Ana Sayfa İÇ POLİTİKA 14 Eylül 2015

Selim Temurci’den sert açıklama!

AK Parti İstanbul İl Başkanı Dr. Selim Temurci, terörü destekleyenlere ve bunların istismarcılarına yönelik sert açıklamlarda bulundu.

MİLLET TERÖRÜ, YARDAKÇILARINI VE İSTİSMARCILARINI AFFETMEYECEK

Bir gerçek artık bütün boyutlarıyla berraklaşmıştır:

Seçim sonrası tedavüle sürülen ve koalisyon görüşmelerinden “umulan” sonuç çıkmayınca iyice tırmandırılan terör, sadece ve sadece Türkiye’nin AK Parti öncülüğünde güçlenmesinden kaygı duyanların tedavüle sürdüğü bir projeden ibarettir. Bu projenin hem içeride hem dışarıda planlayıcıları, destekçileri ve işbirlikçileri vardır.

Önce “dayatma koalisyonlar”la sonuç alınmaya çalışıldı. Olmayınca ve erken seçim ufukta belirince teröre hız verildi. 15 Temmuzda PKK yöneticilerinden Karayılan’ın “Koalisyona göre tavrımızı ortaya koyacağız” demesi, oyunun bu boyutunu açıkça gösteriyor zaten.

Terörden medet umanlar, “Şehit cenazeleri arttıkça batıda MHP ve CHP oy kazanır, TSK teröre hak ettiği cevapları verince de doğuda Kürt oyları HDP’de konsolide olur. AK Parti her halükarda her iki tarafta da yıpranır” diye düşünüyorlar.

Projeyi daha net anlamak için şu soruya cevap vermek şart:

Türkiye’de Kürt kardeşlerimizin uzun yıllardır yaşadığı sorunlar birer birer çözülmüşken… Karşılıklı yaşanan acılarla psikolojik sorunların oluştuğu Türk-Kürt kardeşliğinde tarihi bir onarım sürecine girilmişken… Ne oldu da PKK terör örgütü yeniden silaha sarıldı?

Her seçimde öne çıkan bir eksen vardır; bu seçimin ekseni de terör olacaktır. Bu nedenle, bu sorunun cevabını çok iyi anlamalı, milletimize de çok iyi anlatmalıyız.

Çünkü bu soru, terör ve destekçilerinin tam anlamıyla izahtan aciz oldukları, yaşananların sipariş projelere taşeronluktan, bir alçaklık ve ihanetten başka hiçbir anlam taşımadığını ortaya çıkaracak bir sorudur.

Çünkü eskiden olduğu gibi kolayca “red, inkar ve asimilasyonla mücadele ediyoruz” diyemiyorlar. O dönemler çoktan kapandı çünkü.

PKK’nın eli kanlı kurmayları, yaptıkları teröre gerekçe bulmakta o kadar acizler ki, düşünün, birisi kalkmış, “Bölgede yapılan barajlar askeri niyet taşıyordu” türünden bir açıklama yapıyor.

Terörün siyasetteki ve medyadaki destekçileri de teröre kılıf bulmak için, algı operasyonu yapmak için olmadık yalanı söylüyor, olmadık iftirayı ve saptırmayı yapıyorlar. Mesela, “Oy için PKK tahrik edildi, Suruç olayları bu yüzden devletçe çıkarıldı” diyorlar.

Ey bunu söyleyecek kadar alçalanlar, madem böyle düşünüyorsunuz, niye bir kere bile PKK’ya “Sakın tahrike kapılma, oyuna gelme, silahı bırak” demediniz?

Diyemezler, çünkü 20 Temmuz’da Suruç’taki terörden önce de, örneğin 14 Temmuzda, PKK “Ateşkesi bitirdik, silahlar konuşacak” diye açıklama yapmıştı zaten. Suruç’tan önce de PKK’nın bazı kanlı eylemleri vardı.

Bu gerçek bu kadar bariz bir şekilde ortada iken, bu milletin gözünün içine baka baka yalan söyleyenler, kendi siyasi emellerine ulaşmak için eli kanlı örgütle işbirliği yapmaktan bile çekinmeyen bir cinnet, ihanet ve ahlaksızlık içindedirler.

Arkalarındaki medya gücünü de kullanarak ve terörle anaların yüreğini dağlayan alçaklara tek kelime etmeden, yapılan her terör eyleminden sonra Cumhurbaşkanımıza saldırıyor, AK Parti’ye saldırıyor, AK Parti’yi suçluyorlar.

Bir yandan teröre mazeret üretmeye çalışırken bir yandan da kamuoyunun dikkatini yapılmış terörün üstünden alıp başka yerlere yoğunlaştırmaya çalışıyorlar.

Dağlıca’daki alçak saldırıda da böyle yaptılar.

17 Mehmetçiğimizin şehadet haberinin geldiği ilk saniyede hemen “400 milletvekili” tartışmasını başlattılar.

Malum medya, CHP, MHP, HDP, PKK, Paralel çete… Hepsi de bunu yaptılar.

Yuvalar söndürülmüşken, anaların feryadı yürekleri dağlarken, onlar sosyal medyada Cumhurbaşkanımızı hedefe koydular.

Batıda şehit istismarı, doğuda “siviller öldürülüyor” üzerinden bin bir yalan pompalıyorlar. Batıda “Çözüm süreci PKK’yı büyütmek içindi” derken, doğuda “Barış” nutukları atıp PKK’dan sempatizm üretmeye çalışıyorlar.

Gayet net söylüyorum:

Bu tür bir yayıncılığın, bu tür bir siyasetçiliğin, askerlerimizin bedenine sıkılmış terör kurşunundan hiçbir farkı yoktur. Terörü arkalayan, siyasi hıncını terörün alçaklığını perdelemekte kullanan bu anlayış, şehitlerimize sıkılan kurşunun ta kendisidir.

Çünkü terör, sadece bir anın değil, öncesiyle sonrasıyla bir aşamalar bütününün adıdır. Kurşunlar, bombalar, mayınlar terörün sadece bir aşamasıdır. O kurşunun öncesinde kurşunu attırmak için, o kurşunun sonrasında kurşunu gözden kaçırmak için sergilenen bütün gayretler de terörden bir parçadır, terördür.

Teröre mazeret üretmek, terörü bir hak arama, kendini ifade etme yöntemi saymak, teröre yardım ve yataklık etmektir. Bunu yapan medya medya değildir. Bunu yapan siyasetçi siyasetçi değildir. Bunu yapan parti parti değildir.

Ortadaki garip ittifak tablosuna bakın: Bir yanda Kürt kardeşlerimizin yaşadığı yerlerde esamisi okunmayan, miting bile yapamayan CHP, MHP ve Kürt sorununa her zaman antipatiyle bakmış Paralelciler, diğer yanda HDP ve PKK birbirleri ile gayet uyumlu şekilde senkronize olmuşlar, aynı dili konuşuyor, aynı yöntemi uyguluyor, aynı üslup içinde paslaşıyor ve aynı hedefe saldırıyorlar.

Bu terör, ağaç diye yola çıkıp “Sen hala meselenin ağaç olmadığını anlamadın mı” ile sürdürülen Gezi kalkışmasının, 17-25 Aralık operasyonlarının bir uzantısıdır.

Bu kesimlerin iflah olmaz Erdoğan ve AK Parti nefretiyle asıl kamufle etmeye çalıştığı şey, millet nefreti ve Büyük Türkiye rahatsızlığıdır. AK Parti millete dost olduğu için AK Parti’ye düşmandırlar. Terörle iç savaş çıkarma çabaları ise, artık düşmanlığın cinnete dönüşüdür.

Sosyal medyada bir vatandaşımız şöyle yazmıştı:

“AK Parti’yi hiç tanımasaydım bile, ona kimlerin düşman olduklarına bakarak oyumu AK Parti’ye verirdim.”

Maske düşmüş, kel görünmüştür.

Sağduyu ve kardeşliğini hiçbir tahrike kurban etmeyen ve etmeyecek olan milletimiz, 1 Kasım’da terörü ve siyasi yardakçılarını affetmeyecektir!

 

selyus