Volkan ÖZTÜRK

Dünden Bugüne

Agharta

ELEKTROMANYETİK SAVAŞ BAŞLADI!

ABD eski Savunma Bakanı W.Cohen’in 1997 tarihindeki konuşması, teknoloji ve beraberinde getireceği tehlikeden bahsediyor: “Teröristler elektromanyetik dalgaların kullanımıyla çalışan, iklimleri değiştirip, volkanları tetikleyebilen silahlarla ilgileniyorlar. Yani, diğer uluslar üzerine öfkelerini kusabilecekleri yolları bulma noktasında iş başında olan bir sürü becerikli beyin var. Bu gerçektir ve bu yüzden çabalarımızı arttırmamız gerekiyor”.

CASA uçakları darbe etkisi yaratan elektromanyetik dalgalarla düşürülmüş olabilir. CASA tipi nakliye uçakları son altı ay içinde üçüncü kez düşüyordu (2001).

ABD elektromanyetik(E/M)  silah sistemleri vasıtasıyla dünyanın herhangi bir yerinden, dünyanın herhangi bir yerindeki bir uçağı hiç iz bırakmadan, uçağın elektronik aksamını bozarak düşürebilir.

Geleceğin silahı olarak adlandırılan mermi, bünyesindeki milyarlarca wattlık elektrik enerjisini radyo dalgaları sayesinde yayarak menzildeki tüm düşman tank ve uçaklarının bilgisayar sistemini, radarlarını kullanılmaz hale getiriyor. 115 mm’lik havan veya roket, yerden fırlatılan yeni silah, ayrıca geçtiği yerlerdeki telefon, tv, radyo ağları ile enerji hatlarını da etkisiz hale sokuyor. Yeni silahın etkilediği tüm sistemler bir daha kullanılmaz hale geliyor ve yenileri ile değiştirilmesi gerekiyor.

Gölcük depreminden bir süre sonra ABD’ye giden Ecevit’e, CNN muhabirinin “Depremi PKK yapmış olabilir mi ?” sorusuna Ecevit: “Sanmıyorum” gibi garip bir cevap veriyor.

Gökyüzünde görülen “ateş toplarının” aslında maddesel bir yapıları yok. Yoğun elektromanyetik enerjiden açığa çıkan ışıktan “hologramlar”dı. Bu ışıktan şekiller, üç ya da daha fazla vericiden gönderilen “tesla dalgaları” ile üç boyutlu uzayda kontrol edilen “plasmoid” damlaları sayesinde oluşturuluyordu.

1908’de Tesla, dünyanın diğer ucunda bile olsa herhangi bir şehri saniyeler içinde, nükleer patlamaya denk muazzam bir elektromanyetik enerji ile vurabileceğini iddia etti.

Parçacıklı ışın silahı nedir ? Lasere çok benzer ama laser değildir. Laserler bir elektromanyetik radyasyon ışını ateşlerken, parçacık ışınlı silahlar atom altı parçacıkları ışını ateşler, bunun anlamı: yakında nükleer silahların modası geçebilir. Her kim parçacık ışınlı silahları olan uyduları yörüngeye ilk yerleştirirse bütün dünyayı kontrol edebilir. Herhangi bir güdümlü füze ya da uçak havalandıktan bir saniye sonra yok edilebilir. Bu koşullara altında, bizim hala nükleer bombalarımız olacak, ama bunları parçacık ışınlarla korunan bir düşmana ulaştırmamız mümkün olmayacak.

27 Eylül 1977 günü, “Rusya bizim gizli ay üssümüzü imha etti” açıklaması yapıyor ABD.

Dev doğalgaz rezervini kullanıp, iyonosfere milyar watttan büyük  enerji yollayarak, bunu bir silaha dönüştürmüş olursunuz.

HAARP, devasa büyüklükte bir enerji eklenmesiyle, gezegenimizin çevresinde akan elektrik akımlarının doğru zaman ve doğru yere yönlendirilmesidir. Bunun için manyetik alanların yerküreyi kestiği kutuplara yakın bir bölge, özellikle Alaska önerilmektedir.

Tesla’nın önemli bir projesi elektriğin küresel telsiz-tel olmadan- iletimidir.

Tesla’nın son çalışmalarının anlaşılmadığı ve Amerikan hükümetince gizlendiği, bir ölüm ışını tasarladığı ve Amerikan ordusuna önerdiği ileri sürülmektedir.

1999’da Kara Kuvvetleri Genel Plan ve Prensipler Başkanlığı raporunda HAARP ile neler yapılabileceğini şöyle sıralıyor:

  • Düşman uydu haberleşme sistemlerini engelleyecek bir perde veya Amerikan silahlı kuvvetlerinin haberleşmesini kolaylaştıracak bir iyonosfer aynası olarak kullanılabilir.
  • Belirli bölgelerdeki hava durumunu istenildiği anda değiştirme imkanı verecek bir iklim silahı olarak başka orduların hareket ve haberleşme imkanlarını engellemek, başka ülkelerin tarımsal üretimini etkilemek ve hatta bu ülkelerin nüfusunu kontrol altında tutmak için kullnılabilir.
  • 1943’te ölen ve elektromanyetizma konusunda çalışmaları bulunan Tesla’nın kayıp son çalışmalarına dayanarak iyonosferden tel olmadan güç nakli sağlayabileceği, ayrıca elektrik şebekelerini etkileyerek güç kesintileri yaratılabilir.
  • Yıldız savaşları projesi çerçevesinde, Tesla’ya ait olduğu ve Amerikan hükümetince gizlendiği iddia edilen çalışmalara dayanarak, iyonosferde belli bir bölgeyi etkileyip, güneşin tüm ışınlarını veya iyonosferdeki büyük akımları bir bölgeye odaklayarak nükleer patlamalara eşit etkiler, deprem gibi, yaratılabileceği veya füzesavar sistemi olarak kullanılabilir.
  • RF sinyallerinin insan beyninde oluşturduğu öne sürülen etkilerle, bir beyin kontrolü veya kafa karışıklığı çıkaran bir silah olarak kullanılabilir.
  • Yerin ve yaraltının tomografisini çekmeye yarayacak bir tarama ve gözetleme cihazı olarak kullanılabilir.
  • Belli bir bölgeye radyo frekansında güç yoğunlaştırarak elektrik şebekesini, elektronik cihazları ve silahları çalışmaz hale getirebilir.
  • Diğer radyoları istemeyerek de olsa engelleyebilir veya isteyerek elektronik karıştırıcı olarak kullanılabilir.
  • İyonosferin iklimi etkilemsi veya ozon tabakasını inceltmesi sonucunda oluşturduğu olumsuz çevresel etkilerle, Alaska’da, başka yerlerde ve hatta tüm dünyada doğal ekosistemi bozabilir.

Dünyanın depremlerle sarsıldığı, garip iklim olaylarının yaşandığı, sebebi belirsiz uçak kazalarının sıklaştığı, kuraklığın ülkemizi tehdir ettiği şu günlerde HAARP konusunun ciddi bir şekilde masaya yatırılması ve yetkililerin bir an önce acil önlemler aması gerekiyor. Bunun yapıldığından kuşkumuz yok.

ABD’nin 1993’te HAARP adlı yeni bir proje ile büyük bir yatırıma giriştiği biliniyor.

Irak askerlerinin bir paket bisküvi, gofret vb. alabilmek için ABD askerlenin ayaklarına kapandıkları, çizmelerine sarıldıkları iddia edildi. Bu askerlerin de uzaydan gönderilen radyo frekansları ile aptallaştırılmış olmaları elbette akla gelmektedir. Aksi halde, ne kadar idealsiz olsa dahi eğitim almış askerlerin bu duruma düşmesi başka türlü izah edilemez.

Yapılan araştırmalarda körfez savaşına katılan ABD askerlerinde diğerlerine oranla daha yaygın tıbbi, psikolojik ve psikiyatrik sorunlar tespit edildi. Depresyon, çeşitli psikolojik sorunlar, kronik yorgunluk, adele ağrıları, baş ağrıları, hafıza kayıpları ve nefes alma sorunları gibi bir dizi rahatsızlık savaşa katılanlarda sık olarak görülmektedir.

Ölüm oranları bakımından da körfez savaşlarının diğerlerine oranla önde olduğu açıklandı. Körfez savaşına katılanlardaki ölüm oranının yüksek olması, tıbbi rahatsızlıklar sebebiyle değil, dikkat azlığı ve sair sebeplerle kaza yapmaları ile ortaya çıkmıştı. Savaş sonrasındaki iki yıl özellikle otomobil kazaları sebebiyle ölüm oranlarının yükseldiği ifade edildi.

ABD askerlerini neyin hasta ettiği konusunda yapılan araştırmalardan bir sonuç alınmış değil. Hastalık sebebini bulmak üzere ABD başkanı tarafından kurulan komite stres üzerinde durdu.

İyonosferik uzay silahlarının insanlar üzerindeki olumsuz etkisi bilindiğine göre, acaba ABD askerlerini, savaşta kullanılan bu silahlar etkilemiş olmaz mı ? Rahatsızlıkların önemli bir bölümünün psikolojik olması, hafıza kaybı, dikkat dağınıklığı ve yoğunlaşamama gibi ruhsal ve mental temellere dayanması yüksek frekans dalgalarının eklileri olabileceğini akla getirmektedir.

İnsan sağlığı ve düşünme yeteneği üzerinde etkili olan silahların devreye girmesi ve bunların uzaydan doğrudan hedefe yönlendirilmesi ile savaş teknolojisinde yeni bir döneme girilmiş olunmaktadır.

1968’de ABD ordusu dünyadan 40.000 km mesafede yörüngeye konulacak yeni bir uydu projesi önerdi. Güneşten elde edilecek enerji, rectenna adı verilen yer antenlerine aktarılacaktı. Proje çerçevesinde 60 adet dev uydu inşaa edilmesi ve bu suretle 2025 yılında ABD enerji ihtiyacının tamamının buradan karşılanacağı iddia adiliyordu.

HAARP projesi (1993); Alaska’nın Gakona mevkiinde 300 antenlik dev bir merkez, ABD deniz ve hava kuvvetlerinin kontrolünde yürütülüyor.

Ege’de yapılan bir tatbikat sırasında denizaltıdan ateşlenen torpidonun ani bir rota değişikliğiyle Genelkurmay Başkanı Org. Hüseyin Kıvrıkoğlu’nun da içinde bulunduğu fırkateyne yönelmesi büyük bir faciaya neden olabilirdi. Torpidonun neden ve nasıl yön değiştirdiği bir sır. Dışarıdan bir etkiyle yönünün değiştirilebilmesinin mümkün olup olmadığı ise henüz bilinmiyor.

ÖSS-ÖYS sınav soru kitapçıklarının basıldığı matbaanın ASELSAN tarafından geliştirilmiş bir “elektromanyetik bulut”  tarafından korunduğunu gazetelerde okumuşsunuzdur.

Prof. Taylor: “Biz şimdi birçok zihin halini, hemen hemen bütünüyle, fiziki vasıtalarla kontrol edebiliyoruz”.

Parapsikoloji, normal yaşantımızın kenarında, yanında cereyan eden fakat mevcut müspet  bilimlerimizle açıklanamayan ruhi olayları ifade etmektedir. Parapsikoloji, beş duyumuzun dışında bazı olayları sezebilmek, etkileyebilmek ve geleceğe, geçmişe ait bazı şeyleri anlamayı kapsayan bir bilim dalı olarak ortaya atılmaktadır.

Telekinezi: Zihnin madde üzerine etkisi, bir insanın fiziki organlarını kullanmadan, diğer bazı güçlerini kullanarak, maddeler üzerinde etkili olmasıdır.

Psikometri; bir insan veya olay hakkında, geçmişte ve gelecekte olacak veya olmuş şeyler hakkında cansız bir obje yardımıyla bilgi sahibi olmaktır.

Yapılan deneylerin sonuçları göstermektedir ki, sırrını henüz bilemememize rağmen, parapsikoloji bir bilim dalı olarak ortaya çıkmıştır.

Telepati olayı deneysel ve bilimsel olarak kanıtlanmıştır.

Bio-informasyon konusunda Sovyetlerin yaptıklarını öğrendiğimiz bir deney de nükleer denizaltı ile kara arasında cereyen etmiştir. Denizaltıya yavru tavşanlar yerleştirilmiştir. Merkezde de ana tavşanın başına EEG elektrotları bağlanmıştır. Denizaltı uzaklaşıp dalışa geçtikten sonra yavru tavşanlar belirli aralıklarla öldürülmüştür. Her yavrunun öldürülmesinde ana tavşanın beyin dalgalarında tepkiler kaydedilmiştir. Bilindiği gibi elektromanyetik dalgalar su içinde yayılmamaktadır. Bu deneyle canlılar arasında mahiyeti bilinmeyen, haberleşmenin yayıldığı bir ortamın varlığı kanıtlanmış oluyordu.

ABD New York Times gazetesinin 16 Temmuz 1977 sayısında şöyle bir haber yayınlanıyordu: “ABD insanlığın esir edilebileceği görünmez silahlar geliştiriyor”.

CIA tarafından uyuşturucu ilaçlarla yapılan deneyler, ABD hükümetinin uyguladığı çok gizli zihin kontrol projesinin yalnızca bir kısmıdır. Bu deneyler binlerce kişi üzerinde 35 yıl devam etmiştir. Bu araştırmalar; hipnoz tekniği, narkotik-hipnoz, elekronik olarak beyinin uyarılması, ultrasonik, mikrodalgalar, alçak ses frekanslarıyla davranışların etkilenmesi ve davranış değişiklikleri terapisidir.

Günümüzde insan zihinlerine çeşitli tip araçlarla (gazete, kitap, radyo, tv) ulaşma imkanı artmıştır. İnsan denilen biyolojik varlık çok kolay bir şekilde programlanabilmektedir.

Öldrücü olmayan silahlar kavramı var artık. Donanma satıh silahlar merkezi, USN’de çalışan bir bilim insanı olan E.Byrd, mikrodalganın etkisi üzerine 1986’da verdiği bir konferansta şunları söyledi: “Biz dokuların, hücrelerin, organların ve bütün organizmanın davranışını değiştirebiliriz.

selyus