Ana Sayfa FUTBOL 7 Aralık 2014

İKİ FARKLI GALATASARAY

Prandelli geldiğinden bu yana Galatasaray’ın maçlarını seyretmek tam bir işkence haline gelmişti. Hatta Galatasaray maçlarını seyretmek,

İKİ FARKLI GALATASARAY

Prandelli geldiğinden bu yana Galatasaray’ın maçlarını seyretmek tam bir işkence haline gelmişti. Hatta Galatasaray maçlarını seyretmek, Nuri Bilge Ceylan filmlerini izlemekten daha sıkıcıydı diyebilirim. Kaldı ki Nuri Bilge’nin filmlerini de severim, durumun vahametini siz düşünün artık. Ben Prandelli namlı bu meşhur İtalyan hocanın ne oynatmaya çalıştığını anlayamadım. Bir takım bu kadar mı gol atmaya uzak, ama gol yemeye bu kadar mı yakın oynar. Bir takımın oyuncuları bu kadar mı isteksiz, bu kadar mı iştahsız, bu kadar mı özgüvensiz oynar. Bu kadar mı birlikte düşünmek ve oynamaktan uzak olurlar. Bu kadar mı her maçta bir futbolcu Arena’da aslanlara yem edilir gibi taraftarın önüne atılır. Bu kadar mı yanlış ve isabetsiz transferlerle milyon eurolar çöpe atılır.

Bu arada İtalyan ve İspanyol hocalar için bir tesbitte bulunmak istiyorum. Maalesef bu arkadaşlar burayı bir kariyer planından ziyade boş zamanlarını paraya tahvil etme yeri olarak görüyorlar. Sağlam bir kontratla gelip iyi bir tazminatla ayrılmak öncelikli hedefleri…

Neyse ki çok ta iş işten geçmeden, Galatasaray gibi Türk futbolunun medar-ı iftiharı olmuş, içerde kükreyen, dışarıda esen gürleyen bir futbol devini, futbolun jargonuna bile Fransız olan Ünal Aysal yönetimi ile birlikte bir cüceye dönüştürmek üzereyken işten el çektirildiler.

Geçici olarak iş başına “Akil insanlar heyeti” getirildi. Perşembenin gelişi çarşambadan belliydi. Kısa sürede Prandelli prangasından kurtuldular ve akillere yakışır bir kararla eski topçumuz Hamza Hamzaoğlu’nu takımın başına getirdiler. Bize de olası gelişmeleri takip etmek düştü…

İlk olarak kupada Eskişehir karşısına çıktı aslanlar. Fakat bizim takımdan pek umudum olmadığından, Fenerbahçe’ye kök söktüren Ertuğrul Hoca’nın Eskişehir’ini izlemekti niyetim. Ama o da ne? Hamza Hoca hızlı başlamış, takıma iyi gaz vermiş, takım da daha atak, daha pozitif oynamaya başlamıştı. Nitekim bunun sonucunda da bol gollü bir galibiyet geldi. Aynı şey ligde Akhisar maçında devam edebilecek miydi?

Bugün bunun da cevabını aldık. 3 pas yapamayan, topu ileriye oynayamayan, oyunu rakip sahaya yıkamayan, dönen toplarla atak tazeleyemeyen dolayısıyla da seyir zevki vermeyen cim bom’un yerine, iyi pas yapan, hızlı atağa kalkan, rakibi baskı altına alan, dönen topları toplayan ve en önemlisi gol atabilen etkili bir takım gelmişti. Galatasaray bu havayla biraz nefes alır. Taraftar baskısından boğulan, Selçuk gibi, Burak gibi oyuncular tekrar kazanılır ve Galatasaray ruhu geri gelir. Zaten tüm olumsuzluklara rağmen ligde kaybedilmiş birşey olmadığı gibi üstüne üstlük bir de liderlik var elde…

Yönetim ve Teknik Direktör gibi en önemli iki organını başarılı geçen operasyonlarla yenileyen Aslan, umarım bundan sonra yapması gereken oyuncu operasyonlarını da başarıyla gerçekleştirebilir. Zira asla bu takımın oyuncusu olamayacak oldukça yüksek sayıda handikap, hem yerli hem de yabancı esame listesinin kalitesini ve değerini düşürüyor…

Veli DALBUDAK

Etiketler:
selyus