayı bırakın azalıyor, sabit bile kalamıyor maalesef.

Merak eğitimin temeli olmalı. Merak yoksa öğrenmede yoktur. Öğrenci merak etmeli. Merak etmeli ve talep etmeli, yani talebe olmalı.

Eğitim sistemimizde çok kalabalık var, çok fazla konu anlatılıyor. Her şeyi anlatmaya çalışıyoruz, bu çok büyük hata maalesef. Müfredatın tekrar elden geçirilmesi ve seyreltilmesi gerekiyor. Öğrencinin merakını uyandıracak ve önemli kısımlar anlatılmalı.

Ezber değil analiz yapacak talebe yetiştirmeliyiz. Edindiği bilgi veya karşılaştığı durumlar ile ilgili analiz yapabilmeli öğrenci. Bilgi yüklemek ezber yaptırmak yerine öğretmek ve analiz yaptırmak hedefimiz olmalı.

Öğretim uzaktan olabilir ama eğitim zor. Öğretim için yüzlerce yol bulunabilir ama eğitim için en etkili yol yüzyüze olandır.

Sosyalleşme için okul şart. Eğitim ve öğretimin dışında okul sosyalleşme alanıdır. Akran, büyük, küçük, öğretmen, hizmetli, çalışan, kantinci, servisçi vs. hepsi ile iletişim yeridir okul. Bu yüzden yüzyüze eğitim ve okul öğrenci için temel şartlardan biridir.

Bütün bu anlattıklarımızla karamsar bir tablo çizmiş olabiliriz. Dünya düzenini değiştirmek istiyorsak veya dünyanın iyi bir yer olmasını istiyorsak yapacağımız şey aslında hem çok basit hem de çok zor olan anlayış değişikliği. Ne demek o şimdi ? Hayata bakışımız şöyle olmalı:

“İnsanın temel hedefi mutluluk olmalı.”

Para kazanmak veya şöhret/ünlü olmak değil sadece ve sadece mutlu olmak hedef olursa hayat çok daha güzel olacaktır.

Not: Bu çalışmada Serdar Kuzuloğlu’nun videolarından yararlanılmıştır. Kendisini takip edip izlemenizi tavsiye ederim.

Volkan Öztürk

İlginizi çekebilir

Liyakatsiz yöneticiler!

Liyakatsiz yöneticiler!

selyus