Akşam Genel Yayın Yönetmeni ve köşe yazarı Mustafa Kartoğlu, bu yazısında kontrolsüz bir şekilde ortaya çıkan araştırma şirketlerinin anketlerini kaleme aldı.
*********
ANKET MANİPÜLASYONU
“14 Mayıs cumhurbaşkanı ve milletvekili genel seçimlerine yönelik ‘anket manipülasyonu’ başladı.
Yanıltma, yönlendirme amaçlı…
Zira 15 civarında anket şirketinin verileri yayınlanıyor.
Sahipleri veya analistlerinin tv veya gazete performanslarına bakılırsa, aralarında ‘altılı masanın kazanmasına yönelik akıl fikir ihsan etmeyen’ kimse yok!
Muhalefet yanlısı anket şirketlerinin, muhalefeti birbirlerinden 15 puana kadar farklı şekilde önde gösteren anketleri!
***
Avrupa Yayın Birliği tarafından kurulan Euronews haber sitesi de, ‘altılı masa kazanmalı’ diyen bütün anketçilerin anketlerini toplamış.
Aralarına ‘haliyle’ ilaç niyetine de olsa ‘yabancı’ almamış!
***
Sonuç, her durumda AK Parti ve MHP kaybediyor, CHP ve İyi Parti tavan yapıyor!
Cumhurbaşkanı adaylığı için Erdoğan-Kılıçdaroğlu anketlerini de karşılaştırmış, doğal olarak Kılıçdaroğlu kazanıyor.
Hatta fark atıyor!
***
En az 10 tanesi Euronews ve Wikipedia listesindeki anketçilerden oluşan şirketlerin 2018 cumhurbaşkanlığı ve milletvekili genel seçimine yönelik ‘araştırmalarına’ baktım.
Üçü hariç hepsi ‘Muharrem İnce kazanacak’ veya ‘ikinci tura kalacak’ sonucunu ‘üretmiş’…
Üç tanesi de, Erdoğan’ın kazandığı seçimde ‘1,5-2 puan’ farkla yanılmış.
Bugünlerde muhalefetin ve yabancı medyanın ‘ortalama’ aldığı şirketlerin yanılma payı ise yüzde 13,5’lara kadar ulaşmış
Ortalama yanılma yüzde 6!
***
Ne demişti İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, altılı masadan ‘dirseklenerek itildikten’ sonra CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na; “Yenilgi yenilgi büyüyen küçük hesaplar varmış.”
Yanılgı yanılgı büyüyen anketçiler de varmış…
SEÇİME GEREK YOK, ANKETÇİNİZ KAÇ BUYURURSA, ONA GÖRE İKTİDAR VERELİM PAŞAM!
Muhalefetin ‘ne vereyim genel başkanıma’ anketlerine bel bağlaması, onları ilgilendirir.
Sonuçlarıyla yüzleşirler.
Ama o anketlere dayanılarak, şimdiden, “Seçimde hile olmazsa Kılıçdaroğlu kazanır” algısı yerleştirme çabasını ciddiye alırım.
Bu, seçim yapılmadan, “Erdoğan kazandıysa kesin hile yapmıştır” demektir.
Niye seçim yapıyoruz ki?
Anketçileriniz yüzde kaç buyurursa, iktidar verelim gitsin!
Hem yormayın bizi.
Hem sandıkta kazanıp hırsız ilan edilmekten kurtulalım!
***
‘Seçimde hile olmazsa Kılıçdaroğlu kazanır’ demek, demokrasiye, partilere, seçmene hakarettir.
Hakaret, ayıptır.
***
Demokrasiye hakarettir;
Çünkü demokrasinin ilk düğmesi serbest seçimlerdir, anketler değil.
Partilere hakarettir;
Çünkü seçimi YSK değil ‘siyasi partiler’ yapar.
Sandık Kurulu’nda temsilcileri, sandık başında müşahitleri ve çevresinde de gözlemcileri var.
Sandık kurulurken, oy kullanılırken, sayılırken, toplanırken, mühürlenirken her tutacağı imzalar, ayrıca kendi notlarını genel merkezlerine iletirler.
Bütün ıslak imzalı tutanaklar, oy pusulaları olası itirazlarda inceleme için saklanır.
Bu süreci bile bile ‘hile olacak’ demek, bütün partilere ‘hepiniz hileye ortak olacaksınız’ demektir.
Akıl dışılığa seçmeni inandırmaya çalışmak da seçmene hakarettir…
***
Ben niye ciddiye aldım.
Çünkü, bu aynı zamanda, “Kılıçdaroğlu hâlâ kazanacak aday değil, kaybettiğinde hır çıkarma bahanemiz olsun” demektir.
Milleti birbirine düşürmenin yolunu yapmaktır.
SEÇİM NASIL YAPILIR?
Sandık kurullarında, son seçimde en çok oy almış 5 partinin üyesi var.
Yani AK Parti, CHP, İYİ Parti, HDP ve MHP’nin…
Ayrıca müşahitler (gözlemciler)…
Oy kullanılırken, kurallara uygun olup olmadığını denetlerler, itiraz ederler, kayda geçirirler, ayrıca partileri için not alırlar.
Sayım yapılırken, sandık görevlileri ile birlikte onay verirler.
Ayrıca kendileri de ayrı listelere kaydederler.
Sayım ve sonuç tutanaklarını kendi listeleriyle karşılaştırır ve ıslak imzayla onaylarlar.
Uyumsuzluk varsa itiraz ederler, gerekirse yeniden sayım yapılır.
Nihai sonucu kendi partilerindeki seçim masasına gönderirler.
Her parti, kendi genel merkezinde kendi görevlilerinin verdiği listelerden seçim sonuçlarını dakika dakika çıkarır.
Kullanılmış oylar sandıklardan çuvallara boşaltılırken de parti temsilcileri oradadır, mühürlü çuvalların tutacağını imzalarlar.
Çuvallar da yine parti temsilcilerinin gözetiminde depolara taşınır ve korumaya alınır.
Hangi haber ajansının kimi önde, kimi geride gösterdiğinin bir önemi yoktur.
Zaten önde gösterme diye
bir şey de yoktur.
Ancak, bazı parti veya adayın yüksek oy aldığı sandıklar erken açıldıysa, doğal olarak o aday veya parti ilk sonuçlarda yüksek görünür, sonra normale döner.
İlk oylarda kimin önde olduğu, sonucu değiştirmez.
YSK sonuçları açıkladığında, partilerin ellerindeki rakamlarla uyuşmazsa, itiraz ederler.
İtirazlar, bilgisayar kayıtlarına göre incelenmez. Doğrudan ıslak mühürlü oy pusulalarına bakılır.
Sonuç kesindir.” Mustafa Kartoğlu