Ana Sayfa İÇ POLİTİKA 29 Ekim 2016

Cumhurbaşkanı Erdoğan “Biz, milletimizi köklerinden kopartılmasına karşı çıkıyoruz”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz, milletimizi köklerinden kopartıp, ona yeni ve asla kendisine uymayacak bir elbise giydirme projesine karşı çıkıyoruz. Yoksa Cumhuriyet bizim Cumhuriyetimizdir, ve az evvel de söylediğim gibi, son bir asırdaki en önemli kazanımımızdır.”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara Yüksek Hızlı Tren Garı’nın açılış törenine katıldı. Çok sayıda vatandaşın da katılımıyla gerçekleşen törende Cumhurbaşkanı Erdoğan bir konuşma yaptı.

“MİLLETİMİZİ GEÇMİŞİNDEN KOPARTIP, SUNİ BİR ÇAĞDAŞLAŞMA PROJESİNİN İÇİNE HAPSETMEYE ÇALIŞTILAR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerine şöyle sürdürdü: “Cumhuriyetimizin kuruluşundan sonra, özellikle tek parti devrinde, çok yanlış bir şekilde milletimizi geçmişinden kopartıp, suni bir çağdaşlaşma projesinin içine hapsetmeye çalıştılar. Bizim, çağın gereklerine uygun şekilde hareket etmekle, yani çağın idrakine hitap etmekle ilgili bir sorunumuz, bir sıkıntımız yok. Biz, milletimizi köklerinden kopartıp, ona yeni ve asla kendisine uymayacak bir elbise giydirme projesine karşı çıkıyoruz. Yoksa Cumhuriyet bizim Cumhuriyetimizdir, ve az evvel de söylediğim gibi, son bir asırdaki en önemli kazanımımızdır. Milletimiz, yeni bir rejim inşa etme bahanesiyle kendi varlığına yönelik saldırılara karşı daima direnç göstermiştir. Nasıl göstermesin? Aşık Veysel gibi, bu milletin en önemli değerlerinden biri, Sivas’taki köyünden çıkıp Ankara’ya geldiğinde, o dönem şehrin merkezi olan Ulus’a, kıyafetinden dolayı alınmamıştır. Niye almadılar? Sen çobansın dediler, giyimini, kuşamını beğenmediler. Bununla yetinilmedi, sazı da, yine devrin müzik projesine uygun olmadığı için kırıldı. Sazını kırdılar. Üstelik o Veysel ki, şu muhteşem dörtlüğün sahibi bir aşığımızdır:

‘Aldanma cahilin kuru lafına/ Kültürsüz insanın külü yalandır/ Hükmetse dünyanın her tarafına/ Arzusu hedefi yolu yalandır.’

Ülkenin sahibi olduklarını sanarak milleti hakir görenler ilk fırsatta yalan olmuş, tarihe gömülmüşlerdir. Kıyafetiyle, sazıyla, sözüyle, duruşuyla Anadolulu olmayı, yani bu milletin öz evladı olmayı hakir gören bir zihniyetin coğrafyamızda kabul görmesi mümkün müdür?”

selyus