Hüseyin YELKENCİ

İstanbul’dan Yansıyanlar

İstanbul’u bu terör örgütlerine teslim edecek kadar kararttık gözlerimizi!

Çok üzgün olduğumu belirterek yazıma başlıyorum.

Evet çok üzgünüm çünkü; oturduğumuz şehre, İstanbul’a sahip çıkamadık.

Evet çok üzgünüm çünkü; şehrimizi yönetsin dediğimiz adayımıza sahip çıkamadık.

Evet çok üzgünüm çünkü; kazanacağından emin olduğumuz Binali Yıldırım’a oy verdiğimiz sandıklara sahip çıkamadık.

Evet çok üzgünüm çünkü; memleketin beka sorununu yok etmek için gece gündüz demeden 59 il ve 45 ilçe mitingi gerçekleştiren liderimiz Recep Tayyip Erdoğan’a sahip çıkamadık.

Evet çok üzgünüm çünkü; Tek Millet, Tek Bayrak, Tek Vatan, Tek Devlet diyerek milleti olmaktan şeref duyduğumuz Türkiye’ye sahip çıkamadık.

Evet çok üzgünüm çünkü; tüm bu olumsuzluklara sebep olan irademize sahip çıkamadık!

Çıkamadık çünkü; ekonomideki kötü gidişi, doların yükselmesini, poşeti, EYT’yi, pahalılığı ve belediye başkan adayları ile meclis üyesi listelerini hep bahane ettik!

Hem de nedenlerini ve ülkemizin geleceğini düşünmeden, araştırmadan!

Ekonomide çalkantılar yaşasak da sonradan toparlandığımızı görmezden geldik!

Dolar’ın yükselmesinin nedeni dış ve iç güçlerin oyunu olduğunu bildiğimiz halde bahaneler üreterek tepki verdik.

Poşet konusunda zamanlama yanlış olsa da ve bu karar alınırken acele edilse de konuyu abartarak bunu bir şekilde bahane ettik!

Emeklilikte Yaşa Takılanlar (EYT) aslında ikna edilmişti. Yinede hükümetin bu konudaki mantıklı açıklamalarını dinlemedik bile!

Pahalılığın içimizdeki Erdoğan ve hükümet düşmanları tarafından tezgahlandığını bildiğimiz halde bunları da görmezden geldik!

Belediye Başkan adaylarının reisin tasarrufunda olduğunu, meclis üyesi listelerinde kayırmalar ve eksiklikler olsa da bunların artık geride kaldığını bir türlü kabullenmedik!

Her nedenle olursa olsun, her ne bahane üretirsek üretelim tüm bunlar ülkemizin geleceğinden (bekası) daha mı önemli?

Bu tepkileri verirken, 2002 öncesi 90’lı yılları göz önüne getirdiğimizde ülkemizin ne hallerde olduğunu hatırlamak istemedik!

“Şu hükümete ve AK Parti’ye sandıkta bir tepki verelim” diye çok gereksiz bir eyleme girişirken Millet İttifakı’nın Fetullahçı Terör Örgütü, Kandil (PKK), DHKP-C’den oluştuğunu hiç düşünmedik!

Verilen tepkide öyle ileri gittik ki İstanbul’u bu terör örgütlerine teslim edecek kadar kararttık gözlerimizi!

Yani İstanbul’u DHKP-C, FETÖ ve Kandil (PKK) yönetecek! Bunu da buraya not düşeyim!!!

Şunun da altını çizerek yazımı tamamlayayım; başta bu fakir olmak üzere sosyal medyadan, telefondan mesaj atan, arayan binlerce teşkilat mensubu ve AK Parti seçmeni, “İBB Başkanlık seçimini çok rahat kazanmamız gerekirken düştüğümüz bu hallerden dolayı çok üzgünüz. Bu tablodan sorumlu olanlar hakkında gereğinin yapılmasını yetkililerden bekliyoruz!” diyerek tepki veriyoruz…

 

selyus