Şunu açık, açık kendimize itiraf etmeliyiz.

Maalesef, son toplamda baktığımızda, PKK, YPG ve PJAK gibi terör örgütleri ile mücadelede iyi bir sınav veremedi devletimiz. 

Siyaset yapıp, bu başarısızlığı belli bir döneme yıkacak değilim. 

Bu sorun, şu partinin yada o partinin meselesi değildir. 

Topyekün, devletin ve milletin meselesidir. 

Hiç tartışmasız, bir beka sorunudur. 

Bunu kabul ettikten sonra, şuna bakalım. 

Artık bu saatten sonra, kayıtsız şartsız, mazeretsiz, ateşkessiz, açılımsız, çözümsüz, süreçsiz, topyekün bu mesele, hem sınırlarımız içinde, hem de sınırımızın öte tarafında muhakkak bitirilmelidir. 

Bunun başarılabilmesi için çok önemli bir adım atılmıştır. 

Afrin harekatı stratejik anlamda da çok doğru bir harekattır. 

Rusya tarafından kontrol edilen bir bölge olması avantajdır. 

Suriye’nin sınırımızdaki en batı ucu olması ayrı bir avantajdır. 

Batıdan doğuya doğru süpürerek, kuzeyden de baskı yaparak ilerleme imkanı sağlamaktadır. 

Bu anlamda Afrin hedef değil başlangıçtır. 

Afrin’i terör örgütlerinden temizleyip, ÖSO veya başka güçlere teslim edip eve dönemeyiz. 

Oraya yerleşmek zorundayız. 

Orada kalıcı olmak mecburiyetindeyiz. 

Ülkemizde misafir ettiğimiz Suriyeli’lerden bazılarını oraya yerleştirmemiz lazım. 

Orada örnek bir Türk kentini, hastanesiyle, imarethanesiyle, belediye hizmetleriyle, altyapı ve üstyapısıyla kurmalıyız. 

Bu saatten sonra AB ne der, ABD ne der, BM ne yapar…

Ne derlerse desinler, artık biz bu yoldan dönemeyiz. 

Hiç kimse bizim sınırımızda yuvalanan terör örgütünü korumaya, kollamaya kalkmasın. 

Kendi sınırlarında olsa böyle birşeye tahammül edebilirler mi?

Ortalığı yangın yerine çevirirler. 

Sivil mivil dinlemez yakıp, yıkarlar. 

Biz ise kılı kırk yararak, sivillerin kılına zarar vermeden yürütüyoruz bu harekatı. 

Fakat, yıllardır başımızın belası olan PKK terörünü kökünden kurutabilmek için, Afrin’i nihai hedef değil, başlangıç olarak görmek şarttır. 

En kısa sürede Tell-Rıfaat ve El-Bab üzerinden Menbiç’e girilmelidir. 

Bu, bizim daha önce ilan ettiğimiz kırmızı çizgimiz “Fırat’ın Batısı” konusundaki ciddiyetimizin göstergesi olacaktır. 

Ayrıca, Afrin’de durarak Afrin’i korumaktansa hattı Fırat’a kadar tutmalıyız. 

Maalesef, Menbiç’i kontrol altına almak ta bizi PKK teröründen korumaya yetmiyor. 

Daha da ileriye, Fırat’ın doğusuna geçmekten başka çaremiz yok. 

Burada da ilk hedef Rakka olacaktır. 

Rakka’da yapılacak PKK uzantılarının temizliğinden sonra ise “güvenli bölge” Irak sınırına kadar dayandırılmalıdır. 

Bu hem bizim sınır güvenliğimiz açısından önemlidir hem de yurtlarından koparılmış Suriye vatandaşlarının güvenli bir şekilde vatanlarına dönmesi açısından önemlidir. 

Bu harekat, belirttiğim şekilde sonuçlandırılabilirse adı gibi gerçekten bir barış harekatı olacaktır. 

7 yıldır tüm dünyanın gözü önünde yaşanan Suriye dramının sona erdirilmesine de vesile olacaktır. 

Suriye’nin kuzeyindeki terör yapılanmalarının temizlenmesi, Suriye iç barışına büyük katkı sağlayacaktır. 

ABD, maalesef attığı yanlış adımlarla, barışa değil savaşa katkı koyuyor. 

Terör örgütlerine 5.000 tır silah vermenin manası nedir Allahaşkına?

Ortalık kan gölüne dönsün demektir!

Rusya ve İran, gerçekten tüm devlet ciddiyetleriyle, Suriye’de çözüm odaklı davranıyorlar ve bizim “Zeytin Dalı” harekatına hak veriyorlar. 

ABD dünya barışına katkıda bulunmak istiyorsa, ya, Rusya, İran, Türkiye üçlüsüyle birlikte hareket etmeli, yada arkasına bile bakmadan bölgeyi terketmelidir.