Ana Sayfa DIŞ POLİTİKA 10 Mayıs 2022

Birleşmiş Milletler gözetiminde ‘Sessiz İstila’

Akit Televizyonu “Derin Kutu” program yapımcısı ve Akit gazetesi köşe yazarı Sabri Balaman, Birleşmiş Milletler gözetiminde ‘Sessiz İstila’ başlıklı son yazısında dış politikayla ilgili önemli konulara deyindi.

SABRİ BALAMAN’IN KÖŞE YAZISI

“Yeni dünya düzenine geçerken bir takım kuruluşların öne sürdüğü yeni anlaşmalar ve yasalar, belirli düşüncelere hizmet etmek için milyonların hayatını tehlikeye atmaya devam ediyor.

Zengini daha zengin yapan, fakiri bir ekmeğe muhtaç hale getiren yeni dünya düzeninde uluslararası güçler, açlıkla mücadele adı altında imzalattığı anlaşmalarla ve enjekte ettikleri fikirlerle, ruhen sağlığını yitirmiş nesillerin yetişmesine ön ayak oluyor.

Başını İngiltere’nin çektiği dünya vatandaşlığı zırvası ve küresel baronların organizasyonu altındaki Birleşmiş Milletler (BM) üye ülkelerini ipotek altına alma çalışmaları nasıl kuş gribini, domuz gribini, şarbonu getirdiyse bu kez de Kovid’i başımıza bela etti.

Şimdi ise öne sürülen yeni bir anlaşma ve beraberinde getireceği çözüm odaksız problemler ne yazık ki bizleri bekliyor. Yine açlıkla mücadele, iklim kriziyle mücadele, hastalıkla mücadele derken, yeni bir düzenin zeminleri farklı başlıklardaki anlaşmalar adı altında uluslararası kamuoyuyla buluşturuluyor.

Gündemimiz bu kez uluslararası kuruluşların hazırlık yaptığı 2030 projesi…

Yapılan hazırlıklar kapsamında bütün planlamaların muhtemel çıkacağı nokta çip sistemi. Egemen elitist unsurların dünya üzerinde hak ve hukuk adına mevcut sistem ile ulus milletleri baskı altına alıp sömürgeleştirme dönemine geçiş hazırlığı…

BM’nin bu yeni 2030 projesi, tıpkı koronavirüste Dünya Sağlık Örgütü’nün yaptığı gibi aceleci bir şekilde öne sürüldü. Dünya Ekonomik Forumu (World Economic Forum, WEF) BM ile hızla bir anlaşma imzaladı.

WEF ile BM arasında imzalanan anlaşmanın her ne kadar küresel sorunları çözmek için sağlandığı söylese de burada BM’nin hiçbir devletin fikrine başvurmadan aldığı bu karar oldukça sakıncalıdır.

Ulus devletleri ByPass etme hamlesi olan bu anlaşmada akılları kurcalayan önemli bir nokta var. Bizler Dünya Sağlık Örgütü’nün resmi yönü olduğu ve devletlerin bu kuruluşa üye olduğunu biliyoruz. Fakat WEF nedir? Ekonomi kapsamlı bir kuruluş olarak öne çıkan WEF’e BM ile anlaşma imzalama yetkisini kim vermiştir?

Bunun öncesinde BM ile WEF arasında 2019 yılında imzalanan ‘evlilik, eğitim, kadın hakları, finansman, iklim değişikliği, sağlık’ alanlarında ulus devletlerin yönetim biçimleriyle alakası olmayan yaşam tarzlarını öneren bir anlaşma daha olmuştu.

Ancak WEF’in esasında sivil toplum örgütlenmesi değil de bir KİLİSE olduğu gerçeği, bir takım oyunları da ortaya seriyor. Müslüman ülkelerin de üye olduğu BM’nin bir kilisenin aldığı kararlarla yönetilmesi, 2030 projesinin temellerini ve beraberinde getirdiği tehlikeyi gözler önüne seriyor.

2015 Eylül ayında açıklanan “BM SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMA İÇİN 2030 GÜNDEMİ”, “BM üye ülkelerin 2030 yılına kadar (sözde) yoksulluğu sona erdirmek, eşitsizlik ve adaletsizlikle mücadele etmek, iklim değişikliğinin üstesinden gelebilmek için toplamda belirlenen 17 hedefin 15 yıllık süre içerisinde gerçekleştirilmesi” demektir.

Süslenerek albenili hale getirilen bu maddelerle küresel çeteye teslim edilmek istenen bir dünya manzarasıyla karşı karşıya kalıyoruz. Küçük kırıntıları tattıktan sonra zehirle karşılaşılan bu çalışmalar köle sistemine dayanan bir yönetimin altyapısını oluşturuyor.

Pandemiyle başaramadıkları etkileri, Rusya-Ukrayna Savaşı’yla denediler. Başaramayınca WEF iş birliği ile birlikte BM’nin 17 maddelik Sürdürülebilir Kalkınma Planı’nı devreye aldılar.

Dünyanın bir an önce değişmesini istediği alanlar, “şehir kültürü, İstanbul Sözleşmesi, toplumsal cinsiyet rolleri, federalizm, gıda arzı, çocuk kontrol mekanizmaları” gibi çoklu sosyo-kültürel alanları kapsıyor.

Yani bu ahmaklara inanan, uluslarını bunlara göre şekillendiren her devlet adamı bunların kölesi olmuştur anlamı doğuyor. Bu yeni yönetim anlayışı soysuz nesiler üzerine kurulu olup, robotik insan modeline doğru yol alıyor.

Bireylerin karın tokluğuna sömürgeleşeceği, aile kavramının ortadan kalkacağı, nizami İslam anlayışının hafızalardan silineceği bir projenin temelleri, bu belirsiz yasalarla oluşturulmuştu.

Bu 17 madde, WEF’in kendi sitesinde de bulunan büyük sıfırlamanın unsurları. Değişen dünya için değişen sosyal, ekonomik, yaşamsal alışkanlıkların köklü değişiminin adımları… 22-28 Mayıs arasında dünya önüne çıkarılması planlanan bu bilgiler, insanlığı toptan etkileyecek ve kötülüğe sürükleyecek yeni felaketlerin başlangıcı olduğunu unutmayın. Vesselam…

selyus