Ana Sayfa SPOR 13 Nisan 2014

“Kanım ısınamadı bir türlü!”

Aziz Yıldırım tabii ki sevilir, çünkü başarılı. Ancak benim kanım bir türlü ısınamadı ona. Neden bilmiyorum ısınamadım…

“Aziz Yıldırım’a kanım ısınamadı bir türlü!”

Aziz Yıldırım tabii ki sevilir, çünkü başarılı. Ancak benim kanım bir türlü ısınamadı ona. Neden bilmiyorum ısınamadım…

Yaşına rağmen hala çok yoğun bir tempo içinde yurtiçi ve yurtdışı arasında mekik dokuyor. Fenerbahçe lig şampiyonluğuna bu kadar yaklaşmışken, Ali Şen’in yorumunu almak istedim. Ancak Bodrum’da yaşadığı için İstanbul’da Ali Şen’i bulup röportaj yapmak kolay olmadı. 2 ay boyunca ha bugün ha yarın diyerek röportaj tarihini netleştiremedik. Ama sonunda büyük gün geldi. Hiçbir sorumu geçiştirmedi, içtenlikle hepsini cevapladı.
Maç izlerken toteme inanmadığını söyleyen Ali Şen, umutsuz insanların bir şeye umutlarını bağlamasıdır totem, kendi kendini tatminden başka bir şey değildir deyip gülüp geçiyor. Bir türlü kanım ısınmadı benim Aziz Yıldırım’a, büyük işler yaptı başarılı ama sevemedim onu diyor. Arkasından konuşmam, yüzüne de söyledim dedi. 2008 yılında düzenlediği bir davette, herkesin içinde Aziz Yıldırım’ın yüzüne karşı; “hemşerim sana bir türlü kanım ısınmadı” demiş mikrofonda.
Eski başkanla sohbete Fenerbahçe’den girdik, Beckenbauer’dan, TFF’den çıktık… Ali Şen en samimi tavırlarıyla anlattı, ben de yazdım…

Biz af istemiyoruz sadece adalet istiyoruz!

Lig başında Fenerbahçe’den bu başarıyı bekliyor muydunuz? Şampiyonluğa bu kadar yaklaşabileceğini düşünmüş müydünüz?

Pek emin değildim! Çünkü cezalardan sonra futbolcuların morallerinin iyi olacağına emin değildim. Antrenör yeni, takım eskiydi. Yeni hoca ile eski oyuncuların iyi bir takım olabileceğinden kuşkuluydum. Bu başarı Ersun hocanın başarısıdır. Ersun’u oraya tavsiye eden Yüksel Çağlar görünmeyen başarı sahibidir. Aziz Yıldırım’ın Ersun’u kabul etmesi de Aziz’in başarısıdır. Bütün bu insanlar başarılı iş çıkarınca FB bugünkü noktaya geldi. Hepsini tebrik ediyorum. Bana göre en anlamlı, en önemli şampiyonluğu elde etmiş oldular. Böyle bir sürpriz beklemiyordum, bütün Fenerbahçelilere çok hoş bir sürpriz oldu.

Sizi bulmuşken şike konusuna girmeden olmaz. Taraftarlar olanların Fenerbahçe’ye karşı yapılan bir operasyon olarak görüyor. Siz de taraftarlar gibi düşünüyor musunuz?

Biz Fenerbahçeliler adalet istiyoruz! FB şike yapmaz! Sahaya yansıyan bir şey yok ki! Şike tek taraflı olmaz! Bir teşebbüsten bahsediyoruz zaten, suçlama o yönde. Türkiye’de olanlardan dolayı toplumda herkes adaletsizlik olduğuna ve yanlış kararlar verildiğine inanıyor. Ben Türkiye’deki hukuka karşı umudumu kaybetmiş değilim, yanlış yaptıklarına da inanmak istemiyorum. Ama Türkiye’de genel olarak Başbakan da hükümet de, kumpas kurulduğunu söyledi, biz de vatandaş olarak onlara inanacağız. Ondan dolayı da diyoruz ki; madem herkese tekrar yargılama olacaksa, biz de aynısını talep ediyoruz, adalet istiyoruz! Adalet için tüm Fenerbahçeliler imza verdi, ben de imza verdim. Biz af falan istemiyoruz! Şike yapanlar varsa eğer onların cezadan kurtulmalarını talep etmiyoruz ki, asla! Bizim istediğimiz sadece adalet! Fenerbahçeli olarak haksız bir suçlamayla karşı karşıya kaldığımızı iddia edip bir talepte bulunuyoruz. Bize de adaletsizlik yapıldığını söylüyoruz.

Peki, sizce mümkün mü yeniden adil yargılanma?

Adalet toplum için vardır. Yeniden yargılanma içeride yatan askerler için geçerliyse o zaman biz de talepte bulunuyoruz. Yeniden yargılanma olur mu bilmiyoruz ama ben Türkiye’deki hukuka güvenimi kaybetmiş değilim.

UEFA TFF” ye baskı yaparak, Fenerbahçe’ye ceza verin diyebilir mi?

FB ceza alacağı kadar aldı, artık UEFA’dan başka ceza gelmez. Çünkü UEFA yerel federasyonların işine karışmaz. Ancak UEFA’nın kurallarına göre “FIFA oyun kuralları etik kararlarına” yerel federasyon uymaz ise o zaman FIFA’ya bağlı olan UEFA yerel federasyonu uyarır “etik kararlara” uyması yönünde ikaz eder, doğruyu gösterir, o yoldan gidilmezse ceza gelir. FB Avrupa Kupalarına gitmeyerek cezasını çekti zaten. Hem Michel Platini hem Genel Sekreter Gianni Infantino Kazakistan’daki kongrede Fenerbahçe’nin cezasını çektiğini ancak kişilerle ilgili Yargıtay’ın vereceği onaylamayı beklediklerini söyledi. Eğer ki Aziz Yıldırım hapse girerse o zaman UEFA’dan Aziz Yıldırım’a da ceza gelir. Kulübe ceza gelmez.

Trabzonspor 7 yıldır Fenerbahçe’yi yenemiyor!

Trabzonspor 3 Temmuz 2011’den bugüne kadar sürekli olarak kupa istemini dile getirdi, bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Şanssızlık! Ben Trabzonspor’u seven biriyim. FB şampiyon olmaz ise Trabzonspor şampiyon olsun derim 40 yıldır. Ben 2 kere FB başkanı oldum ikisinde de şampiyon olduk, ikisinde de rakibimiz Trabzonspor’du. Kadere bak… 1996 yılında Trabzon’da oynayıp 2-1 yendiğimiz maçta şanslı olan bizdik çünkü Trabzonspor’un kadrosu bizden çok daha iyiydi hatta o yılın en iyi takımı da Trabzonspor’du. Biz farkla yenilebilirdik ancak şans bizden yanaydı ve biz yendik şampiyon olduk, olmasa mıydık, yenmese miydik? Trabzonsporlular şunu iyi bilmeli, futbolda yenemezsen şampiyon olamazsın. Trabzonspor 7 yıldır Fenerbahçe’yi yenemiyor. Senin rakip takımların kimler? Şampiyon olan takımlar… Yani FB, GS, BJK, Bursaspor öyleyse ilk önce bu takımları yeneceksin. Bu takımlarla yılda 2 defa maç yapıyorsun, 6 puandan en az 4 puan alacaksın mesela bir maçı yeneceksin birinde de berabere kalacaksın. Trabzonspor’un yapması gereken rakiplerini yenecek bir kadro kurmak. Ayrıca başkanları mutlaka Trabzon’da oturan biri olmalı. Uzaktan kumandayla olmadığını gördük, Mehmet Ali Yılmaz ve Sadri Şener büyük başkanlık yaptı, ama uzaktan kumandayla olmuyor bu işler.

Ünal Aysal futboldan pek anlamam ama anlayanı takımın başına getiririm diyen bir başkan. Aziz Yıldırım ise ben hem inşaattan hem futboldan anlarım diyen bir başkan. Size göre hangi başkanın mantığı doğru?

Başkan dediğin her şeyi bilmeli ancak bu kolay değildir. Ünal Aysal ben futboldan anlamam diyerek samimi davranıyor. Ama Aysal’ın yöneticilik kültürü başarılıdır. Futboldan anlamam diyen kişi üç faktörü iyi bilecek. Birincisi; spor kulübünün içini iyi bilmeli çünkü spor kulüplerinin içinde başkanın altını çabuk oyarlar. Ekibini iyi seçecek ama kesinlikle kulübü kendisi yönetecek. İkincisi; basının ne istediğini iyi bilecek, senin çalışmalarını kalabalığa yansıtanın basın olduğunu unutmamalı. Üçüncüsü; taraftar müşteri değildir! Başkan taraftarları spor kulübünün sahibi olarak görmeli. Başkan kendisini ne kadar yetkili bilgili hissediyorsa, tribünde oturan her bir taraftarında en az onun kadar hak sahibi olduğunu unutmamalı. Bu üç faktörü başkan kabul ederse, işi kolaydır. Gerçeği kabul etmeyip kötü durumlarda protestoyu yediği zaman ipleri toparlamak zor olur. Aysal bunların hepsini öğrendi, Galatasaray’ın önü açık, kadrosu da genç.

Aykut Kocaman başarılı antrenördü ama insan olarak sevdiğim biri değil!

Ünal Aysal’ın Fatih Terim’i kovmasını, eski bir başkan olarak siz nasıl değerlendiriyorsunuz?

1970’li yıllarda Helenio Herrera isimli bir Arjantinli antrenör vardı. İnter’i çalıştırdığı yıllarda 3 yıl arka arkaya Avrupa’da yılın antrenörü seçildi. Gazeteciler bunun sırrı sordular. “Büyük antrenör yoktur dünyada, büyük spor kulübü başkanı vardır” dedi. Büyük başkan her şeyi görür, hesaplar bize yetki verir, biz de o malzemeleri toplar yemek yaparız, onunda adı şampiyonluktur dedi. Bunu hiç unutmadım ben… O yüzden kulüp başkanı antrenörle yollarını ayırabilir, bunu yaparken hata yapmış olabilir. Aysal Terim’i göndermekle iyi mi kötü mü yaptı, bu onun kararı. Kulüp Başkanı antrenörü gönderebilir, ben de göndermiştim zamanında. Sezon sonunda bakarsın hesaplar tutarsa iyi yapmışsındır, tutmazsa hata yaptın demektir. Fatih Terim benim başarılılar listemin başında gelen bir antrenördür, Mustafa Denizli, Şenol Güneş, Yılmaz Vural, Metin Türel çok kıymetli antrenörlerimiz var.

Aykut Kocaman ile Ersun Yanal’ı listenizde saymadınız?

Ersun Yanalı’da beğeniyorum o da listemde. Aykut Kocaman’da gayet başarılıydı, ancak insan olarak sevdiğim biri değildir Aykut Kocaman!

Ziya Şengül köşe yazısında beni eleştirmişti…

Uluslararası futbol dünyasında çok geniş bir çevreniz var, nasıl oluyor bu dostluklar, bu samimiyet?
Gökçeciğim, benim her sahada çok yakın arkadaşlarım var. Sen doğmadan önce ben, hobi olarak Milliyet gazetesinde yazılar yazardım. Sonra Sabah ve Star gazetesinde yazdım. Keyif için sporla ilgili yazılar yazardım. Yazdığım dönemlerde Pele ile röportaj yapmak dünyanın en zor işiydi, ama ben o röportajı yaptım. Avrupa futbolunda imzası olan ünlü kişileri tanıyorum. 1990 yılında Beckenbauer’u Türkiye’ye getirmemin sebebi şuydu; Rusya’ya giderken havaalanında gazeteciler FB başkanlığı için adaylığınızı tekrar koyacak mısınız diye sordular, hayır koymayacağım vaktim yok dedim. Peki adaylığınızı koysaydınız antrenör kimi getirirdiniz diye sordular. Ben de kafadan attım, Beckenbauer dedim. Ziya Şengül hemen köşe yazısında beni eleştirmiş. Marsilya Fransız kulübü 5 milyon Mark teklif etti ama Beckenbauer reddetti. Türkiye’de o kadar paralar verilemeyeceğine göre demiş, bana uydurma demeye getirmiş yazısında. Ben de bunu duyunca aynı gece uçağımı yolladım Beckenbauer’u Türkiye’ye getirdim. Ertesi gün Adanademirspor- FB maçında millet statta Beckenbauer’u görünce gözlerine inanamadı! Almanya’ya dönünce gazeteciler Beckenbauer’a niye gittin diye sormuşlar, “benim arkadaşım Ali Şen FB’ye tekrar başkan olacaksa FB’ye antrenör olurum” demiş. Kaç para alacaksın diye sorduklarında, “ Man spricht nicht Geld mit Ali Şen” Türkçesi (Ali Şen’le para konuşulmaz) demiş. “Die Weld” isimli Almanya’da ciddi bir gazete var, ön sayfaya yazmışlar “kim bu Ali Şen” diye. Ardından alman gazeteciler buraya geldiler, kim bu adam diye. Dostluk ilişkilerim siyaset dünyasında da, iş dünyasında da var, çok ünlü insan tanıyorum.

Samandıra tesislerimizi Recep Tayyip Erdoğan sayesinde aldık

Siyasiler Fenerbahçe’yi değil, Fenerbahçe siyasileri kullanır demişsiniz bir röportajınızda. Ne demek istediniz bu sözünüzle?

Adnan Menderes 1950-60 yılları arasında Türkiye’nin Başbakanıydı. O zamanlar Türkiye’nin nüfusu 24 milyon. Adnan Bey şunu keşfetti; 24 milyon nüfuslu bir ülkede seçimlere gittiğin zaman oy kaynağın spor kulüpleridir. Spor kulüplerinin başkanlarını o yüzden kendisi tayin etti. BJK’ye Nuri Togay’ı, FB’ye Medeni Berk’i, GS’ye Sadık Giz’i başkan yaptı. Böylece spor kulüplerine politika girmiş oldu. 50 yıldır spor sevdalısı olarak sporun içindeyim, politikanın spor kulüplerinin içine girmesini hep sakıncalı bulmuşumdur. Spora illa ki politika bulaşıyorsa o zaman bunu alışveriş olarak görelim dedim. Siz bu oyları istiyorsanız, oylar karşılığında bize arsa, stadyum verin dedim. Benim başkanlık dönemimde Recep Tayyip Erdoğan belediye başkanıydı. Samandıra Tesislerimizi onun sayesinde aldık, orayı 49 yıllığına bize tahsis etti ve bu gibi çok hizmetleri oldu bize sağ olsun. Turgut Özal partisini kurduğu zaman aynı şekilde onun da faydasını gördük, karısı Semra Özal benim dostumdur. Mesela Semra Hanım Beşiktaşlıdır ama Beşiktaşlılar Semra Özal’ın imkânlarını kullanmasını beceremediler.(gülüşmeler) Ancak şunu tekrar belirteyim kulübün yönetim tarzına siyasetin girmesinin doğru olduğunu düşünenlerden değilim.

Büyük kulüplerin taraftarlarının arasında sürekli kaos var. Mesela derbi maçlarında deplasman takım taraftarları stada alınmıyor. Bu kaosu önlemek için sizin bir öneriniz var mı?

Derbi, aynı şehrin takımları arasındaki maça denir. GS, FB, BJK arasındaki maçlara derbi denir, ancak Trabzonspor’un GS, FB, BJK ile yaptığı maç derbi değildir. Bunu pek çok insan iyi bilmiyor. Derbi rekabetin tepeye çıkışı demektir. Derbinin olduğu yerde rekabet, çok insanın olduğu yerde de sürtüşmenin olmaması mümkün değildir. Bunun iyi bilinmesi gerekir. Bunu bilmeyenler ise, dünyada da öyle diyor. Hep soruyorum hangi dünyada? Hangi dünyayı kastediyorlar bilemiyorum. Türkiye’de bu çatışma 1927 yılında da vardı, FB-GS maç yaparken maç yarıda kalıyor, aynı akşam bir davet var Dolmabahçe Sarayı’nda, Mustafa Kemal Atatürk 3 GS’li futbolcu, 2 FB’li futbolcu davet ediyor, ben de FB’liyim diyor, o zaman 3-3 beraberiz burada diyor. Rüştü Dağlaroğlu’nun kitabında var bu olay. 1934 yılında FB-GS yine kavga ediyor. Parlamentoya gidiyor bu konu, Doğubeyazıt Milletveikili Hikmet bey FB’nin kapatılacağını belirtiyor. Fenerbahçeliler o dönemin Adalet Bakanı olan Şükrü Saraçoğlu’na gidiyorlar. Saraçoğlu kulübün kapatılma konusuna el koyuyor. Şükrü Saraçoğlu stadının adı oradan geliyor. 1941’de yine kavga var savaşın ortasında üstelik. 1960’da ihtilal oluyor yine kavga var futbolda. Futbol tarihini iyi bilmeyenler derler ki, bu kaos Hasan’la, Ahmet’le, Mehmet’le başladı. Olur, mu öyle şey. O zaman ben de diyorum ki galiba Fatih Sultan Mehmet’le başladı. (gülüşmeler) Bunun bir kişiyle başlaması mümkün değil. Medeni ülke dediğimiz Danimarka’da bile derbilerde kavga olur, karakola bile giderler. Hani onlar medeni biz değildik. Biz olayların en az olduğu ülkeyiz aslında. Yasaklarla bir yere varamazsınız, deplasmanda taraftarların gelişi serbest olmalı bence. Taraftar götürmemek doğru tercih değil.

Yılmaz Vural’ı FB’nin başına getirmeliydim pişmanım!

TFF başkanının yönetim şeklini başarılı buluyor musunuz?

Yıldırım Demirören’i çocukluğundan beri tanırım. Futbol federasyonun başarısı iki şekilde olur. Birincisi hakemlerin iyi olması gerekir, ikincisi milli takımın başarılı olması gerekir. Futbol federasyonu bu iki noktada başarılı olursa sorun yok. Ancak Türkiye Avrupa finallerinde yok, Dünya şampiyonasında 12 yıldır yok. 2014’deki Brezilya finallerinde de yok. Bu demek oluyor ki başarı da yok. Milli takımın başına iyi bir kararla Fatih Terim getirildi. Fatih Terim’in 2016 yılında yapılacak Fransa’daki finallere ve 2018 yılında Rusya’daki Dünya kupası finallerine, Milli Takımı götüreceğine inanıyorum. Fatih Terim’in başarısına gönülden inanıyorum, onun başarısı dolayısıyla federasyonun da başarısı olacak.

Fenerbahçe’de başkanlık yaptığınız döneme ilişkin yaşadığınız bir pişmanlığınız var mı?

Almak istediğim ve alabilecek olduğum herkesi aldım. Ama Yılmaz Vural’ı mutlaka getirmeliydim, hep içimde kalmıştır Yılmaz. Gerçi ben ona teklif yapmıştım. Yılmaz Sarıyer’in başındaydı o dönem, havaalanında karşılaştık, yarın bende ol dedim, kulüp başkanına bir sorayım dedi, o zaman güle güle sana dedim. Sonra gitti Trabzonspor’a antrenör oldu o hafta. Yılmaz’ı FB’nin başına getirmeliydim, o konuda üzüntüm pişmanlığım var. Başka pişmanlığım yok, tek bu konuda pişmanım.

Aziz Yıldırım’a kanım ısınamadı bir türlü!

FB taraftarlarının Aziz Yıldırım’ı bu kadar çok sevmesini neye bağlıyorsunuz?

Yaptığı hizmetlerden dolayı seviyorlar. Aziz Yıldırım büyük hizmetler yaptı bu gerçek. Bir sabah uyanıyorsunuz Fenerbahçe’nin hem voleybolcuları hem basketbolcuları Avrupa’da şampiyon olmuş. Rakipleri zor durum yaşarken FB başarılı. Ayrıca FB tesisleriyle de onların önünde. Aziz Yıldırım tabii ki sevilir, çünkü başarılı. Ancak benim kanım bir türlü ısınamadı ona. Neden bilmiyorum ısınamadım…

Maçları genellikle nerede ve kiminle izliyorsunuz?

Maçları yalnız izlemeyi severim. Yemek davetlerimi hep FB maçlarına göre ayarlarım. Bodrum’daki evimde kendi sinema salonum var, orada tek başıma izlerim maçları. Ama son 2 yılda o kadar keyfim kaçtı ki, FB maçlarını da diğer maçları da eskisi gibi izlemiyorum. Düşünün Ali Şen’in hayatı sporla dolu olmasına rağmen üstelik. Mesela Amerika’dayken, Alaska’dayken, hatta gemideyken sadece futbol değil basketbol, voleybol maçlarını bile bir şekilde takip ederdim, ama bu olaylardan dolayı artık eski keyfim yok.

En sevginiz futbolcular kimler?

FB’de Gökhan Gönül, hem Volkan hem Mert iyi kaleciler, Sow ve Emenike çünkü kendilerini vererek oynuyorlar mağlubiyeti kabul etmedikleri için beğeniyorum, Alves’i beğeniyorum, Bekir çok kültürlü, çok medeni. Caner’i de beğeniyorum. GS’den Selçuk çok yetenekli ama şuan ki Selçuk çok güçsüz, güçsüz olursan ne kadar yetenekli olursan ol başarı sağlayamazsın, onun güçlenmesi halinde beğeneceğimi söyleyebilirim, her şeye rağmen sert tutumuyla Melo’yu, Semih’i, Burak Yılmaz’ı beğeniyorum. BJK’de genç oyuncular kendilerini vererek oynuyorlar, Oğuzhan ve kaleci Tolga çok iyiler, TS’da hem Onur’u ve de yerli oyuncuları beğeniyorum. Ali Kemal Turgay, Necati Şenol, Hami Ünal bunlar büyük futbolculardı. Benim için en önemli futbolcular Can Bartu, Lefter, Metin Oktay, Turgay Şener’dir bunların yeri başka.

Röportaj: Gökçe Bayraktar Yıldırım
Star Gazetesi

Etiketler:

İlginizi çekebilir

Derya Eşme dünya üçüncüsü

Derya Eşme dünya üçüncüsü

selyus