Lerzan Tuğba ŞAHİN

Bir Varmış Bir Yokmuş

BİR DAMLA PETROL BİR DAMLA KANDAN DEĞERLİYMİŞ

Ortadoğu.. Başı bir türlü dertten kurtulamayan, sahip olduklarıyla gözleri üzerine çeken ama hep göze gelen topraklar.. Mazlumlar ve zalimler, adalete

BİR DAMLA PETROL BİR DAMLA KANDAN DEĞERLİYMİŞ

Ortadoğu..
Başı bir türlü dertten kurtulamayan, sahip olduklarıyla gözleri üzerine çeken ama hep göze gelen topraklar.. Mazlumlar ve zalimler, adalete susamışlık ve adaletsizlik,varlık ve yokluk,hepsi birarada olduğu yer..

Bugün de yine dertli,acılı bir gün Ortadoğu’da fakat bu kez çok başka, daha da anlamlı, çünkü insanlığını yaşama aşkı var ortada, sömürülen olmak yerine sadece hakkını muhafaza etme isteği.İşte, bu nedenle mazlumlar, zalimlerin yıllardır süregelen düzenine karşı dimdik mücadele veriyor orada.Bakın, iki yılı aşkındır haklı davasından ödün vermeyen Suriye halkına ya da haftalardır onurlu ve cesaretli duruşunu yitirmeden haklarına, seçimle getirdikleri liderlerine sahip çıkan Mısır halkına.. Biliyorlar ki bugün acıları var, kayıpları var, belki yarın kendileri de olmayacaklar ama masum ve oyundan uzak bir şekilde, tek silahları olan duayla canlarını ortaya koymuş “yolumuzdan dönmeyiz” diyorlar. O insanlar çeşitli oyunlar ya da sponsorlarla ağzına bal sürülüp ortaya çıkarılan ve masumları da kandırıp beraberine katanlardan değil! (Bu ayrıntıya dikkat edin, yorumu size ait.)

Yoksa, “hepsi petrol yüzünden” mi diyorsunuz? Sadece petrol olabilir mi? Yoksa başka sebepler de mi var? Bu uzun bir konu ama hepimiz, Dünya petrol rezervlerinin % 65 inin Ortadoğu’da olduğunu, diğer ülkelerin bu konuda birbirleriyle olan rekabetini ve ucuz petrol niyetlerini sürdürülebilir halde korumak istediğini biliyoruz. Tabi ki de bu durum Ortadoğu’nun dününü ve bugününü belirleyici en büyük faktör oldu bugüne kadar. Tüm bunlar olurken halk ise hep boynuna vurulup, lokması ağzından alınırcasına haksızlıklara mahkum olurken, topraklarında sahip oldukları ise muazzam paylarla dışardaki büyük güçleri ve kendi başlarındaki yönetimi mutlu etti. Yöneteni belirlemeden hep yönetildiler ve halk en sonunda gidişata “dur” dedi. Evet belki şu anda durdurmuş değiller ama zedelediler, evet bu kez bastırılan halk masaya elini vurdu, çıkarcılara, sömürgecilere korku saldı. Çok değil kısa bir süre önce başladı herşey.. Tunus, Libya, Suriye, Gazze, Mısır derken Ortadoğu’da hak ve demokrasi için bir ışık dalga dalga yayılmaya başladı(Arap Baharı unutulmayacak).

Fakat ışık bazılarının gözlerini rahatsız etmiş olacak ki özellikle son birkaç gündür Mısır’da yaşanan insanlıkdışı, vahşet olaylarına dünya sessiz kalıyor. Yeri gelince aslı astarı olmayan bir vakayı bile saatlerce gündem yapan dünya basını nedense şimdi üç maymun modunda. Ama şimdi haklarını yemeyeyim, mesela bir tanesi, daha üç gün evvel Mısır’da yüzlerce vatandaş şehid edildiğinde bunu Twitter hesabı üzerinden milyonlarca takipçisine “9 kişi öldü” diye duyurdu! Medyanın özellikle de sosyal medyanın insanlar üzerindeki etkisini düşününce, dünya basınının bu sağır ve kör hali ne anlama geliyor? Eminim dünya basını bu olup biteni gündemine gerekenin yarısı kadar bile taşısa, duyarlı her toplum bu duruma sessiz kalan, hatta belki menfaatleri için karışmayan makamları dize getirirdi.

Şimdi sizinle bir resim çizelim zihnimize, küçük ama büyük bir manzarası olan: Üzerinde her birinin içinde birsürü yemek çeşiti olan, kocaman tabakların bulunduğu bir masa düşünün. Her tabağın bir sahibi var. Fakat masanın bir başındakilerin bazıları tabakları taştığı halde, masanın diğer tarafındakilerin tabağından da almaya kalkışıyor ve arsızca alıyor da. Bazı tabakların başındakiler sesini çıkartamıyor ya da çıkartmamayı seçiyor. Diğer tabaklarınkiler ise izliyor, hani “benim tabağıma dokunmasın da diğerlerini aç bıraksın” dercesine ancak bir tanesi var ki “dur!” diyor tabağından sömürülene. “Dur ve tabağında hakkı olan insanların hakkını düşün, insanlık bunu gerektirir diyor. Şimdi sömürülen tabağın sahibi tutuyor bu korumaya karşı “içişlerimize karışarak, sınırları aştı” diyor! Haksızlık karşısında sükunet haline bürünmeyen kim? Zulme çanak tutanlara açık ve net tavrını koyan kim? Maalesef Türkiye dışında zalimlere çıkışan yok. İnsanlar canlı yayında, yolda, sokakta hatta Camide, ibadethanede katledilirken dünya sessizce izliyor.

Bugün şu belli, Mısır halkı zalime galip gelince Ortadoğu daha da aydınlanacak ve yine bugün Mısır ordusuna açık destek verenler var ya hani, işte onların endişesi şu an Suriye’deki zalimin endişesiyle aynı. Libya’da 2011 yılının Ekim ayında ne olmuştu? Manzara ortada.

Ve Winston Churchill’in acı bir sözünü hatırlıyor insan maalesef. Churchill: “Bir damla petrol bir damla kandan değerlidir.” Bir damla petrol gerçekten de bazıları için hala bir damla insan kanından daha değerliymiş, onu görüyoruz.

L. Tuğba ŞAHİN

selyus